Kerametlere bakın!

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 17.01.2012 - 09:42, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:02 2307+ kez okundu.
 

Kerametlere bakın!

Tabiî, ‘Kerametlere bakın!’ diye bir başlık atınca, ister istemez insan hemen merak ediyor, ‘Bu neyin kerametidir?’ diye.Ama hakikaten de okuyunca göreceksiniz ki, bu asırda bolca kerametler yaşanıyor da belki farkında değiliz. Belki biz de siz de şu an bir kerametvari halin, durumun içerisinde olabiliriz, olabilirsiniz.Yani keramet ararken, keramet yaşıyor da, taşıyor da olabiliriz, olabilirsiniz.Neden olmasın?!Keramet, biliyorsunuz, içinde biraz olağanüstülük içeren, İlâhî izler içeren bir durumu yansıtır.Diğer bir ifadeyle, Allah’ın veli kullarına vermiş olduğu bir özel hayat halidir de denilebilir.Peki kimdir bu veli kullar ve nerededirler ve ne zaman kerametlerini izhar ederler.Aslında biz biliyoruz ki, keramet gibi özel durumlar çok da izhar edilmez.Fakat bu yazımızda da göreceksiniz ki; evet, faş edilmemiş yüzlerle, binlerle, yüz binlerle kerametler içerisindeyiz belki de.Nasıl bakalım? **Konu, gençlerle olan Nur derslerimizde kendini izhar etti. Yoksa o da mı bir keramet?Neden olmasın?Onuncu Lem’ayı okuyoruz. Burada, Al-i İmran Sûresi: 30 âyetin tefsiri yapılmaktadır. Âyet-i Kerime’nin meali şöyledir: “Herkes hayır olarak ne işlemiş, kötülük olarak ne işlemişse, kıyamet gününde hepsini önünde hazır bulur. O zaman ister ki, işlediği kötülüklerle kendisi arasında büyük bir mesafe bulunsun ve onu görmesin. Allah sizi Kendisinden gelecek bir azaptan sakındırıyor. Çünkü Allah kullarına çok şefkatlidir.”Anlamak için söylüyorum, teşbihte hata olmaz.Bir anne nasıl evlâdına karşı kötü bir tutum içerisinde olmazsa, hep onun iyiliğini düşünüyorsa, onun yanlış bir adım atmasını istemiyorsa, hele hele başına olumsuz durumlar, belâlar, musîbetler gelmesini istemezse; bundan çok daha muhteşem şekilde, insanı yaratan Allah da, kullarının kötülüğünü istemez, onların cehennem cezası çekmelerini istemez, başlarına kötülükler gelmesini istemez, şeytanın oyuncakları olmalarını istemez. Zaten onun için de kullarına akıl nimeti vermiş. Akıl nimetinin gıdası olacak bilgiler vermiş, bir de akıl nimetinin adeta yolunu gösterecek modeller göndermiş.Ama bütün bunlara rağmen, insandaki nefis insanı kötü yola sevk edebiliyor. Akıl ve kalbi etkisiz hale getirebiliyor. O zaman nefsi terbiye etmek, aklı ve kalbi de uygun gıdalar ile beslemek gerekiyor. Başkaca bir çözüm yok.Konu, hizmet-i Kur’ân'iyede bulunanların insan olmaları hasebiyle yapabilecekleri sehivler ve hatalar neticesinde yedikleri şefkat tokatlarını anlatıyor.Üzerinde durmak istediğimiz ise, ‘Hizmet-i Kur’ân'iyenin bir silsile-i kerameti ve o hizmet-i kudsîyenin etrafında izn-i İlâhî ile nezaret eden ve himmet ve duâsıyla yardım eden Gavs-ı Azamın bir nevî kerameti beyan edilecek.”Bu, bir nevî kerametleri beyan etmenin sebebi ise, ‘Ta ki, bu hizmet-i kudsîyede bulunanlar, ciddiyetlerinde, hizmetlerinde sebat etsinler.”Yani elbette insan bu cümlelerden sonra, duygularını ifade etmeden geçemiyor.Nur hizmetlerinde bulunan kardeşlerin etrafında Allah’ın izni ile Gavs-ı Azam, nezaret ediyor, himmet ve duâsıyla yardım ediyor. Elbette bu çok özel bir durumdur.Benim asıl dikkatimi celb eden ise, işte şu gelen satırlardır:“Bu hizmet-i kudsiyenin kerameti üç nevidir.”