Halil DOĞAN
Köşe Yazarı
Halil DOĞAN
 

SU VE GELECEĞİMİZ

Bu gün dünyamızı saran suyun, en büyük gereksinimiz olduğunu ve  temiz su kaynaklarının giderek, kirletildiğini görüyoruz. Buna bağlı olarak kaynakların da hızla tükendiği bir durumla karşı karşıyayız.  Su deyince insanın aklına ilk gelen şey herhalde temizlik ve Ondan sonra su içme ihtiyacı gelir. Ama bu gün dünyada ki tüm canlıların en çok ihtiyaç duyduğu şey su dur. Diğer bir ifadeyle su; hayatın ve canlıların kaynağıdır. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, ekonomik kalkınma, enerji üretimi, ulusal güvenlik gibi suyun gerekli olduğu birçok sektör vardır. Su kaynaklarının akılcı ve sürdürülebilir kullanımı mekansal ve sektörler arası planlama ve karar verme süreçlerinin eşgüdüm ve entegrasyonu ile başarılabilir. Su kaynaklarının yönetiminde iki temel husus ortaya çıkmaktadır: bunlardan biri su kaynaklarını korumak, diğeri sürdürülebilir bir şekilde su kaynaklarının kullanımını yönetmektir. Tablo 1. Dünyadaki su kaynakları Karalardaki suyun bulunduğu mekân  Miktar (milyon km³)      Toplam tatlısu miktarına oranı () Buzullar               24           1.74 Yer altısuları       23           1.66 Göller, Akarsular, atmosfer             1              0.10 TOPLAM              48           3.50 Yukarıdaki sayısal değerlerden su miktarı, toplam suların ancak 3.5’i kadardır. Bu miktarın da 1.74’ü buzullarda katı halde bağlanmış bulunmaktadır. Geriye kalan sıvı  haldeki suyun 97’sini, “Aküfer” adı verilen yer altı boşluklarında depolanan sular              oluşturmaktadır (UNEP 1996’ya göre Sampat, 2001). Dünyada mevcut suyun ancak 3.5 kadarlık kısmı kullanılabilir durumdadır. Okyanuslar, denizler ve kutuplardaki buzullar bir tarafta kalacak olursa kullanılabilir tatlı su miktarı göller ve akarsular olarak kalmaktadır. Özellikle son 20 yıl içerisinde artan insan nüfusu ve bunun sonucu olarak artan su talebi, küresel bir su krizini gündeme getirmiştir. Bunun yanı sıra, hızla artan dünya nüfusu ve su talebiyle birlikte ekonomik, politik ve çevresel konulardaki mücadeleler ve çekişmeler çok daha yaygın ve ciddi boyutlara ulaşmıştır. Su kaynakları; miktar, kalite ve tüm diğer sektörel Kullanımlar açısından birçok ciddi sorunla karşı karşıyadır (Sevindi, 2005). Türkiye’de toplam su varlığının 75’i sulamada kullanılmaktadır. AB’deki toplam su varlığının ise 33’ü tarımsal sulamada Kullanılmaktadır (Şekil 1). Bu oran Güney Avrupa’da 75’e çıkmaktadır. Orta ve Batı Avrupa’da ise suyun büyük kısmı (57) özellikle soğutma amaçlı olarak enerji üretimi ve kentlerde içme-kullanma suyu olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde olduğu gibi AB’de de, sulamada kullanılan suyun miktarı, iklim, toprak yapısı, ürün tipi, su kalitesi ve sulama tekniklerine göre değişmekle birlikte, sulama Teknolojilerinin kullanılmaması sebebiyle birçok çevresel ve ekonomik sorun ortaya çıkmaktadır (Anonim, 2005). Su potansiyelinin paylaştırılmasında kullanım önceliği şu şekilde sıralanmıştır: 1) İçme ve kullanma ihtiyacı 2) Hayvanlar- ve doğal hayatın, devamı için gerekli su ihtiyacı. 3) Tarımsal sulama suyu ihtiyacı 4) Enerji ve sanayi suyu ihtiyacı 5) Ticaret, turizm, balıkçılık vb. su ihtiyacı Dünyada su kullanımı gelişmişliğin bir göstergesi olmaktadır. Az gelişmiş ülkelerde tarım amaçlı su kullanımı 70’ler düzeyinde iken gelişmiş ülkelerde tarım dışı ağırlıklı kullanım oranı 65’i bulmaktadır. Sektörlerin su kullanımında bir diğer hususta mevcut su potansiyelinin kirletilmesinden kaynaklanmaktadır. Zaten çok kısıtlı olan ve değerli hale gelen tatlı su özellikle sanayi ve evsel atıkların arıtılmaması sonucu geri dönülmez olarak kirlenmektedir. Kaynak: Nilgün AKSUNGUR, Şirin FİRİDİN Yukarıdaki tabloda da: görüldüğü gibi özellikle bölgemizde GAP Bölgesinde yapılan barajlar ve bazı göllerde de aynı durumlar söz konusudur. Sulak alan ve turizm potansiyeli oluşturan bu alanlar aynı anda değerli protein kaynağı olan balık üretimi için de iyi bir imkan bulunmaktadır. Bölgesel olarak sulamaya açılan Harran ‘da bilinçsizce sulanmadan dolayı yer yer tuzlanma görülmektedir… Özelikle sulamaya açılmış olan alanlarda tuzlanma çok daha yüksek derecededir. Yeni sulamaya açılan Bozova ovasında böyle bir durum şimdilik görülmemektedir… Ekolojinin ve insanın gereksinim duyduğu suyu en iyi şekilde kullanmak ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için suyu en verimli şekilde kullanmak gerekir.  İnsanoğlu gün geçtikçe artan bir hızla çevreyi kirletmekte su kaynaklarımızın kirlenmesine neden olmaktadır. Unutmayınız ki, bu tabiata verilen bir cezadır… Tabiata verilen her ceza insanın kendisine geri döner. Eğer, tabiatı cezalandırırsanız tabiat da sizi cezalandırır. Eğer, kullandığınız bir pili toprağa atarsanız, zamanla pilin içerdiği zehirli ağır metaller, yağmurlarında yardımıyla sızarak kaynak sularına karışıp, yemek masanızın üzerinde içilmek için sizi bekleyen bardaktaki suyun içerisinde tekrar size geri dönecektir… Temiz bir geleceğin, kirletilmeden yarına bırakacağımız, yer üstü ve yer altı su kaynaklarından geçtiğini unutmamak gerekir. Temiz su kaynaklarını korumak için daha caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması gerekir. Su hayattır o hayatın sürekliliğini korumak gerekir. Temiz bir suyla birlikte temiz bir gelecek dilerim Su kadar aziz olun.
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2022 - Cumartesi

