Çözüm için daha net adımlar isteniyor

Gündem (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 19.06.2013 - 09:25, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:02 2900+ kez okundu.
 

Çözüm için daha net adımlar isteniyor

Şanlıurfa Demokrasi ve Emek Platformu'nun düzenlediği ‘Barış ve çözüm süreci nasıl gelişecek?’ Paneli İMC tv Haber programcısı Ayşegül Doğan ve ODTÜ akademisyenlerinden Prof. Dr. Yasin Ceylan'ın katılımı ile dün gerçekleşti.  Daha önce yapılan duyurularda katılması beklenen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Ayla Akad, ve Prof. Dr. Gencay Gürsoy aynı gün devam eden KCK ana davası nedeniyle katılamadı. Panelde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 21 mart'ta Diyarbakır'da okunan mektubu ardından yaşanan gelişmeler ve çözüm sürecinde iki tarafa düşen sorumluluklara değinildi. Ayrıca halkın duyarlılığının da önemli olduğu vurgulandı. Çözüme ulaşmada bilinçli toplum profiline de dikkat çekilirken, Kürt sorunun yaşnaması ve ilerlemisnde Kürtlerinde sorumluluğunun olduğu belirtildi. Ceyalan, konuşmasında özellikle Ümmet siyaseti ile çözüme ulaşılmasının çok zor olduğu avundu. Ceylan, belli bir zihniyetin ülkede düşmanlıklar ürettiğini bu şekilde varlığını sürdürdüğünü söyledi. En çarpıcı açıklamalardan biri ise Ceylan'ın'İslam ve şeriat odaklı siyaset anlayışının çözüme katkı sunmayacaktır' sözleri oldu. 21 Mart ve 25 Nisan'ınardındanPanel de ilk sözü alan Ayşegül doğan, 21 Mart'ın ardından 25 Nisan günü Kandil'de tüm dünya basını önünde yapılan açıklama ile başlayan süreçte Murat Karayılan ile PKK'nin tavrına dikkat çekti. Doğan, konuşmasında Karayılan ve ekibinin o gün çok iyi bir halkla ilişkiler ortaya koyduğunu ve birçok ön yargıyı yıktığına değinerek, 'Kürt sorununu tanımlamaya kimlerle karşılaşılacağı? Orada insanlar nasıl yaşarlar? Ne kullanıp, ne yer ne içerler? Gibi düşüncelerle kandile gittik. Devlet ve hükümet KCK operasyonlarına son hız devam ediyordu. Bu yüzden bu durumda barış ihtimali pek akla da gelmiyordu. Neredeyse barış bir hayaldi hatta bundan bahsedenler suçlamalarla karşı karşıya kalınıyordu. Böyle bir havada başlayan süreç bir çok ezberi bozdu. Kafalarda farklı soruların da olduğunu söyleyen Doğan, 'daha çok AKP ile Kürtlerle anlaştı, Kürtler artık kendi geleceklerini kendi süreçlerini belirleyecekleri düşünceleri hakimdi. Suriye'de neler olacak? Suriye ile ilgili pazarlıkların ortasında Kürtler var, düşünceleri hakimdi. Rojava bu sürecin neresinde duruyor? Bilmediğimiz bir pazarlık mı var? diye de sorular vardı. Görüşmelerimizde PKK'nin Kimseden bir beklentisinin olmadığını gördük. Yani PKK'liler beklenti içerisinde değildi. En azından açıklamaları bu yöndeydi. İmralı'nın talimatı karşılığında mı kararlar alınıyor? Soruları vardı.  