ESENLİK SELAM'DA
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
08.01.2013 - 09:36, Güncelleme:
12.09.2022 - 18:02 3012+ kez okundu.
ESENLİK SELAM'DA
Selam kelimesi sözlükte; maddî ve manevî dert, keder ve sıkıntılardan kurtulmak, barış ve esenliğe ulaşmak anlamına gelmektedir. Bir fıkıh terimi olarak selam; karşılaşan iki müslümanın birbirine yaptıkları dua cümlesinden meydana gelmektedir. Selam veren "es-selamu aleyküm (Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun)" ifadesinde bulunur. Selamı alan ise "ve aleykümü's-selam ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun)" diyerek ilaveli duada bulunmuş olur. Mülk ve melekûtun tercümanı Kur'an-ı Kerim ise selamı şöyle anlatır: "Bir selam ile selamlandığınızda, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın veya aynı ile karşılık verin" (Nisa suresi 86.ayet) "Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara deki: Size selam olsun" (En'am,54.ayet). Selam aynı zamanda Yüce Allah’ın doksan dokuz Esma-i Hüsna’sından yani güzel isimlerinden bir tanesidir.Medine döneminde Yahudiler Hz. Peygamberle karşılaştığı zaman "Sana ölüm olsun" manasına gelen "Es-samu aleyke" şeklinde selam veriyorlardı. Hz. Peygamber onların bu esenlik içermeyen selamlarına "aleyküm "size olsun" diye karşılık vermekle iktifa eder, edepli ve yumuşak(leyyin) tavrını bozmazdı. Allah'ın Rasulü, müslümanın müslüman üzerindeki haklarını sayarken, ilkinin verilen selamı almak olduğunu belirtmiştir.Âdem (a.s)'ı yaratan Allah, O’na; "git, meleklere selam ver, nasıl selamlaşacaklarına bak, bu senin ve neslinin selamlaşma modeli olacaktır" dedi. Bunun üzerine Adem (a.s) meleklere; "es-Selamu aleykum (Allah'ın selamı size olsun)" dedi. Onlar da; "es-Selamu aleyke ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sana olsun)" diyerek karşılık verdiler. Günümüzde kullanılan “merhaba”,"hayırlı sabahlar", "hayırlı akşamlar", "iyi günler", "iyi akşamlar", "günaydın" veya "tünaydın" gibi deyimler, selam verilenler üzerinde huzur, güven ve esenlik meydana getirebilirse de "İslam'a ait selam"ın yerini tutmadığından bu anlamda kullanılamaz. Bu deyimler asıl selamlaşmadan sonra dua ve temenni yerinde söylenebilir.Selamın toplumda yaygınlaştırılmasını emreden Allahın Resulü Hz. Muhammed(asm), bir hadisinde bunun toplumsal olumlu sonucunu şöyle dile getirmiştir: "Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a kasem olsun ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir ameli size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız.İnsanların birbiriyle tanışarak bir iman kardeşliğinin oluşmasında, selamlaşmanın çok önemli bir yeri vardır. Bu yüzden İslam'da selam verme, kişi için alamet-i iman yani mü'minlik belirtisi sayılmış ve selam verene "sen mü'min değilsin" denilmesi yasaklanmıştır. (Nisa,94.ayet). Usame b. Zeyd, savaş esnasında şehadet kelimesini getirip selam veren müşrik saflarındaki birisini öldürmüş ve can korkusundan dolayı böyle söylediğini düşünmüştü. Durumdan haberdar olan Allah Resulu hiddete gelerek «kalbini yarıp baktın mı?» ifadesiyle Usame'yi kınamıştır.Farz namazların bitişinin hemen ardından söylenen sözle bizde yazımıza son veriyoruz: Allahümme entesselam ve minkesselam… Manası; Allahım sen Selam’sın ve Selam(esenlik) da sendendir. Hepinizi Allah’ın selamıyla selamlıyorum. Selam olan Allah’ın selametinde kalın.”Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu ebeden daimen.
