“Sahipsiz Urfa” dediklerinde çoğumuz kızarız, içimiz burkulur. Ancak ne yazık ki, bu söylemin gerçeği yansıttığını zaman zaman hepimiz hissediyoruz. Şanlıurfa’da denetimsizliğin ve sahipsizliğin izlerini görmek, bu kadim kentin potansiyelini gölgede bırakıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri ise Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nun durumu.
Yıllardır bu koro, adeta üç beş kişinin babasının çiftliği gibi yönetiliyor. Ne bir faaliyet var, ne bir çalışma, ne de genç yeteneklere açılan bir kapı. Denetim ve kontrol mekanizmalarının tamamen devre dışı bırakıldığı bu yapı, işlevsiz bir “çiftlik”ten farksız. Nüfusu 3 milyona yaklaşan Şanlıurfa gibi köklü bir şehirde, kültürden, sanattan, müzikten ve sosyal faaliyetlerden bu kadar uzak kalmak düşündürücü. Peki, bu boşluk nelere yol açıyor? Maalesef madde bağımlılığı, gasp ve ahlak dışı olaylar gibi sorunlar, tam da bu eksiklikten güç buluyor.
Oysa şehirde güzel işler de olmuyor değil. Sayın Valimiz Hasan Şıldak, madde bağımlılığıyla mücadelede toplumun bilinçlenmesi için inanılmaz bir çaba sarf ediyor. Bu konuda attığı adımlar, gerçekten takdire şayan ve başarılı sonuçlar doğuruyor. Emniyet Müdürümüz ve Belediye Başkanımız da bu tür hassas konularda büyük bir titizlik gösteriyor. Ancak aynı özeni Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde göremiyoruz. Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nun hali ortadayken, müdürlüğün gerekli hizmeti sunmadığı çok açık. Halk, hem korodan hem de Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden şikayetçi. Bu durum, şehirde yeni bir kültür müdürüne olan ihtiyacı bir kez daha ortaya koyuyor.
Şanlıurfa’nın sahipsiz olmadığını kanıtlamak, bu kenti hak ettiği yere taşımak hepimizin görevi. Sayın Milletvekillerimiz ve Sayın Valimiz, bu konuda gerekli hassasiyeti göstermek zorunda. Kültür ve sanat, bir şehrin can damarıdır. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmak, Şanlıurfa’yı yeniden bir medeniyet merkezi haline getirmek için bu kurumların işler hale gelmesi şart. Denetimsizlik ve sahipsizlik sona ersin diye selam ve dua ile kalalım.