MUHAMMED ALİ URFALI
Köşe Yazarı
MUHAMMED ALİ URFALI
 

ESKİ RAMAZANLARI ARAR OLDUK

Bazen büyüklerimizle sohbet ettiğimizde konuşmalarının çoğu eski zamanlarının güzelliklerinden bahsederler. Eski zamanların şimdiki zamana göre daha iyi olduğunu, insanlar arasında sevgi ve saygının olduğunu söylerler. Eski Ramazanlar nasıldı dediğimiz'de onların cevabı eski Ramazanlarda şimdi eser bile yok. Eski Ramazanlar komşuluk ve paylaşımın ön planda olduğu ve var olan paylaşılır, normalde yetmeyecek yemekler bu şekilde bereketlenirdi. Herkesin mutlu olduğu iftarlar yapılırdı. Âmâ şimdi ne bir paylaşma nede bir yardımlaşma var. Bitişik komşularımızdan bile haberdar değiliz. Yemeğimizi dahi paylaşmıyoruz. Bu nedenle Ramazan ayının eskisi kadar tat vermediğini söylerler. Haksız'da değiller. Genç insanlar dahi nerede o eski Ramazanlar diye söyleniriz. Fazla uzağa gitmeyelim 2000 yıllarındaki Ramazanlara gidelim. O zaman köydeydik ve gerçekten o zaman köyde Ramazan bir başkaydı. Köy halkı Ramazan'ı bir heyecan bir sevinç ile karşılardı Ramazan'ın gelişi ile paylaşarak, yardımlaşarak tüm köy halkı bir aile olur ve adeta köye bir huzur girerdi. İftara 15 dakika kala annem yemeği tabağa koyar al bu yemeği komşuya götür derdi. Yemek tabağı boş dönmezdi o evde benim tabağıma yemek doldururdu. Bazen de yemek komşuya götürürken yemek götüreceğim evin çocuğuyla elinde bir tabak yemekle yolda karşılaşıyorduk nereye gittiğini sorduğum da sizin eve yemek götürecem. Nasılda paylaşım içinde güzel bir Ramazan süreciydi. Sahurda bir evin ışığı yanmadığında bu ev uykuda kalmıştır diyerek komşulardan biri gidip onları sahura uyandırırdı. İşte o zamanlarda köyde Ramazanlar böyle huzur içinde paylaşarak ve yardımlaşarak güzel bir süreç olurdu. Bu ayda sahurda davul ile büyük bir heyecanla açılırdı evlerin lambaları, şimdi ise sahurda davul sesinden insanlar rahatsızlık duyuyorlar. Durum böyle olunca da Ramazan davulu geleneği de günden güne yok olmaya başladı. Yok olan bir diğer geleneğimiz de Urfa'ya öz ev yapımı külünçedir. Bayramdan önce evlerde külünçe yapma telaşı sarardı. Tabi ki bu telaş köy yerinde daha da farklı olurdu. Hatırlıyorum benim ninem günler önce un, şeker, yağ, yumurta, baharatlar hazırlar ve külünçe yapmak için şehire geleceği günü sabırsızlıkla beklerlerdi. Urfa'da, bayramlarda olmassa olmazlarımızdandı. Misafirlerimize çayın yanında ikram ettiğimiz ev yapımı külünçe geleneğimiz'de günden güne yok olmaya başladı.
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2019 - Salı

ESKİ RAMAZANLARI ARAR OLDUK

Bazen büyüklerimizle sohbet ettiğimizde konuşmalarının çoğu eski zamanlarının güzelliklerinden bahsederler. Eski zamanların şimdiki zamana göre daha iyi olduğunu, insanlar arasında sevgi ve saygının olduğunu söylerler. Eski Ramazanlar nasıldı dediğimiz'de onların cevabı eski Ramazanlarda şimdi eser bile yok.

Eski Ramazanlar komşuluk ve paylaşımın ön planda olduğu ve var olan paylaşılır, normalde yetmeyecek yemekler bu şekilde bereketlenirdi. Herkesin mutlu olduğu iftarlar yapılırdı. Âmâ şimdi ne bir paylaşma nede bir yardımlaşma var. Bitişik komşularımızdan bile haberdar değiliz. Yemeğimizi dahi paylaşmıyoruz. Bu nedenle Ramazan ayının eskisi kadar tat vermediğini söylerler. Haksız'da değiller.

Genç insanlar dahi nerede o eski Ramazanlar diye söyleniriz. Fazla uzağa gitmeyelim 2000 yıllarındaki Ramazanlara gidelim. O zaman köydeydik ve gerçekten o zaman köyde Ramazan bir başkaydı. Köy halkı Ramazan'ı bir heyecan bir sevinç ile karşılardı Ramazan'ın gelişi ile paylaşarak, yardımlaşarak tüm köy halkı bir aile olur ve adeta köye bir huzur girerdi.

İftara 15 dakika kala annem yemeği tabağa koyar al bu yemeği komşuya götür derdi.

Yemek tabağı boş dönmezdi o evde benim tabağıma yemek doldururdu. Bazen de yemek komşuya götürürken yemek götüreceğim evin çocuğuyla elinde bir tabak yemekle yolda karşılaşıyorduk nereye gittiğini sorduğum da sizin eve yemek götürecem. Nasılda paylaşım içinde güzel bir Ramazan süreciydi. Sahurda bir evin ışığı yanmadığında bu ev uykuda kalmıştır diyerek komşulardan biri gidip onları sahura uyandırırdı. İşte o zamanlarda köyde Ramazanlar böyle huzur içinde paylaşarak ve yardımlaşarak güzel bir süreç olurdu.

Bu ayda sahurda davul ile büyük bir heyecanla açılırdı evlerin lambaları,

şimdi ise sahurda davul sesinden

insanlar rahatsızlık duyuyorlar. Durum böyle olunca da Ramazan davulu geleneği de günden güne yok olmaya başladı. Yok olan bir diğer geleneğimiz de Urfa'ya öz ev yapımı külünçedir. Bayramdan önce evlerde külünçe yapma telaşı sarardı.

Tabi ki bu telaş köy yerinde daha da farklı olurdu. Hatırlıyorum benim ninem günler önce un, şeker, yağ, yumurta, baharatlar hazırlar ve külünçe yapmak için şehire geleceği günü sabırsızlıkla beklerlerdi.

Urfa'da, bayramlarda olmassa olmazlarımızdandı. Misafirlerimize çayın yanında ikram ettiğimiz ev yapımı külünçe geleneğimiz'de günden güne yok olmaya başladı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.