“Birinci Nevi: O hizmeti ihzar etmek ve hadimlerini o hizmete sevk etmek cihetidir.”Yani, iman Kur’ân hizmetlerinin yapılması için zemin hazırlamak ve Nur kardeşleri o sohbetleri dinlemeye, o nurlardan istifade etmeye dâvet etmek bir nevî keramete mazhariyet halidir.“İkinci Kısım: Manileri bertaraf etmek ve muzırların şerrini def edip, onları tokatlamaktır.”Burası da çok ilginç, yani iman ve Kur’ân hizmetine giderken, oluşabilecek engellerle mücadele etmek ve o zararlı olan kişilerin, cereyanların şerlerini def etmek ve onları tokatlamak bir keramete mazhar olma halidir.Yani Nur sohbetlerine giderken, gitmeyi engelleyecek her türlü unsuru elinin tersiyle itip, adeta onlara birer tokat şaklatarak, yani tv’nin düğmesine, internetin kablosuna, imkânsızlıklara, rahata düşkünlüğe, engelleyici his ve duygulara veya daha başka derse gitmeyi engelleyecek asır imkânlarına elinin tersiyle tokatı indirip, derse gidebilmek de bir nevî keramete mazhar olma halidir. Ya da ben böyle anlıyorum, anlamak istiyorum. Ya da bu cümlelerin bir tevili de böyle olsa gerektir diyelim.“Üçüncü Kısım şudur ki: Hizmette halisen çalışanlara fütur geldiği vakit şefkatli bir tokat yerler, intibaha gelerek yine o hizmete girerler. Bu kısmın hadisatı, yüzden fazladır. Yalnız yirmi hadiseden on üç- on dördü şefkatli tokat yemişler, altı yedisi zecir tokadı görmüşler.”Anlıyorum ki, Cenâb-ı Hak, şefkatinin bir sonucu olarak iman ve Kur’ân hizmetindeki kullarının sehiv ve hatalarının birikmeden ortadan kalkabilmesi için, adeta koruma sistemleri de halketmiş. Onun için iman ve Kur’ân talebelerinin başına gelmiş hiçbir hadise öylesine değildir. Mutlaka onu uyarmaya dönük bir takım mesajlar içeriyordur. Tabi bunları böyle okuyabilenler için. Mektupları, mesajları sebeplere bağlı olarak değerlendirenler için elbette bu bir nevi kerametler gizlenmiş olmaktadır.Yani demek ki, bu asırda, bir insanın, evinden, iş yerinden o kadar Nur sohbetlerine engeller varken, tvler, internetler, arkadaş çevreleri, akraba çevreleri ya da içerden gelen nefsî, şeytanî telkinler gibi bunca engellemelere rağmen sohbetlerine gidebiliyorsa, bu kişi aslında bir nevî keramete mazhar olmuştur, belki de daha selâmetli ikram-ı İlâhiyeye mazhar olmuştur.Tabi en önemlisi de, böyle bir faaliyette, yanı başımızda, Hazret-i Peygamberi, Hazret-i Ali’yi, Gavs-ı Azam’ı, Bediüzzaman’ı hissetmek ve onların nezaretini, himmetlerini ve duâlarını yanı başımızda görmek ne kadar özel bir durumdur.Rabbim, bu mazhariyetten bizleri ayırmasın.Demek, helâket ve felâket asrının kerametvari durumları da farklı imiş.Genelde kerametlerin ihfası (gizli tutulması) tavsiye edilirken, bu kadar milyonların iman ve Kur’ân derslerine iştirak ederken kerametlerini izhar etmeleri, aslında ne kadar farklı bir durumdur.Kerametvari adımlarınız bol olsun efendim.
