Anasayfa Yazarlar AHMET NAS Yazı Detayı Bu yazı 1872+ kez okundu.
AHMET NAS
Köşe Yazarı
AHMET NAS
 

SIRATTAN MÜSTERİH GEÇİŞ

             Büyüklerden biri bir rüya görmüş. Bakmış ki büyük bir asfalt yolda çamura batmış boğazına kadar.              Kıyamet günü imiş. Bütün insanlar mahşer yerinde toplanmış. Allah-u Teâlâ’nın önüne çıkmışlar.              Kafile kafile, herkes kendi ailesiyle, kavmiyle, ekibiyle Yaradan’ın huzuruna çıkıyor.              Hz. Âdem Babamız başta olmak üzere tüm nebiler geldiler bağırıp çağırıp figan edip gittiler. Hiç bize bakmadılar.              Sahabeler de, evliyalar da gelip gittiler. Hiç kimse bana bakmadı.              Bağırdım seslendim kimse duymayınca eyvah dedim. Aha ben yandım, burada kaldım. Ebediyen burada kaldım. Daha ümidimizi kestik.              Bir baktık ki sofi kıyafetli biri elini sırtına atmış, asfalttan yavaş yavaş geliyor. Ümidimizi de kestik. Seslenecek takatimiz de kalmadı.              Seslensek mi diye tereddüte düştük. O da tam karşımıza geldi.              Çağırmadan dedi ki “ben sizi kurtarayım mı”              Şok geçirdik. Bundan başka bir isteğimiz yoktu ki.              Hemen elini uzattı, o çamurdan beni kurtardı. Asfaltın üzerine bıraktı. Hadi gidelim dedi.              Biz ayakta ardınca gittik. Bir düşünce beni sardı. O zata soralım “sen kimsin” diye.               Döndü ve bana dedi ki: “Ben Şah-ı Nakşibendim”               Sonra beni bir düşünce daha sardı,  “Şah Hz.lerinin o kadar müritleri vardı, onları bırakmış nereye gidiyor.”                 Elini kolunun altına attı, bir kutu çıkardı. Sinek gibi küçük ruhlar var.               Dedi ki: “Bunların hepsi sofimizdir. Kabirden kalktıklarında onları bu kutuya koyduk.  Ben istedim ki, sofilerimiz haşr neşr, kıyamet görmesin, Allah-u Tealanın huzuruna çıkıp utanmasın. Onların evraklarını tamamladık. İşlemini yaptık, bitirdik.”               Şah-ı Nakşibend devam eder: “Herkesi Cennette kendi makamına götürüp bırakacağız ki Kıyamet görmesinler, Mevla’nın huzurunda utanmasınlar.”                           Şah-ı Nakşibend Hz.leri buyurdular ki: “Biz böyle niyet ettik Allah-u Teala da niyetimizi kabul etti. Onları götürüyoruz.”             Hani bizden öğüt alan             Kalmadı Dünyaya gelen             Gece gündüz taat kılan             Şu sıratı geçti gider.             
Ekleme Tarihi: 07 Temmuz 2021 - Çarşamba

SIRATTAN MÜSTERİH GEÇİŞ

             Büyüklerden biri bir rüya görmüş. Bakmış ki büyük bir asfalt yolda çamura batmış boğazına kadar.

             Kıyamet günü imiş. Bütün insanlar mahşer yerinde toplanmış. Allah-u Teâlâ’nın önüne çıkmışlar.

             Kafile kafile, herkes kendi ailesiyle, kavmiyle, ekibiyle Yaradan’ın huzuruna çıkıyor.

             Hz. Âdem Babamız başta olmak üzere tüm nebiler geldiler bağırıp çağırıp figan edip gittiler. Hiç bize bakmadılar.

             Sahabeler de, evliyalar da gelip gittiler. Hiç kimse bana bakmadı.

             Bağırdım seslendim kimse duymayınca eyvah dedim. Aha ben yandım, burada kaldım. Ebediyen burada kaldım. Daha ümidimizi kestik.

             Bir baktık ki sofi kıyafetli biri elini sırtına atmış, asfalttan yavaş yavaş geliyor. Ümidimizi de kestik. Seslenecek takatimiz de kalmadı.

             Seslensek mi diye tereddüte düştük. O da tam karşımıza geldi.

             Çağırmadan dedi ki “ben sizi kurtarayım mı”

             Şok geçirdik. Bundan başka bir isteğimiz yoktu ki.

             Hemen elini uzattı, o çamurdan beni kurtardı. Asfaltın üzerine bıraktı. Hadi gidelim dedi.

             Biz ayakta ardınca gittik. Bir düşünce beni sardı. O zata soralım “sen kimsin” diye.

              Döndü ve bana dedi ki: “Ben Şah-ı Nakşibendim”

              Sonra beni bir düşünce daha sardı,  “Şah Hz.lerinin o kadar müritleri vardı, onları bırakmış nereye gidiyor.”

 

              Elini kolunun altına attı, bir kutu çıkardı. Sinek gibi küçük ruhlar var.

              Dedi ki: “Bunların hepsi sofimizdir. Kabirden kalktıklarında onları bu kutuya koyduk.  Ben istedim ki, sofilerimiz haşr neşr, kıyamet görmesin, Allah-u Tealanın huzuruna çıkıp utanmasın. Onların evraklarını tamamladık. İşlemini yaptık, bitirdik.”

              Şah-ı Nakşibend devam eder: “Herkesi Cennette kendi makamına götürüp bırakacağız ki Kıyamet görmesinler, Mevla’nın huzurunda utanmasınlar.”

            
             Şah-ı Nakşibend Hz.leri buyurdular ki: “Biz böyle niyet ettik Allah-u Teala da niyetimizi kabul etti. Onları götürüyoruz.”

            Hani bizden öğüt alan
            Kalmadı Dünyaya gelen
            Gece gündüz taat kılan
            Şu sıratı geçti gider.

            

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.