BAROLARI KENT ve ÇEVRE HUKUKÇULARI BULUŞMASI

Gündem 03.10.2019 - 15:11, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:03 2130+ kez okundu.
 

BAROLARI KENT ve ÇEVRE HUKUKÇULARI BULUŞMASI

Türkiye Baroları Kent ve Çevre Komisyonları ile çevre ve ekoloji avukatlarının Ocak/2019’da İzmir’de başlattıkları, Antalya ve Denizli ile devam eden çalıştaylar sürecinin dördüncüsü 28-29 Eylül 2019 tarihinde Şanlıurfa Barosu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İki günlük çalıştay sonucunda aşağıdaki sonuç bildirgesini kamuoyunun bilgisine sunmaktayız.
Küresel iklim krizi  dünyanın geleceğini tehdit eder konuma ulaşmıştır. Krizin büyümesine karşın, dünya devletlerinin yöneticileri verdikleri sözleri yerine getirmemekte, tehlikeyi küçümsemektedirler. Yaklaşık yarım yüzyıllık ekoloji hukuku da dünyadaki yaşamın topyekun sonunu getirebilecek bu tehlikeyi önlemeye yetmemektedir. 20 Eylül 2019’da tüm dünyada başlayan ve her cuma günü devam eden çocukların iklim grevi bize ışık tutacak niteliktedir.  Türkiye Baroları Çevre ve Kent Avukatları olarak iklim değişikliğinin öncelikli sorun olduğunu kabul ediyor, 16 yaşındaki Greta Thunberg’in öncülüğündeki bu direnişi selamlıyor ve destekliyoruz. Küreselleşen bu sorun karşısında Birleşmiş Milletler ve diğer  uluslararası mekanizmaları çalıştırmayı görev ediniyoruz.  Anayasa değişiklikleri ile getirilen sistem ve  yaşanan siyasi kriz, yargının işlevini ağır bir biçimde tahrip etmiş, hukuk güvenliğini de ortadan kaldırmıştır. Bu güvencesiz ortamda Anayasa’nın 56.maddesinde yer alan, “sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı” korunamamaktadır. Bu kapsamda, şimdiye kadar yürütülen çevre hakkının korunması mücadelesi, siyasi iktidarın yargıya müdahaleleri nedeniyle etkisini yitirmiştir. Önümüzdeki dönemde sorunların çözümünde, mücadelemizi bu gerçeklik üzerinden yürütme konusunda fikir birliği içindeyiz. Danıştay’ın, 1990’lı yıllardan bu yana; çevre davalarında her yurttaşın ve ilgili tüzel kişilerin davacı olabileceği, öncelikli olanın çevre hakkı ve yaşamın korunması yolundaki kamu yararı ilkesi ile çevre hukukunun gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Aynı Danıştay, geçen 8-9 yıllık süreçteki kararları ile kendi açtığı yolu kapatmıştır. Bu olumsuz değişim çevre ve yaşam hakkının vazgeçilmez unsuru olan adalete erişimi ortadan kaldırmaktadır. İdari yargı, hukuk devleti ilkesini yerle bir eden bu uygulamalarına son vermelidir. Bu olumsuz gidişin önüne geçebilmek için;  •             Çevre ve yaşam hakkı mücadelelerini, Baroların Kent ve Çevre Hukuku Komisyonları’nı daha etkin hale getirerek güçlendireceğiz. Bölgesel gibi görünse de sonuçları itibariyle hepimizi etkileyen çevre, kent ve yaşam hakkına ilişkin sorunlarda birden çok baronun ortak hareket etmesi, birlikte dava açma yoluyla yargıya yapılan başvuruların birlikte yapılması ile çözüme yönelik mücadelenin  başvurunun etkili hale getirilmesi hedeflenmektedir. •             Çevre hukukunun, hukuk fakültelerinde, avukatlık ve hâkimlik stajında zorunlu ders haline getirilmesi çevre ve yaşam hakkının korunmasında önemli katkısı olacak ve bu konuda gerekli çalışmalar yapılacaktır. •             Türkiye’deki çevre sorunlarına yol açan; madencilik, termik santraller, HES’ler, RES’ler, JES’ler, nükleer santraller gibi konularda ve doğal ve kültürel mirasın korunması alanında çalışma yapan Kent ve Çevre Hukukçuları olarak komisyonlar oluşturup, yapılan mücadeleleri daha etkili hale getirilecektir.  •             Eş zamanlı olarak çevre sorunlarına yol açmayacak, koruyucu, geliştirici kollektif mekanizmaları içeren bir yönetsel ve hukuksal sistem tasarımı ve hayata geçirilmesi için çalışılacaktır. •             Müdahalenin yerel/ülkesel/evrensel olması karşısında; yaşamı savunmak ve bilginin kamu yararına paylaşılması için hukukçular dışındaki disiplinlerle mücadelemiz ortaklaştırılacaktır. •             Çevre ve yaşam hakkının, doğal ve kültürel değerlerin korunması davalarının, kamusal yanı nedeniyle, bu davaların harçtan muaf olması, yargılama giderlerinin hazine tarafından karşılanması için çalışma başlatılacaktır.  •             Çevre ve yaşam hakkının korunması amacı ile toplumsal duyarlılığın arttırılması konusunda çalışma planı hazırlanacaktır.  •             Ankara’da yapmayı planladığımız bir sonraki buluşmamıza, bütün baro başkanlarını davet ederek, iklim krizi başta olmak üzere çalışmalarımız, amaç ve hedeflerimiz konusunda paylaşımda bulunma, etkili çalışma yollarını birlikte  oluşturma kararını almış bulunmaktayız.   Buluşmamıza ev sahipliği yapan Şanlıurfa’ya ilişkin olarak da; •             Dünya kültür mirası listesine kabul edilen Göbeklitepe’nin tarihsel dokusunun turizm baskısı altında ezilmemesi için, Göbeklitepe ile ilgili gelişmeleri yakından takip edeceğiz. •             Germüş Kilisesi’nin, doğal ve kültürel mirasın korunmasına aykırı olarak, yok olma noktasına gelmesi kabul edilebilir değildir. Bu konuda acil bir önlem planının hayata geçirilmesi gerekmektedir. •             Şanlıurfa ilinde yapılan kazılarda açığa çıkan mağaraların, diğer tarihi varlıkların ve tarihi kent dokusunun özgün nitelikleriyle yasaya uygun korunması için Şanlıurfa Barosu’nun  yapacağı çalışmalara destek verilecektir. •             Her geçen zaman daha fazla yıkılma tehdidi ile karşı karşıya kalan Şanlıurfa Kalesi’nin, dokusuna ve tarihine uygun, 2863 Sayılı kanun ve 660 Sayılı ilke kararı gereğince restore edilmesi için gerekli girişimlerde bulunulacaktır.   •             TÜİK istatistiklerine göre çölleşme tehlikesi yaşayan Şanlıurfa’da, çölleşmeyle mücadele kapsamında Şanlıurfa Barosu Çevre ve İmar Komisyonu’nun öncülük edeceği çalışmalar desteklenecektir.      Çevre ve yaşam hakkı için çalışan biz hukukçular,  hak ve özgürlüklerin korunmasını bir bütün olarak görüyoruz. Bu kapsamda iki önemli dava, toplantımızın gündeminde yer almış olup; bunlara dair değerlendirme ve tutumumuzu kamuoyu ile paylaşma sorumluluğu taşıyoruz.Şöyle ki; •             Gezi, kriminal bir olay değildir, rant odaklı politikalara karşı, kent hakkı, çevre ve yaşam hakkına sahip çıkan, eşitlik, özgürlük, adalet talebi içeren barışçıl, demokratik, sivil bir direniştir, suç olarak kabul etmiyoruz, Açılan davayı da meşru hak mücadelesinin hakların cezalandırma tehdidi ile bastırılması girişimi olarak görüyoruz. Bu nedenle Gezi davasının takipçisi ve savunmanıyız. Hak ve özgürlüklerden yana olan herkesi Gezi Davasının 8-9 Ekim’de Silivri’de yapılacak 3. Duruşmasına katılmaya, Gezi Davası’nı takip etmeye çağırıyoruz. •             Akademisyen Bülent Şık, sağlıklı gıda ve temiz içme suyuna ulaşma, yaşam ve sağlık hakkıyla ilgili yürütücüsü olduğu bir araştırmanın verilerine dayanarak,  risk oluşturan bilgilerden toplumu haberdar ettiği için, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanmış;  26.09.2019 günü  göreve ilişkin bilgileri açıklama suçunu işlediği gerekçesi ile 1 yıl 3 Ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır.  Bu karar, sağlıklı çevrede yaşam hakkını koruma mekanizmalarını kullanılamaz hale getirmekte, kamusal bilgiye erişim hakkını ve ifade özgürlüğünün sert korumaya tabi türü olan bilim özgürlüğünü de tahrip etmektedir. Bu nedenle de çok  kaygı vericidir. Çevresel faktörlerin sağlık üzerindeki etkilerini araştıran çalışmanın sonuçlarını kamuoyuna açıklanmak ve gerekli önlemleri almak Sağlık Bakanlığı’nın görevidir. Bu araştırmanın içinde yer aldığı bölümünün  verilerinden yola çıkarak oluşturduğu bilgileri  bilim insanı sorumluluğu ile açıklayan Bülent Şık’ın cezalandırılmasını, Bakanlığın kendi üzerine düşen sorumluluktan kaçması ve suçunu örtme girişimi olarak değerlendiriyoruz. Haksız, hukuka aykırı, kamu sağlığı, ifade ve bilim özgürlüğü için tahrip edici bu kararın kaldırılmasını umuyor, mahkumiyet hükmünü de hukuka aykırı bulduğumuzdan sürecin şimdiye kadar olduğu gibi yargılamanın bundan sonraki aşamasında da takipçisi olacağız.
Türkiye Baroları Kent ve Çevre Komisyonları ile çevre ve ekoloji avukatlarının Ocak/2019’da İzmir’de başlattıkları, Antalya ve Denizli ile devam eden çalıştaylar sürecinin dördüncüsü 28-29 Eylül 2019 tarihinde Şanlıurfa Barosu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İki günlük çalıştay sonucunda aşağıdaki sonuç bildirgesini kamuoyunun bilgisine sunmaktayız.

