ŞEYH MES’UD TÜRBESİNDEN DEYR YAKUP MANASTIRINA UZANAN YÜRÜYÜŞ

Her haftasonu hava koşullarına bağlı olarak düzenli yapılan yürüyüşlerden birisi de 17 Şubat 2019 Pazar sabah saat 09.00'da 1.toplama bölgesinden 48 numaralı belediye otobüsüne binilmesiyle başladı. Yürüyüş ise Şeyh Mes'ud Türbesinde başladı ve Türbe ile manastır arasındaki vadilik ,bozkır alanların,mağaraların ve tarihsel yapıların yürüyülmesiyle Eyyübiye’de sona erdi.

Urfadosk Spor Kulübünden Candan Özen,Tuba Polat,Abdulkadir Kerpiç ve Halil İbrahim Aka'dan oluşan grup 09.20'da Şeyh Mes'ud türbesinin çevresindeki oyulmuş mağaralar,sarnıçlar ve kitabenin olduğu alanı gezdi. Yürüyüş hakkında bilgi veren Candan ÖZEN yaptığı açıklamada; Türbenin arka tarafında bulunan ve kesilen taşlar alınarak ortaya çıkan oyulmuş mağaralar gezildi ve saat 10.30'da Deyr Yakup Manastırı'na doğru ilk yamaçtan vadilik alana inildi. Güneşli havada Eyyübiye ilçesinin farklı mahallelerinin bulunduğu yolların araziye çıkan kısımlarından yükselerek ve alçalarak beşe yakın sırt/tepe aşıldı.İkinci sırtta bulunan ve kesme taşlar alınarak açığa çıkan , harika bir akustik ses yapısının oluştuğu dev bir mağaranın içinden geçilerek inişe geçildi.Bu mağaranın yanında yine ağzı örülmüş,elektrik ve su çekilmiş geniş bir sığınağı gezerek yeniden vadilik alana indik ve zeytin ağaçları dikmeye çalışan insanların bulunduğu ortama girmeden patika yoldan yeni bir sırtın yamacından yarım ay şeklinde dönüş yaptıktan sonra tekrar yükselişe geçerek sırta tırmandık ve çevre yolunun geçtiği yöne kaydığımızı gözlemledik.Her yürüyüşte farklı güzergahlar kullanarak çevredeki farklı alanları keşfetmeyi planladığımızdan bu bakir alana ağaç dikerek ev yapan insanların arttığını gördük.Hatta iki yetişkin yanımıza gelerek sohbet etti.Konuşma anında Top dağının karşı yamaçlarından birinde eski bir kilise olduğunu ve ahıra dönüştürüldüğünü ve mezarlar olduğunu bahsettiler.Gidiş yönümüzün aksi yönünde kalan bölgeyi fotoğrafladık ve ileride o alanı da gezmeyi planlayarak yolumuza devam ettik.Bu arada saat 13.30 olmuştu. Sporcumuz Sinan Çetinkaya telefonla bize ulaştı.Bisikletle Deyr Yakup'ta olduğunu bizi beklediğini belirtti.Bizde yolumuza devam ederek yarım saatlik bir yürüyüşten sonra Deyr Yakup Manastırı'na vardık.Bizi bekleyen Sinan'la buluştuk.Bir grup genç ve iki aile farklı alanlarda piknik yapıyorlardı.Biz de uygun bir ortama geçip öğlen için yemeğimizi yiyerek Tuba hanımın yaptığı dibek kahvelerimizi yudumladık.Çevre ve manastır gezisinden sonra fotoğraf çekimleri yapıldı.Saat 15.30'da Eyyübiye ilçesi yönünde inişe geçerken kapısı Eyyübiye yönüne bakan büyük bir sarnıcı ve kesme taşların alındıktan sonra düz bir araziye dönüşen terasa benzer bir alanı gezerek patika yola yöneldik. Yolda dört kişilik Urfasiklet bisiklet grubuyla karşılaştık.Onlar da manastıra hafta sonu etkinliği düzenlemişler. İniş yoluna yakın patikanın üst yamacında evlerin altında belirgin olarak haç işareti kayaya oyulmuş eski ve geniş bir kilisenin olduğunu bildiğimizden orayı da gezdik ve sanki tarihi kalıntıları yok edilmek istenircesine kilise mağaranın üst sağ ve sol yanına inşa edilen yapıların akıl almaz durumunu fotoğrafladık.Kestirmeden yola koyularak toprak yolun sonunda hilkat garibesi gibi dengesiz dizilmiş ve ilk şiddetli depremde yıkılacakmış hissi veren yapıların çoğaldığı taş parkeli yola yani mahalle başlangıcına vardık.Burada Sinan'la ayrılarak yolun karşı gidiş istikametinde bulunan belediye otobüs durağına yürüdük ve 1. toplanma merkezine giden 41/A otobüsüne bindik.Saat 17.30'da 1.toplanma merkezine ulaştıktan sonra grup vedalaşarak ayrıldı.