“Engelsiz bir şehir istiyoruz”

Engelli vatandaşlarımızın yaşam koşullarını iyileştirmek ve fiziki koşulları engelsiz hale getirmek için engelsiz bir şehir istiyoruz, diyen Şanlıurfa Omurilik Felçlileri İstihdam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Habib Polat Yeniurfa Gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi.

“Biz Şanlıurfa’da şehrin içine giremiyoruz. Sosyal hayatın içine giremiyoruz. Sosyal hayatımız diye bir şey yok. Şehir tamamıyla bize engel aslında yapılan tüm çalışmalar engel değil engelleyen çalışmalar kısmına giriyor. Çünkü yeni rampalar yapılıyor, bu rampalar uzaya mekik fırlatacak rampalar gibi hani bir engelinin orayı kullanma gibi bir şansı yok zaten.

Bu şehirle ilgili olan kaldırımlarla, yollarla işte parklarla ilgili sosyal hayatın her alanıyla ilgili öyle bir sıkıntımız var, sıkıntımız var değil zaten sıkıntımız vardı. Bide kamu kurumlarının çalışmaları var bunun la ilgili, kamu kurumlarını zaten hiç kullanamıyoruz yüzde 90-95 ine yakın bir engellinin gidip bir işini görebileceği bir yer yoktur, düzgün bir kurum yoktur.

MİLLİ EĞİTİM DE ÇOK BÜYÜK SORUNLARIMIZ VAR

Bu gün yaşı 6-7 olan engelli kardeşimiz okula gidemiyor, aynı zamanda okuryazar duruma gelemiyor, yani cahil kalıyor, milli eğitim görevini yapmıyor. İşin özeti ve kısacası Şanlıurfa’da bir engellinin yaşamaması için sağ olsun kamu kurumlarımız elinden gelen tüm çabayı sarf ediyor. Hani bir toplantıda ve bir yerde konuşulduğu zamanda oradaki amirlerimiz direkmen işte kısacası aile ve sosyal politikalar il müdür yardımcımız bir toplantıda biz 12 bin tane engelliye evde bakım maaşı veriyoruz, ama 12 bin tane engelliyi de dört duvar arasına tıkmışlar. Hani bir insana para verebilirsiniz ama onu sokağa çıkaramadığınız zaman etrafını altıla döşeseniz neye yarar.

ŞANLIURFA’NIN TAMAMINDA BİR TANE ENGELLİ LAVABOSU YOKTUR

Bir engeli dışarı çıktığı zaman ya altına pisleyip eve dönecektir, yâda bir sokak başında oturup ihtiyacını giderecektir. Erkekler açısında bunu düşündüğünüz zaman belki çok fazla bir şey görünmeyebilir, ama engelli olan bir bayan çarşıda öyle bir ihtiyacı olduğu zaman ne yapacaktır.

Bizim burada 5378 sayılı 2005 yılında çıkarılan kanunun bir an önce uygulanmasıdır. Yani bunun günü dolmuştur, artık zamanı geçmektedir yaklaşık 12 yıl önce bu kanun çıkmıştır, ama bu güne kadar bir arpa boyu kadar yol alınmamışız. Yani bizim yapılan tüm çalışmalarda bunda sonra kanunların uygulanması, kanunların öngörüldüğü şekilde uygulanması, o zaman bir sorunumuzun kalmayacağını inanıyorum. Ama dediğim gibi binlerce, on binlerce engelli evde hapis hayatı yaşamaktadır ve bu kamu kuruluşlarının bizi engellediklerinden dolayıdır.

DÖRT DUVARIN İÇİNDEN ALIYORSUN, BİR ARACIN İÇİNE TIKIYORSUN

Evden alıyoruz, eve bırakıyoruz yani bir insanı sosyal hayata katmadığın zaman evden alsan ne olacak ki, dört duvarın içinden alıyorsun, bir aracın içine tıkıyorsun, oradan getirip tekrar dört duvarın arasına koyuyorsun. Bir insanla muhabbeti olmadığı zaman insanların içinde dolaşmadığı zaman, has bel kader bir günde dışarı çıktığımız zaman tabiî ki dilenci gözüyle görülecek. Çünkü bizi insanların içine sokmuyorlar. Bizim burada başta sayın valimize, büyükşehir belediye başkanımıza, diğer belediye başkanlarımızdan ricamız yapılan her çalışmada engellinin gözetilerek yapılmasıdır, yapılan her masrafta engelli göz önüne alınarak yapılmasıdır. Bizim böyle bir talebimiz vardır, haklı bir taleptir. Dediğim gibi bunlar uygulanırsa bizim herhangi bir sorunumuz yoktur.” Diyerek sözlerini sonlandırdı.

MEHMET ER