Yakup CANBEYLİ
Köşe Yazarı
Yakup CANBEYLİ
 

ŞANLIURFA'NIN BÜYÜĞÜ

                        Şanlıurfa denilince aklıma har zaman güzel günler güzel ezanlar gelir. Allah’ım Şanlıurfa’mdan Ezan sesini eksiltme. Şanlıurfa’mdan iyi insanları da eksiltme. Bu kutsal topraklardan bütün iyilikleri eksiltme.                           Bu güzellikleri Allahtan niyaz ettikten sonra yazıma başlamak isterim. Yine bu sıralar spordan uzak bir yazı yazmak istedim.                           İki güzel anlatımlarla yazıma başlamak istedim. Tabi yazdım yazı gönüllerden gönüllere anlatılanlardır. Bazıları hayaller ürünüdür.                             Uçak Yolculuğu…              Günün birinde hava yolu yolcuları uçağın yanında otobüsten inmişler.              Bavullarını gösteriyorlar. Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler...              Yolcular fena halde şaşırmışlar.               Nasıl şaşırmasınlar.              Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston,              Kolunda üç noktalı bant. Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması..               Tasmanın ucunda bir köpek..              Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa..              Günlerden 1 Nisan değil ama "Şaka herhalde" demiş yolcular, Doluşmuşlar uçağa. Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda. Uçak hızlanmış. Yolcular endişelenmeye başlamışlar. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış. Uçak iyice hızlanmış. Bazı yolcular paniklemiş, dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış; derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş;               Biliyor musun?    Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte öleceğiz..!    Bu anlatımdan alınması gereken bir ve binlerce nasihat var. Lütfen kulak ardı  etmeyin.                                 Şanlıurfa’nın son zamanlarda yetiştirdiği güzel devlet adamlarından olan Necmettin Cevheri’yi daha sağ iken anmadan geçemeyeceğim.                           Bu kısa anekdotu meslektaşımın birinden dinledim. Şanlıurfa’mız suya hasret iken, hata adına nice türküler yakılan su için dönemin Şanlıurfalı bakanı Necmettin Cevheri suyun tünellere verilişi sırasında hüngür hüngür ağladığını gördüm dedi. Şanlıurfa tünellerinden su nasıl akıyorsa sayın Cevherinin gözlerinden aynı şekilde akıyordu. Sayın bakanın yanına yaklaşan yakın dostu neden ağlıyorsunuz dedi.               Neden ağlamayayım çevremize bakın bir damla su için insanların birbirini öldüğünü, bu topraklarda nice canların gittiğini biliriz. Allah bize böyle bir nimeti vermiş, nasıl ağlamayayım" dedi. Babam ile aynı kulvarda yıllarca siyaset yaparak Şanlıurfa’ma hizmet etmeye çalışmıştır.                Büyüklerimizi unutmamamız gerekir.  Sen hayırla yaşa Necmettin Amca.               RABBİM Cuma hürmetine,   Kitab-ı kebir şemsiye oldu.               Ümmetti Müslimin Altındaydı.               Amellerimize İhlas,               Gönüllümüze huzur,              Hastalıklarımıza Şifa nasip eyle.               Hayatımızın en hayırlı anında              Kendine layık kul, Efendimize (S.A.V) layık ümmet eyle.              Rabbim tüm Müslümanları bugünleri tekrar göstermeyi nasip ve müeser eylesin.      
Ekleme Tarihi: 26 Ağustos 2020 - Çarşamba

ŞANLIURFA'NIN BÜYÜĞÜ

                        Şanlıurfa denilince aklıma har zaman güzel günler güzel ezanlar gelir. Allah’ım Şanlıurfa’mdan Ezan sesini eksiltme. Şanlıurfa’mdan iyi insanları da eksiltme. Bu kutsal topraklardan bütün iyilikleri eksiltme.  

                        Bu güzellikleri Allahtan niyaz ettikten sonra yazıma başlamak isterim. Yine bu sıralar spordan uzak bir yazı yazmak istedim.  

                        İki güzel anlatımlarla yazıma başlamak istedim. Tabi yazdım yazı gönüllerden gönüllere anlatılanlardır. Bazıları hayaller ürünüdür.    

                        Uçak Yolculuğu… 

            Günün birinde hava yolu yolcuları uçağın yanında otobüsten inmişler. 

            Bavullarını gösteriyorlar. Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler... 

            Yolcular fena halde şaşırmışlar.  

            Nasıl şaşırmasınlar. 

            Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston, 

            Kolunda üç noktalı bant. Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması..  

            Tasmanın ucunda bir köpek.. 

            Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.. 

            Günlerden 1 Nisan değil ama "Şaka herhalde" demiş yolcular, Doluşmuşlar uçağa. Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda. Uçak hızlanmış. Yolcular endişelenmeye başlamışlar. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış. Uçak iyice hızlanmış. Bazı yolcular paniklemiş, dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış; derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş; 

             Biliyor musun?  

 Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte öleceğiz..!  

 Bu anlatımdan alınması gereken bir ve binlerce nasihat var. Lütfen kulak ardı 

etmeyin. 

                               Şanlıurfa’nın son zamanlarda yetiştirdiği güzel devlet adamlarından olan Necmettin Cevheri’yi daha sağ iken anmadan geçemeyeceğim.  

                        Bu kısa anekdotu meslektaşımın birinden dinledim. Şanlıurfa’mız suya hasret iken, hata adına nice türküler yakılan su için dönemin Şanlıurfalı bakanı Necmettin Cevheri suyun tünellere verilişi sırasında hüngür hüngür ağladığını gördüm dedi. Şanlıurfa tünellerinden su nasıl akıyorsa sayın Cevherinin gözlerinden aynı şekilde akıyordu. Sayın bakanın yanına yaklaşan yakın dostu neden ağlıyorsunuz dedi.  

            Neden ağlamayayım çevremize bakın bir damla su için insanların birbirini öldüğünü, bu topraklarda nice canların gittiğini biliriz. Allah bize böyle bir nimeti vermiş, nasıl ağlamayayım" dedi. Babam ile aynı kulvarda yıllarca siyaset yaparak Şanlıurfa’ma hizmet etmeye çalışmıştır.  

             Büyüklerimizi unutmamamız gerekir.  Sen hayırla yaşa Necmettin Amca. 

             RABBİM Cuma hürmetine, 

 Kitab-ı kebir şemsiye oldu. 

             Ümmetti Müslimin Altındaydı. 

             Amellerimize İhlas,  

            Gönüllümüze huzur, 

            Hastalıklarımıza Şifa nasip eyle.  

            Hayatımızın en hayırlı anında 

            Kendine layık kul, Efendimize (S.A.V) layık ümmet eyle. 

            Rabbim tüm Müslümanları bugünleri tekrar göstermeyi nasip ve müeser eylesin.  

 

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.