Yakup CANBEYLİ
Köşe Yazarı
Yakup CANBEYLİ
 

TARİHTEN GELEN VE GÜNCEL MESLEK İSİMLERİ - 1

İnsanlık kendi tarihini bilmese başkalarının esiri konumunda olur. Bu nedenle, her fırsata tarihten dem vurmaya çalışmaktayım. Güzellikleri aktarmaktan büyük mutluluk duyarım. Goygoyculuk, Harbicilik. Güllabicilik gibi güzel isimleri ne işe yaradığını yazmaya gayret edeceğim. Şuan ki! Günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız isimleri veya deyimler aslında birer meslek olduğunu biliyormuydunuz? GOYGOYCULUK; Dilenciler ve Dervişler Osmanlı ve Ülkemin kuruluş yıllarında hata ve hata son 40 – 50’li yıllara kadar da Muharrem ayının ilk haftasında aşure yapmak için sırtlarında torbalarla mahalle aralarında Buğday, Nohut, Pirinç, Şeker, Fasulye, Kuru Üzüm gibi şeyler toplamak üzere dolaşırlardı. Dilenci ve Dervişlerimiz çoğu Ama ve Bedensel Engelliler görevi üstlenirdi. Bu güzel Dilenci ve Dervişlerimizin içinden GÜR SESLİ olanlar "Gökte Melek, Yerde Can Ağlar" dedikten sonra hepsi bir ağızdan "HOY GOYGOY CANIM" diye makamı tamamladıkları için bunlara halk arasında "GOYGOYCU, GOYGOYCULAR" denir. ZERZEVAT; Genellikle Yeşillik Soğan, Sarımsak, Nane Maydanoz ve yeşil tür sebze türü, fazla ömrü “zamanı” olmayan tezgâh ürünleri satıcılara denir. SEMERCİ; At, Eşek, Katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti yapan usta. KOMODOR; Amiral yetkisiyle görevli deniz subayı. KAMAROT; Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli. GEMİ SÜVARİSİ; İç sularda, körfez ve limanlarda yolculuk yapan bir gemiyi sevk ve idare eden, seferin emniyetle yürütülmesini sağlayan kişi. ÇARKÇIBAŞI; Gemilerin makina mühendisi ÇIMACI; Gemilerin iskeleye yanaşmaları sırasında halatları iskeleye veren gemi personeli HARBİCİ; Ateşli silahların içini temizlemekte görevli kişi. CENAZE LEVAZIMATÇISI; Ölüler için kefen, tabut... vb malzemeleri satan kimselere verilen ad. GASSAL; Ölü yıkamakla görevli olan kişi. MEZARCI; Mezar kazan görevli. ISKATÇI; Cenaze sahiplerinin duygusallığından yararlanarak para isteyen kişiler. GÜLLABİCİ; Akıl hastanelerinde hademelere verilen isim. MANİFATURA; Fabrika yapımı her türlü kumaş ve bez gibi dokumalar. KLİŞECİ; Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha yapan kişi. VATMAN; Tramvay sürücüsü. ARMATÖR; Ticaret gemilerini işletenlere verilen ad. CELLAT; Ölüm cezalarının infazını gerçekleştiren kişinin unvanı. Arapça "Kırbaçla Vurmak" anlamına gelen "Celd" kökünden türemiştir. DEBBAĞ; Derileri sepileyip meşin, sahtiyan, kösele vesaire yapan kişi. SEYİS; Ata bakan, tımar eden kişi veya at bakıcısına denir. JOKEY; Yarış atlarına binen, yetenekleri bu amaca göre geliştirilmiş kişidir. APRANTİ; At yarışlarında 50 den az yarış kazanmış, deneyimi jokeylere göre daha az genç binici. RAPÖRTÖR; Bir komisyonun verdiği kararların gerekçesini kaleme alıp genel kurul karşısında savunmakla görevlendirilen kişiye denir. SON ÜTÜCÜ; Tekstil Ürününe son biçimini veren kimseye denir. NARKOZİTÖR (Anestezi uzmanı) Ameliyat sırasında hastaya narkoz veren uzman kişi. ZÜMRE BAŞKANI; Birden fazla öğretmen bulunan bölümde en kıdemli öğretmene denir. PİŞMANİYE: Pişmaniyenin ilk yapıldığı yer Afyon ve Civarı olması nedeniyle pişmaniye kelimesi ise Farsçada yün yapağı anlamına gelen “Peşm-Peşmin-Peşmek” sözlerinden türemiş. SARAÇ; Koşum ve eyer takımları yapan veya satan kişidir. KALAYCI; Bakır ve Demir kap kacağa kalaydan bir cilâ çekip beyazlatana denir. KUŞBAZ; Süs kuşları yetiştiren kuş meraklısı. Kuş alıp satan kişiye denir. MAHYA; Ramazan gecelerinde, camilerde iki minare arasına gerilen ipler üzerine kandil veya elektrik ampulleriyle yazılan yazı veya yapılan resim yapan usta denir. KOMİ; Lokantalarda Garson Yardımcısı. SAKATAT; Kesilmiş hayvanın Yürek, Karaciğer, Böbrek, İşkembe, Beyin, vb. gibi iç organlarıyla baş ve ayaklarına denir. DÜLGER; Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse. FORMEN; İşçilerin düzenli ve verimli çalışmasını sağlayan ve işçiler üzerinde otoritesi olan kişiye verilen isimdir. BİLEYCİ; Kesici aletleri bilemeyi iş edinmiş olan kişiye denir. MURAKIP; Denetlemeyle görevli kimse, murakıp, kontrolör. ÇİLİNGİR; Anahtar yapan, satan veya onaran, kilitli kapıları açan kişi. MÜBAŞİR; Mahkemede duruşmaya girecekleri ve tanıkları çağıran, Hakim veya Savcının  emirlerini bildiren, kâğıtları getirip götüren görevli kişi. CASUS; Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, dil avcısı, çaşıt, ajan. VALE; Eğlence mekanlarına gelen araçlarını park eden kişi. INTERN DOKTOR; Tıp fakültelerinin 6. sınıfında okuyan öğrenci. SÜFLÖR; Tiyatroda oyunculara, rollerinde unuttukları sözleri seyircilere duyurmadan hatırlatan kişi. SU SAKALARI; Osmanlı'da evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse. KAVAS; Elçilik, Konsolosluk ve TBMM'de görev yapan elemana denir. KAZZAZİYE; Elbiselere işlenen bu tellerden, örgü teknikleri kullanılarak farklı takılar yapılıyor. Kazaziye sanatında gerdanlık, bileklik ve ayakkabılar da üretiliyor. SERİGRAFİ; Bir şablona gerilmiş ipeğin yüzeyine foto emisyonları yardımıyla grafik aktarılır. Sonra bu şablon üzerine dökülen mürekkebin ragle lastiği basıncı ile grafiğin baskı yapılacak malzemeye transferi işlemidir.
Ekleme Tarihi: 01 Haziran 2018 - Cuma

