atasehir escort

deneme bonusu veren siteler onwin deneme bonusu veren siteler deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

İsrail ordusu, gece boyunca Gazze'nin birçok noktasını vurmayı sürdürdü

Gündem 17.11.2023 - 11:24, Güncelleme: 17.11.2023 - 11:24 3335 kez okundu.
 

İsrail ordusu, gece boyunca Gazze'nin birçok noktasını vurmayı sürdürdü

İsrail ordusunun, abluka altındaki Gazze Şeridi'nin farklı noktalarına gece boyu düzenlediği saldırıda ölen ve yaralananlar oldu.
İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik yoğun bombardımanı devam ediyor. İsrail savaş uçakları ve topçu birlikleri, Gazze'nin Şeyh Rıdav, Tuffah ve Şucaiyye mahallelerine, Yafa Caddesi, Gazze kenti ve Nezzale bölgesine rastgele ateş açtı. İsrail'in, Deyr el-Belah'taki Bureyc Mülteci Kampı ile Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde yerinden edilmiş bir grup insanı hedef alması sonucu ölen ve yaralananlar oldu. İsrail'in Batı Şeria'da düzenlediği SİHA saldırısında 3 Filistinli hayatını kaybetti, 9 kişi yaralandı Filistin haber ajansı WAFA'nın haberine göre, "İşgal güçlerinin Cenin Kampı'nda silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile düzenlediği saldırıda" 3 Filistinli hayatını kaybetti, 2'si ağır 9 kişi yaralandı. Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre de İsrail ordusunun onlarca askeri araç, buldozer, helikopter ve SİHA'larla Cenin kenti ve kampına gece saatlerinden beri düzenlediği baskın hala devam ediyor. İsrail ordusu kente birçok yönden saldırı gerçekleştirerek Cenin Mülteci Kampı'nı kuşattı. İsrail askerleri ile silahlı Filistinli direnişçiler arasında çatışmalar çıktı. İsrail güçleri, baskınlara karşı çıkan Filistinlilere gerçek mermi ve yoğun biçimde göz yaşartıcı gaz ile müdahale etti. İsrail askerleri Cenin'deki İbni Sina Hastanesi'ni kuşattı Cenin kentine onlarca askeri araçla farklı noktalardan giriş yapan İsrail askerleri İbni Sina Hastanesi'ni abluka altına aldı. Filistin Kızılayından yapılan açıklamada, İsrail askerlerinin Cenin'deki İbni Sina Hastanesi'ne baskın düzenlediğini ve Filistin Kızılayına ait ambulans ekiplerini hastane önünde yaklaşık bir saattir gözaltında tuttuğu ifade edildi. Açıklamada, İsrail güçlerinin bazı sağlık görevlilerini hastaneyi boşaltmaya zorladıktan sonra gözaltına aldığı belirtildi. Görgü tanıkları da İsrail güçlerinin hastaneyi kuşatarak, çalışanların hastaneyi derhal terk etmelerini istedi ancak bazı görevli doktorlar bu talebi reddetti. Sosyal medyada da birçok hesap İbni Sina Hastanesi'ni kuşatan İsrail askerlerinin silah zoruyla, acil serviste çalışan sağlık görevlilerini elleri havada bir şekilde çıkartıp, çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı görüntüleri paylaştı. Batı Şeria ve Kudüs'te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 197 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail güçleri, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ni yoğun şekilde bombalarken işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de düzenlediği baskınlarda, çeşitli iddialarla Filistinlileri gözaltına alıyor. DSÖ: Bebeklerin Şifa Hastanesinden tahliyesi için müzakereler sürüyor ABC News'ün haberine göre, DSÖ'den Dr. Richard Brennan yakıt eksikliği ve güvenlik durumunun tahliyeyi zorlaştırdığını belirtti. Brennan, DSÖ'nün günlerdir Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerle iletişim kuramadığını söyleyerek, "Bu tamamen umutsuz bir durum." dedi. Örgütün, Mısırlı yetkililerle birlikte, tahliyeler için "güvenlik teminatı ve güvenli geçiş" sağlamak üzere Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla İsrail Savunma Kuvvetleri ile müzakere ettiğini aktaran Brennan, yakıt eksikliğinin de tahliyeler için sorun teşkil ettiğini ifade etti. Brennan, yenidoğanların, prematüre bebeklerin ve yoğun bakım hastalarının tahliyesi için Şifa Hastanesine hareket edecek bir konvoy oluşturmaya çabaladıklarını ancak bunun çok fazla planlama gerektirdiğini belirterek, "Filistin Kızılayının ambulanslarının çoğu şu anda çalışmıyor, bu yüzden Mısır'dan ambulans getirip Şifa Hastanesine götürmeyi düşünüyoruz." diye konuştu. Dr. Brennan, söz konusu durumla ilgili 24 saat içinde daha fazla ayrıntıya sahip olmayı umduğunu kaydetti. DSÖ tarafından elde edilen son bilgilere göre, Şifa Hastanesinde 36'sı yenidoğan ve 27'si yoğun bakım hastası olmak üzere yaklaşık 600 hasta, 280 personel ve 2 bin 500 yerinden edilmiş kişi bulunuyor. Hamas: ABD'nin, hastaneleri askeri alan olarak kullandığımıza ilişkin açıklamaları apaçık yalan bir hikayenin tekrarı Hamas Hareketi, ABD'nin Hamas'ın Gazze'de hastane ve okulları askeri alanlar olarak kullandığı yönündeki