Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

Din Tacirleri

Tacir ticaretle uğraşan kişi demektir. Tacirin tek amacı devamlı kar elde etmektir. Zarar etmek de karın ortağıdır. Dinimizde rızkın onda dokuzu ticarettedir. Bu ticaret İslami kurallara uymak şartı ile olursa ancak nasiplenir. Helal haram gözetmeksizin ticaretle elde edilen mal, servet, zenginlik dünya ve ahrette insanın baş belasıdır. Bir tüccar ticaret yaparken, ilkeleri olmalıdır. Bu ilkeler: Dürüstlük, kandırmama, sözünde durma, malının kusurunu söyleme, kanaat, merhamet, gibi ilkeler ticaretin vazgeçilmez ilkeleridir. Bunun tersi hüsrandır. Ticarette birde din dışı, din tacirliği var ki, af edilmez günahlardandır. Tarihi olaylara baktığımızda, Dini yaşayan, tebliğ eden tüm dini şahsiyetler dünyalıkların dışındadır. Bu din büyükleri yaşadıkları dönemlerde, menfaat düşünmeksizin, İslam dışı eylemi olan krallara, padişahlara, sultanlara ve yöneticilere karşı büyük mücadeleler vermişler, uyarmışlar ta ki, yaptıkları İslam'a uysun. Bu şahsiyetler Dünyada bıraktıkları mal değil, eser ve davalarıdır. Asrımızda ne yazık ki, din baronları türedi, Din maskesi adına uyduruk dinle ümmet fertleri bazen soyuluyor. Zekâtı filtresi hayır hasenatı toplanarak kötü emeller için kullanılıyor. Camilerde toplanan yardımlar neden makbuzla toplanmıyor. Ver gülüm al gülümle olmaz. Beşeri kanunlarımıza göre bile her ne suretle olursa olsun makbuzsuz para toplamak yasaktır. Din baronları yapınca oluyor işte, yeri gelmişken belirteyim! İslam'ın şartlarından biri olan. Hac yakın tarihte kuraları çekildi. İlk gün gördüm. Müftülük önü izdihamla doluydu. Polis nezaretinde hac belgesini almaya hak kazananlar belge almaya çalışırken o izdiham içinde menfaati dinin önüne koyan emekli Müftü, İmam, şirket elemanları ile dolu, çekişmeli bir şekilde tam bir Çin işkencesi, Yöntem çok yanlış onur kırıcı, İslam dışı bir yol, yetkililerin dikkatine sunuyorum. Verilen hac kontenjanında yüzde altmışı diyanet kendisi alıyor yüzde kırkı ise şirketlere veriliyor. Tam bir din sömürüsü. Diyanet paradan doymamış olacak ki, her sene hac bedelini Avro olarak alırken, doların yükselmesi ile bu sene Diyanet her hacıdan tam 3.600 Dolar alacak, önceki senelere göre her hacı adayı 1.500 TL. Fazla para verecek, Şirketler ise müşteri kapmak için yarışla avcılık yapmaktadır. Olan zavallı hacı ye oluyor Hac konusunda çok yazılar yazdım. Bir kere kura ile hac olur mu? Ticari olan bu hac olayında diyanet el çekse organizatör olsa arzumuzdur. Laik sistemde diyanetin ne işi var anlamış değilim. Din adına kitap yazan, Gazete, dergi çıkaran, vakıf kuran, dernek, yurt açan, Medresem var diyen, dershane sömürüsünü sürdüren çok baronlar gördük. Hatta parti kuranlar bile buna dâhildir. Televizyon kanalları bile bu din baronlar vasıtası ile fakir dindar halkı sömürmeye devam ediyorlar. İnsanı kandıran reklamlar, kader açan, şifa dağıtan safsatalar baş döndürmektedir. Dua kitapları, Rüya tabirleri ticareti tam prim yapan ticaret koludur. Her market, dükkâna bir sadaka kutusunu koymak sadaka ömrü uzatır hadisini yazmak, her camiye bile bu hadisten asmak, inananların duygularını sömürmek, tam bir zokadır. Sahte tarikat, menfaatçıları bilmeyen hiç yoktur. Yazdıklarım anlaşılsın diye" KİM DİN ADINA DİNİ KURALLARA UYMADAN, UYDURUK DİN ANLAYIŞI İLE İNSANLARI DİN ADINA KANDIRIR, SÖMÜRÜR, MEVKİ, MAKAM, SERVET ELDE EDERSE" BU HAL, EYLEM: KADIN TİCARETİNİ YAPMAKTAN DAHA KÖTÜDÜR. Diyor ve bu konuyu kapatıyorum. Din ilahi kanundur. Din çağlar üstü