Altun: Urfa'da 10.000'den fazla ruhsatsız iş yeri var

RÖPORTAJ: MEHMET ER

 

MEHMET ALTUN KİMDİR KENDİNİZİ TANITIRMISINIZ?

Mehmet Altun 1963 yılında Yakubiye mahallesinde doğmuş lise mezunu 1 kız 3 erkek olmak üzere 4 tane çocuğum var, halen Şanlıurfa Bakkallar ve Bayiler Odasının başkanlık görevini sürdürmekteyim. "HARRAN" Sabun bayiliğim var, Halen yaklaşık 15 yıldan beridir Şanlıurfa Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanlığı görevini yürütmekteyim.

ÜYELERİNİZİN EN ÖNEMLİ SORUNLARI NELERDİR?

Öncelikle böyle bir röportajı yapma imkanı verdiğiniz için şahsım ve yönetim kurulum adına size ve "Yeniurfa Gazetesi" ne çok teşekkür ederim.
Üyelerimizin en önemli sorunlarından başlıcaları şunlardır.
-Kayıtsız Ruhsatsız ve Vergisiz çalışan iş yerleri
-Seyyar satıcılar
-Süper marketler
-Bağ-kur primlerinin yüksek olması.
-Emekli olup ta mesleğine devam eden esnafların maaşlarından kesinti yapılması
-Borca alış veriş ahlakı kalmamış, kredi kartı dolu olan ve cebinde parası olan süpermarkete gidiyor olmayan vs..

ODANIZA KAYITLI KAÇ TANE ÜYE VAR?