Ancak Kandilden yapılan açıklamada 21 mart mektubu hazırlanırken, arka planında mesajın oluşmasından önce Avrupa'dan, dünyadan siyasetçilere Türklere, Kürtlere, Ermenilere ulaşılabilen herkese sorulmuş. O yüzden hemen her kesime ulaşılarak sorularak oluşturulmuş bir metin olduğunu söylendi' dedi.  Öcalan'ın mesajını değinen ve izlenimini paylaşan Doğan, örgütün Kandildeki birinci ismi Karayılan ile yaptığı görüşmenin detayına ilişkin şunlara değindi; O mesajda geçmişe dönük yine o mesajın içerinde bazı atıflar var. Örneğin yeni anayasa gibi. Yine bazı hakların unutulduğu iddia edildi. Onunda o mesajda geçmişe dönük referanslar bir gelecek tasarımı olarak verilmedi. Burada İrlanda, İspanya, Güney Afrika gibi ülkelerde bu tür süreçler izlemiş bunlara çalışılmış insanların görüşleri alındı. Toplumsal uzlaşılarda tarihsel referanslara ihtiyaç olduğunu. Bütün bunlara rağmen bu kaygılar giderilemiyordu. 25 Nisan'daki Kandil basın açıklaması için bölgeye gidildiğinde bir sürü soru açıklmaa ve iletişim yöntemleri ile çürütüldü. Tam 35 senedir onların yani medyanın, devletin anlattıkları gibi kişiler olmadıklarını gördüler. Şunu da söylemek lazım 25 Nisan açıklaması organizasyon olarak çok iyiydi yani iyi bir halkla ilişkiler yürütüldü. Bir gece bütün herkesin üzerinde uzlaştığı herkesin kararı olarak üzerinde tartıştıkları tek isim 200 yıllık tarihsel mirasının üzerinde somutlaştığı bir lider var denildi. 'İhtilaflar da çözülmeli'Çözüm sürecinde Türkiye'nin toplumsal yapısına işaret eden Prof. Dr. Yasin Ceylan, ülkedeki farklı halk ve dini unsurlar arasında ihtilaflar konularak belirli bir zihniyetin varlığını sürdürdüğünü belirtti. Ceylan, 'toplumsal sorunlarını çözmüş ülkelerde  homojen bir yapı varken, ülkemizde ise heterojen yapı var. Yani aynı ülke halkı arasında ihtilaflar var. Örneğin son günlerde tartışılan AKP'ye oy verenlerle vermeyenler, Kürtlerle Türkler, Aleviler ile Sünniler, bunlar arasındaki ihtilaflar o kadar büyük ki birlikte yaşama kültürü ortaya çıkmaya biliyor.  Diğer taraftan Avrupa Birliği ülkeleri sınırları kaldırıyor. Farklı milletler birlikte yaşıyor' dedi. Manevi sorunların çözümünün daha zor olduğunu belirten Ceylan, 'Şimdi maddi sorunların çözümü kolaydır. İşte AKP iktidarı ülkede büyük yatırımlar yaptı. Yolları binaları yaptı. Ama sosyal sorunları çözemiyor. Demek ki maddi sorunların çözümü kolay, ancak sosyal sorunların çözümü zordur. Peki neden böyle. Bir arazi sorununda arazinin hangi tahıla uygun olduğunu tespit etmek kolaydır. Ancak bu yüzden iki aşiret arasında yaşanan ihtilafı çözmek daha zordur. Bundan kastım Türkiye'de yaşayanlar en üst seviyedeki inandıkları değerler birleştirici olamadığı zaman gruplar arasında ihtilaf kaçınılmaz olur' dedi. Bir çocuğun hayatıcamiinin kutsallığındanönemlidirAynı konuya ilişkin Taksim Gezi Parkı olaylarını örnek veren Ceylan, yüksek kültürlerin birleştirici yönünün önemli olduğunu vurguladı. Ceylan, 'daha bir hafta önce Taksim'de polis göstericilere gazla müdahale ettikten sonra göstericiler camiye sığındı. Gerçi işte