"Keziban" İsmi ve Onun Hakkındaki Yanlışlıklar...!
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
22.07.2013 - 10:18, Güncelleme:
12.09.2022 - 18:02 3064+ kez okundu.
"Keziban" İsmi ve Onun Hakkındaki Yanlışlıklar...!
Osmanlı "İttihatçıları" ve Cumhuriyet öncesinde; Osmanlı teb'ası olarak yaşayan tüm uluslar, diyebilirim birbirlerini iyice tanıyor ve birbirlerinin kültürlerinden epeyce haberdardılar. Osmanlı "İttihatçıları" ve Cumhuriyet'ten sonra; bir kesim, özellikle şimdiki Türkiye coğrafyasında yaşayan; ulus- din- mezheblerin inkarı ve asimilasyonu temelli yürüttükleri resmi politika sonucu, (masa üstünde oluşturdukları dil ve kültür vs. de dahil olmak üzere,) oluşturmak istedikleri herşeyde her türlü yalan- yanlış- karışılıklara neden olundular.Tabii ki, bu alt- üst oluştan dil ve kültür en büyük yarayı aldı.Bu esperanto oluşumda yetişen ve bu kültürden başka kültürleri ya hiç bilmeyen veya resmi ideolojinin müsaade ettiği oranda öğrenebilenler; bir çok çelişkiler ve yanlışlıklar içinde kaldılar, kalmaktadırlar . Ama ne yazıkki, bu kimselerden çoğu,yanlışlıklarının farkında bile değiller.Arabların bir atasözünde: "En büyük afet; cahilin/ yanlışlıklar içinde olanın, içinde bulunduğu cehaletin/ yanlışlıklar'ının fakında olmayıp, kendisinin alim/ doğruluk içinde olduğunu sanmasıdır..!" denilmekle, bahsini ettiğimiz konuya dikkat çekilmeye çalışılmaktadır.Şimdi gelelim esas mevzumuza.. makale başlığı konumuza..Geçenlerde, Samsun Müftüsü Yrd.Doç.Dr. Hayrettin ÖZTÜRK; "KEZİBAN" isminin anlamını Arabi "KZB = Kezebe (anlamı: 'yalan söyledi') 'yalancılık'la ilişkilendirilip çocuklara bu ismi vermenin yanlışlığını söylüyordu. Zavallı, yanıbaşındaki komşusu olan Kürd Ulusunun Dilinden bêbehre olduğundan; "Fidan Boylu"luluk ismini, kızlarımıza vermeyi çok görme yanlışlığına düşüyordu. Buna dair bir hatıra ve izah:Ben 33 yıl önce Ankara İlahiyat fakültesinde 1. Sınıfta öğrenci idim. Arabça dersimizin hocası Ankara Çubuklu Remzi BARIŞIK Hoca (Allah Rahmet Eylesin) idi. Bu dersde, bir gün "KZB = Kezebe (anlamı: 'yalan söyledi' bir er, ğayıb, geçmiş zamanda)" kelimesi geçti. Bu kelimenin kök fiil kelimesi: "KEZEBE", olup tasrif halli olarak (gramer kurallarını bahsetmeyeceğim.) "TUKEZZİBAN" (anlamı:"Yalanlarsınız" … muzaride)dır. Bizim sınıfımızda da bir kız öğrencinin ismi "KEZİBAN" idi. Bu arkadaş da kendi isminin anlamını bilmiyormuş. Öğrenci kendi ismi ile "Kezebe" arabça kelimesi arasındaki ilgiyi sordu. Remzi Hoca, sınıfa dönüp derin derin baktı ve arkadaşa hitabla:"Kızım, önceki yıllarda sizin gibi bu sınıfta bir kız öğrenci arkadaşınız bunu bana sordu. O an cevabını veremedim, araştırıp size döneceğim, dedim. Ancak, mevcut lûgatlardan hiç birisinde konuya açıklık getircecek bilgiye ulaşamadım. Hatırıma geldi, benim bir Molla (Mela) hocam var, belki o bilir düşüncesiyle