RECEP AKYOL
Köşe Yazarı
RECEP AKYOL
 

MAFYA NIN ET VURGUNU

Ülke genelindeki İslami faaliyetleri ile bilinen ve illegal örgütlenmesi ile Tipik Mafya ve CİA faaliyetleri ile Devletimizin her kademesinde giren FETÖ nün 20 yıl dan fazla bir sürede yardım adı altında Ülke genelinde Kurban bayramların da halktan topladıkları etleri Bursa ve İstanbul da değişik yemek Fabrikalarına sattıkları bilinen bir gerçektir. Değerli Hemşerimiz A.Eşref FAKIBABA’nın Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gibi önemli ve çok kapsamlı bir göreve getirilmesi siyasi bir Bubi tuzağı olarak görmekteyim. Çünkü Küresel Et Piyasası Pazarı Dünyada ki Esrar ve Eroin Kara para olayından sonra en örgütlü ve tatlı Para kazancı olan bir pazardır. Bu Pazarın denetim altına alınması ve yoksul halkımızın tadını unuttuğu eti yoksul sofralara getirmek konusun da Sayın FAKIBABA’nın başarılı olmasını çok istiyorum. Sayın FAKIBABA Et ve Süt Ürünlerinde ki Üretin Kesim ve Halka yapılacak Mağaza satışları nın sayısını arttırısa Et Piyasasında ki fiatlar düşer. Türkiye deniz ürünleri balık piyasasında avantajlı olması gerekirken bilinçsizce yapılan politikalar neticesinde Balık et ve et ürünleri ihraç eden bir ülke olup ihracat politikaları neticesinde şimdilerde yurt dışından nasıl ne gibi yemlerden beslenen hayvanları ihraç ederek talepler 35 yillık izlenen olumsuz işlemlere sayın FAKIBABA inşallah bunlara son verir. Balık ürünleri bakımından zengin olan Ulkemiz de özellikle Karadeniz Kıyıların da çok daha geniş kapasiteli Soğuk hava depoları yapılarak halkımıza sağlıklı ve ucuz Balık imkanı verilmiş olunur. Bu şekilde balık tüketimi ne kadar artarsa kırmızı ete olan rağbet o kadar azalır. Tansu Çiller döneminde Et Balık Kurumları tamamen özelleştirme politikaları ile özel sektöre satılmaya başlandı. Bu tür kamu iktisadi teşekkülleri özellikle Türkiye ekonomisini ve orta direk dediğimiz yoksul insanların sofrasında az da olsa bulunan et yok oldu. Et Balık Kurumlarının satılması sonucu et piyasasının yurt dışındaki kaçak olarak ülkeye sokulan Küresel Çete Holdinglerin eline geçmiş oldu. 1990 yılından itibaren İngiltere’deki büyükbaş hayvanlarda başlayan DELİ DANA hastalığı denen et ürünleri ülkemizden mutfaklara servis edildi. İngiltere’deki deli danalar kesilip Türkiye üzerinden Ortadoğu ülkelerine gönderme adı altında bu etler daha sonra Silopi’ye varmadan Türkiye iç piyasasına Et Mafyası aracılığı ile satılırdı. Satılırken yakalanan etler Emniyet ve jandarma tarafından Et Balık Kurumu depolarına teslim ediliyordu. Türkiye basını bu et kaçakçılığını ‘Bufalo Operasyonları’ olarak haber yapıyordu. Şimdi ki basınımız bu tür et kaçakçılığını yapan et mafyasına çok zaman helal et diye çoğu zaman reklamlarını dahi yapmaktalar. Özellikle Bursa’daki çeşitli et firmaları ki bu firma sahiplerinin çoğu Fetöcü olup İstanbul’dak Fabrikalara etleri servis ediliyordu. İngiltere’den Türkiye’ye sokulan deli dana hastalığı taşıyan etlerin insan sağlığı üzerinde Küresel Çetenin kar rantı her türlü ortamda destek görüyordu. Örneğin fetö liderine bağımlı bir insan topluluğu oluşturulup toplumu kendilerine bağımlı bir hale getirlip 15 Temmuz da insanların üzerine bomba bıraktılar.. Deli dana hastalığı ve diğer et hastalıkları olaylarının çoğu yargıda ve özellikle Ankara adliyesi tarafından karar bağlanıyordu. Bu tür et hastalığını inceleyen Ankara yargısı yapılan inceleme sonunda bu tür etlerin yargı personelleri tarafından yediklerinin farkına varınca artık Yemek fabrikalarından yemek alımları iptal edilip Et Balık Kurumlarının Et ürünlerini almaya başladılar. İşte şimdiki Et ve Süt Ürünleri satışı ile Sayın FAKIBABA Et Piyasasının bir panzehiri olabilir inşallah. Ve böylece Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını tekrar güvenilir yapabilir. Konu ile ilgili bir anımı anlatmam faydalı olacağı görüşündeyim. Et Balık Kurumunda çalışırken Büyük Tırlar da yakalanan etler Etbalık kurumu depolarına konurken birden bire et yüklü tır kayboldu. Bu olay gösteriyor ki et mafyası mensuplarının hassasiyeti ve kar hırsının ciddiyeti yasal olmayan karanlık olaylara neden olmaktadır. Geçici de olsa Balık ürünlerini Baltık Ülkelerinden ucuz fiyata ithal edip Kırmızı etin piyasadaki fiyatını düşürmek en mantıklı yol olarak görmekteyim. Herkese saygılar.    
Ekleme Tarihi: 15 Ağustos 2017 - Salı

MAFYA NIN ET VURGUNU

Ülke genelindeki İslami faaliyetleri ile bilinen ve illegal örgütlenmesi ile Tipik Mafya ve CİA faaliyetleri ile Devletimizin her kademesinde giren FETÖ nün 20 yıl dan fazla bir sürede yardım adı altında Ülke genelinde Kurban bayramların da halktan topladıkları etleri Bursa ve İstanbul da değişik yemek Fabrikalarına sattıkları bilinen bir gerçektir.