SU VE GELECEĞİMİZ

Bu gün dünyamızı saran suyun, en büyük gereksinimiz olduğunu ve  temiz su kaynaklarının giderek, kirletildiğini görüyoruz. Buna bağlı olarak kaynakların da hızla tükendiği bir durumla karşı karşıyayız.  Su deyince insanın aklına ilk gelen şey herhalde temizlik ve Ondan sonra su içme ihtiyacı gelir. Ama bu gün dünyada ki tüm canlıların en çok ihtiyaç duyduğu şey su dur. Diğer bir ifadeyle su; hayatın ve canlıların kaynağıdır. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, ekonomik kalkınma, enerji üretimi, ulusal güvenlik gibi suyun gerekli olduğu birçok sektör vardır.

Su kaynaklarının akılcı ve sürdürülebilir kullanımı mekansal ve sektörler arası planlama

ve karar verme süreçlerinin eşgüdüm ve

entegrasyonu ile başarılabilir. Su kaynaklarının yönetiminde iki temel husus ortaya çıkmaktadır: bunlardan biri su kaynaklarını korumak, diğeri sürdürülebilir bir şekilde su kaynaklarının kullanımını yönetmektir.

Tablo 1. Dünyadaki su kaynakları

Karalardaki

suyun

bulunduğu

mekân  Miktar

(milyon km³)      Toplam

tatlısu

miktarına

oranı ()

Buzullar               24           1.74

Yer altısuları       23           1.66

Göller,

Akarsular,

atmosfer             1              0.10

TOPLAM              48           3.50

Yukarıdaki sayısal değerlerden su

miktarı, toplam suların ancak 3.5’i kadardır.

Bu miktarın da 1.74’ü buzullarda katı halde

bağlanmış bulunmaktadır. Geriye kalan sıvı 

haldeki suyun 97’sini, “Aküfer” adı verilen yer

altı boşluklarında depolanan sular             

oluşturmaktadır (UNEP 1996’ya göre Sampat, 2001).

Dünyada mevcut suyun ancak 3.5

kadarlık kısmı kullanılabilir durumdadır.

Okyanuslar, denizler ve kutuplardaki buzullar

bir tarafta kalacak olursa kullanılabilir tatlı su

miktarı göller ve akarsular olarak kalmaktadır.

