Bundan önceki sayfalarda Selahaddin’i Eyyubi’nin ailesinin Azerbaycan bölgesinden Irak, Suriye ve Mısıra geldikleri belirtilmişti. Baba ve amcasının Şedadi Devletinin komutanları olduğunu yazmıştım.
Urfa Şeddadi Aşireti de üç kardeş,üç malbat (geniş aile) olarak Azerbaycan’dan gelmişler, Urfa merkez ve Suruç köylerine yerleşmişlerdir. Büyük kardeşin adı Şeddad olduğu için çoğu kez bu adla bilinirler, diğer kardeşlerin adı sırasıyla Ohi, diğeri Asidir. Ancak burada ihtilaf olan bu aşiret ailelerinin ne zaman hangi tarihte Urfa'ya geldikleridir. Bu konuda iki görüş vardır. Birincisi Urfa Şedadilerinin Selahaddin’i Eyyubi’nin Urfa'yı fetih ettikten sonra, kardeşi adilin oğlu Eşref El Şedadi Urfa valisi olarak tayın ettiği dönemde gelmişlerdir. Veya en uzun süre Urfa valiliği yapan yine Selahaddin’i Eyyubi’nin bir diğer kardeşi oğlu olan Takiyeddin Ömer zamanında gelmiş olabilirler. Diğer görüş ise, Eyyubilerin Urfa'yı fethinden bir veya iki asır sonra Urfa veSuruc'a geldikleridir.
Benim tahminim ve bazı tarih kitaplarının yazdıklarına göre, Şeddadiler Eyyubilerin Urfa’da ilk valilik dönemlerinde gelmişlerdir. Bilinen bir gerçek varsa Urfa Şedadilerinin en azından 600-700 yıl evvel Urfa'ya geldikleridir. Muhtemelen de Selahaddin Eyyubi ailesinin soyundan geldikleridir. Çünkü eski dönemlerde Aşiret toplumsal yapıları bildiğim kadarıyla, sonradan olduğu gibi karma, farklı kökenlerden değil, ayni kökenden klandan gelmekte idiler. Aşiretler çok daha önce Kan bağı olmayan diğer grupları kolayca kendi içlerine almazlardı. Bu olguya yakinen tanığım. Bazı örnekler verebilirim. Şeddadi aşiretinin yarısı Urfa merkez de, diğer yarısı Suruç ta Suriye sınır boylarında Köylerde bulunmaktadırlar. Bazı Şedadi köylerine asırlar evvel gelmiş yerleşmiş bazı Kürt Aşireti aileleri için bile bunlar farklı aşiretendir dediklerini duymuşumdur.
Urfa Suruç'ta Şeddadi Aşiretinden yerel tarihçi epey yaşlı Merhum Mustafa El Şekiri ile yıllar evvel bu konuyu araştırdığımda, benzer bilgileri ondan almıştım. Suruç ilçesi köylerinde Şeddadi, Asi, Ohi yaklaşık yetmiş seksen köy bulunmaktadır. Bazı köylerin ancak sembolik olarak isimlerini verebiliyorum. Bunlar, Şeddadi köyleri: Kestunk, Perepere, Oğan, Aşme, Keloşk, Gökkan, Mirzaali, Harepker. Ohi köyleri: Zoncık, Alizer, bubik. Asi köyleri: golcık, Hecek, Ağaci köyleridir.
Şedadi aşiretinin bir bölümü Suriye sınırında kaldı. Şeddadi Aşireti aileleri, Suruç gibi, Urfa''ya asırlar evvel gelmişlerdır.
