Cemal BABAOĞLU
Köşe Yazarı
Cemal BABAOĞLU
 

ADALETİNİ KAYBETMİŞ ÜLKE

Esnaf ve sanatkarlar şurasında konuşan başbakan, pardon cumhurbaşkanı Erdoğan "Adalet Arıyorum" diyerek yargıdaki adaletsizliğe sitem ediyordu. (bu yargıda şamar oğlanına döndü. Gelen vuruyor, giden vuruyor)Muhaliflerin adalet arayışlarını anlarım, ama Cumhurun başının adalet aramasını doğrusu anlamadım. cumhurun başı da adalet arıyorsa, desene biz ölmüşüz de haberimiz yok. Bu ülkenin mağdurları yıllardır adalet arar durur. Hiçbir merci mağdurların adalet arayışına yanıt vermez; Köyleri başlarına yıkılanlardan tut, gözaltında kaybedilenlerin yakınları bu ülkede yıllardır adalet arıyorlar. Kayıp yakınları, adalet arama adına çalmadık kapı bırakmadılar. Ama yetkililerde bu mağdur ailelere yönelik pratik adımı atmadılar. Zaman zaman yapılan görüşmeler olmuş ama somut olarak ortada bir gelişme yok. Bir yetkili çıkıp, kayıplarla ilgili hükümetin önerileri budur demez. Deyim yerindeyse taştan ses gelir, hükümetten ses gelmez.Gelenek haline gelen, 10 yılda bir darbe yapıp, insan avına çıkan generallerin dikta tutumu yüzünden oluşan mağdurlar, yıllardır adalet aradı durdu. kendilerini " 68'liler Vakfı", " 78'liler girişimi" adı altında örgütlenen bu darbe mağdurları bir türlü adaleti bulamaz. Doğal depremlerde ve iş kazalarında ortaya çıkan mağduriyetler bir türlü giderilmez. Atılan insanlık çığlıkları havada kalır. Hiçbir yetkili çıkıp "ne oluyor" diye sormuyor. Sorma gereği bile duymuyor. Bu kadar geniş bir halk kesimin mağduriyeti ortada iken, Bu mağduriyeti gidermenin çalışmasını yapmayıp, üstelik kendi iktidar döneminde de mağduriyetler yaratmasına rağmen, Cumhurbaşkanı kimliği ile basının karşısında "Adalet arıyorum" demesi gerçek anlamda mağdurlarla alay etmedir. 2002 yılından bu yana tek başına iktidar olan AKP, her seçimlerde mağdur edebiyatı ile seçimlerde galip çıkmayı başarmıştır. Yani mağdurlara oynama AKP'nin fıtratında var.2015 Genel seçimlerde hiç kimsenin şüphesi olmasın, AKP güneş yüzü görmemiş yeni bir mağdurları oynama rolü ile halkın karşısına çıkacaklarını görüyorum. Görünen köy kılavuz istemez. Bu mağduriyeti de "Yeni Türkiye"nin gelişmesini istemeyen iç ve dış düşman argümanına oturtmaya çalışacaklarını bilmek için kahin olmaya gerek yok.2010 yılında "Yargı beni engelliyor" diyerek yargıyı cemaate teslim etmenin programı uygulandı. Sonra cemaatle çıkar çelişkileri yaşanınca "paralel yapı"dan şikayetler başladı. Yine Mağdurları oynayıp, yargıya yönelik ağır eleştiriler; "Adalet Arıyorum Adaleet" diyor bu ülkenin cumhurbaşkanı!Dışişleri bakanlığı zamanında bir görüşme için İsviçre'ye giderler. İsviçre'de dikkatini çeken bir bakanlığı yetkililere sorar; "sizde deniz yok ama niye deniz bakanlığı var? diye sorunca İsviçre'li yetkili taşı gediğine koyar; "sizde de Adalet yok ama Adalet bakanınız var" diyerek meslektaşına üstünlük sağlar, onu yerin dibine batırır. İsviçre'de denizin olup olmaması benim umurumda değil. Ama benim ülkemde adaletin olmaması benim için en büyük onursuzluktur. Tabi bu onursuzluk bu ülkeyi yönetenlere aittir. Barışın, huzurun ve kardeşliğin teminatı adalettir. Adaleti sağlamayan ülkenin geleceği de yoktur. Adalet herkese lazım. Kendi kurduğu iktidarına güvenip adaleti yok sayanlar, bir gün adalete ihtiyaç duyduklarında seslerini duyura bilecek birilerini bulamazlar. Dolaysıyla bu ülkeyi yönetenlerin, Evrensel anlamda Adaleti sağlayacak bir yargı sistemini oluşturmaları onların namus borcudur.
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2014 - Pazartesi