iddialarının, İsrail ordusunun sunduğu "apaçık yalan bir hikayenin tekrarı" olduğunu belirtti. Hamas'tan yayımlanan açıklamada, ABD'nin Gazze'deki hastanelerin Hamas tarafından kullanıldığı şeklindeki İsrail iddialarını tekrarlamasını benimsemesi kınandı. Hastanelerin kullanıldığına dair iddiaların reddedildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Pentagon'un Hamas'ın Şifa Hastanesi'ni askeri amaçlarla kullandığı iddiası ve ardından ABD Dışişleri Bakanlığının Hamas'ın hastaneleri ve okulları askeri alan olarak kullandığı iddiası apaçık yalan bir hikayenin tekrarıdır." "Bu yalan hikaye, Rantisi ve Şifa Hastanesi'nin basılması, hastaların ve sağlık personelinin güvenliğine yönelik tehdit sonrasında işgal ordusu sözcüsünün zayıf ve gülünç oyunlarıyla ortaya çıktı." ifadelerine yer verilen açıklamada, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlara, hastaneleri ve okulları denetleyecek uluslararası bir komite oluşturma çağrısına kulak asılmamasının, Gazze Şeridi'ndeki halkın maruz kaldığı savaş suçları ve soykırımlarda ABD yönetiminin sorumluluğunu ve işgalle ortaklığını gösterdiği vurgulandı. ABD Başkanı Joe Biden, Gazze'deki Şifa Hastanesi'nin "karargah" olduğunu ispatlayamayan ve sunduğu sözde kanıtlarla sosyal medyada alay konusu olan İsrail'in burayı basmasını, bu ülkenin söylemleri üzerinden savunmuştu. Dün bir gazetecinin, Biden'a, "Hastaneleri korumalıyız." açıklamasını hatırlatarak, İsrail'in Şifa Hastanesi'ni basmasının "gerekçeli olup olmadığını" sormuştu. Biden, bunun üzerine, hastanenin "karargah" olduğunu ispatlayamayan İsrail'in eylemini savunarak, "Hamas, askerlerini ve karargahını hastanenin altında saklayarak savaş suçu işliyor. Bu bir gerçek. Olan bu." iddiasında bulunmuştu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, 15 Kasım'da basına verdiği demecinde, Hamas'ın Gazze'de bazı hastanelerin "altındaki tünelleri" kullanarak söz konusu hastaneleri "saklanmak, askeri operasyonlarını yürütmek ve rehineleri tutmak için" kullandıklarına dair istihbarat aldıklarını öne sürmüştü. ABD: Gazze'ye daha çok yakıt girişi gerekiyor  Miller, düzenlediği günlük basın brifinginde AA muhabirinin, "İsrail'in yakıtı savaşta silah olarak kullandığı fikrine katılıyor musunuz? Bize ABD'nin Gazze'ye yakıt girişi konusundaki yaklaşımını anlatabilir misiniz?" şeklindeki sorusunu yanıtladı. İsrail'in yakıtı silah olarak kullanıp kullanmadığına dair bir açıklama yapmayan Miller, "Gazze'ye daha çok yakıt girmesi gerektiğine katılıyoruz." ifadesini kullandı. Miller, İsrail hükümetine bu konuda baskı yaptıklarını belirterek, bu yakıtın sadece tırlar için değil, hastaneler ve diğer insani hizmetler için de gerekli olduğunu vurguladı. "Hastanelerin havadan vurulduğunu görmek istemiyoruz" İsrail'in Gazze'de hastaneleri hedef almasına ilişkin ise Miller, "Hastanelerin havadan vurulduğunu görmek istemiyoruz." ifadesini kullandı. Miller, Hamas'ın hastaneleri "karargah" olarak kullandığı iddialarını yinelerken, "İsrail'in hastanelerde sınırlı askeri operasyon yapması uygun olabilir ancak burada sivillere zararın en aza indirgenmesini istiyoruz. Hastaneleri çatışmaların ortasında görmek istemiyoruz." dedi. Blinken'dan, İsrail'e Batı Şeria'daki yerleşimci şiddeti için acil önlem çağrısı ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Blinken'ın, Gantz ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi. Görüşmede, Gazze'ye insani yardım ihtiyaçlarının bir an önce ulaştırılmasının öneminin vurgulandığı aktarılan açıklamada, ABD vatandaşları dahil rehinelerin salıverilmesinin ele alındığı kaydedildi. Açıklamada, "Bakan Blinken, yerleşimcilerin aşırılıkçı şiddetinin artan seviyeleriyle mücadele etmek de dahil Batı Şeria'da gerilimin azaltılması için kesin adımlar atılmasının önemini vurguladı." ifadesine yer verildi. Ayrıca Blinken'ın görüşmede ABD'nin iki devletli çözüme bağlılığını bir kez daha dile getirdiği kaydedildi. Blinken, Mısırlı mevkidaşı ile de Gazze'yi görüştü Blinken, X sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile Gazze'deki durumu, sivillerin korunmasının önemini ve Gazze'deki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini reddettiğimizi görüştük." ifadesini kullandı. ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Gazze'ye insani yardım akışını sağladığı için Mısır'a teşekkür ettiğini aktardı. ABD: Ürdün'ün Gazze'deki sahra hastanesinde çalışanların yaralanmasından endişeliyiz  ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Bakan Blinken'ın, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi. Açıklamada, Blinken'ın İsrail'in Gazze'deki Ürdün Sahra Hastanesi'nin çevresini bombalaması sonucu sağlık çalışanlarının yaralanmasından "derin endişe" duyduğunu ilettiği belirtilerek, "Bakan Blinken, hastanelerdeki siviller ve sağlık çalışanlarının korunması gerektiğini vurguladı." ifadesine yer verildi. Blinken'ın Ürdün'e Gazze'ye yönelik insani yardım çalışmaları için teşekkür ettiğinin kaydedildiği açıklamada, ABD'nin iki devletli çözüme bağlılığını vurguladığı aktarıldı. Sullivan'dan sağlık çalışanlarının korunması çağrısı ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, sahra hastanesinde çalışanların yaralanmasından derin endişe duyduklarını bildirdi. Gazze'de Filistinlilere hizmet sağlayan sağlık çalışanlarına minnettar olduklarını belirten Sullivan, "Çatışmadaki hayati görevler üstlenen sağlık çalışanları korunmalıdır." mesajını verdi. ABD ve Japonya liderlerinden İsrail'e "uluslararası insancıl hukuka uyması" çağrısı  Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamaya göre Biden ve Kişida, ABD'nin San Francisco kentinde düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında bir araya geldi. Görüşmede, küresel ve bölgesel güvenliğin yanı sıra ikili güvenlik ve ekonomik işbirliğinin arttırılması konuları ele alındı. "İsrail'in kendini savunma hakkı olduğu" belirtilen görüşmede, İsrail'e uluslararası insancıl hukuka uyması ve sivillerin korunması çağrısı yapıldı. Bölgesel konular ele alındı Gazze'deki sivillere acil ihtiyaçların ulaştırılması amacıyla birlikte çalışılması konusunda anlaşan Biden ve Kişida, çatışmanın yayılmaması ve kalıcı barış hususunda birlikte çalışma sözü verdi. İki lider Ukrayna'ya desteğin sürdürülmesini görüşürken, Tayvan Boğazı, Kore Yarımadası, Doğu ve Güney Çin Denizi'nde barış ve istikrarın sürdürülmesinin önemini vurguladı. Biden ve Kişida, iki ülke arasında savunma alanında yakın işbirliğini sürdürme konusunda da mutabık kaldı. Avrupa, İsrail'in Gazze'de sivilleri öldürmesine ses yükseltenlerin "ifade özgürlüğü" hakkını unuttu Avrupa ülkelerinin bu tavrı, Uluslararası Af Örgütü dahil insan hakları kuruluşlarının eleştirilerine hedef oldu.  Af Örgütü, İsrail'e karşı barışçıl protestoların bir güvenlik sorunu gibi görülemeyeceğini, Filistinlilerle dayanışma gösterilerinin yasaklanmasının, bu kapsamda görüşlerini ifade edenlerin taciz edilmesi ya da gözaltına alınmasının, bu tür faaliyetlere katılan yabancıların sınır dışı edilebileceği yönündeki uyarıların veya bu gerekçeyle işten çıkarılmaların bu ülkelerin insan hakları yükümlülükleriyle çeliştiği uyarısında bulundu. AA muhabiri, Filistin'e destek buluşmalarında bir araya gelmek isteyenlerin seslerini duyurmalarına yönelik bazı Avrupa ülkelerindeki engelleri derledi. İngiltere'de 14 Ekim'den beri her cumartesi yüz binlerin katıldığı Filistin dayanışma eylemlerine yasaklama girişimleri yaşandı. Eski İçişleri Bakanı Suella Braverman, başkent Londra ile farklı kentlerde toplanan vatandaşların yaptığı yürüyüşlere başından itibaren karşı çıktı. Braverman, yürüyüşlerin ilk haftalarında söylemini "teröre destek" üzerine kurdu. Filistin bayrağı taşımanın ya da bazı sloganların "duruma göre" teröre destek olarak algılanabileceğini ifade eden Braverman, polise de bayrak ve sloganlara bu gözle bakma tavsiyesinde bulundu. Özellikle, "Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganını, antisemitizm ve İsrail'i haritadan silmek anlamına gelen bir ifade olarak niteleyen Braverman, son dönemde ise söyleminin şiddetini artırdı. Filistin'e destek yürüyüşleri, "Nefret yürüyüşü" olarak nitelendirildi Filistin'e destek yürüyüşleri için "Nefret yürüyüşü" ifadesini kullanan Braverman, 11 Kasım'daki yürüyüşün Birinci Dünya Savaşı'nın sonunu simgeleyen Ateşkes Günü'ne denk gelmesi nedeniyle iptal edilmesini istedi. Aynı çağrı Başbakan Rishi Sunak ve Londra Metropolitan Polisinden de geldi. Sunak, Ateşkes Günü'nde yapılacak bir yürüyüş için "Provokasyon ve saygısızlık" ifadesini kullandı. Yürüyüş, tüm çağrılara rağmen Braverman'ın istifası talebi eşliğinde yapıldı. Braverman ise yürüyüş sonrası yaptığı açıklamada, "Londra sokakları nefret, şiddet ve antisemitizmle kirleniyor." diyerek gerginliği daha da artırdı. Polisi eylemleri engellemediği için "taraf tutmakla" suçlayan Braverman, çok geçmeden görevden alındı ancak cesaretlendirdiği aşırı sağcılar, 11 Kasım'da sokağa inerek polisle gerginlik yaşadı. Fransa'da "Yahudi karşıtlığı gerekçesiyle" gözaltına alınanların sayısı arttı İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından Fransa'da hükümet, Filistin'e destek gösterilerine topyekun yasak getirdi. Bu karar, ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştaya taşındı. Danıştay ise gösterilere ilişkin "toplu bir yasak kararının alınamayacağına, yetkililerin olay bazlı karar vermeleri gerektiğine" hükmetti. Filistin'e destek gösterilerinin başladığı tarihten bu yana ülkede "Yahudi karşıtlığı gerekçesiyle" gözaltına alınanların sayısı arttı. Ülkede Filistin'e destek gösterilerini topluca yasaklama planında yargı engeline takılan hükümet, antisemitizmin protesto edilmesi gerekçesiyle İsrail'e destek gösterileri düzenlenmesi için harekete geçti. Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet ve Senato Başkanı Gerard Larcher'nın da çağrısıyla 12 Kasım'da başkent Paris'te yapılan bu gösteriye ırkçı lider Marine Le Pen ve destekçilerinin de katılması tartışmalara yol açtı. Bern'de 17 Kasım-24 Aralık'ta büyük miting ve yürüyüş yapılması yasaklandı İsviçre'nin Basel ve Zürih kantonlarında 7 Ekim sonrasında "gösterilerin, polisler, göstericiler ve çevrede bulunanlar için risk oluşturduğu" gerekçesiyle Filistin yanlısı gösteriler düzenlenmesi yasaklandı. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, gösterilere uygulanan yasakları "orantısız" olduğu gerekçesiyle eleştirdi. Zürih'te Filistin'e destek gösterilerine getirilen yasak kaldırılırken Basel'de henüz miting yapılmadı. Başkent Bern'de ise 17 Kasım-24 Aralık tarihlerinde büyük miting ve yürüyüş yapılması yasaklandı. Bern yerel makamları tarafından alınan bu karara gerekçe olarak daha önceden izin verilmiş olan çok sayıda etkinlik ve kentte kurulan Noel Pazarı gösterildi. Bern Kantonu Güvenlik Direktörü Philippe Müller, şiddet olasılığının yüksek olduğu gerekçesiyle Filistin'e destek mitinglerinden kaçınılması çağrısında bulundu. Almanya'da Filistin'e destek gösterilerinden 99'una izin verilmedi Almanya'da İsrail ile Filistin arasında 7 Ekim'de başlayan çatışmaların ilk haftalarında Filistin yanlısı birçok gösteri yasaklandı. Başkent Berlin'de öğrencilerin Filistin şalı ve üzerinde Filistin bayraklarının bulunduğu çıkartmalar taşımasına yasak getirildi. Bavyera eyaletinde ise Filistin yanlısı gösterilerde kullanılan "Nehirden denize" sloganı yasaklandı. Ülkede bugüne kadar Filistin'e destek gösterilerinden 99'una izin verilmedi. Çekya ve Avusturya'da "Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganı yasaklandı Çekya İçişleri Bakanlığı, dünyanın her yerindeki Filistin'e destek gösterilerinde uzun yıllardır yer verilen "Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganının kullanılmasının, "terör propagandası" sayılarak cezalandırabileceğini duyurdu. Bakanlık, bu sloganı kullanan herkesin, "potansiyel olarak terörizmi desteklemek ve teşvik etmek, bir grup insana karşı nefreti kışkırtmak veya soykırımı inkar etmek, sorgulamak, göz yummak ya da haklı çıkarmak"la suçlanabileceğini belirtti. Avusturya'da ise söz konusu slogana "kışkırtıcı ve dışlayıcı" olduğu gerekçesiyle gösterilerde yer verilmesi yasaklandı. Bu sloganın yasaklanmasına tepki gösteren grupların gösteri talepleri kabul edilmedi ve olası gösteri girişimleri yasaklandı. Bulgaristan'da Filistin'e destek gösterilerine izin verilmedi Bulgaristan'da 7 Ekim sonrası hükümet, Hamas'ı terör örgütü ilan edip İsrail yanlısı tavır aldı ve parlamentoda Hamas'ı kınayan, İsrail'e koşulsuz destek veren bildiri kabul edildi. Bulgaristan'da İsrail'e destek gösterileri düzenlenirken ülkedeki Arap-Filistin yanlısı derneklerin gösteri yapma girişimleri sürekli engellendi. Ülkede genel bir gösteri yapma özgürlüğünün geçerli olmasına rağmen Yahudi lobisinin baskısı altında ve savcılığın önerisiyle, "Terörist Hamas'a dolaylı destek olarak görünen gösterilere izin verilemeyeceği" gerekçesiyle yasaklama kararı getirildi. Sofya Belediyesi de 23 Ekim'de yapılması planlanan gösteriyi aynı gerekçeyle yasakladı. Bulgaristan'da faaliyet gösteren Arap ve Filistin derneklerinin temsilcilerinin 15 Kasım'da düzenlediği basın toplantısı, tüm ulusal basın kuruluşları tarafından boykot edildi. İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı. İsrail’de 7 Ekim'deki saldırılarda 310'dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, 7 Ekim'den bu yana 51'i Gazze içerisindeki çatışmalarda 6'sı da Lübnan sınırında olmak üzere 372 İsrail askeri öldürüldü. İsrail'e göre, Kassam Tugayları'nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor. Gazze'deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırılarında Gazze Şeridi'nde 4 bin 710'u çocuk ve 3 bin 160'ı kadın olmak üzere 11 bin 500 kişi öldürüldü. İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 200 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda yaşanan çatışmalarda 76 Hizbullah mensubu ve 6 İsrail askeri öldü.
İsrail ordusunun, abluka altındaki Gazze Şeridi'nin farklı noktalarına gece boyu düzenlediği saldırıda ölen ve yaralananlar oldu.

İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik yoğun bombardımanı devam ediyor.

İsrail savaş uçakları ve topçu birlikleri, Gazze'nin Şeyh Rıdav, Tuffah ve Şucaiyye mahallelerine, Yafa Caddesi, Gazze kenti ve Nezzale bölgesine rastgele ateş açtı.

İsrail'in, Deyr el-Belah'taki Bureyc Mülteci Kampı ile Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde yerinden edilmiş bir grup insanı hedef alması sonucu ölen ve yaralananlar oldu.

İsrail'in Batı Şeria'da düzenlediği SİHA saldırısında 3 Filistinli hayatını kaybetti, 9 kişi yaralandı

Filistin haber ajansı WAFA'nın haberine göre, "İşgal güçlerinin Cenin Kampı'nda silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile düzenlediği saldırıda" 3 Filistinli hayatını kaybetti, 2'si ağır 9 kişi yaralandı.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre de İsrail ordusunun onlarca askeri araç, buldozer, helikopter ve SİHA'larla Cenin kenti ve kampına gece saatlerinden beri düzenlediği baskın hala devam ediyor.

İsrail ordusu kente birçok yönden saldırı gerçekleştirerek Cenin Mülteci Kampı'nı kuşattı.

İsrail askerleri ile silahlı Filistinli direnişçiler arasında çatışmalar çıktı. İsrail güçleri, baskınlara karşı çıkan Filistinlilere gerçek mermi ve yoğun biçimde göz yaşartıcı gaz ile müdahale etti.

İsrail askerleri Cenin'deki İbni Sina Hastanesi'ni kuşattı

Cenin kentine onlarca askeri araçla farklı noktalardan giriş yapan İsrail askerleri İbni Sina Hastanesi'ni abluka altına aldı.

Filistin Kızılayından yapılan açıklamada, İsrail askerlerinin Cenin'deki İbni Sina Hastanesi'ne baskın düzenlediğini ve Filistin Kızılayına ait ambulans ekiplerini hastane önünde yaklaşık bir saattir gözaltında tuttuğu ifade edildi.

Açıklamada, İsrail güçlerinin bazı sağlık görevlilerini hastaneyi boşaltmaya zorladıktan sonra gözaltına aldığı belirtildi.

Görgü tanıkları da İsrail güçlerinin hastaneyi kuşatarak, çalışanların hastaneyi derhal terk etmelerini istedi ancak bazı görevli doktorlar bu talebi reddetti.

Sosyal medyada da birçok hesap İbni Sina Hastanesi'ni kuşatan İsrail askerlerinin silah zoruyla, acil serviste çalışan sağlık görevlilerini elleri havada bir şekilde çıkartıp, çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı görüntüleri paylaştı.

Batı Şeria ve Kudüs'te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 197 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail güçleri, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ni yoğun şekilde bombalarken işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de düzenlediği baskınlarda, çeşitli iddialarla Filistinlileri gözaltına alıyor.

DSÖ: Bebeklerin Şifa Hastanesinden tahliyesi için müzakereler sürüyor

ABC News'ün haberine göre, DSÖ'den Dr. Richard Brennan yakıt eksikliği ve güvenlik durumunun tahliyeyi zorlaştırdığını belirtti.

Brennan, DSÖ'nün günlerdir Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerle iletişim kuramadığını söyleyerek, "Bu tamamen umutsuz bir durum." dedi.

Örgütün, Mısırlı yetkililerle birlikte, tahliyeler için "güvenlik teminatı ve güvenli geçiş" sağlamak üzere Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla İsrail Savunma Kuvvetleri ile müzakere ettiğini aktaran Brennan, yakıt eksikliğinin de tahliyeler için sorun teşkil ettiğini ifade etti.

Brennan, yenidoğanların, prematüre bebeklerin ve yoğun bakım hastalarının tahliyesi için Şifa Hastanesine hareket edecek bir konvoy oluşturmaya çabaladıklarını ancak bunun çok fazla planlama gerektirdiğini belirterek, "Filistin Kızılayının ambulanslarının çoğu şu anda çalışmıyor, bu yüzden Mısır'dan ambulans getirip Şifa Hastanesine götürmeyi düşünüyoruz." diye konuştu.

Dr. Brennan, söz konusu durumla ilgili 24 saat içinde daha fazla ayrıntıya sahip olmayı umduğunu kaydetti.

DSÖ tarafından elde edilen son bilgilere göre, Şifa Hastanesinde 36'sı yenidoğan ve 27'si yoğun bakım hastası olmak üzere yaklaşık 600 hasta, 280 personel ve 2 bin 500 yerinden edilmiş kişi bulunuyor.

Hamas: ABD'nin, hastaneleri askeri alan olarak kullandığımıza ilişkin açıklamaları apaçık yalan bir hikayenin tekrarı

Hamas Hareketi, ABD'nin Hamas'ın Gazze'de hastane ve okulları askeri alanlar olarak kullandığı yönündeki iddialarının, İsrail ordusunun sunduğu "apaçık yalan bir hikayenin tekrarı" olduğunu belirtti.

Hamas'tan yayımlanan açıklamada, ABD'nin Gazze'deki hastanelerin Hamas tarafından kullanıldığı şeklindeki İsrail iddialarını tekrarlamasını benimsemesi kınandı.

