Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

DİN ALLAH’IN HİMAYESİ ALTINDADIR

İki çeşit din vardır: İlahi din, beşeri din. İlahi din tevhid ilkesine bağlıdır, kollayıcısı Allah’tır. İlahi dinin kitabi Kur’an dır, Kur’an’ın tebliğcisi, müfessiri Peygamberdir. İlahi dinin ikinci kaynağı sünnettir. İlahi dinin üçüncü kaynağı gerçek ulema taifesidir. O ulema ki Kur’an ve sünnetin yorumcuları, hüküm çıkarıcılarıdır. Ayriyeten fıkıh var ki, İslam hukukunun öznesidir. Fakihler muhaddisler, müfessirler onun için hüccet hükmündedir. Bildiklerimiz bu mümtaz şahsiyetler sayesindedir. Gerçek ulemanın ilim mirası Müslümanlara bırakılmış, emanet edilmiştir. Çünkü gerçek âlimler Peygamberlerin dava varisleridir. Mirasyedi Müslümanlar ise bu mirasa fazla bedel ödemeden konanlardır. Asrımızda müctehid yoktur. Ümmetin arasına çok ihtilaflar girmiştir. İhtilaflarda çözüm mercii ulemalar iken, naehil insanların dini konularda ahkâm kesilmeleri, kerih tarik olsa gerek. Âlimler siyasetçilere yön verir münkerde fren olurlarsa gerçek dinin ilkesidir. Âlimler beşeri siyasetin alkışlayıcıları, siyasetin ağına düşerlerse toplum için en büyük tehlikedir. Gündemleri pek takip edemedim. Eleştirilerde dinin güncelleşmesinden bahsediliyor. Kasıt nedir? Bilemiyorum. Din güncellenmeli deniliyorsa yanlıştır. Zamana göre, değişen şartlara göre yorumlar yapılabilir ki, o da gerçek ulemanın görevidir. Dini camilere hapsetmek, ulemaları sindirmek, susturmak dine en büyük kötülüktür. Kısacası gerçek dinin koruyucusu Allah’tır. Müslümanlar gerçek dine yapışırsa, yaşarsa yükselirler, hem dünyaları, hem de ahretleri mamur olur. İkinci din çeşidi ise beşeri dindir. Bu din anlayışında alan çok geniştir. Helal haram mefhumu hiç yoktur. Bu din anlayışında Faiz dünya gerçeğidir. Faizsiz ekonomi olmaz. Zina da serbesttir can benim istediğimi yaparım anlayışı vardır. Nikâhsızlık medeniyet sayılır. Ne yazık ki, Müslümanlar gerçek dinden uzaklaştırılmış, uyduruk dinle aşılanmıştır. Siyonizm Hıristiyanları ilah inancından kopardığı, putperestliğe kurban ettiği gibi, ulusalcılık Irkçılık, laiklik, Demokrasi gibi batıl terimler de inananları o kadar dinden uzaklaştırmıştır. Laik devlette devlet dine karışır, din devlete karışamaz. O zaman susalım, dilsiz şeytan mı olalım? Mevlam ümmet fertlerini gerçek dinden ayırmasın. Daha yeni kutsal beldelerden geldim kaldığım otelde üç kanal Türkçe yayın yapıyordu. Tüm odalarda ayni kanallar yanlı yayınlar hiç seyretmedim. Ülke dünya haberleri birlikten çok uzak her anı yanlı siyaset kokuyor. Gıybet, iftira hamaset, ırkçı söylemler, hep ölüm haberleri bıkkınlık veriyor. Rahmet ayları Recep ayı’nın ilk günlerindeyiz. Her geçen gün ömrümüzden geçiyor. Müslümanlar pusulayı şaşırmış, kayıp edilen şeyler yanlış yerlerde aranıyor. Gündemler çok yoğun, insan kazanma yerine kayıp etme sanatı zirvede, gazeteler okunmuyor, televizyonlar seyredilmiyor güven sıfırda, meddahların taraflı yağlamaları, pompalamaları kimseyi fazla ilgilendirmiyor. Kıt kanaatkârlar geçim derdinde, mevki, makam, para severler seçim derdinde, yıkıcılıkta sanki yemin edilmiş, acımasızca ortak akıl dışı eylem, söylemler devam ediyor. Dün birbirinin hasmı olanlar bugün ayni geminin yolcularıdır. “Beşeri siyasette dün dündür, bugün bugündür” kaidesi tekrar zuhur ediyor. Seçilmek için ittifaklar yapılmış, yapılıyor. Demokrasinin gereği olsa gerek özel kanunlar çıkarılıyor. Cumhur ittifakı vatansever, diğerleri gayri telakki ediliyor. 7 Martta kadınlarla ilgili bir şey yoktu, 8 Martta herkes kadın hakları savunucusu oldu. 9 Martta yine kadından bahsedilmiyor. Kadın hakları bahane kapitalizm emicileri sömürmede şahanedir. Yalan üzerine kurulmuş düzenler. Kadın annedir. Cennet annelerin ayakları altındadır. Feminizm adı altında kadını öz benliğinden koparmak istiyorlar. Kapalı çıplaklar toplumda zirve yapmıştır. Beşeri siyaset mihraba, vaaz kürsüsüne kadar sirayet etmiştir. Görünen tablo karanlıktır. İşsizler ordusu ekmek arıyor. Diplomalılar her gün işsizler ordusuna ekleniyor. Yolsuzluk, hırsızlık, haksız kazançlar, kayırma, savaşlar, ölümler, işgaller, paylaşımlar, günlük pasta, zenginin malı fakirin çenesini yoruyor. Allah indinde hak din İslam’dır. İslamsız saadet olmaz, Yahudi ve Hıristiyan’dan dost olmaz. Dinin referans alınmadığı hiçbir oluşumda hayır yoktur. 8 Nisanda tekrar kutsal yolculuktayım. Ekibimize katılmak isteyen 0546 263 78 52 No’lu telefonla ulaşabilir. Mevlam ümmet fertlerini şer odaklarından muhafaza eylesin.  
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2018 - Çarşamba

