Kebapçıydı şimdi Türkiye’nin en büyük fan üreticisi oldu

Ekonomi 17.01.2018 - 15:24, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:02 1435+ kez okundu.
 

Kebapçıydı şimdi Türkiye’nin en büyük fan üreticisi oldu

Mesleğe kebapçılıkla başlayan Ömer Bahçıvan, girişimcilik ruhu sayesinde bugün fan üretimi alanında Türkiye’nin en büyük markası konumuna geldi. BNV, sektöründe üst üste dördüncü kez yılın ‘en fazla ihracat yapan’ firması oldu.
Bu tür röportajlara imza atmak gerçekten hoşuma gidiyor. Güzel hikayeler yazmak, okumak, dinlemek insanı mutlu ediyor. Bu ve benzeri söyleşileri elbette sadece gazetemizin okuyucusunun artması, kariyerinin daha yükseklere çıkması için yapmıyoruz, bu ve benzeri röportajlarla girişimcilerin ve girişimciliğe meyilli insanların motive olmasını da arzuluyoruz. Ömer Bahçıvan Bey’in öyküsü işte tam da bu amaca hizmet ediyor. Kebapçılıktan pazarlamaya oradan sanayiciliğe ‘ne alaka?’ fikrinde olabilirsiniz ama okuyunca sanırım ‘helal olsun’ diyebileceğiniz bir azmi ortaya koymuş BNV patronu Ömer Bahçıvan… Bir kez daha öğrendik ki; başarı için sadece o işi çok iyi bilinmesi yeterli değil. Başarmak için cesaret ve sabır da çok ama çok önemli... Çeyrek asırlık iş hayatında Ömer Bey, yükseldikten sonra duraklama ve gerileme dönemi yaşamış. Ama yılmamış, azmetmiş, sıfırdan başlamış ve bugün 80 ülkeye bayilik veren ve sektöründe Türkiye’nin son dört yılda üst üste en iyi ihracat yapan firması olmuş… Röportaj sırasında, Türkiye’nin dışarıdan nasıl göründüğünü de öğrenmiş olduk. Zira her yıl çeşitli ülkelerde düzenlenen fuarlara gidip gelen, dünyanın çeşitli markasıyla ticari ilişkide olan BNV patronu, bu konuda ilginç söylemlerde bulundu. Daha fazla meraklandırmadan “buyurun röportajımıza” diyerek ilk sorumuzu gelin hep birlikte soralım… --Sayın Bahçıvan, firmanızın öyküsünü anlatır mısınız, BNV(Bahçıvan Havalandırma Fanları ve Elektrik Motorları) babadan kalma bir işyeri mi, tırnakla kazma gibi bir mücadeleniz var mı? ÖMER BAHÇIVAN: 1979’da liseyi bitirdikten sonra ticaretin içinde buldum kendimi. Kebapçı salonumuz vardı ancak 1988 yılında İktisat Fakültesi’nde üçüncü sınıfa geçtiğimde artık kebapçılık yapmayacağımı düşünüyordum. Faal, yerinde duramayan biriydim hesap uzmanı, maliye müfettişi, mali müşavir gibi meslekleri düşünüyordum aslında. Sonra pazarlama fikri doğdu bende ve 1990’da Bahçıvan Pazarlama diye bir firma kurdum. Kebap salonumuzu yine muhafaza ettik ancak 30-40 metrekarelik bir bölümünü pazarlama için kullanmaya başladık yıl. Dalgıç pompaları, redüktörler, motorlar, havalandırma cihazları, fanlar gibi 25’e yakın firmanın teknik malzemesinin pazarlamasını yaptık. Daha ikinci yılımızda 25 firmanın 15’inin satışında Türkiye birincisi olduk. Ve bu süreç içinde bir firmanın fanlarını da pazarlıyorduk. O sektörde çok ciddi yol aldık. Ancak 1992 yılında o firma ile ürünlerinin yüzde 80’ini almamıza rağmen sıkıntı yaşadık. 1992 sonunda ‘bu ürünü yapabilir miyiz, yapamaz mıyız’ın arayışına girdik ve yapabileceğimizi ortaya koyduk. 3 ay sonra ürünümüzü masaya koyduk ve kötü ev sahibinin kiracıyı ev sahibi yapması gibi söz konusu fan üretimini biz gerçekleştirdik. Üretim gündeme gelince 80 metre kare bir yer tuttuk. Müşterilerimiz eksiğimize rağmen bize sahip çıktılar ve destek verdiler. Bir süre sonra o firma karşımızda dayanamadı ve işi bırakmak zorunda kaldı. Türkiye pazarına tek başımıza hitap edince 400 metre kare bir yer daha tuttuk.” --Yurt dışına ne zaman açıldınız? ÖMER BAHÇIVAN: İtalyanlara ait Petrolla firmasının Türkiye distribütörü sorun yaşamıştık. Bu sorunların aşılması için İtalya’ya gittim. Önce bize direkt mal vermek istemediler, ‘distribütörümüzle anlaşın’ dediler. ‘Zaten malınızı biz alıyoruz’ dedik. Bir süre sonra İtalyanları ikna ettik ve kabiliyetimizi anlamalarından sonra Petrolla’nın Türkiye distribütörü olduk. 2004’e kadar 10 yıl boyunca tek yetkili olduk ve bu süre zarfında mütevazı bir firma olan Petrolla’yı Türkiye’de 100 kat büyüttük. Petrolla’ya yeni atanan genel müdür 2004’e Türkiye’ye gelip büyük firmaları incelemiş ve İtalya’ya dönüp hakkımızda nasıl bir rapor vermiş ise firma Türkiye’deki tek yetkili bayii unvanımızı iptal etti. İtalya’ya gittiğimizde bize hürmet eden, kahve getiren firmanın sahibini aradık, durumu sorduk. O da ‘işte biz artık kurumsallaşıyoruz, şöyle oluyoruz, bizde artık genel ve diğer müdürlerimiz sorumlu’ deyince biz de firma ila ilişkimizi kestik. Ancak firma hatasını anladı ve önemli ciro kaybına uğradıktan sonra soruna neden olan genel müdürü kovdu, bizimle tekrar çalışmak durumunda kaldı… --Büyümenizi İtalyan firmasına mı borçlusunuz? ÖMER BAHÇIVAN: Ürün çeşitliliğimiz boldu bir firmaya bağlı değildik. Mesela o dönem sanayi ütüsüne ihtiyaç vardı. Bir ütünün fiyatı 150 marktı ve firmalar parasını verip sıra