YUSUF ÇİRKİN BABASININ YAŞADIKLARINI ANLATTI

Yusuf Çirkin köşe yazısında şu görüşlere yer verdi: “Söylemesi ne kadar kolay... ”YOĞUN BAKIM”;  Sol burnumda hafif daralma var, biraz tıkanma olduğunda ağzımla solunum yapma ihtiyacı duyuyorum. Dün gece seyrek yaşadığım burun tıkanmasını yaşadım ve aklıma rahmetli babamın son hali ve yoğun bakımda solunum sorunu yaşayanlar geldi, defalarca şükrettim.

22 Ağustos 2020 de vefat eden babam geldi gözümün önüne, gerçi bir an bile aklımdan çıkmadı, gözümün önünden gitmiyor. O bin bir anlam taşıyan bakışları nasıl unutayım.  Artık korona nın son aşamalarında acil serviste de iki doktor, üç sağlık görevlileri müdahale etmeye çalışıyorlardı. Kimisi damar yolunu açmaya çalışıyor, biri sondayı takmaya çalışıyordu. Bende oksijen maskesini ağzında tutmaya çalışıyordum. Solunum güçlüğünden, beraber yaşadığı kız kardeşimin ismini söylemeye çalışıyor ama nafile bir tek isminin baş harfini bile söyleyemedi. Göz göze gelmemeye çalışsam da zaman zaman göz göze gelmek kaçınılmaz oluyor. O bin bir anlam taşıyan bakışları bir an bile gözümün önünden gitmiyor, son nefesime kadarda gideceğini sanmıyorum. O andan bu yana Ulu Hakan Kanuni Sultan Süleyman'ın sağlık ile ilgili söylediği menşur sözü kulağımda çınlayıp durur. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya Devlette cihanda bir nefes sıhhat gibi.”  Bu arada ben bu tarifi mümkün olmayan atmosferde tepeden tırnağa ter içinde adeta suya batmış gibiyim, beni dışarı çıkardılar. Yaklaşık bir saat sonra iki doktor onlarda ter içinde dışarı çıktılar, belliki çok uğraşmışlar, hem bedenen, hemde ruhen çok yorulmuşlar. (Allah onlardan razı olsun.)  O haleti ruhiye içinde göz hareketi ile beni çağırdılar. Doktorlardan biri zorlanarak; “babanızın kalbi kaldırmadı durdu, tekrar çalıştırdık, yoğun bakıma almamız lazım fakat bizde yer yok, aradık Fakülte nin yoğun bakımına göndermek üzere hazırladık, ambulans bekliyoruz.” dedi. İçeri girip görmek için yeltendim bırakmadılar. Bu arada kız kardeşim evde tek başına oda korona ama ayakta yaşıyor. Kardeşim Mustafa oda korona ama o baya ağır yaşıyor. Hangisini düşüneyim... Bir ara baktım ilgililer dinleniyor babamla ilgili yaşadıklarını konuşuyor, tartışıyorlar. Bunu fırsat bilip daldım kendimi babamın yanında buldum. Hortumlar, kablolar, cihazlar içinde beyhut yatıyor. Kendi kendime mırıldandım bu hali o göz göze geldiğimiz halinden iyi diyerek kendimi adeta teselli ediyorum. Bu arada ambulans geldi, gece yarısı aldılar fakülte yoğun bakıma götürmek üzere hareket ettiler. Ambulans gözden kaybolana kadar bin bir karmaşık duygular içinde bakakaldım...

Normal şartlarda yanımda eş, dost ve akrabaların olması lazım iken, tek başıma idim. Kardeşim evinde babamın bu durumundan haberi yok ağır hasta, kız kardeşim evde tek başına hasta, kimse kimseye gidemiyor. Eve gitmekten başka seçeneğim yok. Hemen kendimi toparladım ve Evi aradım hepiniz kızım gile gidin, bir süre yalnız kalmam lazım dedim. Çünkü hasta ile fazla haşır, neşir olmuştum bana geçme ihtimalini göz önünde tutarak bari evdekilerine bulaşmasın düşüncesiyle  tedbir olsun diye evi boşaltım. Eve geldim duş, temizlik vs. Tam hatırlamıyorum galiba iki gece yoğun bakımdan sonra sabah erken babamın vefat haberi geldi. Cenaze işlemleri için hastane yolundayız. Bu arada Kardeşim baya ağır, ona babamın vefatını duyurmama  çabasındayım. Birden kardeşimden “Babaaaaa” diye mesaj gelince anladım haberi olmuş. Allah kimseye vermesin, bir taraftan babamın cenaze işlemleri, bir tarafta kardeşimin durumu, teskin etmeye çalışıyorum. Babamı yakın akrabalar ile camiye götürmeden direk mezarlığa, oradan namazını kıldık ve defnettik. Bu arada Allah razı olsun yakınlarımızdan biri kardeşimi hastaneye götürdü ve yatırdılar. Kardeşim yoğun bakımın eşiğinden döndü. Hamdolsun kardeşim Allah ın izni ile riski atlattı iyileşti.

Virüs ile alakalı yaşadıklarımı özetlemeye çakıştım. Amacım hikâye anlatıp, bir paylaşımda bulunmak değil. Her anlamda kendimize ders çıkarmak... Kurallara uyma konusunda azami dikkatli olmak, Ana ve Baba başta olmak kaydıyla yakınlarımızı kırmamak, gücümüzün yettiğince her konuda bir birimize yardımcı olmak, dostlukların kıymetini bilmek....

Daha önemlisi kulluğumuzu sorgulayıp, gözden geçirmek, Allah u Taala nın istediği bir kul olmaya çalışmak. Allah c.c. tüm vefatlara rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin, hastalara şifa versin, herkesi bu illetten, musibetten muhafaza eylesin. Biz kul olarak kendimize düşeni yapalım, gerisi Allah C.C. nın taktiridir. Allah a emanet olun.”