DİN ALLAH’IN HİMAYESİ ALTINDADIR

İki çeşit din vardır: İlahi din, beşeri din. İlahi din tevhid ilkesine bağlıdır, kollayıcısı Allah’tır. İlahi dinin kitabi Kur’an dır, Kur’an’ın tebliğcisi, müfessiri Peygamberdir. İlahi dinin ikinci kaynağı sünnettir. İlahi dinin üçüncü kaynağı gerçek ulema taifesidir. O ulema ki Kur’an ve sünnetin yorumcuları, hüküm çıkarıcılarıdır. Ayriyeten fıkıh var ki, İslam hukukunun öznesidir. Fakihler muhaddisler, müfessirler onun için hüccet hükmündedir. Bildiklerimiz bu mümtaz şahsiyetler sayesindedir. Gerçek ulemanın ilim mirası Müslümanlara bırakılmış, emanet edilmiştir. Çünkü gerçek âlimler Peygamberlerin dava varisleridir. Mirasyedi Müslümanlar ise bu mirasa fazla bedel ödemeden konanlardır. Asrımızda müctehid yoktur. Ümmetin arasına çok ihtilaflar girmiştir. İhtilaflarda çözüm mercii ulemalar iken, naehil insanların dini konularda ahkâm kesilmeleri, kerih tarik olsa gerek. Âlimler siyasetçilere yön verir münkerde fren olurlarsa gerçek dinin ilkesidir. Âlimler beşeri siyasetin alkışlayıcıları, siyasetin ağına düşerlerse toplum için en büyük tehlikedir. Gündemleri pek takip edemedim. Eleştirilerde dinin güncelleşmesinden bahsediliyor. Kasıt nedir? Bilemiyorum.

