7 dakikada kanserin önüne geçilebilecek

Duyulan ilk andan itibaren birçok kişide merak uyandıran 'Her ayın 7'sinde 7 dakika' projesi Şanlıurfa Halk Sağlığı İl Müdürü Osman Koyuncu tarafından basın açıklamasıyla kamuoyuna tanıttı. Proje ile ilgili toplantıda açıklama yapan Şanlıurfa Halk Sağlığı Müdürü Dr. Osman Koyuncu 'Her ayın 7'sinde 7 dakika' kurum olarak kanser tedavisiyle ilgili çalışmasının ilk aşaması olduğunu söyledi. İlk sloganlarının 7'sinde 7 dakika insanlar üzerinde merak uyandıracak bir proje olduğunu dile getirdi. Koyuncu, meme kanserine karşı bilinçlenin sloganıyla her ayın 7'sinde 7 dakika ikinci sloganlarıyla taranabilir kanserlerinin çalışmalarının ilk startını vereceklerinin altını çizdi. Meme kanserinin ilk belirtileri arasında kitle olduğunu belirten Koyuncu,"Kişi kendi bedenini çok iyi tanıdığından dolayı kendisinin kendini tespit etmesi daha kolaydır. Bazen hekimlerin tespit etmedikleri kişinin kendisinin tespit ettiğini duymuşuzdur. Onun için bireyin kendi kendisini muayenesi çok değerlidir. Taranabilir kanserlerin yüzde 75'i tespit edilebiliyor. Tamamen Halk Sağlığı Müdürlüğünün projeleri halka dönüktür. Geçen yıl lise çağı altında 300 bin çocuğumuzu aşıladık. Bizim hedef kitlemiz genelde hasta olmayan kişilerdir. Hasta olan kişilere ulaşmaya çalıştığımızda benim hiçbir şeyim yok diyerek tetkikleri red ediyor. Muhtemeldir ki onda hücre değişikliği mevcut. Hastalığın belirtisi yıllar sonra meydana gelecektir. Belirti olduktan sonra iş işten geçmiş olacak. Hastaneye ve doktora bağımlı hale gelecek. Birtakım harcamalar yapacak; ama maalesef hayatı kurtulamayacak."dedi.'HALKIN DOĞRUBİLDİĞİ YANLIŞLARI İZALE ETMEMİZGEREKİYOR'Halk Sağlığı Müdürü Osman Koyuncu halkın genel yargılarında oluşmuş bilgilerin gerçeklikleri yansıtmadığını ifade ederek, halkın doğru bildiği yanlışları ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Sosyal projelerin sadece kamu kurumlarının çabasıyla bir sonuç elde edilemeyeceğini belirten Koyuncu, kitlesel bir çalışmayla başarılı sonuçlar kazanılacağını vurguladı. Şanlıurfa'da sağlık alanlarının 3'e ayrıldığını söyleyen Koyuncu, İl Sağlık Müdürlüğü, Kamu Hastaneler Birliği ve Halk Sağlığı Birimi olmak üzere hizmetlerin verilmeye devam ettiğini ifade etti. Koyuncu, öncelikli olarak verilen hizmet polikliniklerin hizmeti ve koruyucu hekimlik hizmetlerinin halk sağlığı hizmetlerine verildiği dile getirdi. Koyuncu, şunları kaydetti:"Şanlıurfa Halk Sağlığı Merkezinde operasyonlar bölümü aile hekimliği sağlık hizmetlerini yürütmekle görevlendirilmiştir. Ana sağlık hizmetlerinde özellikle çocuklarda son 10 yılda önemli başarılar elde ettik. Hastalıklarla ilgili mücadale kapsamında yeni yeni programlar ekleniyor. Bunlardan bir tanesi de kanserle mücadeledir. Kanser dünya son yıllarda hem dünya ekonomisi sarsan hem de birçok insanın ölümüne sebep olan artık yaygın bir hal almış hastalıktır. Kanser her dokuda gelişebildiği gibi bazı dokularda geliştiğinde ciddi ekonomik nedenlere ve ölümlere yol açıyor. Fakat bu kanserin içersinde tarama yapabilen kanserler vardır.  Taranabilen kanserler içersinde meme kanseri başta geliyor. İkinci sırada rahim ağzı kanseri ve üçüncü sırada bağırsak kanseri yer alıyor. Bu kanserlerin özelikleri önlenebilir kanserlerdir. Erken tespit edilebilen kanserler ön teshis edildiğinde tedavisinde yüzde yüz başarı elde edilen kanserlerdir." 