RECEP AKYOL
Köşe Yazarı
RECEP AKYOL
 

VATAN VE M. AKİF ERSOY

Ulusal Kurtuluş Mücadelesinde Ülkemizi işgal eden güçlere karşı Anadolu insanını bilinçlendirmek ve aydınlatmak için, Ülkenin her tarafında Köy Odaları, Cami ve kahvelerde konuşmalar yaparak herkesi Ulusal kurtuluş mücadelesine katılmayı sağlarken adeta bir ordu gibi çalışmıştır..Kendisin den yazması istenen İstiklal Şiirinin 1. Olmasından dolayı kendisine verilmek isten 500 lirayı ve tüm Ekonomik çıkarları ayaklar altına alarak Vatan sevgisin de adeta zirve yapmıştır.. Bir taraftan M.Akif'in bu Vatan sevgisi nesillere örnek olurken , Diğer yandan şimdiki Paralel yapı Cemeat Liderleri Türkiye nin Büyük sermayelerini Yurt dışına kaçırmaktalar.. Akif ERSOY Ezan sesleri arasında dahi Vatanına hasret kalırken.. F.GÜLEN Çan sesleri arasında bile Vatan hasreti çekmiyor.. İşte önemli olan Fark bu.. Can güvenliği ve zorunlu nedenlerden dolayı Mısır'a giden Milli şairimiz M.Akif ERSOY 1936 Yılının Haziran ayında İstanbul a uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra gelmiş..Çünkü İstanbul M.Akif ERSOY un doğup büyüdüğü yerdir . Ve Sefalet içinde yaşarken 27 Aralık 1936 tarihinde Rabbı Rahime yürümüştür . Yaşı Çok sevdiği Hazreti Peygamberin 63 Yaşı kadar yaşamıştır.Mehmet Akif ERSOY Cenaze namazına dönemin hiçbir Devlet Adamı katılmamıştır. Vatanını ve Milleti için hiçbir fedakarlık tan kaçınmayan Ülkesini bu kadar seven bir insanın cenaze namazına katılmayan Devlet zevatlarının ne gibi bir maazeretleri olabilir ki…???İşte Günümüz gençliği bu sorunun nedeni ni ve sebeplerini okuyup öğrenirse gerçek yurtseverliği ve Vatan sevgisini öğrenmiş olur.. Tam 11 yıl sonra gitmiş olduğu Mısır'dan Vatanına tekrar geri dönmüştü. Gazetecilerden ünlü Mecmua muhabiri Feridun KANDEMİR büyük şairle Şişlideki Hastane de görüşmüş, bir başka görüşmede Yarımay Mecmuasıyla yapılmıştı Bu Mülakatlar dergilerin sayfalarında kalıp gitmişti bizde bu örnek ifadelerin yer aldığı bu satırları, Büyük Şairin ölümünün yıl dönümünde onu bir kez daha anmak ve anlamak için yayımlıyoruz İlk soru: Özledin mi bizi üstadAkif: Özlemek mi oğlum….özlemek mi …?Bu acının büyüklüğünü bir daha kendi içinde görmek ister gibi gözlerini yumdu sonra kesik, kesik konuştu. Mısır'dan 3 gecede geldim…Bu 3 gece 30 asır kadar uzun sürdü Mısırda 11 yıl kaldım fakat bir an oldu ki 11 gün daha kalsaydım çıldırırdım Hasret kupkuru dudaklarında kendi gibi solgun bir ses sızıyor Akif çok acı… Onu ben kendi kendime bile soramıyorum ancak ne yazık ki vapurdan çıkar çıkmaz yatağa düştüm..Hiçbir şey göremedim Cennet gibi yurdundayım ya çok şükür. Akif karaciğerim,dalağım şişmiş geldik yattık burada,Müşahade altına aldılar bakalım ne olacak Eski hatıralarımı deşerek Milli Mücadelenin ilk günlerinde Ankara istasyonunda karşılaşmamızı hatırladı İstanbul'dan mücahade aleyhine fetva çıktığı gün ayrılmıştım, Üsküdar'dan araba ile şimdi ismini hatırlayamayacağım bir köye gittik Oradan cumayı tuttuk. O zaman Adapazarı'nda kah öküz arabaları ile kah beygirlerle lefkeye geldik ve trenle Ankara'ya ulaştık. Ankara'da heyecanlı günler geçirmiştik Bursa'nın düştüğü gün bile ümidimizi kaybetmedik asla yeise düşmedik. Zaten başka bir türlü çalışabilirmiydik, ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz Fakat İmanımız Büyüktü…. Akif yavaşça yatağından doğruluyor, yastıklara yaslanıp sesi birden canlanıyor Akif, Doğacaktır sana vaad ettiği günler hakkın… Bu ümitle İmanla yazılır o zamanı düşünün İmanımız olmasaydı yazabilirmiydim, Zaten başka bir türlü düşünüp yazanlardan değilim. Bu elimden gelmez. İçimde ne varsa bütün duygularım yazılarımdadır Şu var ki İstiklal Marşının şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur, Ancak Manevi ve Tarihi bir değeri vardır.Yaşamı ve Mücadelesi yeni nesillere ve tüm müslümanlara örnek olur inşallah..Allah Rahmet eylesin Ruhu Şad olsun..
Ekleme Tarihi: 12 Ocak 2016 - Salı

