ÜNİVERSİTE İLE ŞEHİR KAYNAŞMALIDIR!

İlim Yayma Cemiyeti yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Şanlıurfa’nın kendisi, bütün kişisel hesapların ve politik tartışmaların üzerindedir. Ortak paydamız olan bu şehir, istisnasız ve şartsız olarak Türkiye coğrafyasında yaşayan herkesindir. Biz İlim Yayma Cemiyeti olarak bu bilinç ve yaklaşımı önemsiyoruz. Bu şehri çok sevdiğimizi söyleyerek bu şehrin sorun ve sıkıntılarını çözemeyiz. Bunun için iyi bir planlamaya, sistemli bir çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla bilimin ve bilginin yuvası olan akademi ile şehrimizin üretim dinamikleri olan tarım, sanayi, turizm gibi lokomotif sektörlerini harekete geçirecek uygulamaya yönelik karar vericilerin (üniversite ve şehirden sorumlu yöneticilerin) somut öneriler geliştirmesi gerekmektedir.  Bu durum akademilerin kendi birikim ve sistemleri ile ortaya koyacağı bir durumdur. Bir üniversitenin Türkiye ve dünyada bilinmesi, o şehirdeki üniversitenin o şehirde yaşayan insanlara fayda sunması ve üniversite ile şehrin ortak projeler üretmesi,  üniversite-şehir kaynaşmasıyla mümkündür.

Şanlıurfa İlim Yayma Cemiyeti olarak bulunduğumuz şehrin ve üniversitesinin bu bağlamda yeni dönemde önemli ortak adımlar ile ortaya çıkmasını istiyoruz. Bunun, eğitim alanında faaliyet gösteren, bilinirliği olan ulusal veya yerel ama her fikirden STK’nın üniversiteye destek vermesiyle gerçekleşmesini diliyoruz.

Bu bağlamda, başta Harran Üniversitesine Rektör olarak yeni atanan Sayın Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik hocamız ile Üniversite yönetiminin de bu yönde adımlar atma konusunda dirayetli ve hevesli gördüğümüzü de belirtmek istiyoruz. Şanlıurfa İlim Yayma Cemiyeti olarak bu yönde bir farkındalığın oluşması için önemli olarak gördüğümüz birkaç hususu kamuoyuna arz etmek istedik;

1)         2019 Göbeklitepe Yılı: Bu bağlamda birkaç yıldır şehir merkezinde atıl durumundaki Üniversitemize ait otel “örnek bir uygulama” olarak ya Harran Üniversitesi tarafından işletilmeli ya da işletmesi kiraya verilerek aktif hale getirilmelidir. Bu konuda sempozyumlar, söyleşiler düzenlenmeli, Göbeklitepe temalı yarışmalar, akademik programlar ve halka açık aktiviteler düzenlenmelidir ve özellikle öğrencilerin sınav sorularına bunlar ihdas edilmelidir. YÖK ve ÖSYM ile üniversitemiz irtibata geçip yıl içinde yapılacak sınavların bir kaçında Göbeklitepe ile ilgili soru sorulması sağlanmalıdır.

2)         “Harran Üniversitesi Vakfı” ve Fiili Mütevelli Heyeti:  Harran Üniversitesinin YÖK ve mevzuatı kaynaklı kotasyonları olduğu açıktır.  Bu, bazı işlerin yapılmasını engeller veya zorlaştırır.  Ancak üniversite bünyesindeki bir Vakıf’ın oluşturulması varsa canlandırılması ile buraya “Valilik”, “Belediyeler”, “Ticaret ve Sanayi Odası” gibi diğer kurumlar ve bazı STK’lar entegre edilmeli ve Üniversitenin planlama faaliyetlerinde bunların fikirlerine başvurulmalıdır.  Bu, belki de ikinci bir özel veya kamu üniversitesinin nüvesinin teşkil edecektir. 