Tabiî, ‘Kerametlere bakın!’ diye bir başlık atınca, ister istemez insan hemen merak ediyor, ‘Bu neyin kerametidir?’ diye.Ama hakikaten de okuyunca göreceksiniz ki, bu asırda bolca kerametler yaşanıyor da belki farkında değiliz. Belki biz de siz de şu an bir kerametvari halin, durumun içerisinde olabiliriz, olabilirsiniz.Yani keramet ararken, keramet yaşıyor da, taşıyor da olabiliriz, olabilirsiniz.Neden olmasın?!Keramet, biliyorsunuz, içinde biraz olağanüstülük içeren, İlâhî izler içeren bir durumu yansıtır.Diğer bir ifadeyle, Allah’ın veli kullarına vermiş olduğu bir özel hayat halidir de denilebilir.Peki kimdir bu veli kullar ve nerededirler ve ne zaman kerametlerini izhar ederler.Aslında biz biliyoruz ki, keramet gibi özel durumlar çok da izhar edilmez.Fakat bu yazımızda da göreceksiniz ki; evet, faş edilmemiş yüzlerle, binlerle, yüz binlerle kerametler içerisindeyiz belki de.Nasıl bakalım? **Konu, gençlerle olan Nur derslerimizde kendini izhar etti. Yoksa o da mı bir keramet?Neden olmasın?Onuncu Lem’ayı okuyoruz. Burada, Al-i İmran Sûresi: 30 âyetin tefsiri yapılmaktadır. Âyet-i Kerime’nin meali şöyledir: “Herkes hayır olarak ne işlemiş, kötülük olarak ne işlemişse, kıyamet gününde hepsini önünde hazır bulur. O zaman ister ki, işlediği kötülüklerle kendisi arasında büyük bir mesafe bulunsun ve onu görmesin. Allah sizi Kendisinden gelecek bir azaptan sakındırıyor. Çünkü Allah kullarına çok şefkatlidir.”Anlamak için söylüyorum, teşbihte hata olmaz.Bir anne nasıl evlâdına karşı kötü bir tutum içerisinde olmazsa, hep onun iyiliğini düşünüyorsa, onun yanlış bir adım atmasını istemiyorsa, hele hele başına olumsuz durumlar, belâlar, musîbetler gelmesini istemezse; bundan çok daha muhteşem şekilde, insanı yaratan Allah da, kullarının kötülüğünü istemez, onların cehennem cezası çekmelerini istemez, başlarına kötülükler gelmesini istemez, şeytanın oyuncakları olmalarını istemez. Zaten onun için de kullarına akıl nimeti vermiş. Akıl nimetinin gıdası olacak bilgiler vermiş, bir de akıl nimetinin adeta yolunu gösterecek modeller göndermiş.Ama bütün bunlara rağmen, insandaki nefis insanı kötü yola sevk edebiliyor. Akıl ve kalbi etkisiz hale getirebiliyor. O zaman nefsi terbiye etmek, aklı ve kalbi de uygun gıdalar ile beslemek gerekiyor. Başkaca bir çözüm yok.Konu, hizmet-i Kur’ân'iyede bulunanların insan olmaları hasebiyle yapabilecekleri sehivler ve hatalar neticesinde yedikleri şefkat tokatlarını anlatıyor.Üzerinde durmak istediğimiz ise, ‘Hizmet-i Kur’ân'iyenin bir silsile-i kerameti ve o hizmet-i kudsîyenin etrafında izn-i İlâhî ile nezaret eden ve himmet ve duâsıyla yardım eden Gavs-ı Azamın bir nevî kerameti beyan edilecek.”Bu, bir nevî kerametleri beyan etmenin sebebi ise, ‘Ta ki, bu hizmet-i kudsîyede bulunanlar, ciddiyetlerinde, hizmetlerinde sebat etsinler.”Yani elbette insan bu cümlelerden sonra, duygularını ifade etmeden geçemiyor.Nur hizmetlerinde bulunan kardeşlerin etrafında Allah’ın izni ile Gavs-ı Azam, nezaret ediyor, himmet ve duâsıyla yardım ediyor. Elbette bu çok özel bir durumdur.Benim asıl dikkatimi celb eden ise, işte şu gelen satırlardır:“Bu hizmet-i kudsiyenin kerameti üç nevidir.”