TARİHTEN GELEN VE GÜNCEL MESLEK İSİMLERİ - 1

İnsanlık kendi tarihini bilmese başkalarının esiri konumunda olur.

Bu nedenle, her fırsata tarihten dem vurmaya çalışmaktayım.

Güzellikleri aktarmaktan büyük mutluluk duyarım.

Goygoyculuk, Harbicilik. Güllabicilik gibi güzel isimleri ne işe yaradığını

yazmaya gayret edeceğim.

Şuan ki!

Günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız isimleri veya deyimler aslında birer meslek olduğunu biliyormuydunuz?

GOYGOYCULUK; Dilenciler ve Dervişler Osmanlı ve Ülkemin kuruluş yıllarında hata ve hata son 40 – 50’li yıllara kadar da Muharrem ayının ilk haftasında aşure yapmak için sırtlarında torbalarla mahalle aralarında Buğday, Nohut, Pirinç, Şeker, Fasulye, Kuru Üzüm gibi şeyler toplamak üzere dolaşırlardı. Dilenci ve Dervişlerimiz çoğu Ama ve Bedensel Engelliler görevi üstlenirdi. Bu güzel Dilenci ve Dervişlerimizin içinden GÜR SESLİ olanlar "Gökte Melek, Yerde Can Ağlar" dedikten sonra hepsi bir ağızdan "HOY GOYGOY CANIM" diye makamı tamamladıkları için bunlara halk arasında "GOYGOYCU, GOYGOYCULAR" denir.

ZERZEVAT; Genellikle Yeşillik Soğan, Sarımsak, Nane Maydanoz ve yeşil tür sebze türü, fazla ömrü “zamanı” olmayan tezgâh ürünleri satıcılara denir.

SEMERCİ; At, Eşek, Katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti yapan usta.

KOMODOR; Amiral yetkisiyle görevli deniz subayı.

KAMAROT; Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli.

GEMİ SÜVARİSİ; İç sularda, körfez ve limanlarda yolculuk yapan bir gemiyi sevk ve idare eden, seferin emniyetle yürütülmesini sağlayan kişi.

ÇARKÇIBAŞI; Gemilerin makina mühendisi

ÇIMACI; Gemilerin iskeleye yanaşmaları sırasında halatları iskeleye veren gemi personeli

HARBİCİ; Ateşli silahların içini temizlemekte görevli kişi.

