Anasayfa Yazarlar AHMET NAS Yazı Detayı Bu yazı 1179+ kez okundu.
AHMET NAS
Köşe Yazarı
AHMET NAS
 

SOSYAL MEDYAYA ŞERİ BAKIŞ

Günümüzde sigara gibi birçok ihtilaflı meselede asr-ı saadette bu sorunlar olmadığı için; âlimlerin fetvası farklıdır. Kimi mekruh, kimi tahrimen mekruh, kimi haramdır der. Yaklaşık ilk başlangıçtaki skype, msn, mail gibi anlık mesajlaşmalar da dahil olursa son 15 yıldır ülkemizde de yaygın olan sosyal medyanın hükmü nedir? Sosyal medyada birçok siyasi, spor, dini, etnik vb. konulu tartışmalara şahit oluyoruz hemen hemen hergün. Peki, akrabalar, arkadaşlar, komşular tanımadıkları kendilerini de tanımayacak umursamayacak bir siyasi lider için, sporcu için, sanatçı için popüler biri için neden yakınlarıyla kavga ediyorlar. Bugün günümüzde halk arasında günah olarak bilinen çoğu fiil aslında ayet ve hadis kaynaklarına dayanmamakta, sadece kıyas ve nasslarla hüküm verilmektedir. Mesela bir genç de görülünce yaşlılar, yobazlar, tutucular tarafından linç girişimi yapılan topsakal(keçisakal) mevzusu, buna örnektir. Topsakal için ne bir ayet ne bir hadis gibi yazılı kaynak vardır haram diye. Sadece sünnet’e mugayyirdir. Peki ben bu örneği neden verdim? İşte bilgisayar kullanırken topsakal gibi insanın yüzünde direk belirmese de nişanesi, sosyal medya kullanımı da böyledir. Peygamber efendimiz (s.a.v.)  “Muhatabınızın yüzüne bakın” diye buyuruyor. Bugün günümüz çağdaş biliminin aura, enerji diye açıklayacağı ruberu o kristalize ortam oluşmadan gelişen konuşmalar muhtemel tartışmalara, tartışmalar kavgalara dönüyor. Yani sünnet yerine gelmeyince fitne doğuyor. İnsanlar yüzyüze gelince cesaret edemedikleri söylemleri klavye delikanlılığı ile sunuyorlar, başka klavye delikanlıları da icabet edince kaos çıkıyor. Sosyal medyanın başka sıkıntılı yönleri de şunlardır. İnsanlar buradan tanımadıkları, bilmedikleri kişilere samimi sohbetlerine, gösterdikleri riyakâr karaktere inanarak; güveniyorlar. Bu da analiz yeteneğini, basireti şaşırtıyor. İnceleyince görüyoruz ki kimileri doğal sirkülasyon gereği sosyal medyayı yayınlarıyla, dm’lerle, tanıtımlarla işinin bir aracı, ekmek parası olarak kullanırken; kimi de en masumca zamanını israf edip; boş muhabbetlere, sanal oyunlara, gereksiz seyirlere yönelerek raydan çıkmaktadır bu yolla. Daha da ilerisi art niyetli olanı, net üzerinde gayrimeşru örgütlenmek, cinsel istismar, mahalle baskısı, gıybet vb. kötülükler. Ünlü şovmen Okan BAYÜLGEN yarı şaka yarı ciddi bir insanın sosyal medyada virüs gibi yayılabildiği esprisini yapıyor mesela doğru bir tesbitle. Yüzyüze gelinmemesi, zaman israfı, günah işleme zeminine açık olması ve daha zikretmediğimiz gibi birçok nedenle alenen izhar oluyor ki: “Sosyal medyanın yanlış kullanımı Sünnet’e mugayirdir”      
Ekleme Tarihi: 18 Ocak 2019 - Cuma

SOSYAL MEDYAYA ŞERİ BAKIŞ

Günümüzde sigara gibi birçok ihtilaflı meselede asr-ı saadette bu sorunlar olmadığı için; âlimlerin fetvası farklıdır. Kimi mekruh, kimi tahrimen mekruh, kimi haramdır der.

Yaklaşık ilk başlangıçtaki skype, msn, mail gibi anlık mesajlaşmalar da dahil olursa son 15 yıldır ülkemizde de yaygın olan sosyal medyanın hükmü nedir?

Sosyal medyada birçok siyasi, spor, dini, etnik vb. konulu tartışmalara şahit oluyoruz hemen hemen hergün. Peki, akrabalar, arkadaşlar, komşular tanımadıkları kendilerini de tanımayacak umursamayacak bir siyasi lider için, sporcu için, sanatçı için popüler biri için neden yakınlarıyla kavga ediyorlar.

Bugün günümüzde halk arasında günah olarak bilinen çoğu fiil aslında ayet ve hadis kaynaklarına dayanmamakta, sadece kıyas ve nasslarla hüküm verilmektedir. Mesela bir genç de görülünce yaşlılar, yobazlar, tutucular tarafından linç girişimi yapılan topsakal(keçisakal) mevzusu, buna örnektir.

Topsakal için ne bir ayet ne bir hadis gibi yazılı kaynak vardır haram diye. Sadece sünnet’e mugayyirdir. Peki ben bu örneği neden verdim? İşte bilgisayar kullanırken topsakal gibi insanın yüzünde direk belirmese de nişanesi, sosyal medya kullanımı da böyledir.

Peygamber efendimiz (s.a.v.)  “Muhatabınızın yüzüne bakın” diye buyuruyor. Bugün günümüz çağdaş biliminin aura, enerji diye açıklayacağı ruberu o kristalize ortam oluşmadan gelişen konuşmalar muhtemel tartışmalara, tartışmalar kavgalara dönüyor. Yani sünnet yerine gelmeyince fitne doğuyor.

İnsanlar yüzyüze gelince cesaret edemedikleri söylemleri klavye delikanlılığı ile sunuyorlar, başka klavye delikanlıları da icabet edince kaos çıkıyor.

Sosyal medyanın başka sıkıntılı yönleri de şunlardır. İnsanlar buradan tanımadıkları, bilmedikleri kişilere samimi sohbetlerine, gösterdikleri riyakâr karaktere inanarak; güveniyorlar. Bu da analiz yeteneğini, basireti şaşırtıyor.

İnceleyince görüyoruz ki kimileri doğal sirkülasyon gereği sosyal medyayı yayınlarıyla, dm’lerle, tanıtımlarla işinin bir aracı, ekmek parası olarak kullanırken; kimi de en masumca zamanını israf edip; boş muhabbetlere, sanal oyunlara, gereksiz seyirlere yönelerek raydan çıkmaktadır bu yolla.

Daha da ilerisi art niyetli olanı, net üzerinde gayrimeşru örgütlenmek, cinsel istismar, mahalle baskısı, gıybet vb. kötülükler. Ünlü şovmen Okan BAYÜLGEN yarı şaka yarı ciddi bir insanın sosyal medyada virüs gibi yayılabildiği esprisini yapıyor mesela doğru bir tesbitle.

Yüzyüze gelinmemesi, zaman israfı, günah işleme zeminine açık olması ve daha zikretmediğimiz gibi birçok nedenle alenen izhar oluyor ki: “Sosyal medyanın yanlış kullanımı Sünnet’e mugayirdir”

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.