Türkiye'de İstanbul, İzmir ve Ankara'dan sonra Adana'da kısa süre önce Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık'ın katılımıyla açılan Orta Akdeniz Bölge Kan Merkezi Tıbbi Mikrobiyoloji Laboratuvarı'nda 2 mikrobiyoloji uzmanı, 21 laboratuvar teknikeri 7 gün 24 saat üç vardiya halinde çalışarak, kan bekleyen hastalara şifa olacak en güvenli kanların ulaştırılması için çaba sarfediyor.

Adana'nın yanı sıra Mersin, Osmaniye, Hatay, Kayseri, Sivas, Yozgat, Nevşehir, Kırşehir, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Kilis gibi şehirlerde bağışçıların verdiği kanların örnekleri, testlerin yapılması için Orta Akdeniz Bölge Kan Merkezi Tıbbi Mikrobiyoloji Laboratuvarı'na getiriliyor.

Burada çalışanlar tarafından gerekli testlerin yapılması için son sistem teknolojik cihazlara alınan kanlarda Hepatit B, C, AIDS, Sifilis (Frengi) ile sık kan verilen hastalarda uygun transvizyonun sağlayabilme amaçlı detaylı RH'ın alt gruplarına bakıyor.

Kanların kendilerine ulaşmasının ardından titizlikle görev yapan çalışanlar, 16 saatte tamamlamaları gereken sonuçları, bu süreden daha kısa zaman diliminde sonuçlandırıyor.

Testlerin yapılmasının ardından güvenli bulunanlar, görevliler tarafından sisteme girildikten sonra bağışın yapıldığı şehirde karantinada tutulan kanlar, temiz raporu verildikten sonra karantinadan çıkabiliyor.

Yapılan testlerle güvenli olmadığı tespit edilen kanlar ise sisteme girilmesinin ardından karantinadan imhaya gidiyor.

Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Adana'da hizmete giren merkezle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orta Akdeniz Bölge Kan Merkezi Tıbbi Mikrobiyoloji Laboratuvarı'na Türkiye'nin 15 ilinde bağışçılardan alınan kan örneklerinin getirildiğini söyledi.

Kınık, 2005 yılında itibaren Kızılay kan sistemi içerisinde bir reform başlattıklarını, güvenli kan temini programının bugün dünyanın kan bankacılığı noktasında geldiği en ileri seviyeyi ifade ettiğini belirtti.

Adana'daki laboratuvarın Türkiye'deki 4 büyük laboratuvardan biri olduğunun vurgulayan Kınık, şöyle devam etti:

"Bu laboratuvar, Kayseri, Gaziantep ve Adana bölge dediğimiz toplam 15 ile hizmet veriyor. Burada bizim güvenli kan temini sistemimizin en önemli ayağı çalışıyor. Vatandaşlarımızdan, Türkiye'nin 300 noktasında kan alıyoruz. Laboratuvara gönderilecek tüpler buraya getiriyor. 15 ilden her gün buraya bir akın oluyor. Buradaki arkadaşlarımız, sistemin avantajlarıyla ve cihazlarla test yapıyorlar. Bu testler, cihazlarımız Türkiye'deki başka bir laboratuvarda yok sadece Kızılayın bu laboratuvarlarında var. Nükleer Antikor Testi dediğimiz mikroplar vücuda girdikten çok kısa bir süre sonra tespit edilebilen, yani antikor oluşması ve antikoru ölçen hastanedeki rutin sistemlerin dışında mikrop içeriye girdiği anda o mikrobun kendisini yakalayabilen çok ileri nükleer testler. Bu sistem bize çok yüksek bir güvenlik olanağı sağlıyor. Yıllık Türkiye'de yaklaşık 3 milyon ünite kan bağışı alınıyor ve bin 300 hastaneye gönderiliyor. Bu testler aracılığıyla da vatandaşlarımıza güvenli kan teslim etmiş oluyoruz. Bu güvenli kan temini programı gerçekten dünyanın kan bankacılığı noktasında geldiği en ileri seviyeyi ifade ediyor." 

Kınık, NAT sistemiyle AIDS, Hepatit, Sifiliz gibi kanla bulaşabilecek bazı hastalıkların pencere dönemi denilen daha çok erken mikrobu aldığı dönemlerdeki hastaları bile yakalayabildiği için hastalara bu anlamda çok yüksek güvenlikle sıfır hatayla bu kanları temin ettiklerini söyledi.

Kan bağışlarının arttığını, 2005 yılında 300 bin gibi bir sayı için çalıştıklarını bugün ise 3 milyon ünite kan aldıklarının altını çizen Kınık, 3 milyon ünite kanın 6-6,5 milyon insana nakledildiğini aktardı.

Kınık, yüksek bir kontrol mekanizmazıyla dünyadaki en üst kalite standartlarında çalıştıklarını ve bu anlamda Kızılay'da yaklaşık 3 bin 300 kişilik dev bir ordunun görev yaptığını söyledi. 

Kınık, vatandaşların gönül rahatlığıyla kanlarını bağışlayabileceğini ya da kan ihtiyacı olanların gönül rahatlığıyla bu kanları alabileceğini belirtti.