Urfa’da kurumlar arasında kolektif çalışma hiç olmadı, olmuyor. Bu olmadığı için de şehirde hiçbir şey rotasına girmiyor. Devletin Urfa’daki arazilerine bakarsak; hazine, mera ve köy ortak alanları her yerde işgal edilmiş durumda! Şehir merkezinde başlayın, tüm ilçeler ve kırsalda devlete ait neredeyse arazi kalmadı. Hal böyle olunca, beraberinde ölümlü kavgalar, tartışmalar her yerde başlıyor. Kırsalda yaşanan kavgaların başlıca nedeni devlet arazilerinin işgalidir. Çevre ve Şehircilik, Tarım, Orman, Milli Emlak Müdürlüğü, DSİ ve jandarma, yine bunların yanında ilçe kaymakamları, belediye başkanları kendi sorumluluklarını yerine getirmiyorlar. Kurumlar sorumluluk bilinci ile hareket etseler devlet arazilerinin işgal sorunu bir ayda çözülmüş olur. Konuyla ilgili Valimiz Hasan Şıldak’ın 3 genelgesi oldu. Maalesef bu genelgelerin gereği yerine getirilmedi. Neredeyse unutuldu, gitti!Kurumlar arası kolektif ve ciddi bir çalışma ile devlet kendi arazilerini işgalden çok rahat kurtarabilir. Urfa kamuoyu bunu istiyor/bekliyor. Bu alanda beyaz bir sayfa açmak şarttır. Şimdi tam da zamanı… Genel itibariyle Urfa’daki işgal sorunlarına baktığımızda; Türkiye ortalamasının çok çok üstünde… Sanırsınız Urfa’da farklı bir toprak kanunu, genelge veya resmiyet var. Oysaki kanun ve yönetmelikler Türkiye’nin her yerinde aynı. İşlem söz konusu olduğunda bizde uygulama yöntemi yok gibi… Devlet işgalcilere caydırıcı para cezası çok rahat verebilir/vermelidir. Mera işgalleri hakkında suç duyurusunda bulunup, işgalcilerin ceza almaları çok rahatlıkla sağlanabilir. Bu konuda ciddi bir uyanış, çaba şart! Diğer önemli bir konu; 1. sınıf tarım alanlarına baktığınızda; Urfa’da hızla betonlaşıyor. Kural, kaide ve resmiyeti takan yok. 10 yıl sonra 1. sınıf tarım arazileri betonlaşmış olarak karşımızda olacak! Kaybeden Urfa ve çiftçimiz olacak. Betonlaşmanın tarım arazilerinde yasak olduğunu bile bile başta belediyeler olmak üzere etkili yetkililer göz yumuyor. Köylerde muhtarların da ciddi ihmalleri var. Onlar da nemalanmacılıktalar. İşlerine öyle geliyor çünkü! Şehre, toprağa ve insanlarımıza yazık oluyor.Şimdi tam da “dur” demenin ve mücadele etmenin zamanı… Her şey devletin lehine; biraz gayret ve cesaretle sorun kökünden çözülür. Siyasilerin, bürokrasiye şehir için zaruri destek vermesi lazım. Yarın çok geç olmadan, şimdi uygulama zamanı olmalıdır. Toprak can suyudur. Beton ise yitip gitme ve hantallıktır. Lütfen herkes bu şehir için elini taşın altına koysun…