Gözün gördüğü dile gelmedi

Naif Kaçmaz- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sivil toplum örgütlerinin gerçekleştirdiği çeşitli etkinliklerle kutlandı. Gün dolayısıyla kadınların sosyal hayatta karşılaştıkları sorunlar bilançolarla ulusal basında geniş yer buldu. Bu haberlere örnek olarak en çarpıcı bilanço Akşam Gazetesine yansıdı. Gazetenin haberine göre Türkiye'nin 73 ilinde8 bin 900 kadın devlet koruması altındaiken 64 bin 136 erkek kadına şiddet uyguladığı için devlet takibinde olduğu bildirildi. Gün dolayısıyla Şanlıurfa'da sokağa taşan etkinliği Urfa İl Kadın Platformu üyesi kadınlar, Ahmet Bahçıvan iş merkezine sloganlarla yürüyerek, burada yaptıkları basın açıklaması ile gerçekleştirdi. Platform adına açıklamada bulunan, Gıriye Taşar Şirin, 8 Mart dünya emekçi Kadınlar Gününün resmi tatil olmasını, kadına yönelik şiddetin son bulmasını, eşit işe eşit ücret uygulamasını, kreş hizmeti ile kadınların sosyal hayatta daha etkin rol almasını talep etti.Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu'nun yaptığı açıklamada ise kadınlarla ilgili sorunlara ilişkin istatistikî hiçbir bilgi verilmezken, 'Genel olarak kadınların yaşadığı sorunlar ilimizde fazlası ile yaşanmaktadır' ifadesine yer verildi. Yapılan açıklamanın geniş bir kısmını günün tarihsel geçmişi oluşturdu. 8 Mart Dünya emekçi kadınlar Gününde Yapılan açıklamalarda Şanlıurfa'da kadınların maruz kaldığı şiddet ve sosyal hayatta karşılaştığı sorunlara ilişkin net bilgi sunulmadı. Yine Memur-sen Bağlı sendikaların yapmış olduğu açıklamalarda Türkiye geneline yönelikti. Sağlık-sen adına yazılı açıklamada bulunan Mahmut Atçı, 400 bin sağlık çalışanının yüzde 60'ınkadın olduğunu belirttiği açıklamasında 'Sağlık alanında hizmet vermenin zaten yoğun ve yıpratıcı olduğunu, istihdam noksanlığı sebebiyle mevcut sağlık çalışanlarının iş yükü ve nöbet sayılarındaki artışın tükenmişliğe ve yaşam kalitesinde düşüşe sebep olduğunu' söyledi.Eğitim bir-sen şube başkanı gün dolayısıyla yaptığı açıklamada ise kadınlara yönelik ayırımcılığa son verilmesi gerektiğine işaret ederek, son günlerde tartışılan kılık kıyafet serbestliği konusuna dikkat çekti. Coşkun açıklamasında; 'Kadınlar, birbirlerinin sorunlarına karşı duyarsızlaştırılmakla birlikte hemcinslerine karşı mücadele eder hale getirilmişlerdir. Kılık-kıyafet ayrımcılığının kamu eliyle körüklenmesi yüzünden kadınların önemli bir kesimi ötekileştirilmiş, eğitim-öğretim ve çalışma hayatı başta olmak üzere, çoğunlukla sosyal hayattan da dışlanmışlardır. Yıllarca üniversite kapılarında yaşanan dramlar görmezden gelinmiş, kılık-kıyafet ayrımcılığıyla dışlamalar sürmüş, özgürlük talepleri duymazdan gelinmiştir. Çalışma ve toplumsal hayata katılımdaki eşitsizlik devam ederken, "Haydi Kızlar Okula" kampanyaları ise bir ironi gibi durmuştur' dedi.Öte yandan Şanlıurfa'da tarım, sanayi ve hizmet sektöründe kadınların hangi şartlarda çalıştıkları? Kaç kadına Kadın dayanışma ve Adli yardım Bürosunun hizmet verdiği? Şiddet mağduru kadınların haklarını nasıl arayacakları ve kırsal alandaki kadının gelişimi ve bilinçlenmesi için neler yapıldığı açıklanmadı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Şanlıurfa'da sivil toplum kuruluşlarının (STK)çeşitli etkinlikleri ile kutlandı. Urfa İl kadın Platformu, Şanlıurfa Barosu, memur-sen bağlı sendikalar, Belediyeler  ve