ayakkabıları ile girildi yok içki içildi. O hengamede içki kimin aklına geldiyse. Neyse gazdan etkilenen kadınlar çocuklarda bu camiye gitti. Ve Başbakan çık dedi ki yok ayakkabıları ile girdiler yok içki içtiler. Burada camiinin kutsallığı zedelendi dedi. Peki burada bir çocuğun hayatı mı önemli yoksa camiinin kutsallığı mı? bana göre o çocuğun hayatı caminin kutsallığından daha önemlidir. Dolayısıyla biz eğer insan hayatını en yüksek seviyede tutmazsak insanın değerini başka yapmacık suni değerlerin gerisine bırakırsak, inancı her türlü amaca kurban etmiş oluruz. Dolayısıyla bir birine hayat şansı vermeme ihtilafların merkezinde oturuyor' dedi. 'Sorunun büyümesindeKürtlerin desorumluluğu var'Açıklamaları ışığında Kürtlerin duruşuna da değinen Ceylan, Kürtlerin yaşadığı sorunlardan Kürtlerinde sorumlu olduğunu söyledi. Ortadoğu'da dört farklı ülkede 40 milyon Kürt'ün bulunduğunu kaydeden Ceylan, bir Arap tarihçinin Kürtler için kullandığı 'Kürtler İslam Ümmetinin yetimleridir' sözünden yola çıkarak, 'Kürtlerin de sahibi yoktur. Kürtleri savunan bir devlet yoktur. Irak'ın kuzeyinde bir federe Kürt devleti var ama Türkiye'nin politikalarına karşı da duramıyor. İlişkiler bozulmasın diye' dedi. Her fırsatta Kürtlerin devletlerinin olmadığı ileri sürülerek bir millet, kültürel geçmişi ve tarihi olmadığı savunulduğunu söyleyen Ceylan, geçmiş ile bugün arasındaki ulus devlet anlayışına işaret etti. Ceylan, 'İşte Kürtlere deniliyor ki siz geçmişte hiç devlet kuramdınız. Sanki geçmişte ulus devletler vardı da bizimki de olsun geçmişte ulus devlet yoktu ki ulus devlet olsun. Ulusal tarihlerin çoğu yalandır arkadaşlar. Bakıyorsun Eyyübi, devleti Türk devleti diyor. Başında Kürt hanedanı var. Buna ne dersin buna bir şey demiyorlar. Kürtlerin devleti olmadığı için de tarihi de yazılmadı. Yarın Kürtlerinde bir devleti olunca onlarında bir tarihi olacak. Yarı yalan yarı doğru bir tarih yazılacak. Düşünün Kürtlerin yalan söyleme hakları bile yok' dedi. Ceylan, Kürtlerin dillerine sahip çıkma noktasında eleştirilmesi gerektiğini belirterek, Kürtçenin evde yaşlılarla konuşulan bir dille çevrildiğini söyledi.Ceylan, 'üç beş kelime konuşuyoruz annemizle halamızla teyzemizle, ama bir siyasi konu tartıştığımızda Türkçeye çeviriyoruz, neden Kürtçe yetkin bir dil değimlidir. Yetkindir. Biz neden konuşamıyoruz çünkü, Kürtçe sadece yaşlılarca konuşulan bir ev dili olarak kaldı' dedi. Bu güne kadarki zihniyetler bir ailede düşman yaratarak ona karşı bileşme kültürü var. Kürt siyasetçiler ne yaptı?Farklı partilerde siyaset yapan Kürt siyasetçilerinde olayların bu noktalara gelmesinde payı olduğunu belirten,  Ceylan, 'Kürtlerin kendileri ne yapıyor. Çeşitli partilerde Kürt Milletvekilleri var. O partinin yöneticileri Kürtlere hakaret ettiği zaman Kürt milletvekillerinin hiç biri ses çıkarmıyor. Mesela Kürtçe medeniyet dili değildir denildiği zaman 70 Ak partili Milletvekilinden