Göçerlerin umudu 'özgür yaylalar'

Şanlıurfa'da meraların yeterince gelişmemesi nedeniyle sıkıntı yaşayan göçerler, bir süredir güvenlik nedeniyle çıkılmasına izin verilmeyen ve bu yıl yeniden kullanıma açılan yaylalar sayesinde, yazın bereketli bir sezon geçirmeyi umut ediyor.

Hayvanlarına daha verimli otlaklar bulabilmek için mevsim şartlarına göre yer değiştirmek durumunda kalan göçer aileler, Şanlıurfa'da havaların ısınmaya başlamasıyla Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki nispeten daha serin olan yaylalara doğru yola çıkmaya başladı.

Hayatlarını kıl çadırlarda sürdüren göçerler, Şanlıurfa-Diyarbakır sınırındaki Karacadağ bölgesinin yüksek kesimlerinde bir süre konakladıktan sonra yaz aylarını genellikle Elazığ, Bingöl ve Erzurum yaylarında geçiriyor.

Yolculuk boyunca koyunları belli aralıklarla sağarak hastalanmalarını önlemeye çalışan besiciler, günler süren yolculuğun ardından Şanlıurfa'nın Siverek ilçesi sınırlarındaki Karacadağ bölgesine ulaşıyor.

Yemeklerini yolculuk sırasında eşeklerin sırtında muhafaza eden çobanlar, dinlenmek için durdukları zamanlarda çay demleyip yemek yiyor. Yayla ve meralarda hayvanların başından ayrılamayan çobanlar, cep telefonlarını ise güneş enerjisini kullanarak şarj ediyor.

Eşek sırtında taşıdıkları, küçük ebatlı güneş panelleriyle cep telefonlarını şarj eden çobanlar, hem acil durumlarda yakınlarını arayabiliyor hem de telefondan internete girip müzik dinliyor.

Arıktekin: "Başka bölgelere gitmek zorundayız"

Göçerlerden Mehmet Arıktekin, "Normalde ilk baharda burada otlar çok iyi olurdu ve hayvanlarımız gelişirdi, sütümüz artardı. Bu yıl ise maalesef yeterince yağış düşmedi ve meralar gelişmedi. Bu yüzden yaklaşık bir ay erken buradan ayrılmak durumunda kalacağız. Başka bölgelere gitmek zorundayız. Kimi Erzurum, kimi Bingöl tarafına gidecek. Bizim en önemli gelirimiz kuzu ve süt ama yağmur yağmayınca verim elde edemedik. Umudumuz yaylalar, inşallah orada beklediğimizi buluruz ve hayvanlarımız gelişir." dedi.

"Gece gündüz meralardayız"

Sürüsüyle yola koyulan çoban Mahmut Aslanalp ise ilkbaharla birlikte işlerinin yoğunlaştığını ifade ederek, günler süren yolculuğun ardından Karacadağ'a, oradan da Bingöl yaylalarına ulaşacaklarını söyledi.

İşlerinin zorluğundan bahseden Aslanalp, "Baharla birlikte gece gündüz meralardayız. Gün doğmadan hayvanları otlatmaya kaldırıyoruz, öğlen suya götürüyoruz, sonra arkadaşlarımızla toplanıp yemek yiyoruz. İkindi vakti kuzuları anneleriyle buluşturuyoruz. Akşam saat 21.00'e kadar yayıyoruz, sonra da yatıyoruz. Gece yarısı tekrar kalkıyoruz. Yaklaşık üç saat hayvanları otlatıyoruz. Sonra biraz dinlenip güneş doğmadan tekrar işe koyuluyoruz." diye konuştu. 

Karacadağ Göçerler Derneği Başkanı Hamza Ağan da ilkbahar ve yaz aylarının, hayvanların gelişmesi için en ideal dönem olduğunu ifade ederek, bu dönemde göçerlerin yaylalara özgürce gidecek olmasının sevindirici bir durum olduğunu aktardı.

Hayvancılığın zorluğundan bahseden Ağan, "Hayvancılıkta en büyük gider yemdir. Bu yıl meralar gelişemediği için besiciler nisan ayına kadar hayvanlara yem takviyesi yapmak durumunda kaldı. Şimdi de göçerler yaylalara gitmek için hazırlanıyor. İlgililerin yaylaları yeniden vatandaşın hizmetine açması son derece önemli. İnşallah besiciler bu sayede rahat bir nefes alırlar." şeklinde konuştu.