VATAN VE M. AKİF ERSOY

Ulusal Kurtuluş Mücadelesinde Ülkemizi işgal eden güçlere karşı Anadolu insanını bilinçlendirmek ve aydınlatmak için, Ülkenin her tarafında Köy Odaları, Cami ve kahvelerde konuşmalar yaparak herkesi Ulusal kurtuluş mücadelesine katılmayı sağlarken adeta bir ordu gibi çalışmıştır..
Kendisin den yazması istenen İstiklal Şiirinin 1. Olmasından dolayı kendisine verilmek isten 500 lirayı ve tüm Ekonomik çıkarları ayaklar altına alarak Vatan sevgisin de adeta zirve yapmıştır..
Bir taraftan M.Akif'in bu Vatan sevgisi nesillere örnek olurken , Diğer yandan şimdiki Paralel yapı Cemeat Liderleri Türkiye nin Büyük sermayelerini Yurt dışına kaçırmaktalar..
Akif ERSOY Ezan sesleri arasında dahi Vatanına hasret kalırken.. F.GÜLEN Çan sesleri arasında bile Vatan hasreti çekmiyor.. İşte önemli olan Fark bu..
Can güvenliği ve zorunlu nedenlerden dolayı Mısır'a giden Milli şairimiz M.Akif ERSOY 1936 Yılının Haziran ayında İstanbul a uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra gelmiş..
Çünkü İstanbul M.Akif ERSOY un doğup büyüdüğü yerdir . Ve Sefalet içinde yaşarken 27 Aralık 1936 tarihinde Rabbı Rahime yürümüştür . Yaşı Çok sevdiği Hazreti Peygamberin 63 Yaşı kadar yaşamıştır.
Mehmet Akif ERSOY Cenaze namazına dönemin hiçbir Devlet Adamı katılmamıştır. Vatanını ve Milleti için hiçbir fedakarlık tan kaçınmayan Ülkesini bu kadar seven bir insanın cenaze namazına katılmayan Devlet zevatlarının ne gibi bir maazeretleri olabilir ki…???
İşte Günümüz gençliği bu sorunun nedeni ni ve sebeplerini okuyup öğrenirse gerçek yurtseverliği ve Vatan sevgisini öğrenmiş olur..
Tam 11 yıl sonra gitmiş olduğu Mısır'dan Vatanına tekrar geri dönmüştü. Gazetecilerden ünlü Mecmua muhabiri Feridun KANDEMİR büyük şairle Şişlideki Hastane de görüşmüş, bir başka görüşmede Yarımay Mecmuasıyla yapılmıştı
Bu Mülakatlar dergilerin sayfalarında kalıp gitmişti bizde bu örnek ifadelerin yer aldığı bu satırları, Büyük Şairin ölümünün yıl dönümünde onu bir kez daha anmak ve anlamak için yayımlıyoruz
İlk soru: Özledin mi bizi üstad
Akif: Özlemek mi oğlum….özlemek mi …?
Bu acının büyüklüğünü bir daha kendi içinde görmek ister gibi gözlerini yumdu sonra kesik, kesik konuştu. Mısır'dan 3 gecede geldim…Bu 3 gece 30 asır kadar uzun sürdü Mısırda 11 yıl kaldım fakat bir an oldu ki 11 gün daha kalsaydım çıldırırdım
Hasret kupkuru dudaklarında kendi gibi solgun bir ses sızıyor Akif çok acı… Onu ben kendi kendime bile soramıyorum ancak ne yazık ki vapurdan çıkar çıkmaz yatağa düştüm..
Hiçbir şey göremedim Cennet gibi yurdundayım ya çok şükür. Akif karaciğerim,dalağım şişmiş geldik yattık burada,Müşahade altına aldılar bakalım ne olacak
Eski hatıralarımı deşerek Milli Mücadelenin ilk günlerinde Ankara istasyonunda karşılaşmamızı hatırladı İstanbul'dan mücahade aleyhine fetva çıktığı gün ayrılmıştım, Üsküdar'dan araba ile şimdi ismini hatırlayamayacağım bir köye gittik
Oradan cumayı tuttuk. O zaman Adapazarı'nda kah öküz arabaları ile kah beygirlerle lefkeye geldik ve trenle Ankara'ya ulaştık. Ankara'da heyecanlı günler geçirmiştik
Bursa'nın düştüğü gün bile ümidimizi kaybetmedik asla yeise düşmedik. Zaten başka bir türlü çalışabilirmiydik, ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz
Fakat İmanımız Büyüktü….
Akif yavaşça yatağından doğruluyor, yastıklara yaslanıp sesi birden canlanıyor Akif, Doğacaktır sana vaad ettiği günler hakkın… Bu ümitle İmanla yazılır o zamanı düşünün İmanımız olmasaydı yazabilirmiydim,
Zaten başka bir türlü düşünüp yazanlardan değilim. Bu elimden gelmez. İçimde ne varsa bütün duygularım yazılarımdadır
Şu var ki İstiklal Marşının şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur,
Ancak Manevi ve Tarihi bir değeri vardır.
Yaşamı ve Mücadelesi yeni nesillere ve tüm müslümanlara örnek olur inşallah..
Allah Rahmet eylesin Ruhu Şad olsun..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.