KADINLARDAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÇAĞRISI

Gündem 01.07.2021 - 13:27, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:03 1975+ kez okundu.
 

KADINLARDAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÇAĞRISI

Urfa İl Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik basın açıklaması yaptı.
Eğitim-Sen İl Binasında gerçekleşen basın açıklamasını Urfa il kadın platformu adına Şanlıurfa Yaşamevinden Sema Köroğlu’nun okuduğu açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bugün 1 Temmuz 2021. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiyoruz. SİZ KADINLARIN ÖNÜNDEN ÇEKİLİN Bugün, var olan siyasi iktidarın “temel hak ve özgürlüklere” saldırılarına karşı, anayasal ilkelere sahip çıkması gereken devletin tüm kurumsal yapıları tarafından Türkiye tarihine geçmiş kara bir gün olarak anılacak. 20 Mart 2021 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çıkış girişimine karşı kadınlar, kadın örgütleri, barolar ve siyasi partiler  olarak Danıştay’a iptal davaları açtık. Sokaklarda, alanlarda, sosyal medyada birleşerek, aynı söz ve yürekle itirazımızı haykırdık. İstanbul Sözleşmesinden çıkış kararını tanımadığımızı ve Sözleşmenin hukuken hala yürürlükte olduğunu ifade ettik. Gelinen noktada tüm hukuki başvurularımız cevapsız kalmış, Cumhurbaşkanlığı Danıştaya yaptığı savunmada, Sözleşmenin fesih kararının esasına dair tek bir açıklama yapmamış ve sadece usul açısından kararın meşru olduğunu savunmuştur. Yapılan bu savunma ile, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Uluslararası Sözleşmeleri onaylama ve yetkide paralellik ilkesi gereği Sözleşmeleri fesih yetkisi yok sayılmıştır. Anayasanın kuvvetler ayrılığı  ve Hukuk Devleti ilkeleri tüm bu uygulamalarla çiğnenmiştir. Son olarak yapılan yüzlerce başvurudan tek biri,  Danıştay 10. Dairesi tarafından sonuçlandırılmış, 28.06.2021 günü yürütmenin durdurulması talebi oyçokluğu ile reddedilmiştir. Karar incelendiğinde, Anayasanın ve İdari yargılamanın temel ilkelerinin görmezden gelindiği açıkça ortadadır.  Bu kararla yasama  yetkisi yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkileri gasp edilmiş ve karar tamamen siyasi iktidarın güdümünde verilmiştir. Karara karşı oy kullanan Danıştay 10. Dairesinin 2 üye Hakiminin yazdırdığı  şerhte de Anayasa’ya aykırılık net bir şekilde ifade edilmiştir.  “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, bilinen ismiyle İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyete dayandığını tespit eder. Bu tespitten yola çıkarak Sözleşme; Kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılığın bir türü olarak tanımlar ve kadınlarla erkekler arasında eşitliğin gerçekleştirilmesini hedefler,  Ev içinde, kamusal alanda, hastanede, işyerinde, okulda, karakolda, hapishanede ve yaşamın tüm alanlarında kadına karşı şiddeti yasaklar,  Yalnızca barış dönemlerinde değil, silahlı çatışma dönemleri ve sonrasında devam eden şiddeti de yasaklar,  Eşitsizlikle, ayrımcılıkla, cezasızlıkla, şiddeti üreten kültür ve geleneklerle mücadele etmeyi amaçlar,  Dil, din, ırk, renk, yaş, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, medeni durum, siyasi ve felsefi görüş, etnik köken, engellilik, vatandaşlık göçmenlik veya mültecilik vb. durumuna bakılmaksızın herkesin yaşam hakkının sağlanmasını hedefler. Sözleşmenin ilk imzacısı olan ve bu durumu kendisine bir övünç kaynağı olarak gören Türkiye’nin, “ilk imzacı ülke” olmasına sebep olan koşullara bakmakta fayda görüyoruz. İHAM’a taşınan başvuruya dair, 2009 yılında, Nahide Opuz davasında Türkiye aleyhine ihlal kararı verildi. Bahse konu ihlal kararı, daha önce verilmiş olanlara ek olarak, çok önemli bir fark içeriyordu. Bu ihlal kararıyla Mahkeme –her ne kadar 46. Madde kapsamında açıkça bir genel önlem içermese de- aile içi şiddet konusunda bir “yapısal sorun” tespitinde bulunmuştu. Aradan geçen 10 yıla rağmen, Sözleşme hükümleri uygulanmadığı için şiddet hiç durmadı. Sözleşme hükümlerinin etkili biçimde uygulanması için çaba göstermesi gereken yöneticiler ise, bir gece yarısı kararnamesi ile Sözleşmeden çekildiklerini açıkladılar. Bu karar, biz kadınlar açısından yok hükmündedir. Çünkü bizler biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı;  Adına ister savaş ister çatışmalı dönem denilsin, bütün tarihsel süreçlerde olduğu gibi savaşlar kadın bedeni üzerinden yürütülmeyecek, kadınlar savaş ganimeti olarak görülmeyecek, ilk köle ilk esir edilenler olmayacaktı. Savaş, şiddet ortamını beslediği gibi mücadele alanlarını sıfıra indirmeyecekti,  Kadınların kamusal alanda anadilde kamu hizmeti almaları sağlanacak ve Fatma Altınmakas katledilmeyecekti,  Üniformalı veya üniformasız kamu görevlilerinin ürettiği şiddet ve faili oldukları cinayetler yaşanmayacak, hiçbir erkek, Devlet üniformasından veya kamu görevlisi kimliğinden aldığı güçle cezasızlık zırhına bürünerek kadınlara karşı her türden suçu işleyemeyecek ve İpek Er hayatta olacaktı,  Pandemi döneminde kadınlar korumasız kalmayacak, ev içleri şiddet ve katliam yuvalarına dönüşmeyecekti, Kadın kırımının ilk adımı olan çocuk istismarı “erken yaşta evlilikler” kisvesi altında aklanmaya çalışılmayacaktı, Kutsal görülen aile, kadınlar için şiddet çemberine dönüşmeyecek, aile meclisi kararıyla yüzlerce kadın öldürülmeyecekti, Yerinden edilmiş kadınlar sığındıkları ülkelerde fuhuşa sürüklenmeyecek, kamplarda cinsel saldırıya uğramayacak, köle gibi pazarlarda satılmayacak, değil kimliği sayısı dahi bilinmeyen binlerce kadın erkek şiddetine maruz kalmayacak, faili meçhul biçimde kimsesizler mezarlığına gömülmeyecekti, Hiçbir kadın ve çocuk intihar süsü verilerek katledilmeyecekti,  İstanbul Sözleşmesinde, Nahide’nin, annesi Mürteha’nın ve katledilen bütün kadınların mücadelesi var. Bu Sözleşmede, hayatta kalmak için mücadele veren her kadının emeği, sokaklarda haykıran her kadının alın teri var. Bu yüzden kadınlar olarak bir gecede bir kişi ile aldığınız “çekilme” kararınızı tanımıyor ve diyoruz ki; BİZ KADINLAR İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMİYORUZ.” Diyerek sözlerini sonlandırdı. MEHMET CANBEK
Urfa İl Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik basın açıklaması yaptı.