Odamıza kayıtlı 7100 tane üye var, bunların bazısı pasif, bazısı aktiftir.
Başlıklar halinde söylediğiniz maddeleri okuyucularımız için biraz daha açarımsınız?
Tabiki, örneğin Haleplibahçe mahallesinde, Eyyüp peygamber, Onikiler, Eyyüp Nebi, Muradiye, Bağlarbaşı, Devteşti, Açıksu, Süleymaniye, Akabe, Ahmet Erseven vs. pek çok mahallede veya bir sokakta herhangi bir esnafımızın işleri biraz iyi olsa, biraz alış veriş yapsa, işleri biraz tıkırdasa hemen bitişiğinde veya karşısındaki ev sahibi duvarını yıkıp daraba takarak dükkan açıyor. Vergi yok, Ruhsat yok, Bağ-kur primi ödemiyor. Peki, Ruhsatı olan, vergi veren, Oda kaydı olan, Bağ-kur primi yatıran Ustalık belgesi olan namuslu esnaf hiç bir gideri olmayan bu kayıtsızla nasıl rekabet edecek? Namuslu esnaf bunlarla nasıl baş edecek? Haksız rekabetin önlenmesi ve bu namuslu esnafların ayakta kalabilmesi, hayata tutunabilmesi için bu kayıtsız ve ruhsatsızların önlenmesi lazım. Bu konu da birden bire hal olacak bir konu değil. Bu konu Yılların birikimidir. Şanlıurfa'da şu anda 10.000 den fazla kayıtsız ve ruhsatsız çalışan iş yerleri var. Bunların hepsini birden kapatmaya kalksan sosyal patlama olur. Bu sebeple bu işler kolay değil yavaş, yavaş zamanla olacak işler. Bu konu ile ilgili olarak Belediye Başkanları, Zabıta müdürleri ve Vergi daireleri müdürleri ile görüşmelerimiz devam ediyor. İleriki tarihlerde olumlu sonuçlar alacağımızı düşünüyoruz. Ayrıca bu kayıtsız ve ruhsatsız çalışan iş yeri sahipleri resmiyette işsiz göründükleri için gidip Devletten "yeşil kart" çıkartarak Devleti zarara uğratmaktalar.
Seyyar satıcılara gelince onlarında kira vergi gibi giderleri yoktur. Bunlar da mahalle ve sokak aralarında gezerek, bağırıp çağırarak satış yapmaktalar. Bu sebeple mahalle ve sokak aralarındaki üyelerimiz Hal pazarından aldıkları sebze ve meyvelerin çoğunu satamadan çürütüp atmaktalar, bundan dolayı da zarar etmekteler. Biz seyyar satıcılarında ekmek mücadelesi verdiğinin farkındayız, kimsenin ekmeği ile oynamak düşüncesinde değiliz, onlara da Allah yardım etsin, ancak benim üyelerim de bunların karşısında eriyor, bu erimeyi önlemek düşüncesiyle bunları söylüyorum. Bunların önlenmesi için de sabit semt pazarları sayısının arttırılmasını ve bu seyyarların mahalle ve sokak aralarında gezerek değil bir yerde, bir noktada sabit bekleyerek satmalarının sağlanmasını istiyoruz.
Süper marketler zaten hepinizin bildiği gibi önceleri Şanlıurfa'da Yimpaş, Carfur ve Şanmar gibi birkaç market vardı. Son 10 yılda Süper marketler şube sayılarını da arttırarak artık sokak aralarına kadar girdi. Bu sebeple birinci derecede bizim esnaflarımız etkilendiler. Bunu önlemek için Ankara'da Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) başta olmak üzere Milletvekilleri, Bakanlar ve tüm yetkililerle görüştük halen de görüşmeler devam ediyor. Konu gündeme geliyor fakat ertesi gün birkaç tane "para babası" araya girince erteleniyor, yıllardan beri uğraştığımız, mücadele verdiğimiz bu konu bir türlü yasalaşmadı. Mücadelemiz devam etmektedir.
Bağ-kur primleri çok yüksektir. Şu anda Şanlıurfa'da sadece bakkal değil kasap, manav, marangoz, terzi vs. pek çok esnaf düzenli olarak aylık Bağ-kur primini yatıramamaktadır. Düzenli olarak primini yatıran esnaf sayısı %20 civarındadır. %80 civarında esnaf ise düzenli olarak Bağ-kur primini yatıramamaktadır. Bu primleri yatıramayanlar kaçak çalışmaktalar. Bu sebeple Bağ-kur primlerinin düşülmesini istiyoruz.
Diğer bir konu ise pek çok esnafımız Emekli olduğu halde aldığı 700-800- 1000 TL Emeklilik maaşı ile geçinemediği için tekrar iş yerinde çalışmak yanı mesleğini icra etmek zorundadır. Devletten hiç bir destek almamasına rağmen çalışarak katma değer üreten, vergi veren, yanında işçi çalıştırarak istihdama katkı sağlayan esnaflarımız ödüllendirilmek yerine adeta cezalandırılarak %15 civarında maaşlarından kesinti yapılmaktadır. Emekli esnaflarımızın da ömürlerinin son demlerinde rahat yaşayabilmeleri için bu kesintinin kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü Emekli maaşıyla Üniversitede öğrenci okutan aileler ev, dükkan kirası vs. giderlerini karşılamakta zorluk çekiyorlar.
Borca alış veriş ahlakı kalmamış, kredi kartı dolu olan ve cebinde parası olanlar Bazıları süpermarkete gidiyor alış verişlerini Süper marketten alıyorlar. Kredi kartı olamayan veya kredi kartı boş olan veya parası olmayan bazıları bakkala gelip borca alış veriş yapıyorlar. Deftere yazdırıyorlar. Deftere yazınca da artık adamın peşinden koş ki bulacasın da paranı alacaksın.. nerdeeee... Ayrıca pek çok borçluyu bulsan da paranı alamıyorsun. Borçlu "Erkeksen gel al, Alabiliyorsan gel al, Gel beni öldür, Olsaydı vallah verirdim, " gibi sözlerle oyalıyor. Bunun için Devletin borçlar kanununda değişiklik yapmasını istiyoruz. Önemli cezai müeyyideler uygulaması lazım. Çünkü borçlunun adına tapu araba gibi bir şey yoksa "Nasıl olsa bu adam benden para alamaz" deyip borcunu ödemiyor. Yani insanların bu konuda Devletine güvenmesi lazım, Borcu olan şahıs "Eğer ben bu borcumu ödemezsem Devlet benden her halükarda tahsil eder" alacaklı olan şahıs ise "Ben bu alacağımı alamazsam Devletim bu paramı her halükarda tahsil eder" diye Devletine güvenmesi lazım. Devletin Borçlu ve alacalı olan her iki kesime de güvence vermesi lazım. Bu konuda ağırlaştırıcı kanunlar çıkartılmalı.

SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNÜYORMUSUNUZ?

Geçtiğimiz dönem Allah kısmet etti üyelerimin ve dostlarımın da destekleri ile 5 yıl Belediye Meclis Üyeliği görevi yaptım. Bu süre içinde elimden geldiği kadar memleketime hizmet etmeye çalıştım. Ancak bundan sonra siyasete girmeyi düşünmüyorum.
ŞANLIURFASPOR'UN SIKI BİR TAKİPÇİSİ VE TARAFTARI OLDUĞUNUZU BİLİYORUZ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZİ AÇIKLARIMISINIZ?
Şanlıurfaspor için yıllarca kar kış demeden yaz- sıcak demeden deplasman maçlarına bile gittim. Çeşitli defalar Mardin'de, Adıyaman'da Van'da Ankara'da Kızıltepe'de ölümlerden döndüm. Süper ligde Fenerbahçe'yi tutarım ama önce Şanlıurfaspor'un maçlarını takip etmeye çalışırım. Şanlıurfaspor benim için en birinci sevdadır. Son 3 yılda gelen yönetime çok büyük güven duydum. Sayın Bakanımız Faruk Çelik destekliyor, Büyükşehir Belediye başkanımız Sayın Celalaettin Güvenç destekliyor, hemde maddi ve manevi destekliyorlar içerde ve dışarıda her maçlarına gidiyorlar. İktidar arkalarında maddi sorunu olmayan bir yönetim oluştu. Süper lige çıkmak için çok büyük ümitlere kapıldık. Ancak her geçen yıl bir öncekini arattı. Hayallerimiz yıkıldı. Devre arasında çok iyi transferle yapılacağı söylendi ilk yarıdaki takıma iyi bir gölcü ve iyi bir orta saha alınsaydı yeterli olacaktı ama yanlış transferler yapıldı. Yinede ben yönetime güveniyorum.

ŞANLIURFADAKİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI (STK) LAR İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR?

Sivil toplum kuruluşları ilaç gibidir, Aspirin gibidir, nerede ne zaman başınızın ağrıyacağını bilmezsiniz böyle bir durumda Devlet ile şahıs arasındaki köprü (Aspirin) vazifesini bahsettiğiniz bu STK lar yaparlar. Başta Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odalar birliği, Sivil Toplum Platformu, Muhtarlar, Ticaret borsası, Müsiad, Tümsiad, Sendikalar, Esnaf Odaları ve çeşitli derneklerin Şanlıurfa'nın gelişmesinde çok büyük önemli çalışmaları ve projeleri var. Mesela son örneği olarak bir tane örnek verirsem Şanlıurfa Turizmde uluslar arası alanda kırmızı şeritle işaretli, bu şu demektir. "Şanlıurfa tehlikeli bölge" dir. Buraya gelecek herhangi bir turist hastalansa tedavi olamaz, aracı ile trafik kazası yapsa kaskosu ödeme yapmaz vs. bu nedenle Şanlıurfa'ya yabancı turist gelmiyor. Oysa Şanlıurfa Asayiş yönünden Türkiye'nin en güvenli illerinden birisidir. İstanbul'dan ve Ankara'dan daha da güvenlidir. Şanlıurfa'ya yabancı turist geldiği zaman otelci kazanır, otelci kazandığı zaman orada çalışan, işçiler kazanır, dolmuşçu kazanır, berber, kuaför kazanır, Lokantacı, ciğerci, tatlıcı, kazanır, bakkaldan su alır, sigar alır, dondurma, bulgur, isot alır bakkal kazanır, halıcı bakırcı kazanır ve herkes kazanır. Bu sorunun düzeltilmesi yani kırmızı şeritten çıkartılıp yeşil şerite alınması için Bakanımız Sayın Faruk Çelik'e, İçişleri Bakanımıza ve Sayın Başbakanımıza fakslar çektik. Bunlar bireysel olarak yapılabilecek işler değil işte sivil toplum kuruluşunun önemi burada ortaya çıkıyor. Bir örnek daha yaklaşık 3000 Aile TOKİ den ev sahibi oldu. Bunlar kişisel çalışmalarla olacak işler değil Sivil toplum kuruluşu olmanın avantajları ile yapıldı.

