Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

Samimiyet Mevsimlik Değildir

Samimi olmak her insanın asli görevidir. Hele insan Müslüman ise, yüzde yüz samimi olmak mecburiyetindedir. Samimiyetten ben doğruluğu anlıyorum. Dinimizde dosdoğru ol emri vardır.  Samimiyet çok önemli olduğu halde peki kime karşı samimi olmalıyız. Evvela Müslüman Allaha karşı, peygamberine karşı, İlahi emir ve yasaklara karşı samimi olmalıdır. Samimiyet insanın en güzel amelidir. Cuma günü, kutlu doğum günlerinde tüm hatiplerden bu kelimeleri duydum. Söylemler siyaset koktuğu için pek hoşuma gitmedi. Siyaset dinin emrinde olursa güzeldir. Din siyasetin emrinde olursa çirkindir. Hele din adına konuşanlar bir kesimi memnun etmek için sanki yeni bir buluşmuş gibi samimiyeti işlemeleri düşündürücüdür. Müslüman her zaman samimi olmalıdır. Samimi, doğru olmak ilahi bir emir olup, sünneti Resulullah' tır. 25.03.2013 Cuma günü Cuma Namazını Adıyaman Gölbaşı İlçesinde bir Camide kıldım. Vaiz efendi olsa gerek, merkezi bir Camide konuşuyor ateşli bir şekilde Samimiyeti anlatıyordu. Vaiz efendi şöyle dedi Vaazında,  tekraren seçilmiş meşru idarecilere karşı samimi olmalıyız. Bu kadar yalakalık olmaz diyesim geldi. Ne demek meşru idareciler. Dindar musalli, helal haramı bilen, kula kul olmayı ret eden, Kuran ve sünnet çizgisinde olan yönetim idarecilerine dese meşru kelimesini anlarım. Sadece meşru idareciler demek kaynaksız yavan bir kelime olduğunu düşünüyorum. Haramlardan tek bir tanesini belirtirsek ne demek istediğim anlaşılsın.  Zinayı serbest bırakan bir yönetim şekli nasıl meşru bir yönetim olabiliyor. Yöneticinin Dindar olması bir şey ifade etmiyor. Müslüman yönetici, Faizin, Ladinliğin, maddeciliğin, şirkin, putçuluğun, İlahi emirlere savaş açan bir düzenin koruyucusu, saltanatçısı ise İslam'a göre nasıl meşru bir yönetim olabiliyor. Ameller niyetlere göredir.  Şimdi samimiyet üzerinde duralım. Siyasetçiler milli iradeden aldıkları emanete karşı samimi olmalıdırlar. Dini anlatmada yetkili olanlar yaşayışlarında sansürsüz dini anlatmada samimimi olmalıdırlar. İdareci, eğitimci, yönetici, siyasetçi, aile reisi, emniyet mensubu, adalet dağıtan adaletçiler, seçenler, seçilenler, Yazarlar, sanatkârlar, tüccarlar, Televizyon ekranlarını eline geçirenler, tüm basın ve mensupları, kısacası tüm fertler, inanışlarında yaşayışlarında işlerinde samimi olmalıdırlar. Samimiyet mevsimlik değil devamlılık arz eden bir kalkandır. Samimi olanlar ! gıybet etmezler, kimseye iftira atmazlar, insanları çekiştirmezler, suizanda bulunmazlar. Benden değil diye kimseyi ötekileştirmezler. Peki, bunun Ölçüsü nedir? İnananlar bir birinin din kardeşidir. Din kardeşliğinde, kan kardeşliğinde din kardeşine zulüm etme, çekiştirme, karalama, linçe tabi tutma yoktur. İnsan kusurludur hatalıdır tövbe kapısı açıktır, af etme yetkisi insana verilmiştir. Mevla kendi hakkını af edebilir kul hakkını ise asla af etmez bunun çözümü helallik dilemekledir. İslam coğrafyasında Müslüman kanı akıtılırken, İslami emirler ulûhiyet taslayanlarca yağma edilirken, Müslüman'ın Müslüman'la uğraşması samimiyetsizliğin daniskasıdır.  Üç ayların gölgesi üzerimizde, kısmet olursa 30 Nisan 2014 Çarşamba günü Recep ayının birinci günüdür. 1- Mayıs Perşembeyi Cumaya bağlayan gece ise REĞAİB KANDİLİ  GECESİDİR. Mevla'm hepimizi kavuştursun. Rahmet, bereket, af aylarında samimi olmak kusurlardan arınmak samimiyetimize bağlı bir şeydir. Ara sıra haddim olmadan din adamlarını eleştiriyorum. Bu eleştirim Samimiyetimden olsa gerek, Yine en büyük görev samimimi din görevlilerine düşüyor. Kendilerine Cami Cemaat teslim edilmiş eğer görev ataletinde(Tembellik) bulunurlarsa toplumdaki İslam dışı yaşayışların sorumluları kendileri olurlar. Aile yuvaları yıkılıyor, gençlikte cehalet depremi var. Namazsızlık had safhada, haramları işlemekten çoğunluk kaçınmıyor. İsraf savurganlığı her kesi sarmış. Kar'zı hasan (Borç verme, iş görme) Olmadığı için çokça fertler faiz bataklığına düşürülmüş, akraba, komşuluk, Din kardeşliği bağları kopuk, insanlık dünyevileşme de yarış halinde, Uyuşturucu gençliği her gün zehirliyor. Evlilik yaşı otuzlara dayanmış, Din dışı yaşayış tarzı sel halinde yutmayı bekliyor. Sadece bir hafta değil, devamlı samimi olmakla her kes görevinin bilincinde olmalıdır.
Ekleme Tarihi: 28 Nisan 2014 - Pazartesi