Eğitim-Sen İl Binasında gerçekleşen basın açıklamasını Urfa il kadın platformu adına Şanlıurfa Yaşamevinden Sema Köroğlu’nun okuduğu açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bugün 1 Temmuz 2021. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiyoruz.

SİZ KADINLARIN ÖNÜNDEN ÇEKİLİN

Bugün, var olan siyasi iktidarın “temel hak ve özgürlüklere” saldırılarına karşı, anayasal ilkelere sahip çıkması gereken devletin tüm kurumsal yapıları tarafından Türkiye tarihine geçmiş kara bir gün olarak anılacak. 20 Mart 2021 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çıkış girişimine karşı kadınlar, kadın örgütleri, barolar ve siyasi partiler  olarak Danıştay’a iptal davaları açtık. Sokaklarda, alanlarda, sosyal medyada birleşerek, aynı söz ve yürekle itirazımızı haykırdık. İstanbul Sözleşmesinden çıkış kararını tanımadığımızı ve Sözleşmenin hukuken hala yürürlükte olduğunu ifade ettik. Gelinen noktada tüm hukuki başvurularımız cevapsız kalmış, Cumhurbaşkanlığı Danıştaya yaptığı savunmada, Sözleşmenin fesih kararının esasına dair tek bir açıklama yapmamış ve sadece usul açısından kararın meşru olduğunu savunmuştur. Yapılan bu savunma ile, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Uluslararası Sözleşmeleri onaylama ve yetkide paralellik ilkesi gereği Sözleşmeleri fesih yetkisi yok sayılmıştır. Anayasanın kuvvetler ayrılığı  ve Hukuk Devleti ilkeleri tüm bu uygulamalarla çiğnenmiştir.

Son olarak yapılan yüzlerce başvurudan tek biri,  Danıştay 10. Dairesi tarafından sonuçlandırılmış, 28.06.2021 günü yürütmenin durdurulması talebi oyçokluğu ile reddedilmiştir. Karar incelendiğinde, Anayasanın ve İdari yargılamanın temel ilkelerinin görmezden gelindiği açıkça ortadadır.  Bu kararla yasama  yetkisi yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkileri gasp edilmiş ve karar tamamen siyasi iktidarın güdümünde verilmiştir. Karara karşı oy kullanan Danıştay 10. Dairesinin 2 üye Hakiminin yazdırdığı  şerhte de Anayasa’ya aykırılık net bir şekilde ifade edilmiştir.