Küresel iklim krizi  dünyanın geleceğini tehdit eder konuma ulaşmıştır. Krizin büyümesine karşın, dünya devletlerinin yöneticileri verdikleri sözleri yerine getirmemekte, tehlikeyi küçümsemektedirler. Yaklaşık yarım yüzyıllık ekoloji hukuku da dünyadaki yaşamın topyekun sonunu getirebilecek bu tehlikeyi önlemeye yetmemektedir. 20 Eylül 2019’da tüm dünyada başlayan ve her cuma günü devam eden çocukların iklim grevi bize ışık tutacak niteliktedir.  Türkiye Baroları Çevre ve Kent Avukatları olarak iklim değişikliğinin öncelikli sorun olduğunu kabul ediyor, 16 yaşındaki Greta Thunberg’in öncülüğündeki bu direnişi selamlıyor ve destekliyoruz. Küreselleşen bu sorun karşısında Birleşmiş Milletler ve diğer  uluslararası mekanizmaları çalıştırmayı görev ediniyoruz. 

Anayasa değişiklikleri ile getirilen sistem ve  yaşanan siyasi kriz, yargının işlevini ağır bir biçimde tahrip etmiş, hukuk güvenliğini de ortadan kaldırmıştır. Bu güvencesiz ortamda Anayasa’nın 56.maddesinde yer alan, “sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı” korunamamaktadır. Bu kapsamda, şimdiye kadar yürütülen çevre hakkının korunması mücadelesi, siyasi iktidarın yargıya müdahaleleri nedeniyle etkisini yitirmiştir. Önümüzdeki dönemde sorunların çözümünde, mücadelemizi bu gerçeklik üzerinden yürütme konusunda fikir birliği içindeyiz.

