Özlediğim Tayyip Tekrar Ortaya Çıktı

Bizim toplum çok uzun bir süredir hiç bu kadar, bir lidere sahip çıkıp ona bu kadar bolca kredi vermemişti. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile toplumun dikkatini çekmiş, daha sonra siyasi yasaklı hale gelmesi ile ilgi odağı haline gelmiş, en sonunda da kurmuş olduğu Ak Parti ile de 11 yıldır ülke siyasetinin tam merkezine oturmuş, bugün itibari ile de ülke siyasetinin ve yönetiminin en güçlü figürü ve belirleyicisi olma konumuna yükselmiştir. Zaman zaman yaptıkları veya söyledikleri ile toplumun büyük bir kesimini şaşkına uğratsa veya rahatsızda etse, toplumun ona tanımış olduğu kredi hiç bitmedi.Son zamanlarda yapmış olduğu cesurca çıkışlarla da toplumun mağdur kesimlerinin beklentilerini karşılayabilecek tek lider olduğunu da ispatlamış ve kendisine açılmış olan kredinin hakkını vermiş oldu.Bir ara sevilen, dengeli ve aklıselim sahibi Tayyip kaybolur gibi olmuştu. Şahsım adına Tayyip'ten beklentisi çok ve yüksek olan biri olarak korkmaya başlamıştım. Allah'a şükürler olsun ki son zamanlardaki çıkışları ile eski Tayyip'in tekrar aramıza dönmesinin işaretlerini görmekteyim.Dış politikada kendisini koymuş olduğu cendereyi yavaş yavaş kırmaya başladı. İran ve Irak yönetimi ile tekrar girmiş olduğu sıcak temaslar, Suriye politikasını tekrar gözden geçirme işaretleri olumlu işaretler.Yakın zamanda başörtüsünü, kamu personeline serbest hale getiren karar ile birlikte bu ülkede yıllardır, sırf İnancı gereği başını örttüğünden, nice ayrımcılıklara ve zulümlere maruz kalmış milyonlarca insana rahat bir nefes aldırdı.Yine son olarak Diyarbakır da gerçekleştirmiş olduğu etkinlikte o kadar çok tapu yıktı ki o gün orda yaşattığı birçok şey devrim niteliğindeydi.Kibrin, riyanın, tek tipliliğin ve küçük hesapların altüst edildiği o tarihi gün bu ülkede yaşanan devrim niteliğindeki dönüşümün sembolü olarak tarihi kayıtlarda yerini aldı.Genç yaşta, sırf kimliğinin gerekliklerini, hayatında yaşamak istediği için yurt dışına sürgün edilmiş Şiwan Perver isimli Kürt vatandaşı Başbakanın koltuğunda oturabiliyor. Onlarca yıl sonra geldiği Diyarbakır'da Tüm Türkiye'ye hitap edebiliyordu.İlk defa Başbakan Irak Kürdistan'ı ifadesini çekinmeden milyonlara karşı dile getirebiliyordu.İlk defa başbakan devlet yönetiminin, sisteminin kurbanı olmuş binlere genel aftan bahsediliyordu.O gün yaşananlar herkesin malumu çokta ayrıntıya girmeye gerek. Benim asıl vurgulamak istediğim şey, aslında o günün, bir kez daha ispatladığı gibi, bu ülkede, geçmişten günümüze, mağduriyet yaşayan kesimlere, haklarını iade edebilecek güç ve cesaret şimdilik yalnız Recep Tayyip Erdoğan'da var.Allah'ın ona bahşettiği bu güç ve cesaret aynı zamanda onun sorumluluğunu da artırmakta ve yükünü ağırlaştırmaktadır.Allah kişileri, gücü oranında sorumlu tutmaktadır. Bu yüzden ibir insan olan Recep Tayyip Erdoğan hiçbir komplekse kapılmadan ve hiçbir güç odağından korkmadan Allah'ın kullarına haklarını geri iade etmelidir.Aksi takdirde öbür dünyada ki hesabı çetin olacaktır.