Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu. Ülkemde yıllardır böylece soyup böylesi blöf oyunlar ile ekonomimizi ve paramızın değerlerini düşürenlerin oyunları bitmek bilmiyor. Ülkemde yabancı uyruklu dış menşeli bankalardan geçilmez olmuş. Son birkaç banka daha dış ortaklı dış menşeli sermaye sahiplerine satılıp isimleri bile değişime uğradığı görülmüştür. Bu yapılan saldırıların dışarıdan olması ile dışarıdaki sermaye sahiplerinin ülkemizde böylesi kazançların varlığını duyan sermaye sahipleri ülkemizde banka satın almaya gelmesiyle dışarıdan direk yaptıkları kazançların içerden idare etmesi ile tamamen ele geçirmiş olmaktadırlar. Banka kanununa göre bankada bulunan tüm paraların bankalar birliğine göre kasasında bulunan tüm paranın o bankanın kendi parası olarak kayıtlara düşmektedir. Bankalara bulunan paraların hesap sahiplerine ait olarak görülmesi sadece kendi banka içersinde kendi müşterilerinin hesapları olarak görülür bankalar birliğinde müşteri olarak görülmemektedir. Böylece müşterilerin yabancı menşeli bankalarda açtıkları hesaplar yatırdıkları paralar ve hesabında bıraktığı paraların hepsi o bankanın olarak görülmektedir.  Böylece o banka döviz işlemleri esnasında kasasındaki tüm paranın sahibi kendisi olduğundan kendi hesabındaki tüm para miktarı kadar alım satım yapabiliyor. Böylece o banka kasasındaki paranızla senin ülkendeki ekonomiyi kendi istekleri doğrultusunda oyunlar oynaya biliyor. Bu oyunu yıllardır blöf sistemiyle yılardır oynayan dış menşeli bankalar ve banka yöneticileri, idarecileri, sahipleri ülkenin ekonomisinde kendi istedikleri oyunları oynayıp büyük rantlar elde etmeyi başardılar. Başta ülkemizde ki devlet nezdinde olan bankaların geçmiş yıllarda özelikle esnaf kesimine başta çek vermemekle kredi açmamakla kendilerini şartlandırmış olan yöneticiler idareciler halkı, esnafı, sanayiciyi, özel bankaların kucaklarına göndermek için ellerinden gelen tüm çabaları sarf ettiler. Sonra o kişiler özel bankalardan çalışmakla özel bankaların müşteri durumuna sermayesine göre değerlendirip güçlü ve yüklü sermaye sahiplerine büyük kolaylıklar ve olanaklar sağlayarak sermayelerini bankalara yatırmaları için ellerinden geleni yaptılar. Esnafım, yatırımcım, sermaye sahipleri iş adamlarımızın özel bankalara gidince devlet bankalarında sadece devletin işlevleri yapan kurumlar durumuna düştüler. Bankacılıktan adeta çıkmış oldular. Böylece dışarıda bulunan sermaye sahipleri ülkemizin halkının böylesi özel bankalara düşkün olmaları ve devlet bankalarının esnaf ile sanayici ile ilgilenmediğinden dolayı dış güçlerin ülkemizde banka açmak banka satın almakla adeta yarış içersinde girdiler. Şimdi buna uyanan hükümetin bu konu üzerinde bir düzenleme yapması bundan daha önemlisi olan geçmiş bir yazımda dile getirmiş olduğum diğer bir konuda daha var bu konularda acilen gerekli düzenlemeleri yapması gerekmektedir. İşte bankaların halkımıza vatandaşımıza vermiş olduğu kredi ve kart borçlarını devletten vergi olarak düşmesi ve sonrada o borçları cüzi bir meblağ ile yeni adı varlık şirketleri olan aslında avukat adı altında tahsilci takımı olan bir varlık adı altında ki şirketlere satarak sonrada başta adalet mekanizmasını sonrası da cezaevlerini işgalden başka bir durum olmayan eylemlere geçilmesi ile ülkede büyük kaoslara meydan vermesi ile büyük kargaşa yaratan bu sistemin acilen yeniden gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Ülkemizde ki banka sistemler bankaların böyle ekonomiyi yönetmeleri ekonomimize kendi istekleri doğrultusunda müdahale etmelerini sağlayan durumların acilen değiştirilmesinin yeniden yapılandırılmasına acilen geçilmesi yoksa gelecekte daha büyük hüsranlar doğuracağının açık göstergesi durumundadır.