Şanlıurfa tüm dinler yönünden dünyanın ve ülkemin çok kıymetli bir şehirdir.
Şanlıurfa mazlumların, mağdurların ve kimsesizlerin şehridir. Yardım severlikleriyle her insana gönlünü açan bir memleketin evladı olduğum için, bu dünyada da ahirette de kendimi bahtiyar görmekteyim.
Bu güzellikler nerden nasıl hasıl oldu?
Geceleri pek gezen biri değilimdir. Bu güzel Ramazan-ı Şerifin güzelliklerini yanında gecede teravih sonrası azda olsa şehirde gezmek beni ziyadesiyle sevindirmiştir.
Şehrimizin tarihi turistik mekânlarının birinde otururken, gözüm bir Televizyon programına takıldı. Bu programda düzgün Türkçe ile Suriyeli bir vatandaş bazı tesitlerini anlatmaya başladığı zaman bende pür dikkat izledim. Bu kutsal şehir olan Şanlıurfa’ya Halep’ten geldiğini anlatarak, bazı noktalarda önemli tespitlerde bulundu. Bu tespitleri tek tek Sosyoloji (mezunu) uzmanı olan kardeşim Murat Canbeyli’ye sorma gereksinimini duydum. Bu gördüklerin (Anlattıkların) Sosyolojik kitaplara başlık olabilecek bir kavramdır.
Anlattıklarımı sıralamak istersem Suriyeli genç Çöplükte birleştik kavramıydı. Genç biz Suriye de ön yargılı yaşıyorduk. Bir birimizi ayrım yapmaya başladık.
Suriye de Şii’si iktidar olduğu için kimseyi beğenmiyordu.
Sünni’si çoğunluk olduğu için kimseyi beğenmiyordu.
Hristiyan’ı zengin olduğu için kimseyi beğenmiyordu.
Arabı, Kürdü, Türkmen’i, başka beğenmiyordu.
Anlayacağınız kimse kimseyi beğenmiyordu. Herkes dedikodu yapıp, sosyal medyada küfürleşiyordu.
Herkes herkesten uzaklaşıyordu.
Herkes çokbilmişti.
Herkes en akılı, en dindar, en namuslu benim diyordu.
Ülkemde yani Suriye de yani kaldı ise böyle diyorduk.
Şimdi durum değişti.
Hepimiz ŞANLIURFA’nın çöplüklerinde birleştik.
Şanlıurfa’nın çöplüklerinde çöp atık toplarken, artık kimse kimseyle tartışmıyor. Şanlıurfa’nın çöplüklerine düşünce birleşmeyi öğrendik.
Ülkemizin ve Şanlıurfa’mızın kıymetini çok iyi bilelim. Buradan büyük dersler çıkarmalıyız.
Ülkemin ve Peygamberler şehrimin güzel insanlarına hayırlı Ramazan-ı Şerifler dilerim.