CİHADI TERKETMEK ZİLLETİ KABULLENMEK DEMEKTİR
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
03.08.2012 - 10:13, Güncelleme:
12.09.2022 - 18:02 2187+ kez okundu.
CİHADI TERKETMEK ZİLLETİ KABULLENMEK DEMEKTİR
Allah Teala: “Allah uğrunda hakkıyla cihad ediniz…”(22 Hac,78) buyurur. Arapça’da “cihad” kelimesi çok geniş kapsamlı bir kelime uğrunda cihad etmek, O’nun yolunda, O’nun rızasını kazanmak için, başkalarını O’nun uymaktan alı koyanlara karşı koymak anlamına gelir. Cihad, ilk önce kişinin kendi nefsine boyun eğdirebilmesi için onunla savaşmasını gerektirir. Çünkü kişi kendi nefsinin kötülüklerine karşı savaşmadıkça ve arzu isteklerini Allah’a itaate boyun eğdirmedikçe gerçek bir cihad yapamaz. Peygamber (s.a.v) de bir tür cihadın gerekliliğini vurgulamıştır. Allah yolunda savaşa gidenlere cihaddan döndüklerinde:“küçük cihaddan büyük cihada döndük.” buyurmuştur. Büyük cihadı “kişinin kendi istek ve arzularına karşı yaptığı cihad” olarak belirtmiştir.Aslında cihadın alanı tüm yeryüzüdür ve İslam, kişinin Allah’a asi olanlara ve günahkârlara karşı tüm kalbi, zihni, bedeni ve malı ile karşı koyup çaba harcaması gerektiğini söyler.İbni Abidin merhum; ibadetler; namaz, zekât, oruç, hac ve cihad olmak üzere beştir buyurarak, cihad ibadetlerden saymıştır. Hak yolunda cihad ile her Müslümanların her ferdinin daima bu cihad yolunda çalışması farzdır. Bu da dinin himayesi, din ilminin yayılması, hakkın nusreti (galibiyeti ve yardımı), karanlık yola sapmış olanlara hidayet, emri bil-ma’ruf nehyi anil-münker, adaletin ikamesi, zulmün ortadan kaldırılması, ahkâm-ı ilahiyenin intişarı (yayılıp-hâkim kılınması) için çalışmaktadır. Bu, herkes için her zaman lazımdır. O kadar ki dünya hayatında her hareket, her atılan adım bu yolda olursa bir nevi cihad olur. Ve böylece bütün hayatı boyunca cihadın ardı arkası kesilmemiş olur. Münafıklarla Müslümanların bir birinden ayıran en önemli unsur cihattır. Rasüllah (s.a.v) şöyle buyuruyor:“İnsanların en faziletlisi, Allah yolunda canıyla ve malıyla cihad eden mümindir.”Peygamberimiz, Ashabı Kiram’a sürekli cihadı emretmiştir:“Sana Allah’tan korkmayı tavsiye ederim. Çünkü bu her işin ve hayrın başıdır. Cihada sarıl. Çünkü o, Müslüman’ın kendisine bütünüyle ibadete vermesidir. Allah’ı çokça zikret ve Kur’an-ı çokça oku. Çünkü bu cennette rahatlığın yeryüzünde nam ve şerefindir.” (İbni Mace Cihad) "Allah yolunda cihada dört elle sarılın. Çünkü o cennet kapılarından bir kapıdır. Allah cihad sayesinde üzüntü ve kaygıyı giderir. Cihadı terk edenin gayreti diniyyesi kaybolur, zillete düşer.""Güç ve gayret sarf etmek, bir işi başarmak için elinden gelen bütün imkanları kullanmak" manasındaki cehd kökünden türeyen cihad, İslami literatürde "dini emirleri öğrenip ona göre yaşamak ve başkalarına öğretmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaya çalışmak, İslam'ı tebliğ, nefse ve dış düşmanlara karşı mücadele vermek" şeklinde kullanılmıştır. İslam literatüründe bu gayretin bedensel olanına cihad, ruhsal olanına mücadele, fikirsel olanına ictihat, denmektedir ki hepsinin kökü cehddir. Kısaca; "Allah yolunda elinden geldiğince gayret göstermek ve değişik vasıta ve vesilelerle çalışmak" şeklinde ifade edilir. Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk bineğidir. Hayat şevkle, zevkle, istekle çalışarak devam eder. Şevk ve gayretlerini yitirenler, hayattan da ümitlerini kesmiş sayılırlar. Cihad, Ümmet-i Muhammed'in en bariz vasıflarından biri olup, kıyamete kadar devam edecek olan kudsi bir haslet ve bir vazifedir. "İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inkar ederler ise şeytanın (tağut) yolunda savaşırlar.""Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?Allah'a ve Rasülü'ne inanır, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz ki bu sizin için daha hayırlıdır. "Cihad kıyamete kadar devam edecek bir farz (ibadet)'dır. Sahabe-i Kiram (r.a)'ın, pek çok vesileyle Rasul-i Ekrem Efendimiz'e: "Ya Rasulullah! Biz yahudilerin Musa'ya (a.s) dediği gibi demeyiz, hususta teslim olur, Allah yolunda cihad ederiz." diye ikrarda bulundukları sabittir. Cennetin kapılarından bir kapı olan cihada sarılarak cennete girilebilir. Cihad, Müslümanın Allah'a kulluk ve O'nun rızasını temin için İslam esaslarını öğrenme, öğretme, ferdi ve ictimai, planda yaşama, yaşanmasına çalışma, İslam'ı tebliğ ve bu hususlarda içte ve dışta karşılaşacağı engelleri aşma konusunda içinde bulunması gereken şuurlu ve sürekli gayret ve aksiyon halini ifade eder: "Bizim rızamıza ulaşmak için uğrumuzda cihad edenlere elbette bize ulaşacak yollarımızı göstereceğiz."Anne babanın kendilerini cihaddan geri durmaları veya çocuklarını cihaddan alıkoymaları mümkün değildir. Çünkü İslam ailesinin fertleri, birbirlerini Allah yolundan alıkoymazlar, aksine o yolda yardımlaşırlar. Normal şartlarda cihadın farz-ı kifaye, umumi seferberliği (nefir-i am) gerektiren bir tehlike ve saldırı halinde ise farz-ı ayn olduğu konusunda Müslüman hukukçular görüş birliği içindedirler."Her kim gaza etmeden ve cihadı gönlünden geçirmeden ölürse, bir nevi nifak üzere ölür." (Ebu Davud Cihad)Müslümanların cihadı terketmesinin kebairden (büyük günahlardan) olduğu açıktır. Zira bunlarda telafisi imkansız, İslamiyet'e büyük zararlar vardır.
Allah Teala: “Allah uğrunda hakkıyla cihad ediniz…”(22 Hac,78) buyurur. Arapça’da “cihad” kelimesi çok geniş kapsamlı bir kelime uğrunda cihad etmek, O’nun yolunda, O’nun rızasını kazanmak için, başkalarını O’nun uymaktan alı koyanlara karşı koymak anlamına gelir. Cihad, ilk önce kişinin kendi nefsine boyun eğdirebilmesi için onunla savaşmasını gerektirir. Çünkü kişi kendi nefsinin kötülüklerine karşı savaşmadıkça ve arzu isteklerini Allah’a itaate boyun eğdirmedikçe gerçek bir cihad yapamaz. Peygamber (s.a.v) de bir tür cihadın gerekliliğini vurgulamıştır. Allah yolunda savaşa gidenlere cihaddan döndüklerinde:“küçük cihaddan büyük cihada döndük.” buyurmuştur. Büyük cihadı “kişinin kendi istek ve arzularına karşı yaptığı cihad” olarak belirtmiştir.Aslında cihadın alanı tüm yeryüzüdür ve İslam, kişinin Allah’a asi olanlara ve günahkârlara karşı tüm kalbi, zihni, bedeni ve malı ile karşı koyup çaba harcaması gerektiğini söyler.İbni Abidin merhum; ibadetler; namaz, zekât, oruç, hac ve cihad olmak üzere beştir buyurarak, cihad ibadetlerden saymıştır. Hak yolunda cihad ile her Müslümanların her ferdinin daima bu cihad yolunda çalışması farzdır. Bu da dinin himayesi, din ilminin yayılması, hakkın nusreti (galibiyeti ve yardımı), karanlık yola sapmış olanlara hidayet, emri bil-ma’ruf nehyi anil-münker, adaletin ikamesi, zulmün ortadan kaldırılması, ahkâm-ı ilahiyenin intişarı (yayılıp-hâkim kılınması) için çalışmaktadır. Bu, herkes için her zaman lazımdır. O kadar ki dünya hayatında her hareket, her atılan adım bu yolda olursa bir nevi cihad olur. Ve böylece bütün hayatı boyunca cihadın ardı arkası kesilmemiş