hiç ses çıkmıyor. Eğer Kürtler bunu yaparsa Kürt kültürü nasıl güçlenecek' dedi. Çözüme Kürtlerin sahip çıkması gerekirÇözüme Kürtlerin de sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Ceylan, 'Yani Kürtler kimliğine sahip çıksın Kürtlüğünden dolayı komplekse kapılmasın. Yani bugün kendimizi bir konuma getirmemiz bizim elimizde. Bunları unutup kendimizi başka konumlara koymanın bir anlamı yok. Yani bu gün Kürtlerin bulunduğu durumdan başka Kürtler de sorumludur' dedi. 'Ümmet anlayışı ileçözüme ulaşılamaz'Ümmet ve İslamcı anlayışın çözüm sürecinde etkili olmayacağını savunan Ceylan, 2 bin yıldır uygulandığını ileri sürdüğü İslam odaklı devlet anlayışının da çözüme katkı sunmayacağını belirtti. Celan, konuya ilişkin şunları söyledi; Şimdi yeniden İslam'a sarılma var. AKP şurada burada cami, medrese yapılım diyor. Ama bu yanlış bir yoldur.2 bin yıldır denenmiş inanç, üzerinden dayanışma ömrünü bitirmiştir. Gençler yalnız ulus kültürünün etkisinde değil ki, artık gençler dünyada ne olup bittiğini biliyor. Bu yüzden kendi istediğini dayatarak bir noktaya ulaşılamaz.  Şeriat dışı bir düşünceyi şeytani saymak kadar şeytani bir düşünce olabilir ki. İnsan oğlu düşünerek tecrübeyle medeniyetler kuruyor. Bakın temel insan hakları hangi dibi kutsal kitapta bu deni anlatılıyor. Temel haklar bunlar ilahi değimli beşeriyetin ulaştığı en yüce değerlerdir bunlara nasıl şeytani dersiniz. İslam ve şeriat üzerinde anlaşırsak aleviler ne yapacak. Kürt Sorunun çözümümü İslam ve Şeriat üzerinden olamaz olmayacak. NAİF KAÇMAZ
Şanlıurfa Demokrasi ve Emek Platformu'nun düzenlediği ‘Barış ve çözüm süreci nasıl gelişecek?’ Paneli İMC tv Haber programcısı Ayşegül Doğan ve ODTÜ akademisyenlerinden Prof. Dr. Yasin Ceylan'ın katılımı ile dün gerçekleşti.  Daha önce yapılan duyurularda katılması beklenen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Ayla Akad, ve Prof. Dr. Gencay Gürsoy aynı gün devam eden KCK ana davası nedeniyle katılamadı. Panelde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 21 mart'ta Diyarbakır'da okunan mektubu ardından yaşanan gelişmeler ve çözüm sürecinde iki tarafa düşen sorumluluklara değinildi. Ayrıca halkın duyarlılığının da önemli olduğu vurgulandı. Çözüme ulaşmada bilinçli toplum profiline de dikkat çekilirken, Kürt sorunun yaşnaması ve ilerlemisnde Kürtlerinde sorumluluğunun olduğu belirtildi. Ceyalan, konuşmasında özellikle Ümmet siyaseti ile çözüme ulaşılmasının çok zor olduğu avundu. Ceylan, belli bir zihniyetin ülkede düşmanlıklar ürettiğini bu şekilde varlığını sürdürdüğünü söyledi. En çarpıcı açıklamalardan biri ise Ceylan'ın'İslam ve şeriat odaklı siyaset anlayışının çözüme katkı sunmayacaktır' sözleri oldu. 21 Mart ve 25 Nisan'ınardındanPanel de ilk sözü alan Ayşegül doğan, 21 Mart'ın ardından 25 Nisan günü Kandil'de tüm dünya basını önünde yapılan açıklama ile başlayan süreçte Murat Karayılan ile PKK'nin tavrına