ilçe kaymakamları gün dolayısıyla mesaj yayınladı. Masa başında veya mail adreslerine gönderilen kutlama mesajları ile geçiştirilen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde STK'lar Şanlıurfa yerelinden pek söz etmedi. Daha çok ülke genelinde kadınların karşı karşıya kaldığı sorunlar açıklandı. Ancak Şanlıurfalı kadınların yaşadığı sorunlar, özellikle çalışma hayatının daha yoğun olduğu illere nazaran daha fazla kendini gösterdiği biliniyor. Özellikle kırsal alanlardaki kadınların ağır yaşam koşulları karşısında mağdur olduklarına dair birçok örnek mevcut. Tarım işçisi kadınlar bu tür sorunları yaşayanların başında geldiği biliniyor. Urla İl Kadın platformu sokağa çıktıGün dolayısıyla Sokağa taşan etkinliği Urfa İl Kadın Platformu üyesi kadınlar, Ahmet Bahçıvan iş merkezine sloganlarla yürüyerek, burada yaptıkları basın açıklaması ile gerçekleştirdi. Platform adına açıklamada bulunan, Gıriye Taşar Şirin, 8 Mart dünya emekçi Kadınlar Gününün resmi tatil olmasını, kadına yönelik şiddetin son bulmasını, eşit işe eşit ücret uygulamasını, kreş hizmeti ile kadınların sosyal hayatta daha etkin rol almasını talep etti.Palatfor adına açıklamada bulunan Şirin,hükümetin kadın politikalarını eleştirerek, 'kadın ve erkeği eşit görmediğini açıklayan,  kadının kimliğini reddeden, eril, iktidarını her gün yeniden üretmek için kurguladığı aile içine hapseden, "fedakâr anne, iffetli eş ve sigortasız işçi" haline getiren; kürtaj yasağı, çocuk doğurma baskısı altında bırakan; ırkçı, gerici, piyasacı politikalarla, eğitim ve sağlık başta olmak üzere temel haklarımıza ulaşmamızı engelleyen AKP politikalarına karşı sözümüzü söylemek için bir araya geliyoruz' dedi.Sendikal mücadele yürütmekten ve emekçi kadınların haklarını korumaktan başka uğraşı olmayan, barışı yüksek sesle dile getiren sendikalı kadınlar sabaha karşı gerçekleştirilen operasyonlarla gözaltına alınıyor, tutuklanıyorlar. Hak alma mücadelemizin önünü tıkamaya çalışan bu yaklaşımı bir kez daha kınıyoruz. Arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.8 Mart'ın resmi tatil olması" talebi başta olmak üzere talepler dile getirildi. Kadın bedeni üzerindeki tüm söz ve karar haklarının kadına ait olduğunun kabul edilmesini, siyasi iktidarların kadının bedeninden elini çekmesini, "Kadını aile ve namus ile kurumsal olarak özdeşleştirilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın kaldırılarak Kadın ve Eşitlik Bakanlığı'nın kurulmasını, Kadını eğitimden, yaşamdan koparan, çocuk gelinleri meşrulaştıran, çağdışı gerici yaklaşımın son örneği 4+4+4 lü eğitim düzeninin kaldırılmasını, Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi görünen esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya son verilmesini, Çocuklarımızı güvenle bırakacağımız ücretsiz, sağlıklı kreşler ve bakım evlerinin açılmasını Başta cinsiyet ayrımcılığı olmak üzere her türlü sömürü ve ayrımcılığa son verecek eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa hazırlanmasını,  Şiddete uğrayan kadınların korunmasını ve kadın cinayetlerinin engellenmesini,  Eşitlik ve özgürlük talebi ile mücadele yürüten kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklamaların son bulmasını, Baro hayal kırıklığı yarattıŞanlıurfa Barosu 8 Mart emekçi Kadınlar günü dolayısıyla bir basın açıklamasında bulundu. Açıklamayı ypan Baro Kadın Hakları Komisyonu