Somada yaşanan acıyı yüreklerinde hissettiler
Somada yaşanan acıyı yüreklerinde hissettiler
Emek ve Demokrasi Platformu ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonuna bağlı Sivil Toplum Kuruluşları dün Şanlıurfada Soma'da yaşanan facia ile ilgili basın açıklaması düzenledi. Öte yandan Siverek ve Viranşehir ilçelerinde oturma eylemleri gerçekleştirildi.
BDP İl Örgütü ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonuna bağlı Sivil Toplum Kuruluşları Ahmet Bahçivan İş Merkezinde Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciası ve 15 Mayıs Dil Günü kapsamında bir araya geldi. Grup ellerine aldıkları ‘Hiçbir kömür ısıtmayacak, babaları madende ölmüş çocukların yüreğini’,’Dikkat bu ülkede kader var’,’Yanan bizdik, siz kömür mü sandınız’,’kömür bitti’,’Dersim, Roboski, Reyhanlı, Soma=Katliam’,’İş kazası değil cinayet, kader değil katliam’,’Kömür bitti’ yazılı dövizlerle tepkilerini ortaya koydu.
Enerji, Sanayi ve Maden Emekçileri Sendikası Şanlıurfa Şube Başkanı Servet Yazar, gazetecilere yaptığı açıklamada, Soma'da yaşanan facianın bir kaza değil, açık bir iş cinayeti olduğunu savundu. Yazar,”Soma'da yaşanan acıyı yüreğimizde, bedenimizde hissediyoruz. Bir avuç kömür için bir ömür veren maden işçilerini saygıyla anıyoruz.”dedi.
Enerji, Sanayi ve Maden Emekçileri Sendikası Şanlıurfa Şube Başkanı Servet Yazar, Manisa'nın Soma İlçesi linyit kömürü üretimi yapan Soma Holding'e bağlı Soma Kömür A.Ş'ye ait bir ocakta meydana gelen trafo patlamasında 300'e yakın işçi hayatını kaybettiğini, 100'e aşkın işçinin yaralandığını söyledi. Halen ulaşılamayan onlarca işçinin maden ocaklarında kaldığını hatırlatan Yazar,”Soma'da yüzlerce işçinin canına mal olan patlama bir kaza değil, yeterli iş güvenliği tedbiri alınmadığı için göz göre göre gelen bir iş cinayetidir. 12 yıllık AKP iktidarı döneminde iş cinayetlerinde 12 bini aşkın işçi yaşamını yitirmiştir. Soma'da yaşanan katliam, bugüne kadar yaşanan iş cinayetlerinin en son ve en acı halkası olmuştur. Türkiye'de her yıl maden ocaklarında onlarca işçi iş cinayetine kurban gitmesine rağmen bugüne kadar yaşanan ölümler karşısında hiçbir önlem alınmamış, göstermelik denetimler yapılmış, madenlerdeki çalışma koşulları ile ilgili en temel sorunlar göz ardı edilerek, katliam gibi cinayete resmen davetiye çıkarılmıştır.”diye konuştu.
‘İŞ CİNAYETLERİN TEMELİNDE İŞ KANUNLARI YATIYOR’
Soma'da yaşanan iş cinayetinin temel nedeni, yıllardır yürürlükte olan iş kanunları ve ısrarla hayata geçirilen özelleştirme ve taşeron çalıştırma sisteminin olduğunu ileri süren Yazar,“Bugüne kadar yaşanan işçi cinayetlerinde olduğu gibi, son olarak Soma'da meydana gelen katliamın sorumlusu güvencesiz çalıştırmayı yaygınlaştıran, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri almayı maliyet unsuru olarak gören sermaye sahipleri ve AKP Hükümetidir. 29 Nisan'da üç muhalefet partisi Soma'daki maden ocaklarının araştırılması için ortak önerge vermiş; ancak söz konusu önerge AKP tarafından reddedilmiştir. AKP hükümetinin 2012'de çıkardığı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın kâğıt üzerinde kaldığı, gerekli denetimlerin yapılmadığı, üstelik bu denetimleri yapması gereken hükümetin, madenlerin denetlenmesi ile ilgili önergelerini reddettiği düşünüldüğünde, Soma'da yaşanan cinayetin asıl failinin kim olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.”şeklinde konuştu.
‘SOMA'DA YAŞANAN ACIYI YÜREĞİMİZDE, BEDENİMİZDE HİSSEDİYORUZ’
Maden işçileri her yıl bir avuç kömür için bir ömür verdiğini, yaşanan cinayetlerinın ‘kader’, ya da ‘takdir-i ilahi’ olarak açıklayıp, ölenlerin ailelerine sadece ‘rahmet’ dilemek, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarında ısrarcı olmak yeni iş cinayetlerinin, yeni katliamların yaşanmasına davetiye çıkarmak anlamına gelmekte olduğunu iddia eden Yazar, şöyle konuştu:”Soma'da yaşanan acıyı yüreğimizde, bedenimizde hissediyoruz. Çünkü, yaşadığımız bölgenin yoksulları, tarım işçisi olarak tanımlanan mevsimlik köleler, Soma'da yaşanan acının benzerini her yıl parça parça yaşamakta, yaşamlarını yollarda, tarlalarda kaybetmektedir. Bu nedenle, gerek Soma'da yaşanan facia gerekse de başka alanlarda yaşanan ölümler kader değil cinayettir. Yürütme Kurulu olarak Soma'da yaşanan iş cinayetinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Başta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız olmak üzere Hükümetin yetkililerini istifaya davet ediyoruz. Göz göre göre yaşanan bu katliamın bütün sorumlularının hesap vermesini talep ediyoruz.”
‘SİVEREK VE VİRANŞEHİRDE DE EYLEMLER SÜRDÜ’
Siverek Sosyal Güvenlik Kurumu ilçe binası önünde aralarında bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de bulunduğu grup, baret takıp yüzlerine kömür sürdü. Eylemde, temsili tabutta omuzlarda taşındı.
Alanda bir süre slogan atan grup adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Eğitim üyesi Mehmet Yücel, faciadan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, olayın kaza olmadığını öne sürdü. Yücel, facianın sorumlularının bulunması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:"İşçi katillerini affetmemek, unutmamak ve hesap sormak için mücadelemiz sürecektir. Soma'da yitirdiğimiz işçilerden bize kalan sadece acı ve öfke değil, bir daha böylesi katliamların yaşanmaması için mücadele görevidir. İş cinayetlerinin artışına neden olan taşeron çalıştırma sistemi derhal yasaklamalıdır. Özelleştirildikten sonra seri cinayetlerle gündeme gelen tüm madenler derhal yeniden kamulaştırılmalıdır." Açıklamanın ardından grup sessizce dağıldı.
Genel-İş Sendikası Viranşehir İlçe Teşkilatınca organize edilen ve aralarında KESK'e bağlı sendikaların üyelerinin bulunduğu grup, Maliye parkında çeşitli dövizler açarak sloganlar attı. Genel-İş Sendikası İlçe Temsilcisi Hikmet Burun, grup adına yaptığı açıklamada Soma'da yaşanan olayın kaza olmadığını ileri sürdü.
Açıklamanın ardından saygı duruşunda bulunan grup, 3 dakika oturma eylemi yaptı.
ZEKİ ALTUNDAĞ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.