bekliyordu. Biz bir ütünün numunesini aldık İtalya’dan. Ve çok daha kalitelisini yapıp 75 marka sattık. Tabii tanesinde 30 mark kar elde ediyorduk. İki haftada 20 bin adet satarak 600 bin mark parayı sadece ütüden kazandık. Yani günün şartlarına göre projeler üretebiliyorduk… --Bazı firmalar zaman içinde bedeller ödediğine yani inişli çıkışlı süreçler yaşadığını okuyoruz. Sizin de yaşadığınız böyle bir dönem oldu mu? ÖMER BAHÇIVAN: Maalesef biz de yaşadık. Pazarlamada çok güçlüydük ve inanılmaz paralar kazandık. Hızlı büyümenin neticesinde İtalya’dan hazır motor fabrikasını satın aldık. Yükledik getirdik, büyüklerimiz ‘illa Bursa’da kurulsun’ dediler. Şahsen Bursa’ya karşıydım İstanbul’a kurulmasını istiyordum. Bursa zor oldu bizim için İstanbul’daki yoğunluktan dolayı Bursa’daki işimizle ilgilenemedik. 13 ay gibi bir sürede bütün birikimlerimizi bitirdi. Aslında ilk 8 aydan sonra İstanbul’a taşınmasını istemiştim, dirençle karşılaşınca ısrar etmedim. Ancak 13’üncü aydan sonra ‘Bugüne kadar kendi paramızı harcadık bundan sonra harcayacağımız para kendi paramız olmayacağı için ben yokum’ dedim. Sıfırdan başlar gibi devam ettik ve toparladık... --Şimdiki durumunuzu özetleyebilir misiniz? ÖMER BAHÇIVAN: 2018 itibariyle 320 kişiyi istihdam ederek 30.000 metrekare alana kurulu büyük bir fabrikada işimize devam ediyoruz. O tarihten bugüne bakarsak, Allah’a şükürler olsun işimizi 300 kat kadar büyüttük. BNV, bugün sektöründe Türkiye’nin lideri, dünyada bilinen bir iyi bir firma. 80 ülkeye ihracat yapan ve Türkiye’de her şehirde ürün grubu olan bir firma ancak yolun başındayız. 40 milyon dolar ihracatımız var, 100 milyon dolar satış kapasitesine sahibiz. Devletten bugüne kadar teşvik beklentimiz olmadı. Biz tamamen kendi öz sermayemizden iş yapan bir firmayız… Size bir anekdotu anlatmak istiyorum. Sene 2007, büyük oğlum Bilal ABD’de yüksek lisan yapıyor. Telefonla görüşürken kendisine ‘10 ülkeye ihracat yapmaya başladık, hedefimiz 50 ülke’ dediğimde Bilal bana, ’ . Baba, 10 ülke için tebrik ederim ama 50’yi anlayamadım, dünyada 220 ülke var, niçin sadece 50 ülkeyi hedef seçiyoruz’ dedi. Bilal’in söyledikleriyle öylesine umutlandım ki, doğru yolda olduğumuzu htim. Benden sonra bayrağı daha ileriye taşıyacak çocuklarımın olması beni çok mutlu etti ve çok doğru yolda olduğumuza kanaat getirdim… --Ömer Bey, dünyayı gezen bir Türk vatandaşı olarak ülkemizin dışarıdan nasıl göründüğünü objektif olarak anlatabilir misiniz? ÖMER BAHÇIVAN: Yıllar önce İtalya’da iş yaptığımız firmanın Arap asıllı Mustafa Nasr isimli müdürü ile samimi olmuştuk. Mustafa Nasr, o zaman şöyle demişti; ‘Türkiye’nin önünde çok parlak bir gelecek var. İnanılmaz bir gelecek var, Avrupa’nın aksine Türkiye parlayan bir yıldız’ demişti. --Özellikle ihracat konusunda devletin katkısı ne, bu süreçte yaşadığınız sıkıntılardan ya da desteklerden bahseder misiniz? ÖMER BAHÇIVAN: 1990’lı yıllardan itibaren yurtdışına çıkmaya başladık. O yıllarla şimdiki durum kıyas kabul etmez. Yaşadığımız bir sıkıntıyı paylaşayım. İtalya’da Petrolla firmasıyla prensipte anlaşmıştık. Ancak aramızdaki sözleşmeye Türk Konsolosluğu’nun bir kaşe vurması gerekiyordu. Milano’daki konsolosluğa gittik, ‘Türk iş adamıyız, Petrolla’nın Türkiye distribütörü olacağız’ dedik. Kapısı kilitli, demir parmaklıklardan biri bize ‘üç gün sonra gelin’ dedi. Bir mühür için ‘yarın’ dese tamam ama iki gün sonra Türkiye’ye döneceğiz, vize sorunu var” şeklinde mazeretimiz kabul görmedi. Sırada bir personel bizi küçümsedi. Biletlerimizi iptal ettik, üç gün daha bekledik ve belgemizi mühürlettik. Bu yaşadığımız sıkıntıların boyutundan bir kesit… Şimdi ise büyükelçiliklerde bizleri bizzat büyükelçiler karşılıyor, odasında kahvemizi içiyoruz, yemek saati ise yemek yiyoruz, ticari ateşe geliyor ‘bir emriniz var mı?’ diye soruyor, işimizin takipçisi oluyorlar. 2005 yılında kapıdan giremezdik, bırakın büyükelçiyi ticari ateşeyle bile görüşemezdik. Ama şimdilerde dünyanın neresinde olursa olsun kendi evimize gider gibi büyükelçiliklere gidiyoruz... Yine o zamanlar Avrupa’ya gittiğimizde insanlar bize tepeden bakarlardı. Hiç kaale alınmazdık, saygı görmezdik. Yurt dışındaki insanlarımızın ezikliğine şahit olmuşum ve kahretmişimdir. Ama bugün durum çok farklı. Daha önce bize burnu havadan bakanlar şimdi önümüzde ceketlerini ilikler, havaalanından alır otele kadar götürür duruma geldiler. Bunları, daha önce yanlarına yaklaşamadığımız patronlar yapıyor. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında işte bu kadar uçurum var... Röportaj: Müslüm AKTÜRK Fotoğraf: Ahmet ÜNER
Mesleğe kebapçılıkla başlayan Ömer Bahçıvan, girişimcilik ruhu sayesinde bugün fan üretimi alanında Türkiye’nin en büyük markası konumuna geldi. BNV, sektöründe üst üste dördüncü kez yılın ‘en fazla ihracat yapan’ firması oldu.