“Birinci Nevi: O hizmeti ihzar etmek ve hadimlerini o hizmete sevk etmek cihetidir.”Yani, iman Kur’ân hizmetlerinin yapılması için zemin hazırlamak ve Nur kardeşleri o sohbetleri dinlemeye, o nurlardan istifade etmeye dâvet etmek bir nevî keramete mazhariyet halidir.“İkinci Kısım: Manileri bertaraf etmek ve muzırların şerrini def edip, onları tokatlamaktır.”Burası da çok ilginç, yani iman ve Kur’ân hizmetine giderken, oluşabilecek engellerle mücadele etmek ve o zararlı olan kişilerin, cereyanların şerlerini def etmek ve onları tokatlamak bir keramete mazhar olma halidir.Yani Nur sohbetlerine giderken, gitmeyi engelleyecek her türlü unsuru elinin tersiyle itip, adeta onlara birer tokat şaklatarak, yani tv’nin düğmesine, internetin kablosuna, imkânsızlıklara, rahata düşkünlüğe, engelleyici his ve duygulara veya daha başka derse gitmeyi engelleyecek asır imkânlarına elinin tersiyle tokatı indirip, derse gidebilmek de bir nevî keramete mazhar olma halidir. Ya da ben böyle anlıyorum, anlamak istiyorum. Ya da bu cümlelerin bir tevili de böyle olsa gerektir diyelim.“Üçüncü Kısım şudur ki: Hizmette halisen çalışanlara fütur geldiği vakit şefkatli bir tokat yerler, intibaha gelerek yine o hizmete girerler. Bu kısmın hadisatı, yüzden fazladır. Yalnız yirmi hadiseden on üç- on dördü şefkatli tokat yemişler, altı yedisi zecir tokadı görmüşler.”Anlıyorum ki, Cenâb-ı Hak, şefkatinin bir sonucu olarak iman ve Kur’ân hizmetindeki kullarının sehiv ve hatalarının birikmeden ortadan kalkabilmesi için, adeta koruma sistemleri de halketmiş. Onun için iman ve Kur’ân talebelerinin başına gelmiş hiçbir hadise öylesine değildir. Mutlaka onu uyarmaya dönük bir takım mesajlar içeriyordur. Tabi bunları böyle okuyabilenler için. Mektupları, mesajları sebeplere bağlı olarak değerlendirenler için elbette bu bir nevi kerametler gizlenmiş olmaktadır.Yani demek ki, bu asırda, bir insanın, evinden, iş yerinden o kadar Nur sohbetlerine engeller varken, tvler, internetler, arkadaş çevreleri, akraba çevreleri ya da içerden gelen nefsî, şeytanî telkinler gibi bunca engellemelere rağmen sohbetlerine gidebiliyorsa, bu kişi aslında bir nevî keramete mazhar olmuştur, belki de daha selâmetli ikram-ı İlâhiyeye mazhar olmuştur.Tabi en önemlisi de, böyle bir faaliyette, yanı başımızda, Hazret-i Peygamberi, Hazret-i Ali’yi, Gavs-ı Azam’ı, Bediüzzaman’ı hissetmek ve onların nezaretini, himmetlerini ve duâlarını yanı başımızda görmek ne kadar özel bir durumdur.Rabbim, bu mazhariyetten bizleri ayırmasın.Demek, helâket ve felâket asrının kerametvari durumları da farklı imiş.Genelde kerametlerin ihfası (gizli tutulması) tavsiye edilirken, bu kadar milyonların iman ve Kur’ân derslerine iştirak ederken kerametlerini izhar etmeleri, aslında ne kadar farklı bir durumdur.Kerametvari adımlarınız bol olsun efendim.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.