NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

EMEKLİ MAAŞI EŞİTSİZLİĞİ

Türkiye’de Sosyal güvenlik (SGK) kurumu verilerine göre en son Temmuz 2020 de yaşlılık aylığı alan ortalama 13 milyon 200 bin kişi vardır. Ancak emekli derken, emeklilerin hepsinin eşit, aynı sosyal, ekonomik kategoride tanımlamak, yorumlamak mümkün değildir. Bunların içerisinde aktif sigortalı olarak çalışmış emekli olan işçi emeklisi, memur emeklisi, bağ kur emeklisi sayısı 9 milyon civarındadır. Diğerleri çeşitli nedenlerden dolayı emekli maaşı ve yaşlılık aylığı alanlar oluyor. Bu nedenle emekli olarak tanımladığımız vatandaşların bir bölümü ile aralarında maaş farklarının olması doğaldır. Doğal olmayan durum ise Yıllarca aktif sigortalı olarak çalışmış kişiler arasında önemli oranlarda oluşan maaş farkları buna maaş adaletsizliği demek mümkün. Örneğin bazı emekliler 6-7 bin lira civarında maaş alırken, milyonlarca emekli ise asgari ücretin çok altında maaş alıyor. Bu durum emekli çalışma süresi, aldıkları ücret ve ikramiye, fazla mesayi hesap edilerek yapılıyor. Bunu anlıyoruz. Ama anlamadığımız aktif sigortalı olarak aynı süre yıl olarak çalışmış, ancak maaşı düşük almış emekliler arasında bu kadar büyük maaş farklarını anlamak, izah etmek, kabul etmek mümkün değildir. Bunun en önemli nedeni, Milli eğitim sisteminde olduğu gibi, SGK kurumunun emekli maaş oranı hesaplamasının birçok defa değiştirilmesi, deyim yerindeyse yazboz tahtasına dönmesidir. Bu yanlış tutumun sonucu ülkemizde maalesef milyonlarca insan yoksulluk değil açlık sınırının altında yaşıyor. Eğer buna yaşamak denirse… Örneğin bu ülkede 2 milyon 600 bin emeklinin aldığı maaş yalnız 763 liradır. Yani asgari ücretten üç misli daha az, inanılması zor şaka değil bir gerçek. Başka bir tanımla en düşük yüzde 20’lik emekli grubuyla en yüksek yüzde 20’lik emekli grubu arasında maaş gelir farkı 7.5 kata yükselmiş durumda. İnsan bu eşitsiz rakamları duyunca inanmak istemiyor. Bu acı tablonun bize gösterdiği ayrı bir gerçek, ülkemizde en düşük emekli maaşının 1200 liradan 1500 liraya yükseltilmiştir deyişinin doğru olmadığıdır. Demek bu rakamların çok altında emekli maaşı alınıyormuş. Burada hesaplar rakamlar ortadır. İftira atılmıyor, yapılmıyor. Oysa ülkemizde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı devletin bir kurumu olan TÜİK’e göre bile 2 bin üç yüz liradır. Bunda dikkat edilmesi gereken husus bunlar yalnız asgari gıda ihtiyaçlarıdır. Bunların içerisinde konut kirası elektrik su doğal gaz vs yoktur. Diğer bir konu ise ülkemizin genç emekliler ülkesi olduğu şeklinde yapılan söylemin yanlış olduğudur. Bundaki amacın emeklilere yönelik yanlış bir algı oluşturma milyonlarca emeklinin sefaletini gizleme maksatlı olabileceği akla gelir. Çünkü emeklilerin yüzde 80’ine yakınını 55 ve yukarı yaştakiler oluşturuyor. Ayrıca Yapılan araştırmalara göre Türkiye emekli maaşı Avrupa ile kıyas edildiğinde en az emekli maaşı verilen bir ülkedir. Diğer daha önemli olan bir gerçek ise batı ülkeleri emeklilerin aldıkları emekli maaşlarının ülkemizin ortalama emekli maaşlarından 6-7 kat kadar fazla olmasıdır. Oralarda emekli olanlar her türlü insani ihtiyaçlarını giderdikleri gibi, ülkeleri içerisinde ve ülkeleri dışında rahatlıkla Dünya gezilerine bile giderler. Zaten yaşlı insanların belli bir yaştan sonra amaçları gezmek ve seyahat etmektir. Oysa ülkemizde emeklilerin çoğu bırakalım Dünya seyahatini, yurt içi seyahatini, karınlarını doyuramıyorlar. Kimse kusura bakmasın, bu somut durum, gelişmiş olduklarını söyleyen, sosyal adalet söylemini dillerinden düşürmeyen siyasilere duyurulur hatırlatılır. Siyasi iktidar tarafından yapılması gereken, ülkemizde büyük bir nüfus oluşturan emekliler arasında normal olmayan ücret farklarını, bir sefalet ücreti olan 763 lira ve 1500 lira ücret alanların ücretlerini asgari ücret düzeyine getirmektir Ekonomik anlamda, insanca bir yaşamı emeklilere ve diğer vatandaşlarına temin etmek olmalıdır. Diğer bir konu 2000 öncesi emekli olanlara verilen intibak zamının 2000 sonrası emekli olanlara verilmesidir.
Ekleme Tarihi: 29 Ekim 2020 - Perşembe

