NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

VATANDAŞIN PTT ÖNLERİNDE SIRA ÇİLESİ

Yıllardır ülkemizin birçok yerinde PTT önlerinde sabahtan akşama kadar, bu ülkenin anayasa ve yasalara göre her hakka sahip eşit vatandaşları eşit olmayan bir çile çekiyor. Çile yaşıyor. Hem de Sağlık alanında olsun diğer alanlarda olsun, geçmiş iktidarları sürekli tenkit ederek onların döneminde çay şeker vs kuyruğu vardı, bizim dönemimizde bu eziyet bu kuyruklar olmayacak, bunlar yaşanmayacak diyen Ak parti döneminde Bu durum yaşanıyor. El hak her iktidarın kendi dönemlerinde yaptıkları yapmadıkları eksileri vardır, artıları vardır. Haklarını yemeyelim doğruya doğru yanlışa yanlış dersek, Ak Parti iktidarı döneminde bu kuyrukta bekleme sorunu büyük ölçüde aşıldı çözüldü. Son yıllarda sanırım nüfus artışı nedeniyle olsa gerek, hastanelerde biraz kuyruklar oluşmuşsa yoğunluk yaşanıyorsa bile bu durum önemli ölçüde azaldı dememiz mümkün. Gerçekleri demek gerekirse neydi 80 öncesi ve 80 sonrası kuyruklar, özelikle hastane ve eczane önlerinde muayene ve ilaç alma sırası bekleme çileleri dayanılır gibi değildi. Vatandaşların bir kısmı sabah erken karanlıkta uykudan uyanarak gelip saatlerce sıranın kendilerine erken gelmesi için uykulu gözlerle yarı uykulu bekliyorlar. Hayrettir ve ilginçtir bu kadar haklı olarak amansızca eleştirilen ve nispi olarak çözüm bulunan kuyruklar bitti. Ama şimdi ne yazık ki hoş olmayan insanların sıra bekleme trajedisi, PTT önlerinde yıllardır ülkenin neredeyse her yerinde milyonlarca vatandaşın gözü önünde eskiyi hatırlatan görüntüler yaşanıyor. Nedendir ve anlaşılmaz bir şekilde medyanın basının tüm uyarılarına rağmen buna bir türlü çözüm bulunmaz. Ayrıca en önemlisi bu koronavirüs döneminde iç içe geçen vatandaşlar birbirlerine bu melun hastalığı bulaştırıyor. Böyle bir umarsızlığı anlamak zor. İnsanın anlamadığı husus nasıl bir duyarlık oluşmuyor sanki çözüm bulunmak istenmiyor diye insanda bir algı oluşuyor. Çünkü istenirse gayret edilirse bu teknik dijital iletişim bankalar çağında bu sorunun aşılacağını çözüleceğini düşünüyoruz.  Doğru veya yanlış, acaba Yönetici beylerin bilinçaltında Osmanlı devleti yönetim şekli hayallerimi yaşanıyor diye bir algı oluşuyor. Yani saldık çayıra Mevla kayıra mantığı varsa bu mantık çağımızda geçerlı değil. Yöneticilerimize tenzih ederek bilmeyenlere hatırlatalım. Osmanlı devleti düzeninde Ülkenin tümü Padişahın özel mülkiyeti sayılır. Halk bir tebaa, İnsanlarsa bir kul köle olarak kabul edilirdi. Zaten Padişah insanlara kullarım diye hitap ettikleri gibi, insanlar Padişaha biz kullarınız derlerdi. Elbette bu ülkenin yöneticileri ve vatandaşları kul Köle değildir. Laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Aslında bunun fazla büyütülecek bir sorun olmaması gerekir. Gayret edilirse yıllardır vatandaşın bitmeyen bu çilesi sona erebilir. Üst satırlarda belirttiğim gibi her şeyin dijital bir hale geldiği bir çağda, iletişimin deyim yerindeyse ışık hızıyla oluştuğu bir çağda bu görüntüler ülkemize ve imajına hiç yakışmıyor. Ülkemize gelen turistler modern binaları avm leri görüp birde bu görüntüleri görünce olumsuz bir imaj ediniyor. Şimdi bu yazıyı okuyan yetkililerin bunu biz çözemiyoruz, hariçten gazel okumak kolaydır dediklerini duyar gibiyim. İşte böyle diyen böyle düşünen beylere bu sorun nasıl çözülür diye bizim naçizane kısaca üç önerimiz olacak. Bunlar 1. PTT ye telefonla randevu sistemi getirmek. 