SİZE GÖRE ŞANLIURFA'NIN TEMEL SORUNLAR NELERDİR?

İlimizin En önemli sorunları başlıca; işsizlik, Arsa ve konut fiyatları ve kiralar pahalı, yeni yerleşim yerleri ve çok sayıda konutlar yapılmalı, Şanlıurfaspor'un süper lige çıkması, Trafik sorunu, yeni, yeni ve geniş caddeler, yollar açılmalı, Köprülü delgeçler, kavşaklar yapılmalı Hayvanat bahçesi, Fuar alanı, Eğitimde Türkiye'de son sıralarda olmamız,

TOKİ İDARESİ TARAFINDA ÜYELERİNİZE YAPILMAKTA OLAN KONUTLAR HAKKINDA BİLGİ VERİRMİSİNİZ?

Toki idaresi tarafında şu anda Maşuk bölgesinde yaklaşık 3000 tane konut yapılmakta, bu konutların 503 tanesi üyelerimize aittir. Yaklaşık 3 yıl önce Şubat ayında biz bu işe başladık. Bakanımız Sayın Faruk Çelik ve o dönemde Valimiz olan şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Celalettin Güvenç'in destek ve katkıları ile biz bu işe başladık.
İlk başlarda inanmayanlar oldu,"Hayaldir, rüyadır, Yalandır, Seçim yatırımdır, ne menfaatiniz var, siz Müteahhit misiniz, Vaz geç bu sevdadan, Olmaz, Olamaz, vs" diyenler oldu. Ama biz yılmadık.
Bize inananlarla mücadele etmeye başladık. Milletvekillerimizin desteğini aldık. En sonunda geçtiğimiz Ocak ayında temelleri atıldı. Bu konutların 100 tane 2+1, 53 tane 4+1 ve 350 tane 3+1 olmak üzere toplam 503 tanesi üyelerimizindir.
2+1 ler 74 metrekare
3+1 ler 129 metrekare
4+1 ler 161 metrekaredir.
Ocak ayında kuraların çekilmesini bekliyoruz. Kura çekildikten sonra ise ilk bir ay içerisinde peşinatlar Toki'nin hesabına yatırılacak. Konutların teslim tarihi ise Aralık 2015 tir. Katkılarından dolayı Bakanımız Sayın Faruk Çelik'e Sayın Milletvekillerimize, Sayın Valimiz İzzettin Küçük'e ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Celalettin Güvenç'e Toki İdaresinin tüm yetkililerine ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
BİZE ZAMAN AYIRDIĞINIZ VE VERDİĞİNİZ DEĞERLİ BİLGİLER İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ.
Ben de bana bu imkanı verdiğiniz için size ve "YENİURFA GAZETESİ" ne çok teşekkür ederim. Herkese saygılarımı sunarım.