Selam kelimesi sözlükte; maddî ve manevî dert, keder ve sıkıntılardan kurtulmak, barış ve esenliğe ulaşmak anlamına gelmektedir. Bir fıkıh terimi olarak selam; karşılaşan iki müslümanın birbirine yaptıkları dua cümlesinden meydana gelmektedir. Selam veren "es-selamu aleyküm (Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun)" ifadesinde bulunur. Selamı alan ise "ve aleykümü's-selam ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun)" diyerek ilaveli duada bulunmuş olur. Mülk ve melekûtun tercümanı Kur'an-ı Kerim ise selamı şöyle anlatır: "Bir selam ile selamlandığınızda, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın veya aynı ile karşılık verin" (Nisa suresi 86.ayet) "Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara deki: Size selam olsun" (En'am,54.ayet). Selam aynı zamanda Yüce Allah’ın doksan dokuz Esma-i Hüsna’sından yani güzel isimlerinden bir tanesidir.Medine döneminde Yahudiler Hz. Peygamberle karşılaştığı zaman "Sana ölüm olsun" manasına gelen "Es-samu aleyke" şeklinde selam veriyorlardı. Hz. Peygamber onların bu esenlik içermeyen selamlarına "aleyküm "size olsun" diye karşılık vermekle iktifa eder, edepli ve yumuşak(leyyin) tavrını bozmazdı. Allah'ın Rasulü, müslümanın müslüman üzerindeki haklarını sayarken, ilkinin verilen selamı almak olduğunu belirtmiştir.Âdem (a.s)'ı yaratan Allah, O’na; "git, meleklere selam ver, nasıl selamlaşacaklarına bak, bu senin ve neslinin selamlaşma modeli olacaktır" dedi. Bunun üzerine Adem (a.s) meleklere; "es-Selamu aleykum (Allah'ın selamı size olsun)" dedi. Onlar da; "es-Selamu aleyke ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sana olsun)" diyerek karşılık verdiler. Günümüzde kullanılan “merhaba”,"hayırlı sabahlar", "hayırlı akşamlar", "iyi günler", "iyi akşamlar", "günaydın" veya "tünaydın" gibi deyimler, selam verilenler üzerinde huzur, güven ve esenlik meydana getirebilirse de "İslam'a ait selam"ın yerini tutmadığından bu anlamda kullanılamaz. Bu deyimler asıl selamlaşmadan sonra dua ve temenni yerinde söylenebilir.Selamın toplumda yaygınlaştırılmasını emreden Allahın Resulü Hz. Muhammed(asm), bir hadisinde bunun toplumsal olumlu sonucunu şöyle dile getirmiştir: "Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a kasem olsun ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir ameli size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız.İnsanların birbiriyle tanışarak bir iman kardeşliğinin oluşmasında, selamlaşmanın çok önemli bir yeri vardır. Bu yüzden İslam'da selam verme, kişi için alamet-i iman yani mü'minlik belirtisi sayılmış ve selam verene "sen mü'min değilsin" denilmesi yasaklanmıştır. (Nisa,94.ayet). Usame b. Zeyd, savaş esnasında şehadet kelimesini getirip selam veren müşrik saflarındaki birisini öldürmüş ve can korkusundan dolayı böyle söylediğini düşünmüştü. Durumdan haberdar olan Allah Resulu hiddete gelerek «kalbini yarıp baktın mı?» ifadesiyle Usame'yi kınamıştır.Farz namazların bitişinin hemen ardından söylenen sözle bizde yazımıza son veriyoruz: Allahümme entesselam ve minkesselam… Manası; Allahım sen Selam’sın ve Selam(esenlik) da sendendir. Hepinizi Allah’ın selamıyla selamlıyorum. Selam olan Allah’ın selametinde kalın.”Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu ebeden daimen.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.