Danıştay’ın, 1990’lı yıllardan bu yana; çevre davalarında her yurttaşın ve ilgili tüzel kişilerin davacı olabileceği, öncelikli olanın çevre hakkı ve yaşamın korunması yolundaki kamu yararı ilkesi ile çevre hukukunun gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Aynı Danıştay, geçen 8-9 yıllık süreçteki kararları ile kendi açtığı yolu kapatmıştır. Bu olumsuz değişim çevre ve yaşam hakkının vazgeçilmez unsuru olan adalete erişimi ortadan kaldırmaktadır. İdari yargı, hukuk devleti ilkesini yerle bir eden bu uygulamalarına son vermelidir.

Bu olumsuz gidişin önüne geçebilmek için; 

•             Çevre ve yaşam hakkı mücadelelerini, Baroların Kent ve Çevre Hukuku Komisyonları’nı daha etkin hale getirerek güçlendireceğiz. Bölgesel gibi görünse de sonuçları itibariyle hepimizi etkileyen çevre, kent ve yaşam hakkına ilişkin sorunlarda birden çok baronun ortak hareket etmesi, birlikte dava açma yoluyla yargıya yapılan başvuruların birlikte yapılması ile çözüme yönelik mücadelenin  başvurunun etkili hale getirilmesi hedeflenmektedir.

•             Çevre hukukunun, hukuk fakültelerinde, avukatlık ve hâkimlik stajında zorunlu ders haline getirilmesi çevre ve yaşam hakkının korunmasında önemli katkısı olacak ve bu konuda gerekli çalışmalar yapılacaktır.

•             Türkiye’deki çevre sorunlarına yol açan; madencilik, termik santraller, HES’ler, RES’ler, JES’ler, nükleer santraller gibi konularda ve doğal ve kültürel mirasın korunması alanında çalışma yapan Kent ve Çevre Hukukçuları olarak komisyonlar oluşturup, yapılan mücadeleleri daha etkili hale getirilecektir. 

•             Eş zamanlı olarak çevre sorunlarına yol açmayacak, koruyucu, geliştirici kollektif mekanizmaları içeren bir yönetsel ve hukuksal sistem tasarımı ve hayata geçirilmesi için çalışılacaktır.

•             Müdahalenin yerel/ülkesel/evrensel olması karşısında; yaşamı savunmak ve bilginin kamu yararına paylaşılması için hukukçular dışındaki disiplinlerle mücadelemiz ortaklaştırılacaktır.

•             Çevre ve yaşam hakkının, doğal ve kültürel değerlerin korunması davalarının, kamusal yanı nedeniyle, bu davaların harçtan muaf olması, yargılama giderlerinin hazine tarafından karşılanması için çalışma başlatılacaktır. 

•             Çevre ve yaşam hakkının korunması amacı ile toplumsal duyarlılığın arttırılması konusunda çalışma planı hazırlanacaktır. 

•             Ankara’da yapmayı planladığımız bir sonraki buluşmamıza, bütün baro başkanlarını davet ederek, iklim krizi başta olmak üzere çalışmalarımız, amaç ve hedeflerimiz konusunda paylaşımda bulunma, etkili çalışma yollarını birlikte  oluşturma kararını almış bulunmaktayız.

 

Buluşmamıza ev sahipliği yapan Şanlıurfa’ya ilişkin olarak da;

•             Dünya kültür mirası listesine kabul edilen Göbeklitepe’nin tarihsel dokusunun turizm baskısı altında ezilmemesi için, Göbeklitepe ile ilgili gelişmeleri yakından takip edeceğiz.