'KADINLARDA EN SIK GÖRÜLEN VAKA MEME KANSERİ'Kadınlarda en sık görülen meme kanserinin taramalar sırasında tespit edilmesinin mümkün olduğunu belirten Koyuncu,"Aile hekimlerine müracaat etmeleri halinde aile hekimlerimizin yardımcı olabileceği bazı basit tetiklerle teşhis koyabilecekleri bir kanser türüdür. Meme kanseri için 20 yaşından sonra özellikle herkesin kendi kendini muayene etmesini öneriyoruz,  bu konunda aile hekimleri bu bilgileri verebilmektedir. Türkiye'de dünyaya gelen çocukların yüzde 97'sini aşı yapabiliyoruz buda bulaşıcı hastalıklardan dolayı ölüm sayısını azaltmış oluyor."şeklinde konuştu.'MEME KANSERİNDE105 BİN HASTATARANACAK'Meme kanserinde hedeflerin 105 bin hastayı tarama yapmak olduğunu vurgulayana Koyuncu, 175 bin kişinin rahim ağzı kanser taraması yapılacağını vurgulayarak, bağırsak kanseri için de 140 bin kişinin hedefler içerisinde yer aldığının altını çizdi. Koyuncu, sözlerine şöyle devam etti:"56 bin 300 çocuk sağlık taramasından geçirildi. 121 çocuğumuzun hasta olduğunu tespit ettik. Erken tanı yöntemiyle tespit etmişiz. Tanıyı geç aylarda tespit etmiş olsaydık, çocuklar toplumda bugün özürlü, zihinsel engelli olarak görecektik. Yaklaşık 10 bin 200 çocuğu bu halde görebilecektik. Tarama testleriyle bu çocukların hastalanma riskinin önüne geçildi. Bugün yüzde 90'a yakın ön tanı anlamında, hastalıkla mücadele kapsamında etkin sonuçlar ettiğimizi söyleyebiliriz. Bulaşıcı hastalıklar kapsamında ölüm oranını azaltmış oluyor. 2012 yılında 466 su numunesi aldık. Koruyucu ruh sağlığı ile ilgili çalışmalarımız mevcut. Toplumda insanın moralini bozan çok ciddi şeyler bulunuyor. Madde bağımlığı noktası birçok aileyi ve kişiyi rahatsız eden bir noktada bulunuyor. Boşanmalarda birçok aileyi rahatsız eden sosyal olaylardır. Aralık ayında koruyucu ruh sağlığı ile ilgili Akademisyenlerimiz aracılığıyla topluluğumuz bilgilendirilecek. Bireylerin hasta olmadan insanlara ulaşması gereken bir çalışmadır. İnsanların doğru bildiği yanlışları düzeltmek, yapılan çalışmaları halka daha doğru iletebilmek çok önemli. "'SURİYELİLERE DESAĞLIK TARAMASIYAPILIYOR'Suriyeliler için kamplarda sağlık taraması yapıldığını vurgulayan Koyuncu, Suriyelilerin Türkiye'deki eczanelerden ilaç alabileceği dile getirerek, mültecilerden Suriyeli kaynaklı her hangi bir hastalığın tespit edilmediğini ifade etti. Suriyelilerin halka ciddi anlamda hastalık bulaştırdığı noktasında ellerinde ciddi bir somut delilin olmadığını ifade ederek, şark çıbanın yıllardır Şanlıurfa'da bulunduğunu aktardı. Koyuncu, şunları söyledi:"Şanlıurfa'da yıllardır bulunuyor. Suriye de komşumuz olması itibariyle onlarında yabancısı olduğu bir hastalık değil. Bizdeki rakamla onlardaki rakam hemen hemen örtüşüyor. İlaçlama ve taramalarımız ön plana çıktı. Üniversitede yaptığımız çalışmalar bu yılın sonunda düşeceğini gösteriyor. Bugüne kadar bulaşıcı hastalık konusunda bir şey duymadık. 1997 yılından itibaren Polye vakasına rastlanılmıyor. Bu taramalarda koruyucu hekimliğin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Proje için Yavuz Bingöl, Ece Uslu, Mete Horozoğlu, Dolunay Soysert, Saruhan Hünel gibi ünlü isimler ve Şanlıurfa'daki Vali Yardımcıları, Halk Sağlığı yetkilileri, kanser şube müdürleri videoyla desteklerini gösterdi.            ŞAHBAN KILIÇ