Bu ülkede öyle bir adaletsizlik ve öylesine adalet mağdurları mevcut ki akıllara durgunluk verilmektedir. Ülkemde ticaret yaparlar kendi aralarında alacak verecek diye bir sözleşme aslında gerçek olarak hiçbir hükmü olmayan bir evrak buna ad koymuşlar. Çek, Senet bunların sadece iki kişinin alacağını vereceğini kendi aralarında mutabık kaldıkları bir ödeme şeklinden öde bir şey değildir. Buna istinaden mahkeme mercilerine başvururlar buna istinaden alacaklı taraf büyük bir meblağ yatırım gösterir ve mahkemenin ve devletin polisiyle alacaklının evine iş yerine baskın yaparlar. Sanki bu adam ülkemde en büyük katil seri cinayet ve büyük kaçakçı ticareti yapmışçasına kişilerin evlerine iş yerlerine hacze giderler. Bu hacze memurlar işlerini değil avukatların emri doğrultusunda işlem yaptıkları net olarak görülmektedir. Çünkü gidilen yerlerin borçluya ait olmadığı belgelerle tespit edilmesine rağmen yok efendim eski kiracının yada verecekli olan şahıslara ait bir poşet bir defter bulunmuştur bunu bahane edip işlem başlatmaları ve bu işlemi yapan memurların kesinlikle avukatlar tarafından kendilerine ilave edilen durumlar söz konusu olduğu sonradan avukatlar ile beraber yemeğe davetler dilince her şey apaçık ortaya çıkmaktadır. Böylesi adalettin temsilcileri ve adalet adına işlem yapan memurların böylesi cahilliklerine bakınca içler acısı duymaktayım. Çünkü kesinlikle çıkarlarının ve kendilerinin dışardan memnun edildiğini anlamaktayız. Şimdi bunun burası tamam yapılan haciz işlemleri ülkemde adalet ve ekonomi mal beyanları mevcut bir sistem içinde isek alınan icra ile alınan malların fatura bedeli karşılığında alacaklı kabul etmelidir. Satılırken değil. Ülkemin pazarlarda nara atılan güzel bir deyim var. Batan geminin malları derler. Bu naraya istinaden ben alınan mallarımı bana bırakılması ve gerçek değerinden satıp borlarımı ödemesi denmesi gerekirken icra ile alınan mallarımı sattığım bedellerle borcundan düşerim denilmesi iyi o zaman ülkemde ne diye maliye bakanlığı var?  O zaman ülkemde neden fatura belgesi ve mali idari birimler var! Bizler o zaman icra yollarında ki satışları yapılan malların değerlerine göre fiyat belirleyelim. Hiç kmse kusura bakmasın adalet gerçek ise o zaman alacaklı bu şahısta alacağın varsa veremiyorsa elinde bu malı ver bu fiyata alıp borcuna istinaden kabul edip bu işlemi burada bitireceksin. Yok efendim bu malları icra ile el koyacak yedi emin denilen metruk yerlerde metruk kişilere yedi emin diye teslim edilecek orada satışa çıkacak orada duran ülkem tabiriyle leşçiler tayfası o mallara ölü fiyat verecek e bu mallarını ben bu fiyata sattım senin borcun sadece giderlerini bile karşılayamadı. Borcun olduğu gibi duruyor denilecek bunun neresinde adalet neresinde hukuk neresinde bir gerçeklik var bana çıkıp gösterin. Adaletin tecellisi ise ülkemizin özellikle adalet sisteminde bu alacak verecek şahısların ticaret yapmasında kendilerine öncelikle öz güveni olacak sonrası adaletli bir sitemin çalışması sağlanacak. Adam almış çek, senet benim X bir şahısta alacağım var. Ey insan sen bu alacaklına ne sattın ne karşılığında bu senedi, çeki aldın gel bakayım bana bir beyan et bakalım. Nasıl ki biz bir yere atacağımız imza için bile noterden bir imza belgesi istiyoruz de neden ortaklık için bile bir noter tasdikli bir belgen yok? Sen ne malum ki bu adamları kaçırıp silah zoruyla senet, çek almadığın tehditler savurmadığın nerden bileyim. Yok mal ticareti yapmış iseniz o zaman fatura nerede fatura yok ise o zaman sen ülkeme vatanıma ihanet etmiş maliyeden vergi kaçırmaktasın. O zaman en büyük suçlu devlet nezdinde sensin. Adaletin tecellisi için adalet mercilerden başlayıp adaletli işlerin yapılmasını sağlamamız için öncelikle adalet hanelerden başlayıp adaletli bir sisteme geçelim. Adaleti adaletsizlik yapanlardan ararsak adaletsizlik içinde boğuluruz.