yanına vardım.Konuyu Hocama Açtım. Hocam, bana tebessümle: "Mevcut lûgatlarda" bu kelimeyi bulamadın mı? Bulamazsın, çünkü bu kelimenin Arabî "KEZEBE" kelimesiyle ilgisi yoktur. Bu kelime "Kürdî"dir ve Arabi "peltek 'Zal'" harfiyle söylenmez ve ortasında tek "Z" harfi vardır. Arabî olanın ortasında "çift Z harfi" vardır. Bu "KEZİBAN" kelimesi: Kürdçe "Kejî + ban = Kejîban" şeklinde olup sözlük anlamı: "Saç örmeleri/ örükleri uzun olan bayan" olup, istılahî anlamı: (Türkçe karşılığı) "Fidan Boylu Bayan" anlamındadır. Dolayısıyla Kürdçe bilmeyen birisi; bunu bilemeyeceği gibi, piyasa da Kürdçe Sözlük olmadığına göre, manasını da öğrenemeyecektir."Şimdi, oluşan manzarayı seyredelim. Konu hakkında belki "bir elif miktarı" bilgiye sahip olmayan kişi, bir de kalkar 'bilgi firoş'luk yaparsa.. işte o zaman, Arabların dediği en büyük afetlerden biri meydanda boy gösterir.İslam öncesinde başlamış olan; "fidan boylu" olması temennisiyle çocuklarına "Kejîban" ismini koymayı, İslam örfüne aykırı olmamasından devam ettirmiş olduğunu gördüğümüz bir kültürel varlığımız. Bu güzel ismi, komşu uluslar da alıp kullanmışlar ve kendi dillerinde zamanla "Kezîban/ Kezban" şekline dönüştürmüşlerse, ne mahsuru var??!! Mahsur görenler, kendi kafalarındaki mahsuru hisar edip çöblüğe atsınlar.. Şunu unutmasınlar ki, Türkiye'de yaşayan herkes Türk olmadığı gibi, her şey bizlerin bilgisine münhasır değildir.. "Fidan Boylu" "Kejîban/ Kezîbanlar vardır.. olmaya devam edecektir.. Kalın sağlıcakla.
Osmanlı "İttihatçıları" ve Cumhuriyet öncesinde; Osmanlı teb'ası olarak yaşayan tüm uluslar, diyebilirim birbirlerini iyice tanıyor ve birbirlerinin kültürlerinden epeyce haberdardılar. Osmanlı "İttihatçıları" ve Cumhuriyet'ten sonra; bir kesim, özellikle şimdiki Türkiye coğrafyasında yaşayan; ulus- din- mezheblerin inkarı ve asimilasyonu temelli yürüttükleri resmi politika sonucu, (masa üstünde oluşturdukları dil ve kültür vs. de dahil olmak üzere,) oluşturmak istedikleri herşeyde her türlü yalan- yanlış- karışılıklara neden olundular.Tabii ki, bu alt- üst oluştan dil ve kültür en büyük yarayı aldı.Bu esperanto oluşumda yetişen ve bu kültürden başka kültürleri ya hiç bilmeyen veya resmi ideolojinin müsaade ettiği oranda öğrenebilenler; bir çok çelişkiler ve yanlışlıklar içinde kaldılar, kalmaktadırlar . Ama ne yazıkki, bu kimselerden çoğu,yanlışlıklarının farkında bile değiller.Arabların bir atasözünde: "En büyük afet; cahilin/ yanlışlıklar içinde olanın, içinde bulunduğu cehaletin/ yanlışlıklar'ının fakında olmayıp, kendisinin alim/ doğruluk içinde olduğunu sanmasıdır..!" denilmekle, bahsini ettiğimiz konuya dikkat çekilmeye çalışılmaktadır.