Samimiyet Mevsimlik Değildir

Samimi olmak her insanın asli görevidir. Hele insan Müslüman ise, yüzde yüz samimi olmak mecburiyetindedir. Samimiyetten ben doğruluğu anlıyorum. Dinimizde dosdoğru ol emri vardır.  Samimiyet çok önemli olduğu halde peki kime karşı samimi olmalıyız. Evvela Müslüman Allaha karşı, peygamberine karşı, İlahi emir ve yasaklara karşı samimi olmalıdır. Samimiyet insanın en güzel amelidir. Cuma günü, kutlu doğum günlerinde tüm hatiplerden bu kelimeleri duydum. Söylemler siyaset koktuğu için pek hoşuma gitmedi. Siyaset dinin emrinde olursa güzeldir. Din siyasetin emrinde olursa çirkindir. Hele din adına konuşanlar bir kesimi memnun etmek için sanki yeni bir buluşmuş gibi samimiyeti işlemeleri düşündürücüdür.
Müslüman her zaman samimi olmalıdır. Samimi, doğru olmak ilahi bir emir olup, sünneti Resulullah' tır. 25.03.2013 Cuma günü Cuma Namazını Adıyaman Gölbaşı İlçesinde bir Camide kıldım. Vaiz efendi olsa gerek, merkezi bir Camide konuşuyor ateşli bir şekilde Samimiyeti anlatıyordu. Vaiz efendi şöyle dedi Vaazında,  tekraren seçilmiş meşru idarecilere karşı samimi olmalıyız. Bu kadar yalakalık olmaz diyesim geldi. Ne demek meşru idareciler. Dindar musalli, helal haramı bilen, kula kul olmayı ret eden, Kuran ve sünnet çizgisinde olan yönetim idarecilerine dese meşru kelimesini anlarım. Sadece meşru idareciler demek kaynaksız yavan bir kelime olduğunu düşünüyorum. Haramlardan tek bir tanesini belirtirsek ne demek istediğim anlaşılsın.  Zinayı serbest bırakan bir yönetim şekli nasıl meşru bir yönetim olabiliyor. Yöneticinin Dindar olması bir şey ifade etmiyor. Müslüman yönetici, Faizin, Ladinliğin, maddeciliğin, şirkin, putçuluğun, İlahi emirlere savaş açan bir düzenin koruyucusu, saltanatçısı ise İslam'a göre nasıl meşru bir yönetim olabiliyor. Ameller niyetlere göredir.  
Şimdi samimiyet üzerinde duralım. Siyasetçiler milli iradeden aldıkları emanete karşı samimi olmalıdırlar. Dini anlatmada yetkili olanlar yaşayışlarında sansürsüz dini anlatmada samimimi olmalıdırlar. İdareci, eğitimci, yönetici, siyasetçi, aile reisi, emniyet mensubu, adalet dağıtan adaletçiler, seçenler, seçilenler, Yazarlar, sanatkârlar, tüccarlar, Televizyon ekranlarını eline geçirenler, tüm basın ve mensupları, kısacası tüm fertler, inanışlarında yaşayışlarında işlerinde samimi olmalıdırlar. Samimiyet mevsimlik değil devamlılık arz eden bir kalkandır. Samimi olanlar ! gıybet etmezler, kimseye iftira atmazlar, insanları çekiştirmezler, suizanda bulunmazlar. Benden değil diye kimseyi ötekileştirmezler. Peki, bunun Ölçüsü nedir? İnananlar bir birinin din kardeşidir.
Din kardeşliğinde, kan kardeşliğinde din kardeşine zulüm etme, çekiştirme, karalama, linçe tabi tutma yoktur. İnsan kusurludur hatalıdır tövbe kapısı açıktır, af etme yetkisi insana verilmiştir. Mevla kendi hakkını af edebilir kul hakkını ise asla af etmez bunun çözümü helallik dilemekledir.
 İslam coğrafyasında Müslüman kanı akıtılırken, İslami emirler ulûhiyet taslayanlarca yağma edilirken, Müslüman'ın Müslüman'la uğraşması samimiyetsizliğin daniskasıdır.  
Üç ayların gölgesi üzerimizde, kısmet olursa 30 Nisan 2014 Çarşamba günü Recep ayının birinci günüdür. 1- Mayıs Perşembeyi Cumaya bağlayan gece ise REĞAİB KANDİLİ  GECESİDİR. Mevla'm hepimizi kavuştursun. Rahmet, bereket, af aylarında samimi olmak kusurlardan arınmak samimiyetimize bağlı bir şeydir. Ara sıra haddim olmadan din adamlarını eleştiriyorum. Bu eleştirim Samimiyetimden olsa gerek, Yine en büyük görev samimimi din görevlilerine düşüyor. Kendilerine Cami Cemaat teslim edilmiş eğer görev ataletinde(Tembellik) bulunurlarsa toplumdaki İslam dışı yaşayışların sorumluları kendileri olurlar. Aile yuvaları yıkılıyor, gençlikte cehalet depremi var. Namazsızlık had safhada, haramları işlemekten çoğunluk kaçınmıyor. İsraf savurganlığı her kesi sarmış. Kar'zı hasan (Borç verme, iş görme) Olmadığı için çokça fertler faiz bataklığına düşürülmüş, akraba, komşuluk, Din kardeşliği bağları kopuk, insanlık dünyevileşme de yarış halinde, Uyuşturucu gençliği her gün zehirliyor. Evlilik yaşı otuzlara dayanmış, Din dışı yaşayış tarzı sel halinde yutmayı bekliyor. Sadece bir hafta değil, devamlı samimi olmakla her kes görevinin bilincinde olmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.