EMEKLİ MAAŞI EŞİTSİZLİĞİ

Türkiye’de Sosyal güvenlik (SGK) kurumu verilerine göre en son Temmuz 2020 de yaşlılık aylığı alan ortalama 13 milyon 200 bin kişi vardır. Ancak emekli derken, emeklilerin hepsinin eşit, aynı sosyal, ekonomik kategoride tanımlamak, yorumlamak mümkün değildir. Bunların içerisinde aktif sigortalı olarak çalışmış emekli olan işçi emeklisi, memur emeklisi, bağ kur emeklisi sayısı 9 milyon civarındadır. Diğerleri çeşitli nedenlerden dolayı emekli maaşı ve yaşlılık aylığı alanlar oluyor. Bu nedenle emekli olarak tanımladığımız vatandaşların bir bölümü ile aralarında maaş farklarının olması doğaldır. Doğal olmayan durum ise Yıllarca aktif sigortalı olarak çalışmış kişiler arasında önemli oranlarda oluşan maaş farkları buna maaş adaletsizliği demek mümkün. Örneğin bazı emekliler 6-7 bin lira civarında maaş alırken, milyonlarca emekli ise asgari ücretin çok altında maaş alıyor. Bu durum emekli çalışma süresi, aldıkları ücret ve ikramiye, fazla mesayi hesap edilerek yapılıyor. Bunu anlıyoruz. Ama anlamadığımız aktif sigortalı olarak aynı süre yıl olarak çalışmış, ancak maaşı düşük almış emekliler arasında bu kadar büyük maaş farklarını anlamak, izah etmek, kabul etmek mümkün değildir. Bunun en önemli nedeni, Milli eğitim sisteminde olduğu gibi, SGK kurumunun emekli maaş oranı hesaplamasının birçok defa değiştirilmesi, deyim yerindeyse yazboz tahtasına dönmesidir. Bu yanlış tutumun sonucu ülkemizde maalesef milyonlarca insan yoksulluk değil açlık sınırının altında yaşıyor. Eğer buna yaşamak denirse… Örneğin bu ülkede 2 milyon 600 bin emeklinin aldığı maaş yalnız 763 liradır. Yani asgari ücretten üç misli daha az, inanılması zor şaka değil bir gerçek. Başka bir tanımla en düşük yüzde 20’lik emekli grubuyla en yüksek yüzde 20’lik emekli grubu arasında maaş gelir farkı 7.5 kata yükselmiş durumda. İnsan bu eşitsiz rakamları duyunca inanmak istemiyor. Bu acı tablonun bize gösterdiği ayrı bir gerçek, ülkemizde en düşük emekli maaşının 1200 liradan 1500 liraya yükseltilmiştir deyişinin doğru olmadığıdır. Demek bu rakamların çok altında emekli maaşı alınıyormuş. Burada hesaplar rakamlar ortadır. İftira atılmıyor, yapılmıyor. Oysa ülkemizde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı devletin bir kurumu olan TÜİK’e göre bile 2 bin üç yüz liradır. Bunda dikkat edilmesi gereken husus bunlar yalnız asgari gıda ihtiyaçlarıdır. Bunların içerisinde konut kirası elektrik su doğal gaz vs yoktur. Diğer bir konu ise ülkemizin genç emekliler ülkesi olduğu şeklinde yapılan söylemin yanlış olduğudur. Bundaki amacın emeklilere yönelik yanlış bir algı oluşturma milyonlarca emeklinin sefaletini gizleme maksatlı olabileceği akla gelir. Çünkü emeklilerin yüzde 80’ine yakınını 55 ve yukarı yaştakiler oluşturuyor. Ayrıca Yapılan araştırmalara göre Türkiye emekli maaşı Avrupa ile kıyas edildiğinde en az emekli maaşı verilen bir ülkedir. Diğer daha önemli olan bir gerçek ise batı ülkeleri emeklilerin aldıkları emekli maaşlarının ülkemizin ortalama emekli maaşlarından 6-7 kat kadar fazla olmasıdır. Oralarda emekli olanlar her türlü insani ihtiyaçlarını giderdikleri gibi, ülkeleri içerisinde ve ülkeleri dışında rahatlıkla Dünya gezilerine bile giderler. Zaten yaşlı insanların belli bir yaştan sonra amaçları gezmek ve seyahat etmektir. Oysa ülkemizde emeklilerin çoğu bırakalım Dünya seyahatini, yurt içi seyahatini, karınlarını doyuramıyorlar. Kimse kusura bakmasın, bu somut durum, gelişmiş olduklarını söyleyen, sosyal adalet söylemini dillerinden düşürmeyen siyasilere duyurulur hatırlatılır. Siyasi iktidar tarafından yapılması gereken, ülkemizde büyük bir nüfus oluşturan emekliler arasında normal olmayan ücret farklarını, bir sefalet ücreti olan 763 lira ve 1500 lira ücret alanların ücretlerini asgari ücret düzeyine getirmektir Ekonomik anlamda, insanca bir yaşamı emeklilere ve diğer vatandaşlarına temin etmek olmalıdır. Diğer bir konu 2000 öncesi emekli olanlara verilen intibak zamının 2000 sonrası emekli olanlara verilmesidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.