Kudüs İslam dininde önemli bir değere önemli bir makama sahip bir şehirdir. İslam dininde önemli bir makam mevki olan şehrin öylesi bir duruma düşmesi ile orada yapılan hakaret ve haksızlıklar ile orda yaşayan insanlara yapılan saldırı ve eylemler artık işi çığırından çıkardıklarının farkına varmak gerekmektedir. İslam dinin kutsal kitabı yüce rabbimin ayeti kelimesinde aynen böyle buyuruyor. Ey iman edenler! Biliniz ki? Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanlardan mallarını haksız yollardan yerlerden ve insanlardan Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüş yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! (Tevbe süresi 34 ayet) İslam dinine düşman olan Yahudiler İslam dininden korkup sürekli İslam ile düşman olan bu Yahudilerin Kudüs olayı ile işin gerçek yüzünü dünyaya sergiler olmaktadır. Dünya üzerinde tüm Siyonist ve Emperyalist güçler birlik ve ittifak içinde hareket edip birlik beraberlik içinde düzen kurmaktadırlar. Dünya üzerinde ne ilginçtir ki, tüm Müslümanlar kendi aralarında bire birlik beraberlik olamadıklarından güç kuvvet oluşturamamaktadırlar. Dünya üzerindeki Müslümanların bu yapılan eylemlere ve dünya üzerinde Müslüman olan ülkelerde hep terör, eylem, savaş var olmaktadır. Bunu yapan Siyonist Emperyalist ülkelerin piyonları olan Müslüman ülkelerde kendini benliklerini satmış insanlardan ülke ve toplum olarak kendilerimizi arındırmalıyız. Bakın geçen hafta İslam birliği toplantısına teşrif etmeyen ülkelerin liderleri çıkıp birde biz toplum ve ülke olarak Müslüman’ız demesi İslam’a ve Müslümanlığa kendilerini örnek teşkil eden ülke olarak göstermeleri ne kadar abes olmaktadır. İşe böylesi kendi benliklerini Siyonist Emperyalist güçlere kaptırmış olan ve kendilerini onlara kul etmiş olan liderlerin durumuna baktıkça içler acısı hallerine şaşırmaktayım. Dünya üzerinde İslam dinini geçmişte en güzel yaşayan ve yaşatmış olan ecdadın torunları olarak yeniden tekrardan destan yazacağız inşallah. Şair nabi dediği gibi öyle bir makam ki makamı ulvi o makam şairin burada dile getirdiği bestenin şimdi orada olan liderlerin bu mısraları okumadıkları ve İslam ile şereflenmediklerinin tecellisidir. Sakın terk-i edepten, kûy-i mahbûb-ı Hüdâdır bu!   Nazargah-i ilahîdir, Makam-ı Mustafadır bu. Mürâât-ı edep şartıyla gir Nabî bu dergaha,   Metâf-ı kudsiyadır, bûsegâh-ı enbiyadır bu. Dünya üzerindeki Müslümanların bu Yahudilerin yapmış oldukları eylemden artık bir ders alıp birleşme gösterip dünya üzerinde artık birlik beraberlik içinde bir uyanış ile artık birlikte kenetleşme gösterirler inşallah. Osmanlı padişahlarının bir okla değil bir tutam okla oğullarına verdikleri nasihat ile devletçiliği birlik beraberliği gösterdikleri gibi artık bizlerde birlik beraberlik dirlik içinde olacağımız günler gelmiştir. Artık uyanın ey Müslümanlar.