Mehmet Fethi AKTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Fethi AKTÜRK
 

Ukrayna’nın Çöküşü ve Türkiye’nin Farkı: Devlet Aklı Olan Ayakta Kalır

Bugün Ukrayna’nın yaşadığı trajedi, modern dünyanın en net dersidir: Devlet aklı yoksa, devlet de yoktur. Bir zamanlar Ukrayna’nın topraklarında Sovyet mirası nükleer silahlar vardı. Kıtalararası füzeler, stratejik bombardıman uçakları, nükleer başlıklar… Kontrol düğmesi Moskova’daydı ama caydırıcılık gücü Ukrayna’nın elindeydi. Sonra ne oldu? Batı geldi: “Bu silahlara gerek yok, biz sizi koruruz. Rusya size dokunamaz.” Ukrayna inandı. 1994 Budapeşte Memorandumu ile nükleer cephaneliğini Rusya’ya devretti. Elindeki en büyük koz – caydırıcılık – sıfıra indi. Ve bugün ABD’den gelen mesaj çok net: “Şartları kabul et, yoksa Rusya karşısında yalnızsın.” Bitti. Peki şartlar ne? Ülkenin %20’sinin resmen Rusya’ya bırakılması, NATO ve AB hedeflerinden tamamen vazgeçilmesi, Rusya’ya karşı operasyon yapmayacağına dair garanti verilmesi. Karşılığında verilen söz ise trajikomik: “Rusya saldırırsa NATO savaş açacak.” Avrupa daha Ukrayna’ya füze verip vermemeyi tartışıyor. Kimse Rusya’ya savaş açmaz. Ukrayna ise borca batmış, ekonomisi çökmüş, genç nüfusu cephelerde tükenmiş durumda. Bir ülke bir nesilde nasıl çökertilir, canlı canlı izliyoruz. Ve tüm bu felaketin tepesinde kim var? Bir komedyen. Bir dansöz–rol oyuncusu. Bir televizyon yüzü. Evet, Zelenski. Kamera karşısında şov yapabilen biri devlet yönetebileceğini sandı. Devlet yönetimi ise rol değil, ciddiyet ister. Gürcistan’da da aynı hatayı yaptı; Abhazya’yı kaptırdı, Batı sadece izledi. Bugün Ukrayna’da da olan aynısıdır: Batı söz verir, sonra seyreder. Ukrayna’da “geziciler” kazandı, Soros’un prensi ülkenin başına geldi. Sonuç: Çöküş. --- Türkiye Neden Aynı Akıbete Uğramadı? İşte asıl mesele burada. Türkiye son 20 yılda kendi savunmasını kurdu. Dışa bağımlı ordudan, savunma sanayi devine dönüşen bir ülke olduk: SİHA–İHA devrimi, Bayraktar TB2–AKINCI, KIZILELMA insansız savaş uçağı, ANKA-3, TCG Anadolu, HİSAR – SİPER hava savunma sistemleri, Milli füze ve radar teknolojileri, Altay Tankı, Ve savunma ihracatının milyarlarca doları aşan hacmi… Bunlar bir ülkeyi masada güçlü yapan gerçek unsurlardır. Bugün Türkiye Ukrayna gibi bir tuzağa düşmediyse, Batı’nın “biz sizi koruruz” masallarına aldanmadıysa, Rusya’ya karşı kör bir meydan okumaya da sokulmadıysa, Bunun nedeni çok açık: Erdoğan’ın devlet yönetme aklı, tecrübesi ve denge siyaseti. ABD’nin gölgesine sığınmadı. Rusya’nın eteklerine yapışmadı. Avrupa’nın içi boş garantilerine el açmadı. Türk devlet geleneğine uygun şekilde: Bağımsız, çok yönlü, kendi çıkarını merkeze alan bir politika izledi. Sonuç? Türkiye ayakta. Türkiye güçlü. Türkiye kararlarını kendi veren bir ülke. Ukrayna’nın hikâyesi bize sadece bir şey öğretiyor: Devlet adamı olmayanın devletini başkaları yönetir. Lideri güçlü olanın ise devleti güçlüdür. Ve bugün Türkiye, liderliği, savunması ve devlet aklıyla bu coğrafyada dimdik duruyorsa, bu bir tesadüf değil; bir tercihin, bir vizyonun ve bir iradenin eseridir.
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2025 -Pazartesi

Ukrayna’nın Çöküşü ve Türkiye’nin Farkı: Devlet Aklı Olan Ayakta Kalır

Bugün Ukrayna’nın yaşadığı trajedi, modern dünyanın en net dersidir:
Devlet aklı yoksa, devlet de yoktur.