ADALETİNİ KAYBETMİŞ ÜLKE

Esnaf ve sanatkarlar şurasında konuşan başbakan, pardon cumhurbaşkanı Erdoğan "Adalet Arıyorum" diyerek yargıdaki adaletsizliğe sitem ediyordu. (bu yargıda şamar oğlanına döndü. Gelen vuruyor, giden vuruyor)
Muhaliflerin adalet arayışlarını anlarım, ama Cumhurun başının adalet aramasını doğrusu anlamadım. cumhurun başı da adalet arıyorsa, desene biz ölmüşüz de haberimiz yok. Bu ülkenin mağdurları yıllardır adalet arar durur. Hiçbir merci mağdurların adalet arayışına yanıt vermez; Köyleri başlarına yıkılanlardan tut, gözaltında kaybedilenlerin yakınları bu ülkede yıllardır adalet arıyorlar. Kayıp yakınları, adalet arama adına çalmadık kapı bırakmadılar. Ama yetkililerde bu mağdur ailelere yönelik pratik adımı atmadılar. Zaman zaman yapılan görüşmeler olmuş ama somut olarak ortada bir gelişme yok. Bir yetkili çıkıp, kayıplarla ilgili hükümetin önerileri budur demez. Deyim yerindeyse taştan ses gelir, hükümetten ses gelmez.
Gelenek haline gelen, 10 yılda bir darbe yapıp, insan avına çıkan generallerin dikta tutumu yüzünden oluşan mağdurlar, yıllardır adalet aradı durdu. kendilerini " 68'liler Vakfı", " 78'liler girişimi" adı altında örgütlenen bu darbe mağdurları bir türlü adaleti bulamaz. Doğal depremlerde ve iş kazalarında ortaya çıkan mağduriyetler bir türlü giderilmez. Atılan insanlık çığlıkları havada kalır. Hiçbir yetkili çıkıp "ne oluyor" diye sormuyor. Sorma gereği bile duymuyor. Bu kadar geniş bir halk kesimin mağduriyeti ortada iken, Bu mağduriyeti gidermenin çalışmasını yapmayıp, üstelik kendi iktidar döneminde de mağduriyetler yaratmasına rağmen, Cumhurbaşkanı kimliği ile basının karşısında "Adalet arıyorum" demesi gerçek anlamda mağdurlarla alay etmedir. 2002 yılından bu yana tek başına iktidar olan AKP, her seçimlerde mağdur edebiyatı ile seçimlerde galip çıkmayı başarmıştır. Yani mağdurlara oynama AKP'nin fıtratında var.
2015 Genel seçimlerde hiç kimsenin şüphesi olmasın, AKP güneş yüzü görmemiş yeni bir mağdurları oynama rolü ile halkın karşısına çıkacaklarını görüyorum. Görünen köy kılavuz istemez. Bu mağduriyeti de "Yeni Türkiye"nin gelişmesini istemeyen iç ve dış düşman argümanına oturtmaya çalışacaklarını bilmek için kahin olmaya gerek yok.
2010 yılında "Yargı beni engelliyor" diyerek yargıyı cemaate teslim etmenin programı uygulandı. Sonra cemaatle çıkar çelişkileri yaşanınca "paralel yapı"dan şikayetler başladı. Yine Mağdurları oynayıp, yargıya yönelik ağır eleştiriler; "Adalet Arıyorum Adaleet" diyor bu ülkenin cumhurbaşkanı!
Dışişleri bakanlığı zamanında bir görüşme için İsviçre'ye giderler. İsviçre'de dikkatini çeken bir bakanlığı yetkililere sorar; "sizde deniz yok ama niye deniz bakanlığı var? diye sorunca İsviçre'li yetkili taşı gediğine koyar; "sizde de Adalet yok ama Adalet bakanınız var" diyerek meslektaşına üstünlük sağlar, onu yerin dibine batırır. İsviçre'de denizin olup olmaması benim umurumda değil. Ama benim ülkemde adaletin olmaması benim için en büyük onursuzluktur. Tabi bu onursuzluk bu ülkeyi yönetenlere aittir. Barışın, huzurun ve kardeşliğin teminatı adalettir. Adaleti sağlamayan ülkenin geleceği de yoktur. Adalet herkese lazım. Kendi kurduğu iktidarına güvenip adaleti yok sayanlar, bir gün adalete ihtiyaç duyduklarında seslerini duyura bilecek birilerini bulamazlar. Dolaysıyla bu ülkeyi yönetenlerin, Evrensel anlamda Adaleti sağlayacak bir yargı sistemini oluşturmaları onların namus borcudur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.