Bir ülkenin en temel varlığı o ülkenin adalet ve hukuk üstünlüğüdür.Avrupa ülkelerine bakın kalkınma ve gelişmelerinin tek yegâne sebebi adalet ve hukukun üstünlüğü ülkesinin halkına insanlarına verilen değerlerdir.Bizim ülkemizde adalet ve hukukun üstünlüğü bitmiş bir durumda çünkü bizim ülkede hukuk ve adalet yazılırken ülkemin insanları göz önüne alınmıyor.Ülkemde adalet ve hukuk yok denilecek kadar güven ve özveriliğini kaybetmiştir.Ülkemde basit ve sıradan ülkemin kanun ve yasalarına göre kendilerince yazılmış olan birçok ülkemin değerli vatandaşları ve insanları ki dünya üzerinde şuan insanlara ihtiyaç duyulurken. Dünya ülkeleri insan kaynaklarını iyi kullanmaya çalışılan bir dönem içersinde iken. Ülkemin kendilerinin nereden ne şekilde benimsedikleri kanunlara bakın tam aksine insanlarımızın kişilik ve benlik haklarını ellerinden alıp cezaevlerine tıkamaktadırlar.Bunun tek yegâne sebebi adalet ve hukukun üstünlüğü değil tam aksine adalet ve hukukun bitiği bir cağda yaşadığımızın tek yegâne göstergesidir.Kendilerinin kanun ve yasa dedikleri suçların hepsinin tek yegane sebebi ülkemin geçmiş ve günümüze süre gelen hükümetlerinin ta kendileridir.İnsanlarımıza değer verilmiş ve kalkınmasında önderlik edilmiş olsalardı ülkemin insanları asla öylesi suçlu duruma düşürülmeyeceklerdi.Ülkemde şimdilerde birçok cezaevlerinde yatan değerli vatan evlatlarımızın tek suçları ne biliyor musunuz? Ülkem sınırlarında geçişlerini sağlamış oldukları gümrüksüz gibi değil o ürünü başka bir ürün olarak görmesini sağlamış olup o ürünleri ülkeye girişlerini sağlamış olan resmi makam şahsiyetlerinin ülkemin hükümetleri bunu çokta iyi bilmektedirler. Diğer bir devletimin memurları bunun suç mekanizması olduğunu görüp insanlarımızı cezaevlerine tıkaması bunun kadar açık ve net bir tuzağı bizim ülkemizden başka nerede göre bilirsiniz.Bu ülkede devletin kendi kurumu olan devlet statik araştırma kurumu olan kurum kendileri açıklıyor. Dört nüfuslu bir aileye aylık 3900 TL gelir getirisi olmadığı takdirde yoksulluk sınırında 1900 TL gelir getirisi olmayan bir aile ise açıklık sınırında bunu devletimin kendi araştırmasıdır. Bu devletimin hükümetleri bunu biliyorlar ve iş asgari ücrete geldiğinde bir ailede ki bu ülkemizin birçok yerinde dört aileli bir ailede genel anlamda tek kişi zar zorla bir asgari iş bulmuş durumda oluyor ve ülkemde asgari ücretin kesintilerden sonra net kalan 930 TL sıdır. Şimdi sormaz mıyım ey devletimin hükümetleri kanun ve hukuk adamları size soruyorum? Dört nüfuslu bir aile geçinmesi için aylık ne kadar gelir bulması lazım? Bu parayı ülkemin şartları içersinde legal olarak nasıl bir iş yapsın. Tüm resmi kurum ve işçi alımlarında geçmişlerde yazmış olduğum ve halende yazmaya devam edeceğim yandaşlık milletvekilleri ve bakanların yakınları partizan olmasan birçok yere girme şansın olmadığı en güvenle iş kapısı olan İş-kur bile yandaşlık ve siyaset torpilin geçerli oldu bir kurum olduğunu defalarca yazdığım bilinmektedir.Bakın ülkemde böylesi bir haksız ve insanları hakir kıldırılıp adeta suç işlemeye iletilmesini sağlayan böylesi bir devlet anlayışı içersinde olan hükümetlerin ülkem insanlarını nasılda kıyım yapıldığını ve bu insanları neden cezaevlerine tıkadıklarını resmi açıklamasını da beyan edelim.Ülkemin birçok yerine işçi alınası gerekirken cezaevlerindeki tutuklu ve mahkûm insanların öylesi yerlerde bedava denilecek bir şekilde çalıştırmasını sağlamakla adeta o suçluya bir berat vermişçesine onu sevindirmek işin özünde adaletsizce bir adaletin insanımı nasıl hakir kılıp ücretsiz denilecek kadar çalıştırmasını sağlayalım anlamına getirmekten öte bir şey değildir.