Hastanelerin kullanıldığına dair iddiaların reddedildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Pentagon'un Hamas'ın Şifa Hastanesi'ni askeri amaçlarla kullandığı iddiası ve ardından ABD Dışişleri Bakanlığının Hamas'ın hastaneleri ve okulları askeri alan olarak kullandığı iddiası apaçık yalan bir hikayenin tekrarıdır."

"Bu yalan hikaye, Rantisi ve Şifa Hastanesi'nin basılması, hastaların ve sağlık personelinin güvenliğine yönelik tehdit sonrasında işgal ordusu sözcüsünün zayıf ve gülünç oyunlarıyla ortaya çıktı." ifadelerine yer verilen açıklamada, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlara, hastaneleri ve okulları denetleyecek uluslararası bir komite oluşturma çağrısına kulak asılmamasının, Gazze Şeridi'ndeki halkın maruz kaldığı savaş suçları ve soykırımlarda ABD yönetiminin sorumluluğunu ve işgalle ortaklığını gösterdiği vurgulandı.

ABD Başkanı Joe Biden, Gazze'deki Şifa Hastanesi'nin "karargah" olduğunu ispatlayamayan ve sunduğu sözde kanıtlarla sosyal medyada alay konusu olan İsrail'in burayı basmasını, bu ülkenin söylemleri üzerinden savunmuştu.

Dün bir gazetecinin, Biden'a, "Hastaneleri korumalıyız." açıklamasını hatırlatarak, İsrail'in Şifa Hastanesi'ni basmasının "gerekçeli olup olmadığını" sormuştu.

Biden, bunun üzerine, hastanenin "karargah" olduğunu ispatlayamayan İsrail'in eylemini savunarak, "Hamas, askerlerini ve karargahını hastanenin altında saklayarak savaş suçu işliyor. Bu bir gerçek. Olan bu." iddiasında bulunmuştu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, 15 Kasım'da basına verdiği demecinde, Hamas'ın Gazze'de bazı hastanelerin "altındaki tünelleri" kullanarak söz konusu hastaneleri "saklanmak, askeri operasyonlarını yürütmek ve rehineleri tutmak için" kullandıklarına dair istihbarat aldıklarını öne sürmüştü.

ABD: Gazze'ye daha çok yakıt girişi gerekiyor 

Miller, düzenlediği günlük basın brifinginde AA muhabirinin, "İsrail'in yakıtı savaşta silah olarak kullandığı fikrine katılıyor musunuz? Bize ABD'nin Gazze'ye yakıt girişi konusundaki yaklaşımını anlatabilir misiniz?" şeklindeki sorusunu yanıtladı.

İsrail'in yakıtı silah olarak kullanıp kullanmadığına dair bir açıklama yapmayan Miller, "Gazze'ye daha çok yakıt girmesi gerektiğine katılıyoruz." ifadesini kullandı.

Miller, İsrail hükümetine bu konuda baskı yaptıklarını belirterek, bu yakıtın sadece tırlar için değil, hastaneler ve diğer insani hizmetler için de gerekli olduğunu vurguladı.

"Hastanelerin havadan vurulduğunu görmek istemiyoruz"

İsrail'in Gazze'de hastaneleri hedef almasına ilişkin ise Miller, "Hastanelerin havadan vurulduğunu görmek istemiyoruz." ifadesini kullandı.

Miller, Hamas'ın hastaneleri "karargah" olarak kullandığı iddialarını yinelerken, "İsrail'in hastanelerde sınırlı askeri operasyon yapması uygun olabilir ancak burada sivillere zararın en aza indirgenmesini istiyoruz. Hastaneleri çatışmaların ortasında görmek istemiyoruz." dedi.

Blinken'dan, İsrail'e Batı Şeria'daki yerleşimci şiddeti için acil önlem çağrısı

ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Blinken'ın, Gantz ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi.

Görüşmede, Gazze'ye insani yardım ihtiyaçlarının bir an önce ulaştırılmasının öneminin vurgulandığı aktarılan açıklamada, ABD vatandaşları dahil rehinelerin salıverilmesinin ele alındığı kaydedildi.

Açıklamada, "Bakan Blinken, yerleşimcilerin aşırılıkçı şiddetinin artan seviyeleriyle mücadele etmek de dahil Batı Şeria'da gerilimin azaltılması için kesin adımlar atılmasının önemini vurguladı." ifadesine yer verildi.

Ayrıca Blinken'ın görüşmede ABD'nin iki devletli çözüme bağlılığını bir kez daha dile getirdiği kaydedildi.

Blinken, Mısırlı mevkidaşı ile de Gazze'yi görüştü

Blinken, X sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile Gazze'deki durumu, sivillerin korunmasının önemini ve Gazze'deki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini reddettiğimizi görüştük." ifadesini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Gazze'ye insani yardım akışını sağladığı için Mısır'a teşekkür ettiğini aktardı.

ABD: Ürdün'ün Gazze'deki sahra hastanesinde çalışanların yaralanmasından endişeliyiz 

ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Bakan Blinken'ın, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi.

Açıklamada, Blinken'ın İsrail'in Gazze'deki Ürdün Sahra Hastanesi'nin çevresini bombalaması sonucu sağlık çalışanlarının yaralanmasından "derin endişe" duyduğunu ilettiği belirtilerek, "Bakan Blinken, hastanelerdeki siviller ve sağlık çalışanlarının korunması gerektiğini vurguladı." ifadesine yer verildi.

