İSLAM KEHANETİ REDDEDER, GAYBI ALLAH BİLİR

İslam, Kehaneti  büyük günah olarak ifade eder. Muharref dinlerin gözünde Kâhinler, peygamber varisleridir. Güya bu veraseti sezgi yolu ile alarak insanlara ulaştırırlar.2012'ye ilişkin dünyanın çok yerinde Kehanet senaryoları var. Kur'an- Kerim ise muhataplarını Kahinler ve Kehanet konusunda uyarır. Kıyamet saatinin kimse tarafından bilinmeyeceğini ancak Allah tarafından bileneceğini haber verir.Büyük kıyameti beklemeye gerek yok. Kişinin ölümü kendi kıyametidir aslında. Nefeslerimiz sayılıdır ve her nefes bizi biraz daha ölüme yaklaştırır.Takdir olunan vakit gelince kıyamet kopacak. Kıyamet öncesi bazı büyük alametler efendimizin diliyle haber verilmiş. Kur'an-ı Kerim bunlardan yer yer bahseder. Milenyum insanı bir noktada kehanet yorgunu. Babil kulesini andıran her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. İnsanlar neye inanacaklarını bilemeyecek durumdalar. Cinlerin, uzaylıların yeryüzünü istila etmesinden endişe ediliyor. Nükleer savaş endişesi taşıyanlar bile var.Bize emanet edilen, dünyayı hor kullanıyor ve yönetiyoruz. Nükleer savaştan tutun İnternet ve genom yaşamımızı ciddi bir şekilde olumsuz etkilemeye devam ediyor. Hayat ve imtihan devam ediyor. Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle artırıp eksilterek imtihan ediyor. Kıyamet kopana kadar da bu hal devam edecek ve herkes yaptıklarının hesabını zerre miskal da olsa verecek.Hz. Nuh oğlunu, Hz. Lut karısını kurtarabildi mi? Ama Firavunun karısı Asiye necata erenlerdendi.İnsanoğlu her gün ölüme ve kıyamete ve oradan hesaba yaklaşıyor. Tebdil olunmayan cari bir hakikat bu! Aralık ayı da, ocak ayıda hepsi geçecek. Yeni bir kozmik çağa, yeni bir evreye girse de dünya. Bizim sorumluluklarımız değişmeyecek. Hayat devam edecek, imtihan askıya alınmayacak.Sözümüzün nihayeti şudur. Asıl kıyamet ölümümüz ve ölüm sonrası mahkeme-i Kübra ve Ma'dele-i Uzma'da herkesin birbirinden firar edeceği o günde mahcup olmamak.Tüm zamanların vahiy zirvesi Kuran'ın baki hakikatleriyle sizi baş başa bırakıyorum:"Eğer gerçekçiyseniz bu vaad ne zaman olacak?" diyorlar. De ki: "Size vaad edilen öyle bir gündür ki, ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz." (SEBE/29-30)Yaklaşan yaklaştı. Onu Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur. (NECM/57-58)(Onlar): "Doğru iseniz bu tehdit ne zaman olacak?" diyorlar De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." (MÜLK/25-26)Sana o kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye. Sen nerde, onu anlatmak nerde?Onun son ilmi Rabbine aittir. (NAZİ'AT/42-44)İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'ın nezdindedir. Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur." (AHZAB/63)Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın şanı yücedir. Kıyâmet saatinin bilgisi de yalnız onun yanındadır. Siz sadece O'na döndürüleceksiniz. (ZUHRUF/85)Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. (A'RAF/187)Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne varsa (erkek veya dişi oluşunu, renk ve özelliklerini) O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır. (LOKMAN/34)Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur. (NEBE/17)Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a aittir. Kıyametin kopuşu yalnız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değildir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. (NAHL/77)