Osman GEREM
Köşe Yazarı
Osman GEREM
 

PEYGAMBERİMİZİN DEVLET YÖNETİMİ-1

Bir devletin varlığını ispat edebilmesi için şu üç unsurun bir arada bulunması gerekir; Halk, vatan, güç. Halkı olmayan devlet hayali, vatanı olmayan devlet sürgün, gücü olmayan devlet de esir sayılır. Bu kaide her millet ve inanç topluluğu için geçerlidir.Hayatın bütün yönlerini kuşatan İslam dininin muamelat (tüm siyasi, iktisadi ve sosyal ilişkiler) ve ukubat ( cezai müeyyideler) yönünün hayata geçirilebilmesi için, "güç"e ihtiyaç vardır. Peygamberimiz (s.a.v) Medine'ye hicret ederken, o esnada nazil olduğu rivayet edilen şu Ayet-i kerimeyi dua olarak okumuştur: "De ki Rabbim, beni dâhil edeceğin yere hoşnutlukla dâhil et, çıkaracağın yerden hoşnutlukla çıkar. Katından beni destekleyecek bir kuvvet ver." Ayette yer alan "sultan" kelimesinin o zaman ki İran ve Bizans'ın mülkü ve gücü olduğunu söylemiş O'na Hasan Basri ve müfessirlerin çoğu katılmıştır. Yani Peygamberimiz, dini hâkim kılacak bir devlet istemiş, Allah da Medine İslam Devletini lütfetmiştir. Yine bir Hadis-i Şerif'te şöyle buyruluyor; "Allah, Kur'an'la dağıtmadığını sultan (devlet)'le dağıtır, fuhşu ve günahları önler." Peygamberimiz, bir yandan insanları güzellikle İslam'a davet ederken, usta bir şekilde eshabını eğitirken, bir yandan da insanları sevk ve idarede karşılaştığı zorlukları ve zararlı unsurları bu güçle ortadan kaldırmıştır. Medine'ye hicretten hemen sonra Mescid inşasına başlayan Allah'ın Resulü Medine İslam Devletini kurmuş, Yahudilerin de vatandaş olduğu ve kabul ettiği 52 maddelik Medine Vesikası ortaya konmuştur. Günümüzde, değişik etnik unsurları ihtiva eden devletlerin iç barışı sağlamada, Medine Vesikası'nın önemli bir rol oynayacağı yine günümüz Müslüman aydınları tarafından iddia edilmektedir. İslam'ın devlet teşkilatı şu temeller üzerine kuruludur.1) Devlet Başkanlığı2) Devlet Hukuk Düzeni3) Şura Ehli (Ehlu'l Hal ve Akd)Peygamberimiz (s.a.v) Medine İslam Devletinin başkanı sıfatıyla devletinin hukukunu, durum ve şartlara göre, vahiy ve kendi ictihadı ile ortaya koymaktaydı. Vahyin kontrolünde olan Peygamberimiz, beşer olması hasebiyle hata yapacak olsa dahi derhal uyarılmaktaydı. Bu nedenle Peygamberimizin devri "asr-ı saadet" olarak sonraki devirlere temel teşkil etmiş ve örnek olmuştur.
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2015 - Cuma

PEYGAMBERİMİZİN DEVLET YÖNETİMİ-1

Bir devletin varlığını ispat edebilmesi için şu üç unsurun bir arada bulunması gerekir; Halk, vatan, güç.
Halkı olmayan devlet hayali, vatanı olmayan devlet sürgün, gücü olmayan devlet de esir sayılır. Bu kaide her millet ve inanç topluluğu için geçerlidir.
Hayatın bütün yönlerini kuşatan İslam dininin muamelat (tüm siyasi, iktisadi ve sosyal ilişkiler) ve ukubat ( cezai müeyyideler) yönünün hayata geçirilebilmesi için, "güç"e ihtiyaç vardır.
Peygamberimiz (s.a.v) Medine'ye hicret ederken, o esnada nazil olduğu rivayet edilen şu Ayet-i kerimeyi dua olarak okumuştur: "De ki Rabbim, beni dâhil edeceğin yere hoşnutlukla dâhil et, çıkaracağın yerden hoşnutlukla çıkar.
Katından beni destekleyecek bir kuvvet ver." Ayette yer alan "sultan" kelimesinin o zaman ki İran ve Bizans'ın mülkü ve gücü olduğunu söylemiş O'na Hasan Basri ve müfessirlerin çoğu katılmıştır.
Yani Peygamberimiz, dini hâkim kılacak bir devlet istemiş, Allah da Medine İslam Devletini lütfetmiştir.
Yine bir Hadis-i Şerif'te şöyle buyruluyor; "Allah, Kur'an'la dağıtmadığını sultan (devlet)'le dağıtır, fuhşu ve günahları önler." Peygamberimiz, bir yandan insanları güzellikle İslam'a davet ederken, usta bir şekilde eshabını eğitirken, bir yandan da insanları sevk ve idarede karşılaştığı zorlukları ve zararlı unsurları bu güçle ortadan kaldırmıştır.
Medine'ye hicretten hemen sonra Mescid inşasına başlayan Allah'ın Resulü Medine İslam Devletini kurmuş, Yahudilerin de vatandaş olduğu ve kabul ettiği 52 maddelik Medine Vesikası ortaya konmuştur.
Günümüzde, değişik etnik unsurları ihtiva eden devletlerin iç barışı sağlamada, Medine Vesikası'nın önemli bir rol oynayacağı yine günümüz Müslüman aydınları tarafından iddia edilmektedir.
İslam'ın devlet teşkilatı şu temeller üzerine kuruludur.
1) Devlet Başkanlığı
2) Devlet Hukuk Düzeni
3) Şura Ehli (Ehlu'l Hal ve Akd)
Peygamberimiz (s.a.v) Medine İslam Devletinin başkanı sıfatıyla devletinin hukukunu, durum ve şartlara göre, vahiy ve kendi ictihadı ile ortaya koymaktaydı. Vahyin kontrolünde olan Peygamberimiz, beşer olması hasebiyle hata yapacak olsa dahi derhal uyarılmaktaydı.
Bu nedenle Peygamberimizin devri "asr-ı saadet" olarak sonraki devirlere temel teşkil etmiş ve örnek olmuştur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.