"Yenidoğan çetesi" davasının ilk duruşmasına bugün devam edilecek

Gündem (AA) - Anadolu Ajansı | 19.11.2024 - 10:05, Güncelleme: 19.11.2024 - 10:05 3669 kez okundu.
 

"Yenidoğan çetesi" davasının ilk duruşmasına bugün devam edilecek

İstanbul'da, bebek acil hastalarını özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasına bugün devam edilecek.
İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, sanıkların savunmasının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu, 8'i kadın 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. SEGBİS'te yaşanan arızanın giderilmesinin ardından yeniden başlayan duruşmada, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, davada müşteki olmayan bir kısım mağdur ailelerinin avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin avukatları davaya katılma talebinde bulundu. Duruşma savcısı, katılma taleplerinin suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddine kara verilmesini talep etti. Bazı sanıklar katılma talepleriyle ilgili diyecekleri bir şey olmadığını söylerken, bir kısım sanıklar ve avukatları da taleplerin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya bir süre ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan heyet, müdahillik talebinde bulunan TBB Başkanı Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, müşteki olmayan bir kısım mağdur ailelerinin avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin avukatlarının katılma taleplerini reddetti. Duruşmada daha sonra sanık savunmaları alınmaya başlandı. Mahkeme başkanı, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen tutuklu sanık Fırat Sarı'nın savunmasının en son alınacağını bildirdi. "Her hastane sahibi para kazanmak ister" Tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında, yaptığı bir-iki işlemi kabul ettiğini ve dürüstçe ifadesini verdiğini belirterek, bazı konularda üzerine atılı suçlamaları reddettiğini söyledi. Taşçı, bilirkişi raporunu kabul etmediğini ifade ederek, davanın bir çok eylemden oluştuğunu, birçok suçlamanın yer aldığını, bazı yanlışlıklar ve usulsüzlükler olduğunu savundu. Hastanelerin hepsinin denetlendiğini fakat denetlemelerin sıkıntısını hemşirelerin çektiğini öne süren Taşçı, şunları kaydetti: "Benim bir kuruş para kazandığım yok. Hastanelerin yüzde 70'inde gece yoğun bakımda doktor durmuyor. Müdahale etsek 'Sen neden müdahale ettin', etmesek 'Nasıl müdahale etmezsin' diyorlar. Hasta sayısının fazla tutulması, daha fazla para kazanılması için Fırat Sarı'ya baskı kuruyorlar. Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz. Doktor karar verir. Bebeklerin ciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaca SGK 9 bin 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu alırsa 7000 liraya geliyor. Bu ilacı ne kadar fazla kullanırsan SGK'den daha fazla para alıyorsun. İlaçlar fazlaydı. Fırat Sarı ile bunu konuştuk. Bu ilaçların çöpe gideceğine satılması için. O da onay verdi. Hasan Basri topluyordu, bana getiriyordu ben de satışını yapıyordum. Biz bu satma işini 3 kere yaptık. Benim aldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira ama Fırat Sarı'nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum." Hakan Doğukan Taşçı, acil durumlarda zaman zaman bebeklere müdahale yaptığını dile getirerek, "Örneğin entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler." dedi. Savunmasının alınmasının ardından Taşçı'ya iddianamede yer alan, diğer sanıklarla olan tape kayıtları soruldu. İddianamede maktul olarak yer alan siyahi bebek Micehelle Nwando Opara'nın hastaneye sevk sürecini anlatan Taşçı, sevk edilmesinin ardından bebeği sanıklardan gece nöbetçisi hemşire Tuğçe Toptemel'e teslim ettiklerini belirtti. Taşçı, sabah saat 07.40 civarında Toptemel'in kendisini aradığını ve çocuğun iyi görünmediğini söylediğini, ancak ifadelerin çelişkili olduğunu, kendisinin çocuğun durumunun kötü olduğunu anlayamadığını ileri sürdü. Daha sonra gündüz bakımı teslim alan hemşirenin kendisini aradığını ve hastanın iyi olmadığını, dudaklarının mosmor olduğunu söylemesi üzerine hastaneye gittiğini kaydeden Taşçı, gittiğinde hastayı kontrol ettiğini ve 10 saniye içinde ölmüş olduğunu anladığını aktardı. Taşçı, hastaya dokunduğu zaman aşırı hipotermide olduğunu kaydederek, "Şaşkınlığım o. Artık çocuk ölmüş, buz gibi olmuş. Bunu hemşirenin anlaması gerekiyor." savunmasını yaptı. Yaklaşık 10 saat süren duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi. "Üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz" Davada verilen arada adliye önünde basın açıklaması yapan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Sağkan, birçok şehirden baronun başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin duruşmaya geldiğini, davaya gelemeyen çok sayıda baronun ise katılma dilekçelerini UYAP üzerinden mahkemeye gönderdiklerini belirtti. Sağkan, bugün çocukların yaşam hakkının söz konusu olduğu bir dava dosyasında, TBB'nin ve baroların katılma taleplerinin kabul edilerek daha etkin, daha şeffaf bir yargılama sürecinin hayata geçirilmesi suretiyle istisnasız tüm sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için burada olduklarını dile getirdi. Baroların katılma talebinin kabulünün ne kadar önemli olduğunu ısrarla ve hukuki gerekçelerle vurgulasalar da mahkemenin verdiği kararla bu talebin reddedildiğini aktaran Sağkan, "Bu bizim açımızdan mücadeleyi burada bırakmak anlamına gelmiyor. Bizler aynı zamanda gözlemci olarak bu yargılamayı takip etmeye devam edeceğimiz gibi aynı zamanda mağdur ve müşteki ailelerin avukatlarına da hukuki ve teknik destek vererek, süreçte maddi gerçeğe ulaşılması noktasında hepimizi tatmin edecek bir kararın çıkması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı. İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu ise davaya katılma taleplerinin reddedildiğini anımsatarak, İstanbul Barosu olarak, İstanbul'da görev yapan bir baro olarak Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakmakta olduğu bir davaya katılım taleplerinin kabul edilmesinin çok daha önemli olacağını vurguladı. Bu davanın yalnızca Türkiye'de değil, belki de dünya sağlık tarihinin en büyük toplu davalarından biri olacağını kaydeden Kaboğlu, "Bizim açımızdan bir karanlık sayfadır. Anayasasında devlete sağlık hizmetlerinin planlanması ve denetlenmesi konusunda açıkça yükümlülük yükleyen az sayıda Anayasa vardır. Bizim anayasamız bunu 56'ncı maddesinde açıkça belirtmiştir." sözlerini sarf etti. Kaboğlu, hem devlet hastanelerinde hem özel hastanelerde bu yükümlülüğün yerine getirilmemiş olduğunu gördüklerini savunarak, "Burada bu büyük davanın görülmesi, böyle bir sistemin sistemsizliğe dönüşmesi sonucudur. Bu açıdan bebeklerimizin, çocuklarımızın yaşamları karartılmış, bebeklerimiz yaşamlarından koparılmıştır. Burada ciddi bir yaşam hakkına yönelik tehdit söz konusudur." diye konuştu. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor. İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor. Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor. Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor. Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede vurgulanıyor. Ceza istemleri İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı. Bu soruşturma ise devam ediyor.
İstanbul'da, bebek acil hastalarını özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasına bugün devam edilecek.