Bu tür röportajlara imza atmak gerçekten hoşuma gidiyor. Güzel hikayeler yazmak, okumak, dinlemek insanı mutlu ediyor. Bu ve benzeri söyleşileri elbette sadece gazetemizin okuyucusunun artması, kariyerinin daha yükseklere çıkması için yapmıyoruz, bu ve benzeri röportajlarla girişimcilerin ve girişimciliğe meyilli insanların motive olmasını da arzuluyoruz. Ömer Bahçıvan Bey’in öyküsü işte tam da bu amaca hizmet ediyor. Kebapçılıktan pazarlamaya oradan sanayiciliğe ‘ne alaka?’ fikrinde olabilirsiniz ama okuyunca sanırım ‘helal olsun’ diyebileceğiniz bir azmi ortaya koymuş BNV patronu Ömer Bahçıvan… Bir kez daha öğrendik ki; başarı için sadece o işi çok iyi bilinmesi yeterli değil. Başarmak için cesaret ve sabır da çok ama çok önemli... Çeyrek asırlık iş hayatında Ömer Bey, yükseldikten sonra duraklama ve gerileme dönemi yaşamış. Ama yılmamış, azmetmiş, sıfırdan başlamış ve bugün 80 ülkeye bayilik veren ve sektöründe Türkiye’nin son dört yılda üst üste en iyi ihracat yapan firması olmuş… Röportaj sırasında, Türkiye’nin dışarıdan nasıl göründüğünü de öğrenmiş olduk. Zira her yıl çeşitli ülkelerde düzenlenen fuarlara gidip gelen, dünyanın çeşitli markasıyla ticari ilişkide olan BNV patronu, bu konuda ilginç söylemlerde bulundu. Daha fazla meraklandırmadan “buyurun röportajımıza” diyerek ilk sorumuzu gelin hep birlikte soralım…

