Paşalar yetmez siyasetçiler de yargılansın
Paşalar yetmez siyasetçiler de yargılansın
12 Eylül Davası'nda, sanıklar Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya, önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı, ardından takdiri indirimle cezaları müebbet hapis cezasına çevrildi. Şanlıurfa'da 12 Eylül mağdurları adaletin yerine getirilmesinde çok geç kalındığına vurgu yaparken paşaların yanında dönemin siyasetçilerinin de yargılanması gerektiği konusunda görüş bildirdi.
12 Eylül Davası'nda sanıklar dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Şahinkaya, 765 sayılı TCK'nın "Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı, ardından takdiri indirimle bu cezaları müebbet hapis cezasına çevrildi. Ankara GATA'da bulunan Kenan Evren ile İstanbul GATA'da bulunan Tahsin Şahinkaya'nın görüntüleri, duruşma salonundaki ekranlara yansıtıldı. Evren ve Şahinkaya da bulundukları yerden duruşma salonundaki görüntüleri takip etti.
'HAK, ÇOK GEÇ TAHAKKUK ETTİ'
12 Eylül döneminin mağdurlarından Aziz Kutluay çok geç kalınmış hakkın tahakkuk edişi olduğunu söyledi. Kutluay, şöyle konuştu:"12 Eylül acıları keşke olmasaydı, keşke yaşanmasaydı. Tezgahı kim kurduysa ülkeyi kamplara bölmek, savaştırmak hedefleniyor. Şanlıurfa'da 12 dönemlerinde 8-10 genç günde öldürülüyordu, kimin öldürdüğü belli değildi. Netice istenmeyen 12 Eylül olayları oldu. Millet o sıralarda biraz sevindi. Kan durdu birdenbire. Bıçakla kesilir gibi durdu. Ben o sıralar camide görev yapıyordum. Pazar günü oylama yapılacaktı, ben Cuma günü oylamadan önce cunta Anayasa'sı oy verilmez demiştim. Darbe Anayasasıdır. Oylama yapıldı, yüzde 92'lik kabul oyu aldı. Anayasa oylamasından sonra bizi sorguya aldılar. Şimdiki Rehberlik Araştırma Merkezi'nde sorguya aldılar. 3-4 gün bizi sorgu, işkence ve korkuttular. Keşke yaşanmasaydık. Birçok insan kayboldu. Halen de nerede oldukları belirsiz. Kendisi de itirafından bir sağdan bir soldan astık. İnşallah bir daha yaşanmaz o günler. Bekliyordum er geç hak yerini bulacaktır. Birçok insanımız aklını, sağlığını hatta sağlığını kaybeden insanlar oldu. O bodrumda birçok insan hayatını kaybetti. İnşallah Türkiye o günleri bir daha yaşamaz."
'EVREN VE ŞAHİNKAYA'NIN YANINDA DÖNEMİN SİYASETÇİLERİ DE SUÇLU'
Milletin o dönemin izlerini yavaş yavaş atlattığını vurgulayan Kutluay, şunları kaydetti:"Çok şükür millet aşama aşama geçti. Hala o günleri arzulayanlar bulunuyor. Bazı profesörler pankart açıyor, o dönemin bir daha yaşanması için çaba gösteriyorlar. Rabbim inşallah bir daha bu noktalarda memleketimizi korusun. Kenan Evren'e ve Tahsin Şahinkaya ceza verildi, yürek mi soğutuyoruz? Hayır. Keşke olmasaydı, yaşanmasaydı. Sadece Evren ve Şahinkaya suçlu değildi, o dönemin siyasetçileri de suçlu, onların da sorgulanması gerekiyor. Türkiye'yi kaç ileriye götürdüler acaba.
Ankara'dan oturup şuna buna akıl veriyorlar. Onlarda dönemin komutanları kadar sorumludur. Ayrıca medya ayağı bulunuyordu. Hala kitli iletişim araçlarında onları savunanlar var. Zannediyorum ki kırıldı.
Allah umutlarımızı kırmasın. İnşallah rabbim öyle bir şeyi memleketimize yaşatmaz. Son olarak millet biraz daha bilinçli olmalı. O günlerden ders alınmalı. Yaşanan durumları nefretle, kinle yad etmenin bir anlamı yok.