Bir zamanlar Ukrayna’nın topraklarında Sovyet mirası nükleer silahlar vardı.
Kıtalararası füzeler, stratejik bombardıman uçakları, nükleer başlıklar…

Kontrol düğmesi Moskova’daydı ama caydırıcılık gücü Ukrayna’nın elindeydi.
Sonra ne oldu?

Batı geldi:
“Bu silahlara gerek yok, biz sizi koruruz. Rusya size dokunamaz.”

Ukrayna inandı.
1994 Budapeşte Memorandumu ile nükleer cephaneliğini Rusya’ya devretti.
Elindeki en büyük koz – caydırıcılık – sıfıra indi.

Ve bugün ABD’den gelen mesaj çok net:
“Şartları kabul et, yoksa Rusya karşısında yalnızsın.”

Bitti.

Peki şartlar ne?

Ülkenin %20’sinin resmen Rusya’ya bırakılması,

NATO ve AB hedeflerinden tamamen vazgeçilmesi,

Rusya’ya karşı operasyon yapmayacağına dair garanti verilmesi.


Karşılığında verilen söz ise trajikomik:
“Rusya saldırırsa NATO savaş açacak.”
Avrupa daha Ukrayna’ya füze verip vermemeyi tartışıyor.
Kimse Rusya’ya savaş açmaz.

Ukrayna ise borca batmış, ekonomisi çökmüş, genç nüfusu cephelerde tükenmiş durumda.
Bir ülke bir nesilde nasıl çökertilir, canlı canlı izliyoruz.

Ve tüm bu felaketin tepesinde kim var?

Bir komedyen.
Bir dansöz–rol oyuncusu.
Bir televizyon yüzü.

Evet, Zelenski.

Kamera karşısında şov yapabilen biri devlet yönetebileceğini sandı.
Devlet yönetimi ise rol değil, ciddiyet ister.
Gürcistan’da da aynı hatayı yaptı; Abhazya’yı kaptırdı, Batı sadece izledi.
Bugün Ukrayna’da da olan aynısıdır:
Batı söz verir, sonra seyreder.

Ukrayna’da “geziciler” kazandı, Soros’un prensi ülkenin başına geldi.
Sonuç:
Çöküş.


---

Türkiye Neden Aynı Akıbete Uğramadı?

İşte asıl mesele burada.

Türkiye son 20 yılda kendi savunmasını kurdu.
Dışa bağımlı ordudan, savunma sanayi devine dönüşen bir ülke olduk:

SİHA–İHA devrimi, Bayraktar TB2–AKINCI,

KIZILELMA insansız savaş uçağı,

ANKA-3,

TCG Anadolu,

HİSAR – SİPER hava savunma sistemleri,

Milli füze ve radar teknolojileri,

Altay Tankı,

Ve savunma ihracatının milyarlarca doları aşan hacmi…


Bunlar bir ülkeyi masada güçlü yapan gerçek unsurlardır.

Bugün Türkiye Ukrayna gibi bir tuzağa düşmediyse,
Batı’nın “biz sizi koruruz” masallarına aldanmadıysa,
Rusya’ya karşı kör bir meydan okumaya da sokulmadıysa,

Bunun nedeni çok açık:

Erdoğan’ın devlet yönetme aklı, tecrübesi ve denge siyaseti.

ABD’nin gölgesine sığınmadı.
Rusya’nın eteklerine yapışmadı.
Avrupa’nın içi boş garantilerine el açmadı.

Türk devlet geleneğine uygun şekilde:
Bağımsız, çok yönlü, kendi çıkarını merkeze alan bir politika izledi.

Sonuç?
Türkiye ayakta.
Türkiye güçlü.
Türkiye kararlarını kendi veren bir ülke.

Ukrayna’nın hikâyesi bize sadece bir şey öğretiyor:

Devlet adamı olmayanın devletini başkaları yönetir.
Lideri güçlü olanın ise devleti güçlüdür.

Ve bugün Türkiye, liderliği, savunması ve devlet aklıyla bu coğrafyada dimdik duruyorsa, bu bir tesadüf değil; bir tercihin, bir vizyonun ve bir iradenin eseridir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.