Değerli Hemşerimiz A.Eşref FAKIBABA’nın Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gibi önemli ve çok kapsamlı bir göreve getirilmesi siyasi bir Bubi tuzağı olarak görmekteyim. Çünkü Küresel Et Piyasası Pazarı Dünyada ki Esrar ve Eroin Kara para olayından sonra en örgütlü ve tatlı Para kazancı olan bir pazardır.

Bu Pazarın denetim altına alınması ve yoksul halkımızın tadını unuttuğu eti yoksul sofralara getirmek konusun da Sayın FAKIBABA’nın başarılı olmasını çok istiyorum. Sayın FAKIBABA Et ve Süt Ürünlerinde ki Üretin Kesim ve Halka yapılacak Mağaza satışları nın sayısını arttırısa Et Piyasasında ki fiatlar düşer.

Türkiye deniz ürünleri balık piyasasında avantajlı olması gerekirken bilinçsizce yapılan politikalar neticesinde Balık et ve et ürünleri ihraç eden bir ülke olup ihracat politikaları neticesinde şimdilerde yurt

dışından nasıl ne gibi yemlerden beslenen hayvanları ihraç ederek talepler 35 yillık izlenen olumsuz işlemlere sayın FAKIBABA inşallah bunlara son verir.

Balık ürünleri bakımından zengin olan Ulkemiz de özellikle Karadeniz Kıyıların da çok daha geniş kapasiteli Soğuk hava depoları yapılarak halkımıza sağlıklı ve ucuz Balık imkanı verilmiş olunur. Bu şekilde balık tüketimi ne kadar artarsa kırmızı ete olan rağbet o kadar azalır.

Tansu Çiller döneminde Et Balık Kurumları tamamen özelleştirme politikaları ile özel sektöre satılmaya başlandı. Bu tür kamu iktisadi teşekkülleri özellikle Türkiye ekonomisini ve orta direk dediğimiz yoksul insanların sofrasında az da olsa bulunan et yok oldu.

Et Balık Kurumlarının satılması sonucu et piyasasının yurt dışındaki kaçak olarak ülkeye sokulan Küresel Çete Holdinglerin eline geçmiş oldu. 1990 yılından itibaren İngiltere’deki büyükbaş hayvanlarda başlayan DELİ DANA hastalığı denen et ürünleri ülkemizden mutfaklara servis edildi.

İngiltere’deki deli danalar kesilip Türkiye üzerinden Ortadoğu ülkelerine gönderme adı altında bu etler daha sonra Silopi’ye varmadan Türkiye iç piyasasına Et Mafyası aracılığı ile satılırdı. Satılırken yakalanan etler Emniyet ve jandarma tarafından Et Balık Kurumu depolarına teslim ediliyordu. Türkiye basını bu et kaçakçılığını ‘Bufalo Operasyonları’ olarak haber yapıyordu.

Şimdi ki basınımız bu tür et kaçakçılığını yapan et mafyasına çok zaman helal et diye çoğu zaman reklamlarını dahi yapmaktalar. Özellikle Bursa’daki çeşitli et firmaları ki bu firma sahiplerinin çoğu Fetöcü olup İstanbul’dak Fabrikalara etleri servis ediliyordu.

İngiltere’den Türkiye’ye sokulan deli dana hastalığı taşıyan etlerin insan sağlığı üzerinde Küresel Çetenin kar rantı her türlü ortamda destek görüyordu. Örneğin fetö liderine bağımlı bir insan topluluğu oluşturulup toplumu kendilerine bağımlı bir hale getirlip 15 Temmuz da insanların üzerine bomba bıraktılar..

Deli dana hastalığı ve diğer et hastalıkları olaylarının çoğu yargıda ve özellikle Ankara adliyesi tarafından karar bağlanıyordu. Bu tür et hastalığını inceleyen Ankara yargısı yapılan inceleme sonunda bu tür etlerin yargı personelleri tarafından yediklerinin farkına varınca artık Yemek fabrikalarından yemek alımları iptal edilip Et Balık Kurumlarının Et ürünlerini almaya başladılar.

İşte şimdiki Et ve Süt Ürünleri satışı ile Sayın FAKIBABA Et Piyasasının bir panzehiri olabilir inşallah. Ve böylece Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını tekrar güvenilir yapabilir.

Konu ile ilgili bir anımı anlatmam faydalı olacağı görüşündeyim. Et Balık Kurumunda çalışırken Büyük Tırlar da yakalanan etler Etbalık kurumu depolarına konurken birden bire et yüklü tır kayboldu. Bu olay gösteriyor ki et mafyası mensuplarının hassasiyeti ve kar hırsının ciddiyeti yasal olmayan karanlık olaylara neden olmaktadır.

Geçici de olsa Balık ürünlerini Baltık Ülkelerinden ucuz fiyata ithal edip Kırmızı etin piyasadaki fiyatını düşürmek en mantıklı yol olarak görmekteyim.

Herkese saygılar.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.