--Sayın Bahçıvan, firmanızın öyküsünü anlatır mısınız, BNV(Bahçıvan Havalandırma Fanları ve Elektrik Motorları) babadan kalma bir işyeri mi, tırnakla kazma gibi bir mücadeleniz var mı?

ÖMER BAHÇIVAN: 1979’da liseyi bitirdikten sonra ticaretin içinde buldum kendimi. Kebapçı salonumuz vardı ancak 1988 yılında İktisat Fakültesi’nde üçüncü sınıfa geçtiğimde artık kebapçılık yapmayacağımı düşünüyordum. Faal, yerinde duramayan biriydim hesap uzmanı, maliye müfettişi, mali müşavir gibi meslekleri düşünüyordum aslında. Sonra pazarlama fikri doğdu bende ve 1990’da Bahçıvan Pazarlama diye bir firma kurdum. Kebap salonumuzu yine muhafaza ettik ancak 30-40 metrekarelik bir bölümünü pazarlama için kullanmaya başladık yıl. Dalgıç pompaları, redüktörler, motorlar, havalandırma cihazları, fanlar gibi 25’e yakın firmanın teknik malzemesinin pazarlamasını yaptık. Daha ikinci yılımızda 25 firmanın 15’inin satışında Türkiye birincisi olduk. Ve bu süreç içinde bir firmanın fanlarını da pazarlıyorduk. O sektörde çok ciddi yol aldık. Ancak 1992 yılında o firma ile ürünlerinin yüzde 80’ini almamıza rağmen sıkıntı yaşadık. 1992 sonunda ‘bu ürünü yapabilir miyiz, yapamaz mıyız’ın arayışına girdik ve yapabileceğimizi ortaya koyduk. 3 ay sonra ürünümüzü masaya koyduk ve kötü ev sahibinin kiracıyı ev sahibi yapması gibi söz konusu fan üretimini biz gerçekleştirdik. Üretim gündeme gelince 80 metre kare bir yer tuttuk. Müşterilerimiz eksiğimize rağmen bize sahip çıktılar ve destek verdiler. Bir süre sonra o firma karşımızda dayanamadı ve işi bırakmak zorunda kaldı. Türkiye pazarına tek başımıza hitap edince 400 metre kare bir yer daha tuttuk.”