Şimdi gelelim esas mevzumuza.. makale başlığı konumuza..Geçenlerde, Samsun Müftüsü Yrd.Doç.Dr. Hayrettin ÖZTÜRK; "KEZİBAN" isminin anlamını Arabi "KZB = Kezebe (anlamı: 'yalan söyledi') 'yalancılık'la ilişkilendirilip çocuklara bu ismi vermenin yanlışlığını söylüyordu. Zavallı, yanıbaşındaki komşusu olan Kürd Ulusunun Dilinden bêbehre olduğundan; "Fidan Boylu"luluk ismini, kızlarımıza vermeyi çok görme yanlışlığına düşüyordu. Buna dair bir hatıra ve izah:Ben 33 yıl önce Ankara İlahiyat fakültesinde 1. Sınıfta öğrenci idim. Arabça dersimizin hocası Ankara Çubuklu Remzi BARIŞIK Hoca (Allah Rahmet Eylesin) idi. Bu dersde, bir gün "KZB = Kezebe (anlamı: 'yalan söyledi' bir er, ğayıb, geçmiş zamanda)" kelimesi geçti. Bu kelimenin kök fiil kelimesi: "KEZEBE", olup tasrif halli olarak (gramer kurallarını bahsetmeyeceğim.) "TUKEZZİBAN" (anlamı:"Yalanlarsınız" … muzaride)dır. Bizim sınıfımızda da bir kız öğrencinin ismi "KEZİBAN" idi. Bu arkadaş da kendi isminin anlamını bilmiyormuş. Öğrenci kendi ismi ile "Kezebe" arabça kelimesi arasındaki ilgiyi sordu. Remzi Hoca, sınıfa dönüp derin derin baktı ve arkadaşa hitabla:"Kızım, önceki yıllarda sizin gibi bu sınıfta bir kız öğrenci arkadaşınız bunu bana sordu. O an cevabını veremedim, araştırıp size döneceğim, dedim. Ancak, mevcut lûgatlardan hiç birisinde konuya açıklık getircecek bilgiye ulaşamadım. Hatırıma geldi, benim bir Molla (Mela) hocam var, belki o bilir düşüncesiyle yanına vardım.Konuyu Hocama Açtım. Hocam, bana tebessümle: "Mevcut lûgatlarda" bu kelimeyi bulamadın mı? Bulamazsın, çünkü bu kelimenin Arabî "KEZEBE" kelimesiyle ilgisi yoktur. Bu kelime "Kürdî"dir ve Arabi "peltek 'Zal'" harfiyle söylenmez ve ortasında tek "Z" harfi vardır. Arabî olanın ortasında "çift Z harfi" vardır. Bu "KEZİBAN" kelimesi: Kürdçe "Kejî + ban = Kejîban" şeklinde olup sözlük anlamı: "Saç örmeleri/ örükleri uzun olan bayan" olup, istılahî anlamı: (Türkçe karşılığı) "Fidan Boylu Bayan" anlamındadır. Dolayısıyla Kürdçe bilmeyen birisi; bunu bilemeyeceği gibi, piyasa da Kürdçe Sözlük olmadığına göre, manasını da öğrenemeyecektir."Şimdi, oluşan manzarayı seyredelim. Konu hakkında belki "bir elif miktarı" bilgiye sahip olmayan kişi, bir de kalkar 'bilgi firoş'luk yaparsa.. işte o zaman, Arabların dediği en büyük afetlerden biri meydanda boy gösterir.İslam öncesinde başlamış olan; "fidan boylu" olması temennisiyle çocuklarına "Kejîban" ismini koymayı, İslam örfüne aykırı olmamasından devam ettirmiş olduğunu gördüğümüz bir kültürel varlığımız. Bu güzel ismi, komşu uluslar da alıp kullanmışlar ve kendi dillerinde zamanla "Kezîban/ Kezban" şekline dönüştürmüşlerse, ne mahsuru var??!! Mahsur görenler, kendi kafalarındaki mahsuru hisar edip çöblüğe atsınlar.. Şunu unutmasınlar ki, Türkiye'de yaşayan herkes Türk olmadığı gibi, her şey bizlerin bilgisine münhasır değildir.. "Fidan Boylu" "Kejîban/ Kezîbanlar vardır.. olmaya devam edecektir.. Kalın sağlıcakla.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.