CENAZE LEVAZIMATÇISI; Ölüler için kefen, tabut... vb malzemeleri satan kimselere verilen ad.

GASSAL; Ölü yıkamakla görevli olan kişi.

MEZARCI; Mezar kazan görevli.

ISKATÇI; Cenaze sahiplerinin duygusallığından yararlanarak para isteyen kişiler.

GÜLLABİCİ; Akıl hastanelerinde hademelere verilen isim.

MANİFATURA; Fabrika yapımı her türlü kumaş ve bez gibi dokumalar.

KLİŞECİ; Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha yapan kişi.

VATMAN; Tramvay sürücüsü.

ARMATÖR; Ticaret gemilerini işletenlere verilen ad.

CELLAT; Ölüm cezalarının infazını gerçekleştiren kişinin unvanı. Arapça "Kırbaçla Vurmak" anlamına gelen "Celd" kökünden türemiştir.

DEBBAĞ; Derileri sepileyip meşin, sahtiyan, kösele vesaire yapan kişi.

SEYİS; Ata bakan, tımar eden kişi veya at bakıcısına denir.

JOKEY; Yarış atlarına binen, yetenekleri bu amaca göre geliştirilmiş kişidir.

APRANTİ; At yarışlarında 50 den az yarış kazanmış, deneyimi jokeylere göre daha az genç binici.

RAPÖRTÖR; Bir komisyonun verdiği kararların gerekçesini kaleme alıp genel kurul karşısında savunmakla görevlendirilen kişiye denir.

SON ÜTÜCÜ; Tekstil Ürününe son biçimini veren kimseye denir.

NARKOZİTÖR (Anestezi uzmanı) Ameliyat sırasında hastaya narkoz veren uzman kişi.

ZÜMRE BAŞKANI; Birden fazla öğretmen bulunan bölümde en kıdemli öğretmene denir.

PİŞMANİYE: Pişmaniyenin ilk yapıldığı yer Afyon ve Civarı olması nedeniyle pişmaniye kelimesi ise Farsçada yün yapağı anlamına gelen “Peşm-Peşmin-Peşmek” sözlerinden türemiş.

SARAÇ; Koşum ve eyer takımları yapan veya satan kişidir.

KALAYCI; Bakır ve Demir kap kacağa kalaydan bir cilâ çekip beyazlatana denir.

KUŞBAZ; Süs kuşları yetiştiren kuş meraklısı. Kuş alıp satan kişiye denir.

MAHYA; Ramazan gecelerinde, camilerde iki minare arasına gerilen ipler üzerine kandil veya elektrik ampulleriyle yazılan yazı veya yapılan resim yapan usta denir.

KOMİ; Lokantalarda Garson Yardımcısı.

SAKATAT; Kesilmiş hayvanın Yürek, Karaciğer, Böbrek, İşkembe, Beyin, vb. gibi iç organlarıyla baş ve ayaklarına denir.

DÜLGER; Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse.

FORMEN; İşçilerin düzenli ve verimli çalışmasını sağlayan ve işçiler üzerinde otoritesi olan kişiye verilen isimdir.

BİLEYCİ; Kesici aletleri bilemeyi iş edinmiş olan kişiye denir.

MURAKIP; Denetlemeyle görevli kimse, murakıp, kontrolör.

ÇİLİNGİR; Anahtar yapan, satan veya onaran, kilitli kapıları açan kişi.

MÜBAŞİR; Mahkemede duruşmaya girecekleri ve tanıkları çağıran, Hakim veya Savcının  emirlerini bildiren, kâğıtları getirip götüren görevli kişi.

CASUS; Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, dil avcısı, çaşıt, ajan.

VALE; Eğlence mekanlarına gelen araçlarını park eden kişi.

INTERN DOKTOR; Tıp fakültelerinin 6. sınıfında okuyan öğrenci.

SÜFLÖR; Tiyatroda oyunculara, rollerinde unuttukları sözleri seyircilere duyurmadan hatırlatan kişi.

SU SAKALARI; Osmanlı'da evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse.

KAVAS; Elçilik, Konsolosluk ve TBMM'de görev yapan elemana denir.

KAZZAZİYE; Elbiselere işlenen bu tellerden, örgü teknikleri kullanılarak farklı takılar yapılıyor. Kazaziye sanatında gerdanlık, bileklik ve ayakkabılar da üretiliyor.

SERİGRAFİ; Bir şablona gerilmiş ipeğin yüzeyine foto emisyonları yardımıyla grafik aktarılır. Sonra bu şablon üzerine dökülen mürekkebin ragle lastiği basıncı ile grafiğin baskı yapılacak malzemeye transferi işlemidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.