Yakup CANBEYLİ
Köşe Yazarı
Yakup CANBEYLİ
 

ECDADIMIZI TANIMAYA ÇALIŞALIM

Ramazan geldi hoş geldi. Ramazan da yalnız değil yıl her zamanında insanlarımızı gözetmemiz gerekir. Ecdadımızdan alacağımız birçok güzellikler var bunu devam ettirmeliyiz. Esnaf Ramazan ayında toplanıp gerçek bir ihtiyaç sahibinin 'borç defterini' kapatırdı. Fitre ve zekât Ramazandan önce Şaban’da verilirdi. Fakir fukara Ramazana erzak’sız (İaşe’siz) girmesine gönülleri razı gelmezdi diye yardımlarını erkenden yaparlardı. Osmanlı da yani ecdadımız her yaptığı bize örnek teşkil eder. Bazı unutulmaya yüz tutmuş güzellikleri aktaralım. Kapıların üstünde iki tokmak olurdu. Biri kalın, biri ince. Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu. Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı. Erkekse kalın tokmakla kapıyı vururdu. Evin hanımı kapıyı ya örtünüp açar ya da bi mahremi (kocası vs.) açardı. Peygamber efendimiz (S.A.V.)'in 63 yaşında vefat etmesinden dolayı, 63 yaşını geçmiş büyüklerimiz yaşları sorulduğunda 'Haddi aştık' derlerdi. Pencerenin önünde sarıçiçek varsa “Bu evde hasta var.” Evin önünde hatta bu sokakta gürültü yapma anlamına gelirdi. Pencerenin önünde kırmızı çiçek varsa “Bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr kız var.” Evin önünden geçerken konuşmalarına dikkat et ve küfür etme anlamına geliyordu. Kız istemeye gelindiğinde damat adayının namaz kılıp kılmadığını anlamak için pantolonunun “diz izine” bakılırdı. Kahvenin yanında su gelirdi. Şayet misafir toksa önce kahveyi alır, açsa suyu alırdı. Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır ya meyve ikram edilirdi. Yolda küçük büyüğünün önünden yürüyemezdi. Bayan Erkeğin önünde yürüyemezdi. Bey Efendiler, konuştukları veya gözleri kaydıkları hanımlarla buluşmaya gidince hediye olarak “AYNA alırdı. Ki bunun anlamı? Sana senden daha güzel verebilecek bir hediye yok.” demekti. Bakın nereden nereye? Ülkemize, İlimize, Köyümüze, Mahallemize, Sokağımıza ve bilakis kendimize Yabancılaştık. Nezaketin, güzel ahlakın, öz sevginin, hakiki saygının hem dünyamızın ve hem de dünyayı kurtardığını unutur olduk. Güzel Ramazan günün tekrardan Dünyaya, Ülkemize, Şehrimize ve Milletimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah tan niyaz ederim.
Ekleme Tarihi: 15 Mayıs 2019 - Çarşamba

ECDADIMIZI TANIMAYA ÇALIŞALIM

Ramazan geldi hoş geldi. Ramazan da yalnız değil yıl her zamanında insanlarımızı gözetmemiz gerekir. Ecdadımızdan alacağımız birçok güzellikler var bunu devam ettirmeliyiz.

Esnaf Ramazan ayında toplanıp gerçek bir ihtiyaç sahibinin 'borç defterini' kapatırdı.

Fitre ve zekât Ramazandan önce Şaban’da verilirdi. Fakir fukara Ramazana erzak’sız (İaşe’siz) girmesine gönülleri razı gelmezdi diye yardımlarını erkenden yaparlardı.

Osmanlı da yani ecdadımız her yaptığı bize örnek teşkil eder. Bazı unutulmaya yüz tutmuş güzellikleri aktaralım.

Kapıların üstünde iki tokmak olurdu. Biri kalın, biri ince. Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu. Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı. Erkekse kalın tokmakla kapıyı vururdu. Evin hanımı kapıyı ya örtünüp açar ya da bi mahremi (kocası vs.) açardı.

Peygamber efendimiz (S.A.V.)'in 63 yaşında vefat etmesinden dolayı, 63 yaşını geçmiş büyüklerimiz yaşları sorulduğunda 'Haddi aştık' derlerdi.

Pencerenin önünde sarıçiçek varsa “Bu evde hasta var.” Evin önünde hatta bu sokakta gürültü yapma anlamına gelirdi.

Pencerenin önünde kırmızı çiçek varsa “Bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr kız var.” Evin önünden geçerken konuşmalarına dikkat et ve küfür etme anlamına geliyordu.

Kız istemeye gelindiğinde damat adayının namaz kılıp kılmadığını anlamak için pantolonunun “diz izine” bakılırdı.

Kahvenin yanında su gelirdi. Şayet misafir toksa önce kahveyi alır, açsa suyu alırdı. Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır ya meyve ikram edilirdi.

Yolda küçük büyüğünün önünden yürüyemezdi. Bayan Erkeğin önünde yürüyemezdi.

Bey Efendiler, konuştukları veya gözleri kaydıkları hanımlarla buluşmaya gidince hediye olarak “AYNA alırdı. Ki bunun anlamı? Sana senden daha güzel verebilecek bir hediye yok.” demekti.

Bakın nereden nereye?

Ülkemize, İlimize, Köyümüze, Mahallemize, Sokağımıza ve bilakis kendimize

Yabancılaştık.

Nezaketin, güzel ahlakın, öz sevginin, hakiki saygının hem dünyamızın ve hem de dünyayı kurtardığını unutur olduk.

Güzel Ramazan günün tekrardan Dünyaya, Ülkemize, Şehrimize ve Milletimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah tan niyaz ederim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.