Özellikle son 20 yıl içerisinde artan insan nüfusu ve bunun sonucu olarak artan su talebi,

küresel bir su krizini gündeme getirmiştir. Bunun yanı sıra, hızla artan dünya nüfusu ve su

talebiyle birlikte ekonomik, politik ve çevresel konulardaki mücadeleler ve çekişmeler çok

daha yaygın ve ciddi boyutlara ulaşmıştır. Su kaynakları; miktar, kalite ve tüm diğer sektörel

Kullanımlar açısından birçok ciddi sorunla karşı karşıyadır (Sevindi, 2005). Türkiye’de toplam su varlığının 75’i sulamada kullanılmaktadır. AB’deki toplam su varlığının ise 33’ü tarımsal sulamada

Kullanılmaktadır (Şekil 1). Bu oran Güney Avrupa’da 75’e çıkmaktadır. Orta ve Batı Avrupa’da ise suyun büyük kısmı (57) özellikle soğutma amaçlı olarak enerji üretimi ve kentlerde içme-kullanma suyu olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde olduğu gibi AB’de de, sulamada kullanılan suyun miktarı, iklim, toprak yapısı, ürün tipi, su kalitesi ve sulama tekniklerine göre değişmekle birlikte, sulama

Teknolojilerinin kullanılmaması sebebiyle birçok çevresel ve ekonomik sorun ortaya çıkmaktadır

(Anonim, 2005). Su potansiyelinin paylaştırılmasında kullanım önceliği şu şekilde sıralanmıştır:

1) İçme ve kullanma ihtiyacı

2) Hayvanlar- ve doğal hayatın, devamı

için gerekli su ihtiyacı.

3) Tarımsal sulama suyu ihtiyacı

4) Enerji ve sanayi suyu ihtiyacı

5) Ticaret, turizm, balıkçılık vb. su ihtiyacı

Dünyada su kullanımı gelişmişliğin bir göstergesi olmaktadır. Az gelişmiş ülkelerde tarım amaçlı su kullanımı 70’ler düzeyinde iken gelişmiş ülkelerde tarım dışı ağırlıklı kullanım oranı 65’i bulmaktadır.

Sektörlerin su kullanımında bir diğer hususta mevcut su potansiyelinin kirletilmesinden kaynaklanmaktadır. Zaten çok kısıtlı olan ve değerli hale gelen tatlı su özellikle sanayi ve evsel atıkların arıtılmaması sonucu geri dönülmez olarak kirlenmektedir.

Kaynak: Nilgün AKSUNGUR, Şirin FİRİDİN

Yukarıdaki tabloda da: görüldüğü gibi özellikle bölgemizde GAP Bölgesinde yapılan barajlar ve bazı göllerde de aynı durumlar söz konusudur. Sulak alan ve turizm potansiyeli oluşturan bu alanlar aynı anda değerli protein kaynağı olan balık üretimi için de iyi bir imkan bulunmaktadır. Bölgesel olarak sulamaya açılan Harran ‘da bilinçsizce sulanmadan dolayı yer yer tuzlanma görülmektedir… Özelikle sulamaya açılmış olan alanlarda tuzlanma çok daha yüksek derecededir. Yeni sulamaya açılan Bozova ovasında böyle bir durum şimdilik görülmemektedir… Ekolojinin ve insanın gereksinim duyduğu suyu en iyi şekilde kullanmak ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için suyu en verimli şekilde kullanmak gerekir.  İnsanoğlu gün geçtikçe artan bir hızla çevreyi kirletmekte su kaynaklarımızın kirlenmesine neden olmaktadır. Unutmayınız ki, bu tabiata verilen bir cezadır… Tabiata verilen her ceza insanın kendisine geri döner. Eğer, tabiatı cezalandırırsanız tabiat da sizi cezalandırır. Eğer, kullandığınız bir pili toprağa atarsanız, zamanla pilin içerdiği zehirli ağır metaller, yağmurlarında yardımıyla sızarak kaynak sularına karışıp, yemek masanızın üzerinde içilmek için sizi bekleyen bardaktaki suyun içerisinde tekrar size geri dönecektir… Temiz bir geleceğin, kirletilmeden yarına bırakacağımız, yer üstü ve yer altı su kaynaklarından geçtiğini unutmamak gerekir. Temiz su kaynaklarını korumak için daha caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması gerekir.

Su hayattır o hayatın sürekliliğini korumak gerekir. Temiz bir suyla birlikte temiz bir gelecek dilerim

Su kadar aziz olun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.