dikkat çekti. Doğan, konuşmasında Karayılan ve ekibinin o gün çok iyi bir halkla ilişkiler ortaya koyduğunu ve birçok ön yargıyı yıktığına değinerek, 'Kürt sorununu tanımlamaya kimlerle karşılaşılacağı? Orada insanlar nasıl yaşarlar? Ne kullanıp, ne yer ne içerler? Gibi düşüncelerle kandile gittik. Devlet ve hükümet KCK operasyonlarına son hız devam ediyordu. Bu yüzden bu durumda barış ihtimali pek akla da gelmiyordu. Neredeyse barış bir hayaldi hatta bundan bahsedenler suçlamalarla karşı karşıya kalınıyordu. Böyle bir havada başlayan süreç bir çok ezberi bozdu. Kafalarda farklı soruların da olduğunu söyleyen Doğan, 'daha çok AKP ile Kürtlerle anlaştı, Kürtler artık kendi geleceklerini kendi süreçlerini belirleyecekleri düşünceleri hakimdi. Suriye'de neler olacak? Suriye ile ilgili pazarlıkların ortasında Kürtler var, düşünceleri hakimdi. Rojava bu sürecin neresinde duruyor? Bilmediğimiz bir pazarlık mı var? diye de sorular vardı. Görüşmelerimizde PKK'nin Kimseden bir beklentisinin olmadığını gördük. Yani PKK'liler beklenti içerisinde değildi. En azından açıklamaları bu yöndeydi. İmralı'nın talimatı karşılığında mı kararlar alınıyor? Soruları vardı.  Ancak Kandilden yapılan açıklamada 21 mart mektubu hazırlanırken, arka planında mesajın oluşmasından önce Avrupa'dan, dünyadan siyasetçilere Türklere, Kürtlere, Ermenilere ulaşılabilen herkese sorulmuş. O yüzden hemen her kesime ulaşılarak sorularak oluşturulmuş bir metin olduğunu söylendi' dedi.  Öcalan'ın mesajını değinen ve izlenimini paylaşan Doğan, örgütün Kandildeki birinci ismi Karayılan ile yaptığı görüşmenin detayına ilişkin şunlara değindi; O mesajda geçmişe dönük yine o mesajın içerinde bazı atıflar var. Örneğin yeni anayasa gibi. Yine bazı hakların unutulduğu iddia edildi. Onunda o mesajda geçmişe dönük referanslar bir gelecek tasarımı olarak verilmedi. Burada İrlanda, İspanya, Güney Afrika gibi ülkelerde bu tür süreçler izlemiş bunlara çalışılmış insanların görüşleri alındı. Toplumsal uzlaşılarda tarihsel referanslara ihtiyaç olduğunu. Bütün bunlara rağmen bu kaygılar giderilemiyordu. 25 Nisan'daki Kandil basın açıklaması için bölgeye gidildiğinde bir sürü soru açıklmaa ve iletişim yöntemleri ile çürütüldü. Tam 35 senedir onların yani medyanın, devletin anlattıkları gibi kişiler olmadıklarını gördüler. Şunu da söylemek lazım 25 Nisan açıklaması organizasyon olarak çok iyiydi yani iyi bir halkla ilişkiler yürütüldü. Bir gece bütün herkesin üzerinde uzlaştığı herkesin kararı olarak üzerinde tartıştıkları tek isim 200 yıllık tarihsel mirasının üzerinde somutlaştığı bir lider var denildi. 'İhtilaflar da çözülmeli'Çözüm sürecinde Türkiye'nin toplumsal yapısına işaret eden Prof. Dr. Yasin Ceylan, ülkedeki farklı halk ve dini unsurlar arasında ihtilaflar konularak belirli bir zihniyetin varlığını sürdürdüğünü belirtti. Ceylan, 'toplumsal sorunlarını çözmüş ülkelerde  homojen bir yapı varken, ülkemizde ise heterojen yapı var. Yani aynı ülke halkı arasında ihtilaflar var. Örneğin son günlerde tartışılan AKP'ye oy verenlerle vermeyenler, Kürtlerle Türkler, Aleviler ile Sünniler, bunlar arasındaki ihtilaflar o kadar büyük ki birlikte yaşama kültürü ortaya çıkmaya biliyor.  