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, sanıkların savunmasının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu, 8'i kadın 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.

SEGBİS'te yaşanan arızanın giderilmesinin ardından yeniden başlayan duruşmada, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, davada müşteki olmayan bir kısım mağdur ailelerinin avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin avukatları davaya katılma talebinde bulundu.

Duruşma savcısı, katılma taleplerinin suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddine kara verilmesini talep etti.

Bazı sanıklar katılma talepleriyle ilgili diyecekleri bir şey olmadığını söylerken, bir kısım sanıklar ve avukatları da taleplerin reddedilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya bir süre ara verdi.

Aranın ardından kararını açıklayan heyet, müdahillik talebinde bulunan TBB Başkanı Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, müşteki olmayan bir kısım mağdur ailelerinin avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin avukatlarının katılma taleplerini reddetti.

Duruşmada daha sonra sanık savunmaları alınmaya başlandı.

Mahkeme başkanı, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen tutuklu sanık Fırat Sarı'nın savunmasının en son alınacağını bildirdi.

"Her hastane sahibi para kazanmak ister"

Tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında, yaptığı bir-iki işlemi kabul ettiğini ve dürüstçe ifadesini verdiğini belirterek, bazı konularda üzerine atılı suçlamaları reddettiğini söyledi.

Taşçı, bilirkişi raporunu kabul etmediğini ifade ederek, davanın bir çok eylemden oluştuğunu, birçok suçlamanın yer aldığını, bazı yanlışlıklar ve usulsüzlükler olduğunu savundu.

Hastanelerin hepsinin denetlendiğini fakat denetlemelerin sıkıntısını hemşirelerin çektiğini öne süren Taşçı, şunları kaydetti:

"Benim bir kuruş para kazandığım yok. Hastanelerin yüzde 70'inde gece yoğun bakımda doktor durmuyor. Müdahale etsek 'Sen neden müdahale ettin', etmesek 'Nasıl müdahale etmezsin' diyorlar. Hasta sayısının fazla tutulması, daha fazla para kazanılması için Fırat Sarı'ya baskı kuruyorlar. Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz. Doktor karar verir. Bebeklerin ciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaca SGK 9 bin 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu alırsa 7000 liraya geliyor. Bu ilacı ne kadar fazla kullanırsan SGK'den daha fazla para alıyorsun. İlaçlar fazlaydı. Fırat Sarı ile bunu konuştuk. Bu ilaçların çöpe gideceğine satılması için. O da onay verdi. Hasan Basri topluyordu, bana getiriyordu ben de satışını yapıyordum. Biz bu satma işini 3 kere yaptık. Benim aldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira ama Fırat Sarı'nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum."