--Yurt dışına ne zaman açıldınız?

ÖMER BAHÇIVAN: İtalyanlara ait Petrolla firmasının Türkiye distribütörü sorun yaşamıştık. Bu sorunların aşılması için İtalya’ya gittim. Önce bize direkt mal vermek istemediler, ‘distribütörümüzle anlaşın’ dediler. ‘Zaten malınızı biz alıyoruz’ dedik. Bir süre sonra İtalyanları ikna ettik ve kabiliyetimizi anlamalarından sonra Petrolla’nın Türkiye distribütörü olduk. 2004’e kadar 10 yıl boyunca tek yetkili olduk ve bu süre zarfında mütevazı bir firma olan Petrolla’yı Türkiye’de 100 kat büyüttük. Petrolla’ya yeni atanan genel müdür 2004’e Türkiye’ye gelip büyük firmaları incelemiş ve İtalya’ya dönüp hakkımızda nasıl bir rapor vermiş ise firma Türkiye’deki tek yetkili bayii unvanımızı iptal etti. İtalya’ya gittiğimizde bize hürmet eden, kahve getiren firmanın sahibini aradık, durumu sorduk. O da ‘işte biz artık kurumsallaşıyoruz, şöyle oluyoruz, bizde artık genel ve diğer müdürlerimiz sorumlu’ deyince biz de firma ila ilişkimizi kestik. Ancak firma hatasını anladı ve önemli ciro kaybına uğradıktan sonra soruna neden olan genel müdürü kovdu, bizimle tekrar çalışmak durumunda kaldı…

--Büyümenizi İtalyan firmasına mı borçlusunuz?

ÖMER BAHÇIVAN: Ürün çeşitliliğimiz boldu bir firmaya bağlı değildik. Mesela o dönem sanayi ütüsüne ihtiyaç vardı. Bir ütünün fiyatı 150 marktı ve firmalar parasını verip sıra bekliyordu. Biz bir ütünün numunesini aldık İtalya’dan. Ve çok daha kalitelisini yapıp 75 marka sattık. Tabii tanesinde 30 mark kar elde ediyorduk. İki haftada 20 bin adet satarak 600 bin mark parayı sadece ütüden kazandık. Yani günün şartlarına göre projeler üretebiliyorduk…

--Bazı firmalar zaman içinde bedeller ödediğine yani inişli çıkışlı süreçler yaşadığını okuyoruz. Sizin de yaşadığınız böyle bir dönem oldu mu?

ÖMER BAHÇIVAN: Maalesef biz de yaşadık. Pazarlamada çok güçlüydük ve inanılmaz paralar kazandık. Hızlı büyümenin neticesinde İtalya’dan hazır motor fabrikasını satın aldık. Yükledik getirdik, büyüklerimiz ‘illa Bursa’da kurulsun’ dediler. Şahsen Bursa’ya karşıydım İstanbul’a kurulmasını istiyordum. Bursa zor oldu bizim için İstanbul’daki yoğunluktan dolayı Bursa’daki işimizle ilgilenemedik. 13 ay gibi bir sürede bütün birikimlerimizi bitirdi. Aslında ilk 8 aydan sonra İstanbul’a taşınmasını istemiştim, dirençle karşılaşınca ısrar etmedim. Ancak 13’üncü aydan sonra ‘Bugüne kadar kendi paramızı harcadık bundan sonra harcayacağımız para kendi paramız olmayacağı için ben yokum’ dedim. Sıfırdan başlar gibi devam ettik ve toparladık...

--Şimdiki durumunuzu özetleyebilir misiniz?