Blinken'ın Ürdün'e Gazze'ye yönelik insani yardım çalışmaları için teşekkür ettiğinin kaydedildiği açıklamada, ABD'nin iki devletli çözüme bağlılığını vurguladığı aktarıldı.

Sullivan'dan sağlık çalışanlarının korunması çağrısı

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, sahra hastanesinde çalışanların yaralanmasından derin endişe duyduklarını bildirdi.

Gazze'de Filistinlilere hizmet sağlayan sağlık çalışanlarına minnettar olduklarını belirten Sullivan, "Çatışmadaki hayati görevler üstlenen sağlık çalışanları korunmalıdır." mesajını verdi.

ABD ve Japonya liderlerinden İsrail'e "uluslararası insancıl hukuka uyması" çağrısı 

Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamaya göre Biden ve Kişida, ABD'nin San Francisco kentinde düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında bir araya geldi.

Görüşmede, küresel ve bölgesel güvenliğin yanı sıra ikili güvenlik ve ekonomik işbirliğinin arttırılması konuları ele alındı.

"İsrail'in kendini savunma hakkı olduğu" belirtilen görüşmede, İsrail'e uluslararası insancıl hukuka uyması ve sivillerin korunması çağrısı yapıldı.

Bölgesel konular ele alındı

Gazze'deki sivillere acil ihtiyaçların ulaştırılması amacıyla birlikte çalışılması konusunda anlaşan Biden ve Kişida, çatışmanın yayılmaması ve kalıcı barış hususunda birlikte çalışma sözü verdi.

İki lider Ukrayna'ya desteğin sürdürülmesini görüşürken, Tayvan Boğazı, Kore Yarımadası, Doğu ve Güney Çin Denizi'nde barış ve istikrarın sürdürülmesinin önemini vurguladı.

Biden ve Kişida, iki ülke arasında savunma alanında yakın işbirliğini sürdürme konusunda da mutabık kaldı.

Avrupa, İsrail'in Gazze'de sivilleri öldürmesine ses yükseltenlerin "ifade özgürlüğü" hakkını unuttu

Avrupa ülkelerinin bu tavrı, Uluslararası Af Örgütü dahil insan hakları kuruluşlarının eleştirilerine hedef oldu. 

Af Örgütü, İsrail'e karşı barışçıl protestoların bir güvenlik sorunu gibi görülemeyeceğini, Filistinlilerle dayanışma gösterilerinin yasaklanmasının, bu kapsamda görüşlerini ifade edenlerin taciz edilmesi ya da gözaltına alınmasının, bu tür faaliyetlere katılan yabancıların sınır dışı edilebileceği yönündeki uyarıların veya bu gerekçeyle işten çıkarılmaların bu ülkelerin insan hakları yükümlülükleriyle çeliştiği uyarısında bulundu.

AA muhabiri, Filistin'e destek buluşmalarında bir araya gelmek isteyenlerin seslerini duyurmalarına yönelik bazı Avrupa ülkelerindeki engelleri derledi.

İngiltere'de 14 Ekim'den beri her cumartesi yüz binlerin katıldığı Filistin dayanışma eylemlerine yasaklama girişimleri yaşandı. Eski İçişleri Bakanı Suella Braverman, başkent Londra ile farklı kentlerde toplanan vatandaşların yaptığı yürüyüşlere başından itibaren karşı çıktı.

Braverman, yürüyüşlerin ilk haftalarında söylemini "teröre destek" üzerine kurdu. Filistin bayrağı taşımanın ya da bazı sloganların "duruma göre" teröre destek olarak algılanabileceğini ifade eden Braverman, polise de bayrak ve sloganlara bu gözle bakma tavsiyesinde bulundu.

Özellikle, "Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganını, antisemitizm ve İsrail'i haritadan silmek anlamına gelen bir ifade olarak niteleyen Braverman, son dönemde ise söyleminin şiddetini artırdı.

Filistin'e destek yürüyüşleri, "Nefret yürüyüşü" olarak nitelendirildi

Filistin'e destek yürüyüşleri için "Nefret yürüyüşü" ifadesini kullanan Braverman, 11 Kasım'daki yürüyüşün Birinci Dünya Savaşı'nın sonunu simgeleyen Ateşkes Günü'ne denk gelmesi nedeniyle iptal edilmesini istedi.

Aynı çağrı Başbakan Rishi Sunak ve Londra Metropolitan Polisinden de geldi. Sunak, Ateşkes Günü'nde yapılacak bir yürüyüş için "Provokasyon ve saygısızlık" ifadesini kullandı.

Yürüyüş, tüm çağrılara rağmen Braverman'ın istifası talebi eşliğinde yapıldı. Braverman ise yürüyüş sonrası yaptığı açıklamada, "Londra sokakları nefret, şiddet ve antisemitizmle kirleniyor." diyerek gerginliği daha da artırdı.

Polisi eylemleri engellemediği için "taraf tutmakla" suçlayan Braverman, çok geçmeden görevden alındı ancak cesaretlendirdiği aşırı sağcılar, 11 Kasım'da sokağa inerek polisle gerginlik yaşadı.

Fransa'da "Yahudi karşıtlığı gerekçesiyle" gözaltına alınanların sayısı arttı

İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından Fransa'da hükümet, Filistin'e destek gösterilerine topyekun yasak getirdi. Bu karar, ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştaya taşındı.