3)         “Ortadoğu Ekonomik Araştırmalar Merkezi” “Şanlıurfa Ticari Danışmanlık Merkezi” adlı bir araştırma ve danışmalık birimi kurulmalıdır.  Bu araştırma ve danışmanlık birimi “ekonomik kriz” sonrası ve özellikle Suriye sorunun çözümünden sonra, ticari ilişki ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulan odak nokta olmalı ve bu amaçla kurulmalıdır. Şanlıurfa’da üretilen ürünlerin dış pazarda satış payının artırılması yoluyla cari açığın azaltılmasına yönelik bir çalışma yapılmalı ve özellikle yabancı dil konusunda sorun yaşayan bu nedenle sadece iç piyasaya yoğunlaşan sanayicilerin dış ticarette daha aktif olmaları ve adına pazar araştırması ve danışmanlık hizmeti verecek bir birim oluşturulmalıdır.

4)         “Uluslararası Mimarlık Fakültesi” “Doğu Dilleri Enstitüsü” gibi büyük uluslararası enstitü özelliği taşıyan bölümlerin açılmasına yönelik çaba gösterilmelidir.  Bununla Harran Üniversitesinin uluslar arası bir üniversite olmasını sağlayabileceği gibi yurt dışından akademisyen temininde de büyük fırsatlar sunabilecektir.

5)         Şanlıurfa’da ticari tahkim merkezi kurulmasına önayak olunabilir. Örneğin bu açıdan TEKNOKENT’inlerin kurulmasına ciddi bakmak gerekir. Kamu, özel ve üçüncü sektörü üniversite çatısı altında toplayacak ‘SOSYOPARK’ benzeri yapılar oluşturulabilir. Bu üniversite ile şehrin kaynaşmasını sağlayacaktır. Ayrıca “SPORKENT” uygulamasıyla özellikle bireysel sporlarda çok iyi işler yapılacağını görüyoruz. Bunun bilimsel ve akademik olarak değerlendirilmesi üniversite tarafından ele alınması daha iyi olabilir. 

6)         Yeni Okullar Kurulmalıdır: Üniversiteyi gündeme getirecek ve akademi-şehir buluşmasını sağlayacak bazı okullar kurulmalıdır. Bunların SEM bünyesinde oluşturulması ve Yenişehir Yerleşkesinde olması çok iyi olacaktır. Buna göre (okul olarak zikrettiklerimiz bir eğitim veya sürekli eğitim modülleridir); lise ve altı gruba robotik “KODLAMA OKULU” açılmalıdır. “AKADEMİSYEN YETİŞTİRME PROGRMALARI” ciddi ve kurumsal hale getirilmelidir. Bu programlardan mezun olanlara Harran Üniversitesi öncelik tanınmalıdır.

7)         Harran Üniversitesi Kitap Kafeler Açılmalı: Şehir-Üniversite buluşması için tek mekânın kampüs olarak ele alınması doğru değildir. Üniversite’nin Yenişehir yerleşkesinde şehrin okur-yazar kısmının buluştuğu mekânlar oluşturmak gerekir. 

8)         Kampüsü Canlandırmalıyız: Belediyelerin ve STK’ların etkinleri için burayı kullanmalarının önünü açmak gerekir. Konserler, şenlikler, şölenler gibi etkinilikler için en azından mekan kullanımının önü açılmalıdır. “Açmak” demek bu konundaki bürokrasiyi kaldırmak demektir. Bu konuya bir sistem getirip, prosedürler STK ve Kurumlar ile paylaşılmalıdır.  Kampüste üniversitenin bir lise ve ilkokul açmalıdır. Bu okul prestijli bir okul olmalıdır ve herkesin girmek için yarıştığı okul olarak dizayn edilmeli Vakıf eliyle oluşturulmalıdır.  Öğrenci yurdunu HRÜ açmalı veya açmak isteyenlere ortak olmalıdır. Lojman ve bir alış veriş merkezi yapılmalıdır. Tüm bunların ortak çözümü ise, belediyenin ve üniversitenin başat işbirliği ve ilgili kurum, oda ve STK’ların ortak katılımı oluşacak bir heyetin üniversitenin uygun kısmında bir uydu kent oluşturulmasıdır. Buradaki rant geliri üniversitenin, lojman, yurt ve diğer sorunları için ciddi bir kaynak olacaktır. Buna uygun model geliştirilmelidir. Hali hazır konumuyla bile, şehirde yaşayanların gelip geçebileceği bir ortam haline gelmeye müsait Kampüs, üniversitenin değil, şehrin kampüsü olarak algılanmalı ve böyle dizayn edilmelidir.” Denildi.