sarsılmaz, değişmez, ilahi kanunlar manzumesidir. Her fert bu ilahi kanuna göre yaşamak, oluşması için çalışmak mecburiyetindedir. Toplum fertlerinin manevi yönünü kemiren sahte anlayışlardır. Bir taraftan din tacirliği yapılırken, Dinin ilkeleri toplumda zedelenmiş, toplum fertlerini dünyevileşmek için cazip kapitalizm fırtınasına kapılmıştır. Dinin hâkimiyeti için canını veren, malını sarf eden, zaman ayıran, her anını cihatla geçiren topluluk yazdıklarımın dışındadır. Bu kervanda payım varsa kendimi bahtiyar ad ederim. Mevlam bu mübarek İslam dinini sahte din baronlarından korusun. Zaman ittifak ve ittihat zamanıdır. Gerçek din adına kimin belleklerinde ne varsa rızayı bari için ortaya koysun Önce dini öğrensin sonra dini yaşasın daha sonra dini tebliğ etsin. Bu bir cihad ruhudur her kese nasip olmaz. Bu dinin koruyucusu yüce Rab'dır. Bize düşen çalışmak dert edinmek, tebliğ etmektir. Çalışmalarımız Kuran, sünnet, fıkıh çerçeveli olmalıdır.18 Martta Çanakkale şehitlerini anmaları yapıldı. Bir asır önceki ruh bu günkü nesilde yoktur. Cüceler yüce yüceler cüce yapıldı. 21 Martta bizim olmayan Nevroz kutlandı, Şamanistlerin ateşi yakıldı, Kürtler âdeti dışı sloganlar atıldı, etkinlikler yapıldı bunları ben hiç görmedim. İslam Coğrafyası ateşle yanıyor. Siyonist, Irkçı zihniyet, elbise biçiyor, Uyanık olun ey Müslümanlar! Dinimizde şifa ayetleri vardır inanmak iman gereğidir. Dinimizde sadaka vardır. Sadaka belaları def eder, sadakalar fakire verilmelidir. Fitre zekât vermek İslami emirlerdir. Zekât fitrede fakirin hakkıdır fakire verilmelidir. Tarikatsız şeriat olur, şeriatsız tarikat olmaz. Her eylemin yorgunluğu, dinlenmesi vardır, Cihadın yorgunluğu, tehiri, dinlenmesi yoktur. Bahar geliyor ağaçlar Çiçekler açıyor. Bağlar budanıyor. Yeni fidanlar dikiliyor. Kışlık elbiseler değişiyor, Kış uykusuna yatan yaratıklar piyasaya çıkıyor. Ekinler bitiyor Yok mu bu karanlık gecenin sabahı Allah'ım: Kötü din tacirlerini tanımak, ifşa etmek, mani olmak sıratı müstakimden ayrılmamak düsturumuz olmalıdır Gerçek dinin ilkeleri ile ittihat ve ittifak dileklerimle…
Ekleme Tarihi: 24 Mart 2015 - Salı

Din Tacirleri

Tacir ticaretle uğraşan kişi demektir. Tacirin tek amacı devamlı kar elde etmektir. Zarar etmek de karın ortağıdır. Dinimizde rızkın onda dokuzu ticarettedir. Bu ticaret İslami kurallara uymak şartı ile olursa ancak nasiplenir. Helal haram gözetmeksizin ticaretle elde edilen mal, servet, zenginlik dünya ve ahrette insanın baş belasıdır. Bir tüccar ticaret yaparken, ilkeleri olmalıdır. Bu ilkeler: Dürüstlük, kandırmama, sözünde durma, malının kusurunu söyleme, kanaat, merhamet, gibi ilkeler ticaretin vazgeçilmez ilkeleridir. Bunun tersi hüsrandır. Ticarette birde din dışı, din tacirliği var ki, af edilmez günahlardandır. Tarihi olaylara baktığımızda, Dini yaşayan, tebliğ eden tüm dini şahsiyetler dünyalıkların dışındadır. Bu din büyükleri yaşadıkları dönemlerde, menfaat düşünmeksizin, İslam dışı eylemi olan krallara, padişahlara, sultanlara ve yöneticilere karşı büyük mücadeleler vermişler, uyarmışlar ta ki, yaptıkları İslam'a uysun. Bu şahsiyetler Dünyada bıraktıkları mal değil, eser ve davalarıdır. Asrımızda ne yazık ki, din baronları türedi, Din maskesi adına uyduruk dinle ümmet fertleri bazen soyuluyor. Zekâtı filtresi hayır hasenatı toplanarak kötü emeller için kullanılıyor. Camilerde toplanan yardımlar neden makbuzla toplanmıyor. Ver gülüm al gülümle olmaz. Beşeri kanunlarımıza göre bile her ne suretle olursa olsun makbuzsuz para toplamak yasaktır.