Oldu geçti. Bir daha o işin yaşanmaması için aynı oynanan oyunlara dikkat edilmeli. Özellikle Ortadoğu'da, aileği İslam'da her hafta bir devrim olurdu. Batı görmüyor mu? Şimdi görmüyor mu? Mısır, Suriye, Irak ve tüm Ortadoğu ülkelerinde sıçrayabilir. Tezgahta bir parmakları bulunuyor. Uyanık olmamız gerekiyor. Meseleye papuç bırakmadan aklı selim davranarak bölünmelere hiç prim vermemiz gerekiyor. Bu Alevidir, Sunnidir, Kürt'tür diye ayrıma girmeden kardeşçe yaşamamız gerekiyor. Biz hepimiz Allah'ın kullarıyız.
Allah, bizi Adem ve Havva'dan yarattı. İnanç olarak Müslaman'ız. Olay bu kadar. Bunu yapmazsak bize bedelini ağır ödetirler. En büyük endişem bu."
'12 EYLÜL'Ü İLİKLERİMİZDE HİSSETTİK'
12 Eylül'ün on binlerce mağdurundan biri olduğunu belirten Şanlıurfalı İzzettin Kalaycı hal pazarında komisyonculuk yaparak geçimini sağladığını aktardı. 12 Eylül'ün acısının iliklerine kadar işlediğini dile getiren Kalaycı, 90 gün sorguda kalan ender mağdurlardan biri olduğunu ifade etti. Kalaycı, üç yıl Diyarbakır Cezaevi'nde tutulduğunu ve tatmadığı işkencenin kalmadığını dile getirdi. Adli tıp doktorundan aldığı tutanakta bir sürü kırık izi ve işkence izinin vücudunda mevcut olduğunu ifade eden Kalaycı, 12 Eylül'ü anlatmanın mümkün olmayacağını dile getirdi. Yaşadığı işkenceleri bir kenara bıraktığını anlatan Kalaycı, ailesinin çektiği acının kendi acısından kat kat üstün olduğunun altını çizdi.
'12 EYLÜL ACIYI, ISTIRABI, İNSANLIK DIŞI MUAMELERİ HATIRLATIYOR'
"12 Eylül size neyi hatırlatıyor?" sorusuna Kalaycı, "Acıyı, ıstırabı, insanlık dışı muameleleri, insanlık dışı bir yaşamı anımsatıyor." diye cevapladı. Kalaycı, şunları söyledi: "O insanların cezaevine girmesinden çok cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişinin devlet töreniyle gömülmemesi bile gelecekteki nesillere, gelecekte şayet mahkeme sonucunda suçlu bulunur ceza alırsa devlet töreniyle gömülmemesi, devlet adamı sıfatı almaması bile bizi mutlu edecek bir sonuçtur. Bu bireysel bir mutluluk değildir. Gelecekte böyle bir hayale, böyle bir tahayyüle soyunacak insanlara bir ders vesilesi olur. Gelecekteki nesillerin demokratik mücadele yürütürken daha rahat, biraz daha onurlu mücadele yürütmesi cesaretini verir. Bu açıdan 12 Eylül'ün yargılanması özellikle Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın şahsında bireysel mutluluktan öte geleceğe yönelik umutlarımızın yeşermesi açısından sevindirici bir olaydır."
'AYRIŞMANIN SORUMLULUĞU HERKESİN ÜZERİNDE'
Kalaycı, en büyük temennisinin ise darbecilerin devlet töreni ile gömülmemesi olduğunu belirtti. 30 yıldır süren terörü 12 Eylül'deki ayrımcılıklara bağlayan Kalaycı,"Bu ülke hepimizin ülkesi, bu ülkeye hepimiz emek verdik. Hepimizin ataları emek verdi. Bu ülkeyi ayrıştırmak, bölüp parçalamak ve parçalanmasına sürekli sorumlu aramakta doğru bir anlayış değildir. Bu ayrışmanın sorumluluğu herkesin üzerindedir."şeklinde konuştu.
ZEKİ ALTUNDAĞ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.