başkanı Serpil Kılıç Yıldırım, 8 Mart dünya Kadınlar Günü'nün tarihçesine geniş yer verilen açıklamada 'Genel olarak kadınların yaşadığı sorunlar ilimizde fazlasıyla yaşanmaktadır. Çocuk yaş kız çocuklarının evlilik, aile içi kadına yönelik şiddet ülke istatistiklerin üzerinde yüzlerle devam emektedir' dedi. Yıldırım 'Komisyon olarak Kadın Dayanışma Merkezi ve Adli Yardım Bürosu ile hizmetleirimiz devam ediyor' dedi. Sağlık-Sen: kadın personel yıpranıyorGün dolayısıyla Memur-sen'e bağlı sendikalardan da yazılı açıklamalar geldi. Sağlık-sen Şube Başkanı Mahmut Atçı Yaptığı Yazılı açıklamada, 400 bin'i aşan sağlık personelinin yüzde 60'nın kadın olduğunu belirtti. Atçı, kadın sağlık personelinin karşılaştığı sorunları sıralayarak, 'Sağlık alanında hizmet vermenin zaten yoğun ve yıpratıcı olduğunu, istihdam noksanlığı sebebiyle mevcut sağlık çalışanlarının iş yükü ve nöbet sayılarındaki artışın tükenmişliğe ve yaşam kalitesinde düşüşe sebep olduğunu, kadın çalışanların erkek çalışanlara oranla daha yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıklarını geçen yıl yaptırdığımız Sağlık Çalışanları Tükenmişlik Araştırması'nda belirtmiştik. Sağlık çalışanı olmak yeterince zor ve yıpratıcı iken, bir de kadın olmanın getirdiği toplumsal sorumluluklar eklendiğinde, kadın sağlık çalışanlarımızın yaşam standartlarının istenilen seviyeye gelmesi zorlaşmaktadır' dedi.Coşkun: kılık kıyafet serbest olsun8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günde açıklamada bulunan Eğitim Bir-sen şube Başkanı İbrahim Coşkun Kılık kıyafette serbestliği konusuna dikkat çekerek başörtüsü mağduru kadınların sorunun çözülmesi gerektiğini kaydetti. Coşkun, 'Kadınlar, birbirlerinin sorunlarına karşı duyarsızlaştırılmakla birlikte hemcinslerine karşı mücadele eder hale getirilmişlerdir. Kılık-kıyafet ayrımcılığının kamu eliyle körüklenmesi yüzünden kadınların önemli bir kesimi ötekileştirilmiş, eğitim-öğretim ve çalışma hayatı başta olmak üzere, çoğunlukla sosyal hayattan da dışlanmışlardır. Yıllarca üniversite kapılarında yaşanan dramlar görmezden gelinmiş, kılık-kıyafet ayrımcılığıyla dışlamalar sürmüş, özgürlük talepleri duymazdan gelinmiştir. Çalışma ve toplumsal hayata katılımdaki eşitsizlik devam ederken, "Haydi Kızlar Okula" kampanyaları ise bir ironi gibi durmuştur.Coşkun, Yakın tarihte başörtüsü nedeniyle yaşanan Milletvekili Merve Kavakçı'nın meclisten çıkarılmasını örnek gösterdi. Başörtülü milletvekili Merve Kavakçı'ya TBMM İç Tüzüğü gerekçe gösterilerek had bildirilmesi de sindirilmenin en uç örneği olduğunu belirten Coşkun, 'Bu durum, hakkını arayan kadınlara öğrenilmiş çaresizlik örneği olarak sunulurken, kılık-kıyafeti gerekçe gösterilerek mesleklerinde atılan, eğitimleri yarıda kalan, yaşamları zehir edilen kadınların ödediği bedel yeterli görülmemişçesine kadınlara uygulanan ayrımcılık maalesef hâlâ sürmektedir.Ayrıca yeni anayasa da dikkat çeken coşkun '12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu'nda kadınlara pozitif ayrımcılık hakkı tanındığı halde, kamuda çalışma hayatında kadınlar arası ayrımcılığın sürüyor olması kabul edilemez. Temel hak ve özgürlüklerini kullanamayan başörtülü kadınlara erkek kontenjanından insan muamelesinin yapıldığı ülkemizde, Eğitim-Bir-Sen olarak 8 Mart'ın tüm ayrımcılıkların ve ötekileştirmelerin bittiği tarih olmasını istiyoruz' dedi.