2. Personel sayısını artırmak. 3. PTT bu yoğunluğu azaltmak için müşterilerini bankalara dağıtabilir. Böyle yapılırsa yoğunluk önemli ölçüde azalır. Bizim saf temiz vatandaşlarımız, bu çileyi hak etmiyorlar. Ak Partinin iktidar mensupları il başkanları milletvekilleri bilmeniz gerekir, sıra bekleme çilesi bekleyen vatandaşların büyük çoğunluğu seçimlerde Müslüman duyarlığı fazladır diye Ak partiyi desteklediler, oy verdiler. Bizim anlamadığımız bu böyle bilindiği halde bırakalım ak Partiye oy verdiler diye değil, oy vermeseler bile vatandaşların böyle mağdur olmalarını önlemek için çaba sarf etmek çözüm üretmek gerekir. Mutlaka bir çaba göstermeli. Ama somut durum çözüm yok. Benim anladığım birçok şey Sayın Erdoğan’dan bekleniyor. Doğruyu demek gerekirse cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakanlık döneminden sonra cumhurbaşkanlığı süresinde halkın içerisine fazla girmiyor. Halkla bire bir fazla teması yok. Nasıl olsun ki binlerce koruma ve yüzlerce araçla şehirler içerisinde geziyor. Bu nedenle bir kısım halkın yaşadığı sorunları bilmesi görmesi mümkün değildir. Ancak bu gibi durumları cumhurbaşkanına belediye başkanları il başkanları, milletvekilleri raporlar sunarak vermeleri anlatmaları sonucunda böylesi sorunlar ancak çözüme ulaşır.  
Ekleme Tarihi: 18 Mayıs 2021 - Salı

VATANDAŞIN PTT ÖNLERİNDE SIRA ÇİLESİ

Yıllardır ülkemizin birçok yerinde PTT önlerinde sabahtan akşama kadar, bu ülkenin anayasa ve yasalara göre her hakka sahip eşit vatandaşları eşit olmayan bir çile çekiyor. Çile yaşıyor. Hem de Sağlık alanında olsun diğer alanlarda olsun, geçmiş iktidarları sürekli tenkit ederek onların döneminde çay şeker vs kuyruğu vardı, bizim dönemimizde bu eziyet bu kuyruklar olmayacak, bunlar yaşanmayacak diyen Ak parti döneminde Bu durum yaşanıyor. El hak her iktidarın kendi dönemlerinde yaptıkları yapmadıkları eksileri vardır, artıları vardır. Haklarını yemeyelim doğruya doğru yanlışa yanlış dersek, Ak Parti iktidarı döneminde bu kuyrukta bekleme sorunu büyük ölçüde aşıldı çözüldü. Son yıllarda sanırım nüfus artışı nedeniyle olsa gerek, hastanelerde biraz kuyruklar oluşmuşsa yoğunluk yaşanıyorsa bile bu durum önemli ölçüde azaldı dememiz mümkün. Gerçekleri demek gerekirse neydi 80 öncesi ve 80 sonrası kuyruklar, özelikle hastane ve eczane önlerinde muayene ve ilaç alma sırası bekleme çileleri dayanılır gibi değildi. Vatandaşların bir kısmı sabah erken karanlıkta uykudan uyanarak gelip saatlerce sıranın kendilerine erken gelmesi için uykulu gözlerle yarı uykulu bekliyorlar. Hayrettir ve ilginçtir bu kadar haklı olarak amansızca eleştirilen ve nispi olarak çözüm bulunan kuyruklar bitti. Ama şimdi ne yazık ki hoş olmayan insanların sıra bekleme trajedisi, PTT önlerinde yıllardır ülkenin neredeyse her yerinde milyonlarca vatandaşın gözü önünde eskiyi hatırlatan görüntüler yaşanıyor. Nedendir ve anlaşılmaz