Din baronları yapınca oluyor işte, yeri gelmişken belirteyim! İslam'ın şartlarından biri olan. Hac yakın tarihte kuraları çekildi. İlk gün gördüm. Müftülük önü izdihamla doluydu. Polis nezaretinde hac belgesini almaya hak kazananlar belge almaya çalışırken o izdiham içinde menfaati dinin önüne koyan emekli Müftü, İmam, şirket elemanları ile dolu, çekişmeli bir şekilde tam bir Çin işkencesi, Yöntem çok yanlış onur kırıcı, İslam dışı bir yol, yetkililerin dikkatine sunuyorum. Verilen hac kontenjanında yüzde altmışı diyanet kendisi alıyor yüzde kırkı ise şirketlere veriliyor. Tam bir din sömürüsü. Diyanet paradan doymamış olacak ki, her sene hac bedelini Avro olarak alırken, doların yükselmesi ile bu sene Diyanet her hacıdan tam 3.600 Dolar alacak, önceki senelere göre her hacı adayı 1.500 TL. Fazla para verecek, Şirketler ise müşteri kapmak için yarışla avcılık yapmaktadır. Olan zavallı hacı ye oluyor Hac konusunda çok yazılar yazdım. Bir kere kura ile hac olur mu? Ticari olan bu hac olayında diyanet el çekse organizatör olsa arzumuzdur. Laik sistemde diyanetin ne işi var anlamış değilim. Din adına kitap yazan, Gazete, dergi çıkaran, vakıf kuran, dernek, yurt açan, Medresem var diyen, dershane sömürüsünü sürdüren çok baronlar gördük.
Hatta parti kuranlar bile buna dâhildir. Televizyon kanalları bile bu din baronlar vasıtası ile fakir dindar halkı sömürmeye devam ediyorlar. İnsanı kandıran reklamlar, kader açan, şifa dağıtan safsatalar baş döndürmektedir. Dua kitapları, Rüya tabirleri ticareti tam prim yapan ticaret koludur. Her market, dükkâna bir sadaka kutusunu koymak sadaka ömrü uzatır hadisini yazmak, her camiye bile bu hadisten asmak, inananların duygularını sömürmek, tam bir zokadır. Sahte tarikat, menfaatçıları bilmeyen hiç yoktur. Yazdıklarım anlaşılsın diye" KİM DİN ADINA DİNİ KURALLARA UYMADAN, UYDURUK DİN ANLAYIŞI İLE İNSANLARI DİN ADINA KANDIRIR, SÖMÜRÜR, MEVKİ, MAKAM, SERVET ELDE EDERSE" BU HAL, EYLEM: KADIN TİCARETİNİ YAPMAKTAN DAHA KÖTÜDÜR. Diyor ve bu konuyu kapatıyorum.
Din ilahi kanundur. Din çağlar üstü sarsılmaz, değişmez, ilahi kanunlar manzumesidir. Her fert bu ilahi kanuna göre yaşamak, oluşması için çalışmak mecburiyetindedir. Toplum fertlerinin manevi yönünü kemiren sahte anlayışlardır. Bir taraftan din tacirliği yapılırken, Dinin ilkeleri toplumda zedelenmiş, toplum fertlerini dünyevileşmek için cazip kapitalizm fırtınasına kapılmıştır. Dinin hâkimiyeti için canını veren, malını sarf eden, zaman ayıran, her anını cihatla geçiren topluluk yazdıklarımın dışındadır. Bu kervanda payım varsa kendimi bahtiyar ad ederim. Mevlam bu mübarek İslam dinini sahte din baronlarından korusun. Zaman ittifak ve ittihat zamanıdır. Gerçek din adına kimin belleklerinde ne varsa rızayı bari için ortaya koysun Önce dini öğrensin sonra dini yaşasın daha sonra dini tebliğ etsin. Bu bir cihad ruhudur her kese nasip olmaz. Bu dinin koruyucusu yüce Rab'dır. Bize düşen çalışmak dert edinmek, tebliğ etmektir. Çalışmalarımız Kuran, sünnet, fıkıh çerçeveli olmalıdır.
18 Martta Çanakkale şehitlerini anmaları yapıldı. Bir asır önceki ruh bu günkü nesilde yoktur. Cüceler yüce yüceler cüce yapıldı. 21 Martta bizim olmayan Nevroz kutlandı, Şamanistlerin ateşi yakıldı, Kürtler âdeti dışı sloganlar atıldı, etkinlikler yapıldı bunları ben hiç görmedim. İslam Coğrafyası ateşle yanıyor. Siyonist, Irkçı zihniyet, elbise biçiyor, Uyanık olun ey Müslümanlar! Dinimizde şifa ayetleri vardır inanmak iman gereğidir. Dinimizde sadaka vardır. Sadaka belaları def eder, sadakalar fakire verilmelidir. Fitre zekât vermek İslami emirlerdir. Zekât fitrede fakirin hakkıdır fakire verilmelidir. Tarikatsız şeriat olur, şeriatsız tarikat olmaz. Her eylemin yorgunluğu, dinlenmesi vardır, Cihadın yorgunluğu, tehiri, dinlenmesi yoktur. Bahar geliyor ağaçlar Çiçekler açıyor. Bağlar budanıyor. Yeni fidanlar dikiliyor. Kışlık elbiseler değişiyor, Kış uykusuna yatan yaratıklar piyasaya çıkıyor. Ekinler bitiyor Yok mu bu karanlık gecenin sabahı Allah'ım: Kötü din tacirlerini tanımak, ifşa etmek, mani olmak sıratı müstakimden ayrılmamak düsturumuz olmalıdır Gerçek dinin ilkeleri ile ittihat ve ittifak dileklerimle…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.