Geçmişte bir kader oyunu, bir suç veya bir hakkaniyetsizce ceza evine düşmüş olan vatandaşlarımın içler acısı mağduriyetlikleri. Bir şahıs düşünün geçmişte ansızın veya yoksulluğun pençesinden dolayı, veya en kötüsü kendi malını canını koruması için namusunu muhafaza ede bilmek için almış olduğu bir sözde silah ama bir demir parçasından dolayı düştükleri ceza evlerine bunu yaptıran mevki makama adalet deniyor. Ben böylesi adaleti ancak bu ülkede görüyorum vatandaşın faturalı malını 2 yıldır alıkoyuyor. Vatandaşı mahkemede süründürüyor. Diğer taraftan bir vatandaş birkaç paket sigara tek sucu bu sigaralarda tekel ibaresi olmadığından 2 yıl 6 ay hapis cezası veriyorlar buna adalet diyorlar. Bir vatandaşım yaşadığı bölge terör ve hızsız haydutlar bölgesi olması itibariyle kendini malını canını koruması için almış olduğu silahı gelip tutuklayıp 4 yıl 2 ay hapis cezası vermekte olan buna da adalet denmektedir. Bunların kişiliğini ailesinin durumunu kendisinin sağlığını gözetmeksizin alıkoyup içeri tıkmakta olan makama adalet makamı deniliyor. Hakkımı malımı gasp et ve bana adalet diyerek bana güven denilen yere nasıl ben sana biat etmemi beklersin. Bakın güneydoğu illerinde bu gelinen nokta bunun tek sorunu yine böylesi bir adaletsizlikten ibarettir. Ülkemin en genç nüfusuna sahip bölgede iş alanı yok üretim mekânları yok, sanayileşme yok, hepsinden önemlisi, bu genç nüfusun gelecekten ve bilgiden yoksunlar. Böyle bir şekilde yaşamasını sağladığımız insanları nasıl vatana, topluma faydalı hale getiririz düşüncesinde olmaktansa biz bu insanları nasıl içeri tıkarız nasıl köhneleştiririz düşüncesinde olan bir yönetimle karşı karşıyayız. Böylesi bir yönetim ve idarecilikle ne yapılabilir ki! Bakın geçmişte devletimin milletimin vekilleri 2 yıl milletvekillik eden süper emekli olma şansına sahip olması için bir defada kararı meclisten geçirdiler. Bu ülkemde en ucuz olan şehirde en ucuz kira 600 TL olan bir ülkede asgari ücret 1000 lira daha yeni bin 1300 demekteler peki şimdi bir vatandaşıma sorarım bekar bile olsa 600 lira kira verir ise günde iki öğün bir simit bir çay içme hakkına sahip iki öğün yani günce 3 çay içerse veya 3 simit yerse bu şahıs benim nazarımda hırsızdır veya dolandırıcıdır. Giyim ayakkabı veya kendine üst baş almasına asla müsaade etmiyorum hatta asla toplu veya özel araçlara binmesine asla müsaade edilmemiştir. Böylesi bir yaşam felsefesi böyle bir toplum yapılandırması sadece ve ancak ülkemde olmaktadır. Böyle yaşam felsefesini giden zihniyetlere şimdi sorarım sizler halkımızı toplumumuzu böylesi yaşamaya iter iseniz böylesi bir yaşam politikası ile yaşayan bir nesille nasıl barışıklık sağlaya bilirsiniz. Kusura bakmayın başta sayın büyüklerim olmak üzere siz sanırım sıradan vatandaşlardan be haber yaşadığınız ve sıradan vatandaşların içinden gelmediğiniz kesin bir kanıttır. Ben ülkemde hak adaletin tecelli etmediğini devletimin başındaki yönetimlerinde halen dini İslam ve kutsal kitabımız kuranı kerimden uzak marifet okumak değil marifet anlamak tasvip etmek ve en önemlisi uygulamaktır. Bizler halen korkup kurana bile yemin edemiyoruz anayasamız gereği olarak neye biat edeceğiz.