Diğer taraftan Avrupa Birliği ülkeleri sınırları kaldırıyor. Farklı milletler birlikte yaşıyor' dedi. Manevi sorunların çözümünün daha zor olduğunu belirten Ceylan, 'Şimdi maddi sorunların çözümü kolaydır. İşte AKP iktidarı ülkede büyük yatırımlar yaptı. Yolları binaları yaptı. Ama sosyal sorunları çözemiyor. Demek ki maddi sorunların çözümü kolay, ancak sosyal sorunların çözümü zordur. Peki neden böyle. Bir arazi sorununda arazinin hangi tahıla uygun olduğunu tespit etmek kolaydır. Ancak bu yüzden iki aşiret arasında yaşanan ihtilafı çözmek daha zordur. Bundan kastım Türkiye'de yaşayanlar en üst seviyedeki inandıkları değerler birleştirici olamadığı zaman gruplar arasında ihtilaf kaçınılmaz olur' dedi. Bir çocuğun hayatıcamiinin kutsallığındanönemlidirAynı konuya ilişkin Taksim Gezi Parkı olaylarını örnek veren Ceylan, yüksek kültürlerin birleştirici yönünün önemli olduğunu vurguladı. Ceylan, 'daha bir hafta önce Taksim'de polis göstericilere gazla müdahale ettikten sonra göstericiler camiye sığındı. Gerçi işte ayakkabıları ile girildi yok içki içildi. O hengamede içki kimin aklına geldiyse. Neyse gazdan etkilenen kadınlar çocuklarda bu camiye gitti. Ve Başbakan çık dedi ki yok ayakkabıları ile girdiler yok içki içtiler. Burada camiinin kutsallığı zedelendi dedi. Peki burada bir çocuğun hayatı mı önemli yoksa camiinin kutsallığı mı? bana göre o çocuğun hayatı caminin kutsallığından daha önemlidir. Dolayısıyla biz eğer insan hayatını en yüksek seviyede tutmazsak insanın değerini başka yapmacık suni değerlerin gerisine bırakırsak, inancı her türlü amaca kurban etmiş oluruz. Dolayısıyla bir birine hayat şansı vermeme ihtilafların merkezinde oturuyor' dedi. 'Sorunun büyümesindeKürtlerin desorumluluğu var'Açıklamaları ışığında Kürtlerin duruşuna da değinen Ceylan, Kürtlerin yaşadığı sorunlardan Kürtlerinde sorumlu olduğunu söyledi. Ortadoğu'da dört farklı ülkede 40 milyon Kürt'ün bulunduğunu kaydeden Ceylan, bir Arap tarihçinin Kürtler için kullandığı 'Kürtler İslam Ümmetinin yetimleridir' sözünden yola çıkarak, 'Kürtlerin de sahibi yoktur. Kürtleri savunan bir devlet yoktur. Irak'ın kuzeyinde bir federe Kürt devleti var ama Türkiye'nin politikalarına karşı da duramıyor. İlişkiler bozulmasın diye' dedi. Her fırsatta Kürtlerin devletlerinin olmadığı ileri sürülerek bir millet, kültürel geçmişi ve tarihi olmadığı savunulduğunu söyleyen Ceylan, geçmiş ile bugün arasındaki ulus devlet anlayışına işaret etti. Ceylan, 'İşte Kürtlere deniliyor ki siz geçmişte hiç devlet kuramdınız. Sanki geçmişte ulus devletler vardı da bizimki de olsun geçmişte ulus devlet yoktu ki ulus devlet olsun. Ulusal