bir şekilde medyanın basının tüm uyarılarına rağmen buna bir türlü çözüm bulunmaz. Ayrıca en önemlisi bu koronavirüs döneminde iç içe geçen vatandaşlar birbirlerine bu melun hastalığı bulaştırıyor. Böyle bir umarsızlığı anlamak zor. İnsanın anlamadığı husus nasıl bir duyarlık oluşmuyor sanki çözüm bulunmak istenmiyor diye insanda bir algı oluşuyor. Çünkü istenirse gayret edilirse bu teknik dijital iletişim bankalar çağında bu sorunun aşılacağını çözüleceğini düşünüyoruz.  Doğru veya yanlış, acaba Yönetici beylerin bilinçaltında Osmanlı devleti yönetim şekli hayallerimi yaşanıyor diye bir algı oluşuyor. Yani saldık çayıra Mevla kayıra mantığı varsa bu mantık çağımızda geçerlı değil. Yöneticilerimize tenzih ederek bilmeyenlere hatırlatalım. Osmanlı devleti düzeninde Ülkenin tümü Padişahın özel mülkiyeti sayılır. Halk bir tebaa, İnsanlarsa bir kul köle olarak kabul edilirdi. Zaten Padişah insanlara kullarım diye hitap ettikleri gibi, insanlar Padişaha biz kullarınız derlerdi. Elbette bu ülkenin yöneticileri ve vatandaşları kul Köle değildir. Laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Aslında bunun fazla büyütülecek bir sorun olmaması gerekir. Gayret edilirse yıllardır vatandaşın bitmeyen bu çilesi sona erebilir. Üst satırlarda belirttiğim gibi her şeyin dijital bir hale geldiği bir çağda, iletişimin deyim yerindeyse ışık hızıyla oluştuğu bir çağda bu görüntüler ülkemize ve imajına hiç yakışmıyor. Ülkemize gelen turistler modern binaları avm leri görüp birde bu görüntüleri görünce olumsuz bir imaj ediniyor. Şimdi bu yazıyı okuyan yetkililerin bunu biz çözemiyoruz, hariçten gazel okumak kolaydır dediklerini duyar gibiyim. İşte böyle diyen böyle düşünen beylere bu sorun nasıl çözülür diye bizim naçizane kısaca üç önerimiz olacak. Bunlar 1. PTT ye telefonla randevu sistemi getirmek. 2. Personel sayısını artırmak. 3. PTT bu yoğunluğu azaltmak için müşterilerini bankalara dağıtabilir. Böyle yapılırsa yoğunluk önemli ölçüde azalır. Bizim saf temiz vatandaşlarımız, bu çileyi hak etmiyorlar. Ak Partinin iktidar mensupları il başkanları milletvekilleri bilmeniz gerekir, sıra bekleme çilesi bekleyen vatandaşların büyük çoğunluğu seçimlerde Müslüman duyarlığı fazladır diye Ak partiyi desteklediler, oy verdiler. Bizim anlamadığımız bu böyle bilindiği halde bırakalım ak Partiye oy verdiler diye değil, oy vermeseler bile vatandaşların böyle mağdur olmalarını önlemek için çaba sarf etmek çözüm üretmek gerekir. Mutlaka bir çaba göstermeli. Ama somut durum çözüm yok. Benim anladığım birçok şey Sayın Erdoğan’dan bekleniyor. Doğruyu demek gerekirse cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakanlık döneminden sonra cumhurbaşkanlığı süresinde halkın içerisine fazla girmiyor. Halkla bire bir fazla teması yok. Nasıl olsun ki binlerce koruma ve yüzlerce araçla şehirler içerisinde geziyor. Bu nedenle bir kısım halkın yaşadığı sorunları bilmesi görmesi mümkün değildir. Ancak bu gibi durumları cumhurbaşkanına belediye başkanları il başkanları, milletvekilleri raporlar sunarak vermeleri anlatmaları sonucunda böylesi sorunlar ancak çözüme ulaşır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.