İnşaat ustası otuz yıldır çalıştığı firmadan emekli olmak ister ve durumu firmanın sahibine "Beyefendi baban zamanında işe girdim, sizinle de devam ettim. Ben sizden memnun olduğum için otuz yıl çalıştım, siz de benden memnunsunuz ki siz de beni otuz yıl çalıştırdınız. İzin verirseniz altı ay sonra emekli olmak isterim. -Bizde senden memnunuz. Ayrılman bizi üzer ama sizin de son günleriniz de gönlünüzce yaşamanızı isteriz. Senden son bir isteğim var. Çok sevdiğim bir dostuma tek katlı, bahçeli bir ev yapacağım. Bu evi senin yapmanı istiyorum. Bunu yap ve emekli ol. İnşaat ustasının hoşuna gitmez. Çünkü emekliliği en az bir yıl daha uzamış olacak. İstemeyerek de olsa bu işi yapmayı kabul eder. İşe koyulur. Çabuk bitirmek için temeli gereği kadar kazmadan, bir hafta sonra gelecek çimentoyu beklemeden var olanları eksik olarak kullanarak, demirden lazım olanı değil var olanı döşeyerek, ağaç işlerini, fırınlanmışını beklemeyerek, her türlü işleri üstünkörü yaparak bitirir ve teslim eder. İşveren, emekli işleri tamamlar ve usta başının eline emekli parasıyla beraber ustanın yaptığı evin tapusunu merasimle teslim eder. Ustabaşı donar kalır. Sevgili Peygamberimiz buyurur: "Sizden hiçbiriniz, kendisi için sevdiğini kardeşi içinde sevmedikçe gerçekten iman etmiş olmaz." Biz, bizi yaratan, yol göstermek için peygamber gönderen, onunla neyi nasıl yapacağımızı öğretmek için Kur'an-ı gönderen Allah'ı severiz, bütün kardeşlerimizin de O'nu sevmesini isteriz. Taşlıcalı Yahya Bey'in , "Kaşki sevdiğimi sevse kamu halk-ı cihan Sözümüz cümle heman kıssa-i canan olsa" "Keşke benim sevdiğimi herkes sevseydi de bütün insanların konuştuğu O olsaydı" dediği gibi sevdiğimizi herkesin sevmesini isteriz. O Kur'an'ın nasıl anlaşılacağını ve nasıl hayata geçirilmesi gerektiğini bize öğreten ve bizi bizden daha fazla seven, Rabbinin huzurunda cennet nimetlerine gözü kaymadan "Ümmetim" diye Rabbine yalvaran sevgili peygamberimizi severiz. Herkesin onu sevmesini isteriz. Annemiz, babamız, eşimiz, çocuklarımız ve bütün sevdiklerimizle gönül rahatlığı içinde maddi manevi huzur içinde yaşamayı severiz, bütün kardeşlerimizin de yaşamasını severiz. Canımızın, malımızın, ırzımızın, namusumuzun güvenlik içinde olmasını severiz, bütün kardeşlerimizin de güven içinde olmasını isteriz. Kendi üstümüze zalimlerin, katillerin bombaları, füzeleri, tankları, tüfekleri ateş kusmasını istemediğimiz gibi kardeşlerimizin de güven içinde olmasını isteriz. Karnımız tok, sırtımız pek olmasını severiz, kardeşlerimizin hepsinin bizim gibi olmasını severek isteriz. Biz elbise dikiyorsak, sevdiğimize dikiyormuşuz gibi dikeriz. Ev yaparsak, annemiz oturacakmış gibi yaparız. Lokantada yemek pişirirken kendi yavrumuz yiyecekmiş gibi pişiririz. Yol yaparken ihtiyar babamız geçecekmiş inancıyla kaymak gibi düzeltiriz. Biz, kendimiz için sevdiğimizi tüm kardeşlerimiz için sever, isteriz...