olur. Münafıklarla Müslümanların bir birinden ayıran en önemli unsur cihattır. Rasüllah (s.a.v) şöyle buyuruyor:“İnsanların en faziletlisi, Allah yolunda canıyla ve malıyla cihad eden mümindir.”Peygamberimiz, Ashabı Kiram’a sürekli cihadı emretmiştir:“Sana Allah’tan korkmayı tavsiye ederim. Çünkü bu her işin ve hayrın başıdır. Cihada sarıl. Çünkü o, Müslüman’ın kendisine bütünüyle ibadete vermesidir. Allah’ı çokça zikret ve Kur’an-ı çokça oku. Çünkü bu cennette rahatlığın yeryüzünde nam ve şerefindir.” (İbni Mace Cihad) "Allah yolunda cihada dört elle sarılın. Çünkü o cennet kapılarından bir kapıdır. Allah cihad sayesinde üzüntü ve kaygıyı giderir. Cihadı terk edenin gayreti diniyyesi kaybolur, zillete düşer.""Güç ve gayret sarf etmek, bir işi başarmak için elinden gelen bütün imkanları kullanmak" manasındaki cehd kökünden türeyen cihad, İslami literatürde "dini emirleri öğrenip ona göre yaşamak ve başkalarına öğretmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaya çalışmak, İslam'ı tebliğ, nefse ve dış düşmanlara karşı mücadele vermek" şeklinde kullanılmıştır. İslam literatüründe bu gayretin bedensel olanına cihad, ruhsal olanına mücadele, fikirsel olanına ictihat, denmektedir ki hepsinin kökü cehddir. Kısaca; "Allah yolunda elinden geldiğince gayret göstermek ve değişik vasıta ve vesilelerle çalışmak" şeklinde ifade edilir. Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk bineğidir. Hayat şevkle, zevkle, istekle çalışarak devam eder. Şevk ve gayretlerini yitirenler, hayattan da ümitlerini kesmiş sayılırlar. Cihad, Ümmet-i Muhammed'in en bariz vasıflarından biri olup, kıyamete kadar devam edecek olan kudsi bir haslet ve bir vazifedir. "İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inkar ederler ise şeytanın (tağut) yolunda savaşırlar.""Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?Allah'a ve Rasülü'ne inanır, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz ki bu sizin için daha hayırlıdır. "Cihad kıyamete kadar devam edecek bir farz (ibadet)'dır. Sahabe-i Kiram (r.a)'ın, pek çok vesileyle Rasul-i Ekrem Efendimiz'e: "Ya Rasulullah! Biz yahudilerin Musa'ya (a.s) dediği gibi demeyiz, hususta teslim olur, Allah yolunda cihad ederiz." diye ikrarda bulundukları sabittir. Cennetin kapılarından bir kapı olan cihada sarılarak cennete girilebilir. Cihad, Müslümanın Allah'a kulluk ve O'nun rızasını temin için İslam esaslarını öğrenme, öğretme, ferdi ve ictimai, planda yaşama, yaşanmasına çalışma, İslam'ı tebliğ ve bu hususlarda içte ve dışta karşılaşacağı engelleri aşma konusunda içinde bulunması gereken şuurlu ve sürekli gayret ve aksiyon halini ifade eder: "Bizim rızamıza ulaşmak için uğrumuzda cihad edenlere elbette bize ulaşacak yollarımızı göstereceğiz."Anne babanın kendilerini cihaddan geri durmaları veya çocuklarını cihaddan alıkoymaları mümkün değildir. Çünkü İslam ailesinin fertleri, birbirlerini Allah yolundan alıkoymazlar, aksine o yolda yardımlaşırlar. Normal şartlarda cihadın farz-ı kifaye, umumi seferberliği (nefir-i am) gerektiren bir tehlike ve saldırı halinde ise farz-ı ayn olduğu konusunda Müslüman hukukçular görüş birliği içindedirler."Her kim gaza etmeden ve cihadı gönlünden geçirmeden ölürse, bir nevi nifak üzere ölür." (Ebu Davud Cihad)Müslümanların cihadı terketmesinin kebairden (büyük günahlardan) olduğu açıktır. Zira bunlarda telafisi imkansız, İslamiyet'e büyük zararlar vardır.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.