•             Germüş Kilisesi’nin, doğal ve kültürel mirasın korunmasına aykırı olarak, yok olma noktasına gelmesi kabul edilebilir değildir. Bu konuda acil bir önlem planının hayata geçirilmesi gerekmektedir.

•             Şanlıurfa ilinde yapılan kazılarda açığa çıkan mağaraların, diğer tarihi varlıkların ve tarihi kent dokusunun özgün nitelikleriyle yasaya uygun korunması için Şanlıurfa Barosu’nun  yapacağı çalışmalara destek verilecektir.

•             Her geçen zaman daha fazla yıkılma tehdidi ile karşı karşıya kalan Şanlıurfa Kalesi’nin, dokusuna ve tarihine uygun, 2863 Sayılı kanun ve 660 Sayılı ilke kararı gereğince restore edilmesi için gerekli girişimlerde bulunulacaktır.  

•             TÜİK istatistiklerine göre çölleşme tehlikesi yaşayan Şanlıurfa’da, çölleşmeyle mücadele kapsamında Şanlıurfa Barosu Çevre ve İmar Komisyonu’nun öncülük edeceği çalışmalar desteklenecektir.   

 

Çevre ve yaşam hakkı için çalışan biz hukukçular,  hak ve özgürlüklerin korunmasını bir bütün olarak görüyoruz.

Bu kapsamda iki önemli dava, toplantımızın gündeminde yer almış olup; bunlara dair değerlendirme ve tutumumuzu kamuoyu ile paylaşma sorumluluğu taşıyoruz.Şöyle ki;

•             Gezi, kriminal bir olay değildir, rant odaklı politikalara karşı, kent hakkı, çevre ve yaşam hakkına sahip çıkan, eşitlik, özgürlük, adalet talebi içeren barışçıl, demokratik, sivil bir direniştir, suç olarak kabul etmiyoruz, Açılan davayı da meşru hak mücadelesinin hakların cezalandırma tehdidi ile bastırılması girişimi olarak görüyoruz. Bu nedenle Gezi davasının takipçisi ve savunmanıyız. Hak ve özgürlüklerden yana olan herkesi Gezi Davasının 8-9 Ekim’de Silivri’de yapılacak 3. Duruşmasına katılmaya, Gezi Davası’nı takip etmeye çağırıyoruz.

•             Akademisyen Bülent Şık, sağlıklı gıda ve temiz içme suyuna ulaşma, yaşam ve sağlık hakkıyla ilgili yürütücüsü olduğu bir araştırmanın verilerine dayanarak,  risk oluşturan bilgilerden toplumu haberdar ettiği için, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanmış;  26.09.2019 günü  göreve ilişkin bilgileri açıklama suçunu işlediği gerekçesi ile 1 yıl 3 Ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır.  Bu karar, sağlıklı çevrede yaşam hakkını koruma mekanizmalarını kullanılamaz hale getirmekte, kamusal bilgiye erişim hakkını ve ifade özgürlüğünün sert korumaya tabi türü olan bilim özgürlüğünü de tahrip etmektedir. Bu nedenle de çok  kaygı vericidir. Çevresel faktörlerin sağlık üzerindeki etkilerini araştıran çalışmanın sonuçlarını kamuoyuna açıklanmak ve gerekli önlemleri almak Sağlık Bakanlığı’nın görevidir. Bu araştırmanın içinde yer aldığı bölümünün  verilerinden yola çıkarak oluşturduğu bilgileri  bilim insanı sorumluluğu ile açıklayan Bülent Şık’ın cezalandırılmasını, Bakanlığın kendi üzerine düşen sorumluluktan kaçması ve suçunu örtme girişimi olarak değerlendiriyoruz. Haksız, hukuka aykırı, kamu sağlığı, ifade ve bilim özgürlüğü için tahrip edici bu kararın kaldırılmasını umuyor, mahkumiyet hükmünü de hukuka aykırı bulduğumuzdan sürecin şimdiye kadar olduğu gibi yargılamanın bundan sonraki aşamasında da takipçisi olacağız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.