tarihlerin çoğu yalandır arkadaşlar. Bakıyorsun Eyyübi, devleti Türk devleti diyor. Başında Kürt hanedanı var. Buna ne dersin buna bir şey demiyorlar. Kürtlerin devleti olmadığı için de tarihi de yazılmadı. Yarın Kürtlerinde bir devleti olunca onlarında bir tarihi olacak. Yarı yalan yarı doğru bir tarih yazılacak. Düşünün Kürtlerin yalan söyleme hakları bile yok' dedi. Ceylan, Kürtlerin dillerine sahip çıkma noktasında eleştirilmesi gerektiğini belirterek, Kürtçenin evde yaşlılarla konuşulan bir dille çevrildiğini söyledi.Ceylan, 'üç beş kelime konuşuyoruz annemizle halamızla teyzemizle, ama bir siyasi konu tartıştığımızda Türkçeye çeviriyoruz, neden Kürtçe yetkin bir dil değimlidir. Yetkindir. Biz neden konuşamıyoruz çünkü, Kürtçe sadece yaşlılarca konuşulan bir ev dili olarak kaldı' dedi. Bu güne kadarki zihniyetler bir ailede düşman yaratarak ona karşı bileşme kültürü var. Kürt siyasetçiler ne yaptı?Farklı partilerde siyaset yapan Kürt siyasetçilerinde olayların bu noktalara gelmesinde payı olduğunu belirten,  Ceylan, 'Kürtlerin kendileri ne yapıyor. Çeşitli partilerde Kürt Milletvekilleri var. O partinin yöneticileri Kürtlere hakaret ettiği zaman Kürt milletvekillerinin hiç biri ses çıkarmıyor. Mesela Kürtçe medeniyet dili değildir denildiği zaman 70 Ak partili Milletvekilinden hiç ses çıkmıyor. Eğer Kürtler bunu yaparsa Kürt kültürü nasıl güçlenecek' dedi. Çözüme Kürtlerin sahip çıkması gerekirÇözüme Kürtlerin de sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Ceylan, 'Yani Kürtler kimliğine sahip çıksın Kürtlüğünden dolayı komplekse kapılmasın. Yani bugün kendimizi bir konuma getirmemiz bizim elimizde. Bunları unutup kendimizi başka konumlara koymanın bir anlamı yok. Yani bu gün Kürtlerin bulunduğu durumdan başka Kürtler de sorumludur' dedi. 'Ümmet anlayışı ileçözüme ulaşılamaz'Ümmet ve İslamcı anlayışın çözüm sürecinde etkili olmayacağını savunan Ceylan, 2 bin yıldır uygulandığını ileri sürdüğü İslam odaklı devlet anlayışının da çözüme katkı sunmayacağını belirtti. Celan, konuya ilişkin şunları söyledi; Şimdi yeniden İslam'a sarılma var. AKP şurada burada cami, medrese yapılım diyor. Ama bu yanlış bir yoldur.2 bin yıldır denenmiş inanç, üzerinden dayanışma ömrünü bitirmiştir. Gençler yalnız ulus kültürünün etkisinde değil ki, artık gençler dünyada ne olup bittiğini biliyor. Bu yüzden kendi istediğini dayatarak bir noktaya ulaşılamaz.  Şeriat dışı bir düşünceyi şeytani saymak kadar şeytani bir düşünce olabilir ki. İnsan oğlu düşünerek tecrübeyle medeniyetler kuruyor. Bakın temel insan hakları hangi dibi kutsal kitapta bu deni anlatılıyor. Temel haklar bunlar ilahi değimli beşeriyetin ulaştığı en yüce değerlerdir bunlara nasıl şeytani dersiniz. İslam ve şeriat üzerinde anlaşırsak aleviler ne yapacak. Kürt Sorunun çözümümü İslam ve Şeriat üzerinden olamaz olmayacak. NAİF KAÇMAZ
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.