Din güncellenmeli deniliyorsa yanlıştır. Zamana göre, değişen şartlara göre yorumlar yapılabilir ki, o da gerçek ulemanın görevidir. Dini camilere hapsetmek, ulemaları sindirmek, susturmak dine en büyük kötülüktür. Kısacası gerçek dinin koruyucusu Allah’tır. Müslümanlar gerçek dine yapışırsa, yaşarsa yükselirler, hem dünyaları, hem de ahretleri mamur olur. İkinci din çeşidi ise beşeri dindir. Bu din anlayışında alan çok geniştir. Helal haram mefhumu hiç yoktur. Bu din anlayışında Faiz dünya gerçeğidir. Faizsiz ekonomi olmaz. Zina da serbesttir can benim istediğimi yaparım anlayışı vardır. Nikâhsızlık medeniyet sayılır. Ne yazık ki, Müslümanlar gerçek dinden uzaklaştırılmış, uyduruk dinle aşılanmıştır. Siyonizm Hıristiyanları ilah inancından kopardığı, putperestliğe kurban ettiği gibi, ulusalcılık Irkçılık, laiklik, Demokrasi gibi batıl terimler de inananları o kadar dinden uzaklaştırmıştır. Laik devlette devlet dine karışır, din devlete karışamaz. O zaman susalım, dilsiz şeytan mı olalım? Mevlam ümmet fertlerini gerçek dinden ayırmasın. Daha yeni kutsal beldelerden geldim kaldığım otelde üç kanal Türkçe yayın yapıyordu. Tüm odalarda ayni kanallar yanlı yayınlar hiç seyretmedim. Ülke dünya haberleri birlikten çok uzak her anı yanlı siyaset kokuyor. Gıybet, iftira hamaset, ırkçı söylemler, hep ölüm haberleri bıkkınlık veriyor.

Rahmet ayları Recep ayı’nın ilk günlerindeyiz. Her geçen gün ömrümüzden geçiyor. Müslümanlar pusulayı şaşırmış, kayıp edilen şeyler yanlış yerlerde aranıyor. Gündemler çok yoğun, insan kazanma yerine kayıp etme sanatı zirvede, gazeteler okunmuyor, televizyonlar seyredilmiyor güven sıfırda, meddahların taraflı yağlamaları, pompalamaları kimseyi fazla ilgilendirmiyor. Kıt kanaatkârlar geçim derdinde, mevki, makam, para severler seçim derdinde, yıkıcılıkta sanki yemin edilmiş, acımasızca ortak akıl dışı eylem, söylemler devam ediyor. Dün birbirinin hasmı olanlar bugün ayni geminin yolcularıdır. “Beşeri siyasette dün dündür, bugün bugündür” kaidesi tekrar zuhur ediyor. Seçilmek için ittifaklar yapılmış, yapılıyor. Demokrasinin gereği olsa gerek özel kanunlar çıkarılıyor. Cumhur ittifakı vatansever, diğerleri gayri telakki ediliyor.

7 Martta kadınlarla ilgili bir şey yoktu, 8 Martta herkes kadın hakları savunucusu oldu. 9 Martta yine kadından bahsedilmiyor. Kadın hakları bahane kapitalizm emicileri sömürmede şahanedir. Yalan üzerine kurulmuş düzenler. Kadın annedir. Cennet annelerin ayakları altındadır. Feminizm adı altında kadını öz benliğinden koparmak istiyorlar. Kapalı çıplaklar toplumda zirve yapmıştır. Beşeri siyaset mihraba, vaaz kürsüsüne kadar sirayet etmiştir. Görünen tablo karanlıktır. İşsizler ordusu ekmek arıyor. Diplomalılar her gün işsizler ordusuna ekleniyor. Yolsuzluk, hırsızlık, haksız kazançlar, kayırma, savaşlar, ölümler, işgaller, paylaşımlar, günlük pasta, zenginin malı fakirin çenesini yoruyor. Allah indinde hak din İslam’dır. İslamsız saadet olmaz, Yahudi ve Hıristiyan’dan dost olmaz. Dinin referans alınmadığı hiçbir oluşumda hayır yoktur.

8 Nisanda tekrar kutsal yolculuktayım. Ekibimize katılmak isteyen 0546 263 78 52 No’lu telefonla ulaşabilir. Mevlam ümmet fertlerini şer odaklarından muhafaza eylesin.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.