Mensubu Olduğum Ali Maksut zade ailesi, sonra Şansal soyadını aldı. Yedi baba oğul Ali maksut lakabıyla devam eder. Yüzlerce yıldır Urfa merkezde otururlar. Ayrıca Suruç’ta Harapker köyü kendilerinindir. Sonra akrabaları olan Şelli ailesine satmışlardır. Urfa Şeddadilerinin sürekli Suruç Şeddadileriyle ilişki ve irtibatları olmuştur. Ali maksutların bir kısmı Osmanlı ordusunda Subaylık yapmışlar. Maksut efendi Osmanlı ordusunda kol ağası subayı olarak görev yapmıştır. Muhtemelen, bundan 150 yıl önce Urfa merkezin sorumlu bir komutanıdır.
Çünkü o dönemde Urfa Halep vilayetine bağlı bir ilçedir. Çok yaşlı bir halam evimizde altın kılıç altın,
mızrak olduğunu söylerdi.
Urfa merkezde ve köylerde üç aşirete mensup o kadar çok aileler ve soyadları, vardır ki, hepsini yazmak bir köşe yazısında mümkün olmuyor. Bu nedenle isimlerini yazamadığım aileler sanırım bu mazereti anlayışla karşılar.
Yalnız sembolik olarak bir kaç aile ismi ile yetineceğim. Urfa merkezde bazı Şeddadi aileleri, Abdi sor lakaplı balyemezler, Hacı Müslüm, Mısicıme ailesi, Çadırcılar, Şelli, Aybar, Şansal, İnan, ve daha birçok aile soyadları vardır. Suruç köylerinde ise Gökoğlu, Geçgel, Alak, Öz, Bektaş, Gür, Kürtgözü, Çelik, Gök, Şahin, Toy, Sağ ve Tuncay soyadlarıdır. Gökoğlu ailesi uzun bir süre Şeddadi, Asi, Ohi, üç aşirete reislik yapmışlardır. Bunlardan aziz Ağa bir dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde Urfa milletvekili olarak görev yapmıştır. Merhum
Aziz ağanın karizmatik bir niteliği vardı. Şeddadi Aşiretinde geçen asırlarda ünlü Agitler (Yiğitler) çıkmıştır. Bunlar Abbas oğlu, Kırat oğlu, Cac oğludur. Ayrıca bir hususu belirtmek isterim, Öncel ailesi Şeddadi aşireti ile yüzyıllarca beraber birlik olmuşlar, kız alıp vermişler, son yıllara kadar bu aile Şeddadi olarak bilinirken, İlkel Aşiret Milliyetçiliği ile Şeddadi değil diye ayrım yapılmıştır. Şedadi Aşireti ve Öncel ailesi başta Halil ağa olmak üzere, en önemli rolünü Fransızlara karşı Urfa kurtuluş savaşında oynamışlardır. Urfa kurtuluş savaşını örgütleyen savaşan on ikilerin bir bölümü şeddadir, Ali Şelli, Halil ağa öncel, Hacı Hüseyin Öncel ise hem maddi yardımda bulunur ve savaşır. Yüzlerce Şedadi aşiret mensubu Urfa merkez ve en önemlisi, Suruç Mürşitpınar'da Fransızlarla savaşıp onları etkisiz hale getirmişler.
Tren yolunu kesmeleri ile gelecek Fransız askeri sevkiyatını önlemeleri olmuştur. Bu durum savaşın kaderini değiştiren düşmanı Urfa'dan kovan kırılma noktasıdır.
Ama nedense bazı araştırmacılar, tarih yazarları, bu tarihi gerçeği belirtmiyor.
Biz böylece bu tarihi gerçek belirtilmiş olduk. Urfa şedadilerinden bir çok alim ve şair yetişmiştir. Bunların bazıları, Nakşi bendi tarikatı şeyhi merhum Hacı Müslüm Hafız, Ünlü yazar Mütefekir Mehmet Akif İnan, Eski Hacı derviş hoca, Bestekar ve gazelhan Şükrü hafız Çadırcı gibi kişiler çıkmıştır. Konuyu Kur’an Kerimin Hucurat süresi ayet 13 le bitirelim. "Ey insanlar şüphe yok ki biz sizi bir erkek ve dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır". Bu ayeti kerime ye eklenecek başka bir ifade olmaz.