ÖMER BAHÇIVAN: 2018 itibariyle 320 kişiyi istihdam ederek 30.000 metrekare alana kurulu büyük bir fabrikada işimize devam ediyoruz. O tarihten bugüne bakarsak, Allah’a şükürler olsun işimizi 300 kat kadar büyüttük. BNV, bugün sektöründe Türkiye’nin lideri, dünyada bilinen bir iyi bir firma. 80 ülkeye ihracat yapan ve Türkiye’de her şehirde ürün grubu olan bir firma ancak yolun başındayız. 40 milyon dolar ihracatımız var, 100 milyon dolar satış kapasitesine sahibiz. Devletten bugüne kadar teşvik beklentimiz olmadı. Biz tamamen kendi öz sermayemizden iş yapan bir firmayız…

Size bir anekdotu anlatmak istiyorum. Sene 2007, büyük oğlum Bilal ABD’de yüksek lisan yapıyor. Telefonla görüşürken kendisine ‘10 ülkeye ihracat yapmaya başladık, hedefimiz 50 ülke’ dediğimde Bilal bana, ’ . Baba, 10 ülke için tebrik ederim ama 50’yi anlayamadım, dünyada 220 ülke var, niçin sadece 50 ülkeyi hedef seçiyoruz’ dedi. Bilal’in söyledikleriyle öylesine umutlandım ki, doğru yolda olduğumuzu htim. Benden sonra bayrağı daha ileriye taşıyacak çocuklarımın olması beni çok mutlu etti ve çok doğru yolda olduğumuza kanaat getirdim…

--Ömer Bey, dünyayı gezen bir Türk vatandaşı olarak ülkemizin dışarıdan nasıl göründüğünü objektif olarak anlatabilir misiniz?

ÖMER BAHÇIVAN: Yıllar önce İtalya’da iş yaptığımız firmanın Arap asıllı Mustafa Nasr isimli müdürü ile samimi olmuştuk. Mustafa Nasr, o zaman şöyle demişti; ‘Türkiye’nin önünde çok parlak bir gelecek var. İnanılmaz bir gelecek var, Avrupa’nın aksine Türkiye parlayan bir yıldız’ demişti.

--Özellikle ihracat konusunda devletin katkısı ne, bu süreçte yaşadığınız sıkıntılardan ya da desteklerden bahseder misiniz?

ÖMER BAHÇIVAN: 1990’lı yıllardan itibaren yurtdışına çıkmaya başladık. O yıllarla şimdiki durum kıyas kabul etmez. Yaşadığımız bir sıkıntıyı paylaşayım. İtalya’da Petrolla firmasıyla prensipte anlaşmıştık. Ancak aramızdaki sözleşmeye Türk Konsolosluğu’nun bir kaşe vurması gerekiyordu. Milano’daki konsolosluğa gittik, ‘Türk iş adamıyız, Petrolla’nın Türkiye distribütörü olacağız’ dedik. Kapısı kilitli, demir parmaklıklardan biri bize ‘üç gün sonra gelin’ dedi. Bir mühür için ‘yarın’ dese tamam ama iki gün sonra Türkiye’ye döneceğiz, vize sorunu var” şeklinde mazeretimiz kabul görmedi. Sırada bir personel bizi küçümsedi. Biletlerimizi iptal ettik, üç gün daha bekledik ve belgemizi mühürlettik. Bu yaşadığımız sıkıntıların boyutundan bir kesit…

Şimdi ise büyükelçiliklerde bizleri bizzat büyükelçiler karşılıyor, odasında kahvemizi içiyoruz, yemek saati ise yemek yiyoruz, ticari ateşe geliyor ‘bir emriniz var mı?’ diye soruyor, işimizin takipçisi oluyorlar. 2005 yılında kapıdan giremezdik, bırakın büyükelçiyi ticari ateşeyle bile görüşemezdik. Ama şimdilerde dünyanın neresinde olursa olsun kendi evimize gider gibi büyükelçiliklere gidiyoruz...

Yine o zamanlar Avrupa’ya gittiğimizde insanlar bize tepeden bakarlardı. Hiç kaale alınmazdık, saygı görmezdik. Yurt dışındaki insanlarımızın ezikliğine şahit olmuşum ve kahretmişimdir. Ama bugün durum çok farklı. Daha önce bize burnu havadan bakanlar şimdi önümüzde ceketlerini ilikler, havaalanından alır otele kadar götürür duruma geldiler. Bunları, daha önce yanlarına yaklaşamadığımız patronlar yapıyor. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında işte bu kadar uçurum var...

Röportaj: Müslüm AKTÜRK

Fotoğraf: Ahmet ÜNER

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.