 “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, bilinen ismiyle İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyete dayandığını tespit eder.

Bu tespitten yola çıkarak Sözleşme; Kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılığın bir türü olarak tanımlar ve kadınlarla erkekler arasında eşitliğin gerçekleştirilmesini hedefler,

 Ev içinde, kamusal alanda, hastanede, işyerinde, okulda, karakolda, hapishanede ve yaşamın tüm alanlarında kadına karşı şiddeti yasaklar,

 Yalnızca barış dönemlerinde değil, silahlı çatışma dönemleri ve sonrasında devam eden şiddeti de yasaklar,

 Eşitsizlikle, ayrımcılıkla, cezasızlıkla, şiddeti üreten kültür ve geleneklerle mücadele etmeyi amaçlar,

 Dil, din, ırk, renk, yaş, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, medeni durum, siyasi ve felsefi görüş, etnik köken, engellilik, vatandaşlık göçmenlik veya mültecilik vb. durumuna bakılmaksızın herkesin yaşam hakkının sağlanmasını hedefler.

Sözleşmenin ilk imzacısı olan ve bu durumu kendisine bir övünç kaynağı olarak gören Türkiye’nin, “ilk imzacı ülke” olmasına sebep olan koşullara bakmakta fayda görüyoruz.

İHAM’a taşınan başvuruya dair, 2009 yılında, Nahide Opuz davasında Türkiye aleyhine ihlal kararı verildi. Bahse konu ihlal kararı, daha önce verilmiş olanlara ek olarak, çok önemli bir fark içeriyordu. Bu ihlal kararıyla Mahkeme –her ne kadar 46. Madde kapsamında açıkça bir genel önlem içermese de- aile içi şiddet konusunda bir “yapısal sorun” tespitinde

bulunmuştu.

Aradan geçen 10 yıla rağmen, Sözleşme hükümleri uygulanmadığı için şiddet hiç durmadı. Sözleşme hükümlerinin etkili biçimde uygulanması için çaba göstermesi gereken yöneticiler ise, bir gece yarısı kararnamesi ile Sözleşmeden çekildiklerini açıkladılar.

Bu karar, biz kadınlar açısından yok hükmündedir.

Çünkü bizler biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı;

 Adına ister savaş ister çatışmalı dönem denilsin, bütün tarihsel süreçlerde olduğu gibi savaşlar kadın bedeni üzerinden yürütülmeyecek, kadınlar savaş ganimeti olarak görülmeyecek, ilk köle ilk esir edilenler olmayacaktı. Savaş, şiddet ortamını beslediği gibi mücadele alanlarını sıfıra indirmeyecekti,

 Kadınların kamusal alanda anadilde kamu hizmeti almaları sağlanacak ve Fatma Altınmakas katledilmeyecekti,

 Üniformalı veya üniformasız kamu görevlilerinin ürettiği şiddet ve faili oldukları cinayetler yaşanmayacak, hiçbir erkek, Devlet üniformasından veya kamu görevlisi kimliğinden aldığı güçle cezasızlık zırhına bürünerek kadınlara karşı her türden suçu işleyemeyecek ve İpek Er hayatta olacaktı,

 Pandemi döneminde kadınlar korumasız kalmayacak, ev içleri şiddet ve katliam yuvalarına dönüşmeyecekti,

Kadın kırımının ilk adımı olan çocuk istismarı “erken yaşta evlilikler” kisvesi altında aklanmaya çalışılmayacaktı,

Kutsal görülen aile, kadınlar için şiddet çemberine dönüşmeyecek, aile meclisi kararıyla yüzlerce kadın öldürülmeyecekti,

Yerinden edilmiş kadınlar sığındıkları ülkelerde fuhuşa sürüklenmeyecek, kamplarda cinsel saldırıya uğramayacak, köle gibi pazarlarda satılmayacak, değil kimliği sayısı dahi bilinmeyen binlerce kadın erkek şiddetine maruz kalmayacak, faili meçhul biçimde kimsesizler mezarlığına gömülmeyecekti,

Hiçbir kadın ve çocuk intihar süsü verilerek katledilmeyecekti,

 İstanbul Sözleşmesinde, Nahide’nin, annesi Mürteha’nın ve katledilen bütün kadınların mücadelesi var. Bu Sözleşmede, hayatta kalmak için mücadele veren her kadının emeği, sokaklarda haykıran her kadının alın teri var.

Bu yüzden kadınlar olarak bir gecede bir kişi ile aldığınız “çekilme” kararınızı tanımıyor ve diyoruz ki; BİZ KADINLAR İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMİYORUZ.” Diyerek sözlerini sonlandırdı.

MEHMET CANBEK

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.