Danıştay ise gösterilere ilişkin "toplu bir yasak kararının alınamayacağına, yetkililerin olay bazlı karar vermeleri gerektiğine" hükmetti.

Filistin'e destek gösterilerinin başladığı tarihten bu yana ülkede "Yahudi karşıtlığı gerekçesiyle" gözaltına alınanların sayısı arttı.

Ülkede Filistin'e destek gösterilerini topluca yasaklama planında yargı engeline takılan hükümet, antisemitizmin protesto edilmesi gerekçesiyle İsrail'e destek gösterileri düzenlenmesi için harekete geçti.

Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet ve Senato Başkanı Gerard Larcher'nın da çağrısıyla 12 Kasım'da başkent Paris'te yapılan bu gösteriye ırkçı lider Marine Le Pen ve destekçilerinin de katılması tartışmalara yol açtı.

Bern'de 17 Kasım-24 Aralık'ta büyük miting ve yürüyüş yapılması yasaklandı

İsviçre'nin Basel ve Zürih kantonlarında 7 Ekim sonrasında "gösterilerin, polisler, göstericiler ve çevrede bulunanlar için risk oluşturduğu" gerekçesiyle Filistin yanlısı gösteriler düzenlenmesi yasaklandı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, gösterilere uygulanan yasakları "orantısız" olduğu gerekçesiyle eleştirdi.

Zürih'te Filistin'e destek gösterilerine getirilen yasak kaldırılırken Basel'de henüz miting yapılmadı.

Başkent Bern'de ise 17 Kasım-24 Aralık tarihlerinde büyük miting ve yürüyüş yapılması yasaklandı. Bern yerel makamları tarafından alınan bu karara gerekçe olarak daha önceden izin verilmiş olan çok sayıda etkinlik ve kentte kurulan Noel Pazarı gösterildi.

Bern Kantonu Güvenlik Direktörü Philippe Müller, şiddet olasılığının yüksek olduğu gerekçesiyle Filistin'e destek mitinglerinden kaçınılması çağrısında bulundu.

Almanya'da Filistin'e destek gösterilerinden 99'una izin verilmedi

Almanya'da İsrail ile Filistin arasında 7 Ekim'de başlayan çatışmaların ilk haftalarında Filistin yanlısı birçok gösteri yasaklandı. Başkent Berlin'de öğrencilerin Filistin şalı ve üzerinde Filistin bayraklarının bulunduğu çıkartmalar taşımasına yasak getirildi.

Bavyera eyaletinde ise Filistin yanlısı gösterilerde kullanılan "Nehirden denize" sloganı yasaklandı.

Ülkede bugüne kadar Filistin'e destek gösterilerinden 99'una izin verilmedi.

Çekya ve Avusturya'da "Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganı yasaklandı

Çekya İçişleri Bakanlığı, dünyanın her yerindeki Filistin'e destek gösterilerinde uzun yıllardır yer verilen "Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganının kullanılmasının, "terör propagandası" sayılarak cezalandırabileceğini duyurdu.

Bakanlık, bu sloganı kullanan herkesin, "potansiyel olarak terörizmi desteklemek ve teşvik etmek, bir grup insana karşı nefreti kışkırtmak veya soykırımı inkar etmek, sorgulamak, göz yummak ya da haklı çıkarmak"la suçlanabileceğini belirtti.

Avusturya'da ise söz konusu slogana "kışkırtıcı ve dışlayıcı" olduğu gerekçesiyle gösterilerde yer verilmesi yasaklandı.

Bu sloganın yasaklanmasına tepki gösteren grupların gösteri talepleri kabul edilmedi ve olası gösteri girişimleri yasaklandı.

Bulgaristan'da Filistin'e destek gösterilerine izin verilmedi

Bulgaristan'da 7 Ekim sonrası hükümet, Hamas'ı terör örgütü ilan edip İsrail yanlısı tavır aldı ve parlamentoda Hamas'ı kınayan, İsrail'e koşulsuz destek veren bildiri kabul edildi.

Bulgaristan'da İsrail'e destek gösterileri düzenlenirken ülkedeki Arap-Filistin yanlısı derneklerin gösteri yapma girişimleri sürekli engellendi.

Ülkede genel bir gösteri yapma özgürlüğünün geçerli olmasına rağmen Yahudi lobisinin baskısı altında ve savcılığın önerisiyle, "Terörist Hamas'a dolaylı destek olarak görünen gösterilere izin verilemeyeceği" gerekçesiyle yasaklama kararı getirildi.

Sofya Belediyesi de 23 Ekim'de yapılması planlanan gösteriyi aynı gerekçeyle yasakladı.

Bulgaristan'da faaliyet gösteren Arap ve Filistin derneklerinin temsilcilerinin 15 Kasım'da düzenlediği basın toplantısı, tüm ulusal basın kuruluşları tarafından boykot edildi.

İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

İsrail’de 7 Ekim'deki saldırılarda 310'dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığı duyuruldu.

İsrail ordusuna göre, 7 Ekim'den bu yana 51'i Gazze içerisindeki çatışmalarda 6'sı da Lübnan sınırında olmak üzere 372 İsrail askeri öldürüldü.

İsrail'e göre, Kassam Tugayları'nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.

Gazze'deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırılarında Gazze Şeridi'nde 4 bin 710'u çocuk ve 3 bin 160'ı kadın olmak üzere 11 bin 500 kişi öldürüldü.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 200 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda yaşanan çatışmalarda 76 Hizbullah mensubu ve 6 İsrail askeri öldü.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.