Hakan Doğukan Taşçı, acil durumlarda zaman zaman bebeklere müdahale yaptığını dile getirerek, "Örneğin entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler." dedi.

Savunmasının alınmasının ardından Taşçı'ya iddianamede yer alan, diğer sanıklarla olan tape kayıtları soruldu.

İddianamede maktul olarak yer alan siyahi bebek Micehelle Nwando Opara'nın hastaneye sevk sürecini anlatan Taşçı, sevk edilmesinin ardından bebeği sanıklardan gece nöbetçisi hemşire Tuğçe Toptemel'e teslim ettiklerini belirtti.

Taşçı, sabah saat 07.40 civarında Toptemel'in kendisini aradığını ve çocuğun iyi görünmediğini söylediğini, ancak ifadelerin çelişkili olduğunu, kendisinin çocuğun durumunun kötü olduğunu anlayamadığını ileri sürdü.

Daha sonra gündüz bakımı teslim alan hemşirenin kendisini aradığını ve hastanın iyi olmadığını, dudaklarının mosmor olduğunu söylemesi üzerine hastaneye gittiğini kaydeden Taşçı, gittiğinde hastayı kontrol ettiğini ve 10 saniye içinde ölmüş olduğunu anladığını aktardı.

Taşçı, hastaya dokunduğu zaman aşırı hipotermide olduğunu kaydederek, "Şaşkınlığım o. Artık çocuk ölmüş, buz gibi olmuş. Bunu hemşirenin anlaması gerekiyor." savunmasını yaptı.

Yaklaşık 10 saat süren duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.

"Üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz"

Davada verilen arada adliye önünde basın açıklaması yapan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Sağkan, birçok şehirden baronun başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin duruşmaya geldiğini, davaya gelemeyen çok sayıda baronun ise katılma dilekçelerini UYAP üzerinden mahkemeye gönderdiklerini belirtti.

Sağkan, bugün çocukların yaşam hakkının söz konusu olduğu bir dava dosyasında, TBB'nin ve baroların katılma taleplerinin kabul edilerek daha etkin, daha şeffaf bir yargılama sürecinin hayata geçirilmesi suretiyle istisnasız tüm sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için burada olduklarını dile getirdi.

Baroların katılma talebinin kabulünün ne kadar önemli olduğunu ısrarla ve hukuki gerekçelerle vurgulasalar da mahkemenin verdiği kararla bu talebin reddedildiğini aktaran Sağkan, "Bu bizim açımızdan mücadeleyi burada bırakmak anlamına gelmiyor. Bizler aynı zamanda gözlemci olarak bu yargılamayı takip etmeye devam edeceğimiz gibi aynı zamanda mağdur ve müşteki ailelerin avukatlarına da hukuki ve teknik destek vererek, süreçte maddi gerçeğe ulaşılması noktasında hepimizi tatmin edecek bir kararın çıkması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu ise davaya katılma taleplerinin reddedildiğini anımsatarak, İstanbul Barosu olarak, İstanbul'da görev yapan bir baro olarak Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakmakta olduğu bir davaya katılım taleplerinin kabul edilmesinin çok daha önemli olacağını vurguladı.

Bu davanın yalnızca Türkiye'de değil, belki de dünya sağlık tarihinin en büyük toplu davalarından biri olacağını kaydeden Kaboğlu, "Bizim açımızdan bir karanlık sayfadır. Anayasasında devlete sağlık hizmetlerinin planlanması ve denetlenmesi konusunda açıkça yükümlülük yükleyen az sayıda Anayasa vardır. Bizim anayasamız bunu 56'ncı maddesinde açıkça belirtmiştir." sözlerini sarf etti.

Kaboğlu, hem devlet hastanelerinde hem özel hastanelerde bu yükümlülüğün yerine getirilmemiş olduğunu gördüklerini savunarak, "Burada bu büyük davanın görülmesi, böyle bir sistemin sistemsizliğe dönüşmesi sonucudur. Bu açıdan bebeklerimizin, çocuklarımızın yaşamları karartılmış, bebeklerimiz yaşamlarından koparılmıştır. Burada ciddi bir yaşam hakkına yönelik tehdit söz konusudur." diye konuştu.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.

İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.

Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.

Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede vurgulanıyor.

Ceza istemleri

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.

Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.

İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.

Bu soruşturma ise devam ediyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.